Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13.Bölüm: Hatıralar

@tubanurpeker1006

Gözlerimi açtığımda hastanedeydim, kafamdaki bir kaç sorunun cevabını merak ediyordum ama boş vermek nedense daha mantıklı gelmişti. Başımdaki acı ile ayağa kalktım ama başım dönmeye başlamıştı, sonra ise her şey yavaş yavaş aydınlandı. Kaza, söz ve hamile olan eski arkadaşım. Hemen yerime geri döndüm. İçeri Onur girdi ve beni böyle görünce koşa koşa yanıma geldi.

"Güzelim, n'oldu?" Yavaş yavaş ağrılar azalmıştı.

"Uyuz." Dedim gülerek.

"Komşu kızı." Dedi. Gözlerinin içinde kendimi görmüştüm ama aniden neden burada olduğum aklıma geldi.

"Babam o iyi mi?" Dedim. Gözlerim dolmuştu, bunu nasıl yapmıştım?

"Yoğun bakımda." Dedi. O an sanki dünya durdu, herkes sustu ve ortalığı tamamen karanlık sardı.

"Durumu nasıl?" Dedim.

"İy-" Ve sözünü kesen Berrak oldu.

"Hocam Damla hocanın babasının kalbi durdu." Berrak beni görünce panikle baktı.

"Berrak ben sana ne diyeyim he ne diyeyim?" Kolumdaki serumu bir sinirle fırlattım, evet çıkarmadım fırlattım. Babam ne kadar canımı yaksa da o benim babamdı o olmasaydı ben olamazdım. Koşarak odadan çıktım ve Onurun arkamdan bağırışlarını takmadım.

"Baba." Diyerek odaya girdiğim de babamın yüzünü kapatan beyazlar vardı. İnsan sevdiğini beyazlar ile alır ve o sevdiğini beyazlarla gönderir. Siyah nefret değildir hayattır ama kimse bunu görmek istemez.

"Agah." Annemin çığlıkları odayı doldurdu. Kendimi dünyanın en kötü insanı gibi hissetmiştim. Ben babamı öldürmüştüm, katil olduğu için kendimi de katil etmiştim.

"Damla çık odadan!" Diye bağıran Onurun sözünü dinlemek zorunda kalmıştım. O ölmüştü ve ben bunu izlemiştim. Hayat sevdiğimiz herkesi bizden almak için yemin etmiş gibiydi. Ya öldürerek, ya da yaşatarak ama uzaklaştırarak alırdı bizden. Çocukken ne çok severdik hayatı, çocukken çok mutluyduk peki ya büyüyünce, büyüyünce her şey değişmedi mi? Değişti, hayatı sevmedik yeri geldi hayata küfür bile ettik. Hayat işte küçükken seni mutlu eder büyüyünce sana acı çektirir, kısaca küçükler için mutluluk büyükler için zindandır.

Bedenim yerlerdeydi. Ben öldürmüştüm onu, oysa birilerine hayat olmak isterken kendi babamın sonu olmuştum. Annem yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı.

"Kalk yerden o seni güçsüz bir kız olarak büyütmedi. Sen güçlü bir kızdın şimdi ise güçlü bir kadın ol Damla Sayar!" İlk defa adımın yanında Sayar soyadı vardı, ilk defa Damla Bulut olmaktan nefret etmiştim. Anneme sarılarak ağlamaya başladım. "Her şey geçti kızım." Her şey geçmiş olabilirdi ama içimdeki bu acı hala benleydi. Gözlerimin yavaş yavaş kapandığını ve başımın döndüğünü hissetmeye başladım. Gözlerim kapandı ve duyduğum son şeylerdi annemin çığlıkları ve doktorların konuşması. "Damla, kızım aç gözlerini. Doktor, kızım bayıldı!" Diye bağıran annem.

"Damla!" Diye bağıran Onurun sesi de yavaş yavaş gelmişti. "Sedye getirin çabuk!" Diye bağırdı en sonunda. Gözler kapandığında neden herkes korkardı ki? Uyuduğumuz zaman kimse korkmaz ama bayıldığımızda herkes korkardı. Oysa bayılmakta ölmekte bir uykuydu sadece uyku istediğimiz zaman olur, bayılmak istemsizce, ölmek ise kontrolsüzce. Ölmekte, bayılmak ve uyumaktan farklı bir şey vardı. Uyunca ve bayılınca gözlerimizi açabilirdik, ölümce sonsuz uykuya sahip olurduk. O ara çok istedim o sonsuz uykuyu, o sonsuz uykuya çok ihtiyacım vardı. Kendimi o sonsuz uykuya bırakmak istedim ama bırakamazdım, bırakmamalıydım. Sevdiğim erkeğe o korkuyu o üzüntüyü yaşatamazdım. Onu buna bırakamazdım. Gözlerimi açmak için kendimi zorladığımda gözlerim açılmıştı bile. Sadece o uykuya o kadar alışmışım ki kendimi o uyku da sanıyordum. Garip değil mi? Yıllardır gözlerimiz açık ama bir süre baygın kalınca gözlerimizin kapalı olmasına alışıyoruz ama yıllardır gözlerimiz açık ve buna alışamıyoruz.

Gözlerimi açtığım da bilincimin kapandığını anlamıştım. Sadece bayılmıştım oysa. Sonra o ses, aşık olduğum o sesi duydum.

"İyi misin komşu kızı?" Gözlerinin en derinine baktım. Kendimi gördüm onun gözlerinde. Aşk dolu bakışlarının içinde korku ve endişe vardı.

"İyiyim yakışıklım." Dedim gözlerinin en derinine bakarak.

"Emin olamıyorum. Yüzün hala bembeyaz ve seni böyle görmek benim canımı yakıyor güzelim." Biri buna bayıldığımı ve yeni uyandığımı söylemesi lazımdı.

"Hayatımın aşkı daha yeni gözlerimi açtım bırakta yüzüm bembeyaz olsun." Dedim gülerek.

(1 gün sonra)
Olaylar üstün derece karışmıştı ama neyse ki daha kötü olmamıştı. Hayat mucizeler ile doluydu. Her yeni şeyin bir nedeni vardır. Mucizlerin bile nedeni vardır.

Gözlerimi açtığımda evimdeydim. Onurun kollarının arasında. Ona olan aşkım gün geçtikçe artıyordu.

"Günaydın komşu kızı." Dedi gülümseyerek.

"Günaydın uyuz." Dedim gülümseyerek.

"Kahvaltı hazır sadece seni bekliyor. Dünya'nın en mükemmel kadınını bekliyor yani." Dedi göz kırparak.

"Aşkım." Dedim. Baygınlığım'ın üstünden 1 gün geçmesine rağmen hala başım ağrıyordu.

"Bir şey mi oldu?" Dedi endişeli gözlerle.

"Olmadı. Aslında oldu ama bunu desem mi bilmiyorum." Dedim dürüstçe.

"Dinliyorum Damla." Bana genelde pek 'Damla' demezdi ama onun dudaklarında ismimi duymak beni heyecandan öldürüyordu.

"Bayıldıktan sonra başım çok ağrıyor." Dedim. Dünya'nın en şanslı kadını olmam lazım. Yanımda beyin cerrahı duruyordu ve benim başım ağrıyordu.

"İstersen sana rapor yazim bugün iş'e gelme." Dedi. Bunu kabul etmeyecektim tabi ki.

"Gerek yok. Belki yemek yersem biraz iyi olurum." Dedim ve yataktan kalktım. Hemen karşımda duran merdivenden aşağı indim. Kahvaltımı yapmam 15 dakikamı almıştı. Kahvaltıdan sonra odaya çıkıp siyah dar bir elbise ve siyah topuklu ayakkabı giydim. Siyah çanta ve siyah bir kaban aldım. Tırnaklarıma siyah oje sürdüm ve kurumasını bekledim. Kuruduktan sonra biraz anlık ile yüzümü renklendirdim, aylaynır çektim ve rimel sürdüm. Dudaklarımı hafif vişne çürüğü bir ruj ile renklendirdikten sonra hazırdım. Kabanımın cebine telefonumu koydum ve aşağı indim. Saçıma gram bakmamıştım çünkü umurumda değildi. Hemen aşağı indiğimde yemek yemek için oturdum. Ani bir mide bulantısı ile koşarak lavaboya gittim. Kusuyordum ve kapının önünde bağıran bir adet Onur vardı. Korkuyordum, midem hala bulanıyor ve kusmaya devam ediyordum.

Zar zor lavabodan çıkınca meraklı gözlerle bana bakan Onurla göz göze geldim.

"İyi misin?" Dedi panik içinde. Hala midem bulanıyordu ama bunu Onur'a söyleseydim panik yapıp beni hastanede rahat bırakmayacaktı.

"İyiyim sevgilim." Dedim ve evden dışarı çıkmaya başladım.

"Komşu kızı sen böyle olmazdın emin misin iyi olduğuna?" İnanmazdı. Beni tanıyordu.

"İyiyim hayatım merak etme." Dedim ve yürümeye devam ettim. Arabama bindiğimi görünce şok içinde bana baktı. Onla gidemedim onla beraber gitseydim panik yapması artacak ve her saniye nasıl olduğumu soracaktı.

Hastaneye girer girmez Berrak bana baktı.

"Sizin yüzünüz biraz solgun, hasta mı oldunuz hocam? "Dedi.

"Evet Berrakcığım biraz hastayım. Betül'ü gördün mü?" Diye sordum.

"Odasındaydı en son." Dedi.

"Sen benim odama git Berrak. Gelirim ben." İyi değildim başım dönüyordu ve midem çok fazla bulanıyordu.

(2 gün sonra)
Elimde bir test yatağımda oturmuş ve yanımda uyuyan bir Onur. O bekleme öldürdü beni ama gördüğüm iki çizgi ile gözlerim parladı. Bu neydi ben anne mi oluyordum?

Akşam için Betül ve Berrağı çağırmıştım bide erkek arkadaşları vardı. Bu gece o geceydi. Tüm yemekler hazırdı ama ben değildim. Midem bulanıyordu.

Yemek yedikten sonra hep birlikte tabu oynadık. "Aşkım ben neyim?" Diye sordum.

"İnsansın aşkım." İnanılmaz bir cevaptı.

"Hayır ben ney-" Derken Berrağın süre bitti diyen sesini duydum.

"Neydi o?"

"Hamile." Dedim. Onurun gözleri parladı.

"Sen hamile misin?" Diye sordu.

"Evet." Dedim ve kendimi Onurun kollarında buldum.

"Lan baba oluyorum."

Bir insanın nefes alması başka insanları mutlu edebiliyordu. Belki de mucizenin var olduğunu küçük bir beden belli edebiyordu.

---
Gel de ağlam benim kızımın çocuğu oluyormuş.

Bir süre yoktum ve bir süpriz ile geldim. Bir kaç aydır yoktum çünkü hem ilham yoktu hem de yeni kurgular oluşturup Son Masal ve Karanlığın nasıl bir kitap olacağını kurguluyordum aynı zaman da okul ve özel hayatım. Evet bir sevgilim var ve biraz da bu yüzden kendimi kitap yazmadan uzaklaştırdım ilham gelmiyordu ama artık geri döndüm.

~Tubanur Daş

Loading...
0%