Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14.Bölüm: Yeni Hayat

@tubanurpeker1006

Bir yağmurun altında sırılsıklam olmakta aşktı, bir yağmuru izlemekte aşktı ama biri sadece izlemek ister, diğeri sadece yaşamak ister.

Anne olmak bana o kadar güzel hissettirdi ki. Belki de kaybettiğim o küçük bebek kardeşini benim için üzülme dermişçesine bana vermek istemişti.

"Bak istersen bugün hastaneye gelme yat dinlen." Dedi gözleri dolmuştu Onur'un.

"Bana onu unutturmak istiyorsun ama hamile olduğumu öğrendiğimden beri aynı şeyi düşündüm sonuç olarak da yeni hayatımıza tutunmak istediğimi anladım. Belki bebeğimize her baktığım da onun acısını hissedicem ama bu konuda bir suçun yok ben sana güvenmedim ve savaşmadım. Sevgilim güven olmadan aşk olmaz ve sana güvenim her geçen gün artıyor." Karnımı okşamaya başladım. Onur elimi tuttu ve eğilip meleğimizi öptü.

"Size söz veriyorum bir saniye bile elinizi bırakmicam." Dedi Onur. Yerden kalktı ve elini yeniden karnıma koydu ve okşamaya başlarken kısa bir öpücük kondurdu dudaklarıma.

"Biliyorum sevgilim bizi bırakmazsın." Gülerek baktı gözlerimin içine. Elini uzattı, elini tuttum. Birbirimizi o kadar sıkı tutuyorduk ki hiç bir şey bizi ayıramaz. Her şeyi bölen bıçak bize gücünü kullanamazdı.

Hamilelik beni o kadar yoruyordu ki uyuyakalmışım arabada.

"Şefim iyi ki geldiniz çok önemli bir vaka var lütfen bakın." Bunu yapabileceğimden şüpheliydim.

"Başka kalp ve damar cerrahı yok mu?" Diye sordum bir anda.

"Maalesef şefim." Koşar adımlarla elimi karnıma koyarak odama gittim. Doktor önlüğümü giydim ve hemen acile gittim.

"Çok kan kaybetmiş hemen ameliyathane'yi hazırlatın ve kan grubu ne?"

"AB RH negatif." Dedi Berrak.

"Hemen AB RH negatif kan bulun hemen!" Berrak hazırlan ameliyat'a giriceksin." Berrak odadan çıktığı an hemen ameliyathaneye koştuk aniden başım döndü ve elimi karnıma koydum. Neydi şimdi bu? Karnıma giren ağrı ile yere oturdum. Hareket edemeyecek kadar kötüydüm. "Anneciğim lütfen yapma küçüğüm şimdi olmaz." Diye fısıldadım karnıma. Bir kaç dakika sonra kendime gelebilmiştim. Hızlıca içeri girdim ve hazırlandım. Narkoz veriyorlardı içeri girdiğimde.

"Hazırlıklı olun en ufak hareketiniz ile hasta ölebilir." Dedim ve hemen kalbine girip sırtından çıkan demiri tuttum. "Sabit tutun ve hazırlıklı olun. Bistirü lütfen." Diye bağırdım ve elimi uzattım. Herkes hazır bekliyordu bistirü ile deliğin alanını genişlettim. Demiri tuttuğum gibi geri çektim. Herkes panik içinde kanın durmasını sağlamaya çalışıyordu. Herkesi geriçektim ve kanı yavaşlaştmak için kalbin üstünü bağladım ve kanın yavaşlamasını izledim. İçeri kan girer girmez kanı taktılar. Dikiş atmaya başladım ve nabızın geri dönüşünü bekledim. Nabız geri döndüğünde bağladığım yeri geri çözdüm. "Normal odaya alın ve en titiz haliniz ile bu hastaya dikkat edin." Dedim ve ameliyathaneden çıktım doktor önlüğümü geri giydim ve odama doğru ilerlerken ellerim titredi. Betül beni görü görmez hemen tuttu ve odama götürdü.

"Yapma düşük riskin var işte bunu bile bile ameliyat'a giriyorsun çok kötü durumdasın Damla. Biliyorum kendini düşünmüyorsun o zaman o küçük bebeği düşün onun dayandığı tek sen varsın. Onur bu bebeği de kaybederse yıkılır. Bebeğini ve sevdiğin erkeği düşün." Dedi ve elimden tutup odasına götürdü. Yatağa yatırdı karnımı açtı ve o soğukluğu bir daha karnımda hissettim. "Neyse ki annesi gibi inatçı bir bebek var burada çok sağlam ama çok yaramaz yine de dikkat etmen lazım bir süre emin ol yedinci ayında artık geliştiği için kendini orada tutmayı öğrenecek."

"Teşekkür ederim Betül." Dedim.

"Lütfen dikkat et Damla bu durum çok ciddi bir durum. Hamilelikte çoğunlukla olan şeylerden bir tanesi bunu arkadaşın olarak değil doktorun olarak söylüyorum canım." Güldüm ve Betülün verdiği peçete ile karnımı sildim.

"İyi ki varsın Betül." Diyerek Betül'e sarıldım.

"Sende iyi ki varsın canım." Dedi ve ben yataktan kalkıp odadan çıktım.

"Damla bir şey mi oldu?" Diye aceleyle yanıma geldi Onur.

"Önemli bir şey değil uyuz klasik kontroller." Dedim ve odama gittim. Onur'un kafasında soru işaretleri olduğuna adım gibi eminim.

Elimi karnıma koydum ve konuşmaya başladım. Yaşamak istiyorsun dimi? Neden bu hayata gelmek istiyorsun ki? O kadar acımasız insanlar varken seni kırma ihtimalleri varken sen niye bu dünyaya gelmek için savaşıyorsun? Ya geldiğin de korkup seni koruyamazsam? Napıcam ben, bana yardım et lütfen miniğim. Karnıma bir ağrı girdi ama hafif bir ağrıydı gelmek istediğini söylüyordu sanki. Ardından ağır bir ağrı girdi ben bağırdığımda sanki bana kendine güven diyordu. Kapı bir anda açıldı ve içeri koşarak giren Onur'u gördüm. Korku doluydu.

"Niye yapıyorsun bunu kendine niye?" Gözlerim doldu. Ve gözlerim Onur'un gözleri ile buluştu.

"Bunla böyle yapamayız Onur bir oda ayarlayalım orada kalsın hem hastaneden çıkmış olmaz, her saniye hastaneyi görmekten sıkılır belki hem de gözümüzün önünde olur." Onur gülerek beni boş bir odaya getirdi.

"Berrak Betül'ün dediklerini yap sakın Damla hocanı dinleme şu an seni hastaneden kovarım diye de tehdit edebilir ama izin vermem emin ol." Dedi Onur ve beni öpüp gitti.

"Berrakcığım Damla hocana bir ağrı kesici takalım ağrısı azalsın şu an bebek onu çok zorluyor." Dedi Betül.

"Ben iyiyim beni niye attınız ki buraya." Dedim sinirle.

"Damla düşük riskin var kendini düşünmüyorsun tamam ama bu küçük bebeğin ne günahı var onun da bu dünya da olma hakkı var ve sen onun annesisin olgun davran bebeğini düşün." Elimi karnıma koydum ve ondan özür diledim ıçimden.

"Biraz yalnız kalmak istiyorum." Diye bildim sadece.

"Tamam güzelim sen yalnız kal biraz düşün doğru yol kalbinde bunu unutma." Dedi Betül ve odadan çıktı Berrakla birlikte. Ne olursa olsun ben anneyim ve düşünmem gereken bir bebek var. Karnıma giren bir sancı ile bağırdım. Çığlıklarım devam ederken içeri Onur girdi.

"Neyin var?" Dedi korku içinde. "Betül neyi var?" Betül bana baktı ve acı içinde gözlerini Onur'a çevirdi.

"Damla'nın düşük riski var Onur." Bana öfke dolu gözlerle baktı.

"Bunu biliyordun ve bana hiç bir şey demedin dimi Damla?" Onur'un öfke dolu bakışları gözlerimi buldu.

(Onur'un Anlatımı)

Bir bebeğin ağlama sesi ile uyandı İstanbul. Sonra o ağlama sesi azaldı, bebeğin kalbi durdu. Bebek nefes alamadı, annesi başladı ağlamaya. İstanbul ağlamaya başladı bebeğin yerine. Ağlayarak geldiği dünya onu bir kaç saatte yok etmişti peşinden ise ağlayan insanlar bıraktı, peşinden ise ağlayan bir İstanbul bıraktı. İstanbul bir masum bebeğin göz yaşlarını aldı. İstanbul o masum bebek yerine ağlamaya başladı. Göz yaşının şiddeti arttı. Şimşekler çaktı gökyüzü aydınlandı, karardı ve gökyüzü bağırdı. İstanbul daha çok ağladı. Bir ailenin çığlıklarını daha çok duydu. Hayatın berbatlığı ile İstanbul daha fazla karşılaştı. Gözlerini hiç açmamış bebek doğduktan ağladıktan 1 saat sonra melek olup gitmişti. Doğdu ağladı ve öldü. Hiç günah'ı olmadan bu dünyadan göç etti.

- - -
Sakiniz, sakiniz ağlamıyoruz. Sadece kitap ya ağlamamıza gerek yok ama can acıtıcı oluyor gerçekten var olduğunu düşündükçe bir anne babanın çağlıkları göz yaşları...

~Tubanur Peker

Loading...
0%