Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16.Bölüm: Teklif

@tubanurpeker1006

Bir bedenin ölümü müydü her şeyi bitiren yoksa ruhun ölümü mü?

Kendime geldiğimde kurşunun birinin Onur'a diğerinin o adama geldiğini gördüm. Hemen koşup Onurun yanına gittim. Deli gibi korkuyordum ve karnımda çok büyük bir acı vardı aldırmadım, aldıramadım. Tek hedefim sedece Onur olmuştu. Koluna gelmiş kurşun ama Onur'un acı çektiği belliydi.

"Sedye getirin, çabuk!" Diye bağırdım. "Sevgilim senin benden, bizden gitmene asla izin vermem!"

"Hocam." Diye içeri giren Berrak korkuyla bana baktı.

"Damla!" Betül koşarak içeri girdi. "Gel buraya." Betül beni çekip almaya çalışırken ben daha çok Onur'a sarıldım.

"Onu böyle bırakamam." Diye ağlamaya başladım.

"Berrak, Onurun yanında olucak sen hamile halinle bu kadar stresi kaldıramazsın." Diye uyarıda bulundu Betül.

"Betül benim Onur'dan uzak durmam beni daha çok strese sokacak hatta bizi hem onu hem beni." Dedim içimde ki acıyı dindirmeye çalışırken. Tam Betül konuşacaktı ki sedye geldi Onuru aldı ve ameliyathaneye götürdü.

"Giricek misin?" Diye sordu Berrak.

"Ona bu stresi yaşatamam onu o ortama sokamam. Sana güveniyorum Berrak sevdiğim erkek sana emanet." Diyebildim elim karnımdayken.

"En doğrusu bu, ona bu stresi yaşatmaman." Dedi ve içeri girdi Berrak. Hemen izleme odasına gittim. Berrak bana bakarak göz kırptı, elimi karnıma koydum onu korumak için.

"Bak bebeğim senin de sonun kardeşin gibi olmayacak sana söz veriyorum. Senin için ölümü göze alırım miniğim. Baban şu an yanımızda değil ama çok yakında yanımızda olacak merak etme miniğim." Ne yapacağımı, nasıl bir yola gideceğimi bilemedim, onun için yaşayacaktım her ne olursa olsun o küçük can için yaşayacaktım, ölmem gerekirse ölürüm, yaşamam gerekirse yaşarım. Dünya'nın kuralı buydu.

Aylardan Ocaktı, dışarıda deli gibi fırtına ve kar vardı, benim içimde kopan fırtına dışarıya da yansımıştı. Ameliyat bitmişti yoğun bakıma almışlardı Onur'u. Bende dışarı doğru adım attım karı elime aldım diğer elimi de karnıma koyup onunla konuştum.

"Bak bebeğim bu kar bembeyaz senin gibi ışıl ışıl bir kar. İnsanlar karlı havaları pek sevmez dışarı adım atamazlar eve mahkum olurlar, bazıları ise kar'a aşıktır o soğukta dışarı çıkarlar ve karın keyfini çıkartırlar. Benim en sevdiğim şeylerden biri karın üstünde yatmak, dilerim ki sende bunları çok seversin. Küçükken karın kırmızı olmasını isterdim hatta bir ara karı eve götürüp boyamaya çalıştım ama erimişti. Kar sıcağı sevmez sıcakta yaşayamaz." Benim babansız yaşayamadığım gibi bir tanem.

"Damla." Betülün sesini duyar duymaz arkamı döndüm.

"Betül?" Sesim soru sorar gibi çıkmıştı.

"Merak etme Onur iyi ama seni merak ettim ve onu." Dedi karnımı göstererek.

"İyi olmaya çalışıyoruz, kar'ı tanıttım ona o benim küçük kar tanem şimdiden her şeyi öğrenicek." Dedim elim karnımda.

"Gel buraya." Diyerek bana sarıldı Betül.

(2 Hafta Sonra)
"Dikkat et diyorum sana aşkım." Onur bana öfkeyle baktı.

"Ben çocuk muyum Damla? Yeter artık bebeğim onu yapma bunu yapma bıktım ya! Hamilesin düşük riskin var ve durmadan ayaktasın şu çocuk içinde neler çekiyor düşün artık." Onura dolu gözlerle baktım. Hormonsal olarak her şeye ağlıyordum. "Tamam bak bana özür dilerim ama ikinize de bir şey olacak diye çok korkuyorum beni de anla lütfen. İlk çocuğumuz öldü buna da bir şey olursa yaşayamam ben Damla ve bebeğimizin yaşaması senin elinde." Dedi ve bana sarıldı. Onur yatakta yatıyordu bende yatağın kenarına oturmuştum.

"Dikişlerin var hareket etmemen lazım daha yeni çıktın hastaneden. Evet 7 haftalık bir bebeğimiz var bana bağlı onun iyi olup olmaması ama merak etme o bizi bırakmayacak sana söz veriyorum." Onur dolu gözlerle bana baktı sol kolu sargıyla sarılmıştı gözüm koluna takıldı o ise bunu görür görmez elini karnıma koydu. Daha fazla bu manzaraya dayanamadım ve odadan çıkıp mutfağa indim. Ocakta kaynayan çorbanın altını kapattım ve kaseye biraz çorba koyup tepsiye koydum, bol limon sıkıp kaşık koydum tepsiye ve yukarı çıktım. Odaya girdiğimde Onur uykuya dalmak üzereydi. "İnatçı bebek kalk çorbanı iç öyle uyu hadi." Dedim ve Onurun uyanıp kalkmasını bekledim. Onur uyandı ve zar zor yemek yedirdim.

"Damla yemicem!" Diye sızlandı.

"Aç ağzını uçak geliyor hadi." Dedim gülerek.

"Damla zorla yemek yediriyorsun bana ya." Diye sitem etti.

(2 gün sonra)
Uyandığımda Onur'u yanımda görememiştim ve deliye dönmüştüm. Telefonu buradaydı ve evin hiç bir yerinde yoktu. Arka bahçeye gidip baktım orada da yoktu, nereye gitmişti şimdi bu? Tam içeri girecekken bir balon gördüm. İlerledim ve balona baktım. Not vardı sadece. 'Köprü :)' yazıyordu sadece. Köprüye doğru ilerlemeye başladım. Köprüde göl'ü izleyen Onur'u gördüm. Onur kafasını çevirdi ve beni gördü köprüden indi ve beni bekledi. Ona doğru gittim ve elini bana uzattı. Elini tutum, beraber köprüye çıktık.

"Salona git üstünü değiştir ve gel." Dedi. Hemen dediğini yaptım. Kırmızı mini bir elbise ile karşılaştım siyah topuklu ayakkabı vardı bide hemen giydim elbiseyi ve bedenime tam oturmasına şaşırdım. Sanki özel dikim gibiydi ama maalesef 1 ay sonra içine giremeyecektim. Ayakkabıları da giyince dışarı çıktım. Meraktan deliriyordum. Onur yine elini verdi ve elini tuttum. Video ve fotoğraf çekiyorlardı, ben hâlâ ne olduğunu anlamış değildim. Onur beni köprünün tam ortasına çekti ve konuşmaya başladı.

"Senle o kadar zorlu yolları aştık yeri geldi ağladık yeri geldi güldük. İlk çocuğumuzu kaybettik ama yıkılmadık sen hep benim elimi tuttun, hep yanımda oldun. Seni ne kadar ağlatsam da sen bunları bir hiç olarak görüp yine bana geldin. Sevgilim, sevdiğim, kadınım, çocuğumun annesi seni bu dünyada bütün evrende çok seviyorum. Bugünüme kadar yanımda olduğun için, içinde benden bir parça taşıdığın için çok teşekkür ederim. Sen bu dünyada bütün evrenlerde gördüğüm en güzel kadınsın. Bebeğimiz ve ben çok şanslıyız ve bebeğimiz için sana bir soru soracağım." Önümde diz çöktü ve siyah bir kutuyu açtı tek taş bir yüzük vardı içinde. "Bu evrende diğer evrenlerde çocuklarımın annesi ve benim karım olur musun dünyanın en mükemmel kadını?" Gözlerim dolu bir şekilde onun gözlerine baktım. Bebeğimiz sayesinde aşırı duygusallaşmıştım.

"Bu evrende bütün evrenlerde çocuklarının annesi ve senin karın olurum. Seni her saniye daha çok seviyorum sana her geçen saniye daha çok aşık oluyorum iyi ki sen sevdiğim, iyi ki sen sevgilim. Bebeğimiz dünyanın en şanslı bebeği olucak." Dedim ve sustum. Onur dudaklarımı öptü konfeti patladı ve yüzük ait olduğu yere parmağıma yerleşti. Betül, Berrak, Ali ve Şahin de oradaydı. Ah tabi Ali ve Şahin'i tanımıyorsunuz. Ali Betülün sevgilisi Şahin Berrak'ın sevgilisi.

"Şahit benim." Diye söze girdi Berrak.

"Gelinin şahidi benim sevgilimse ben de damadın şahidiyim." Dedi Şahin.

"Hayır ben şahit olucam Damlam beni ister." Dedi Betül.

"Kusura bakmayın gençler biz şahitiz." Dedi Ali.

"Sizin şahitliğiniz tutmaz iki güne ayrılır bunlar." Dedi Şahin.

"Sus lan ağzından yel alsın." Dedi Betül. Elimi karnıma koydum ve içimden onunla konuştum. 'Bak bebeğim bunlar Teyzelerin ve amcaların hem bizim kardeşlerimiz hemde en yakın dostlarımız sen bunlarla büyüyeceksin evet bazı şeyler için geç kaldık ama seni mükemmel bir dünya bekliyor. Acısıyla tatlısıyla kahkahasıyla göz yaşıyla en güzeli de biz seni bekliyoruz bebeğim.' Dedim.

Hayatın bir sebebi vardı bazı şeyleri bize ders için yaşatırdı bizim hayata küfür etmeye değil teşekkür etmeye ihtiyacımız var. İstediğimiz her şey istediğimiz zaman olsaydı savaşmayı güçlü kalmayı bilemezdik...

- - -
Hillo ben yeniden geldim çok özlemişim bu enerjileri bu aşkı bu tutkuyu bu bölümde bana küfürler ve 'oha bu geçiş ne' diyeceksiniz gibi geliyor ve bir ara Damla ve Onura acı çektirmekten vazgeçtiğimi söylemiştim ama bakalım bakalım ben kimim aksiyon ve bunları defalarca öldürmeye çalışan biriymişim. Sizi çok bekletmeden bölümle buluşturucam ben bu bölümü yayınladığımda diğer bölümün yarısına gelmiş olurum diye umuyorum.

Hepiniz iyi ki varsınız, bu satırlarda kendisini bulan herkes umarım bir gün mutluluğu da bulur ve unutmayın, 'bugün senin mucizen hayat sana yol gösterecek.'

~Tubanur PEKER

Loading...
0%