@tubanurpeker1006
|
Gözlerimi açtığımda buradaydı yanımda o kadar çok seviyordum ki bu adamı, kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Onun yanından kalkmak kadar zor bir şey olamazdı her sabah. Zar zor kalktım sevdiğim adamın kollarından, parmağımda ki iki yüzüğe baktım ne de güzel duruyorlardı. Yatakta oturur pozisyona geçip elimi karnıma koydum 'günaydın bebeğim.' Dedim ona. Sonra kalkıp babaya kahvaltı hazırlamaya gittik. "Sende mi acıktın bebeğim?" Dedim karnımdan çıkan sesler sonrası. "Anlaşılan babasının ikizini doğurucam." Dedim gülerek. Telefonumdan bir şarkı açtım. Ah bu bizim Onurla şarkımız. Koydum sevinçlerimi önüme baktım hepsi sensin. Diyerek girdi şarkıya Yalın. Yazdığım şiirlerin her hecesi. Diyerek devam etti. Bazen bazı şarkıları dinlemek yerine hissederiz bazı şarkılarda bazı kitaplarda bazı şiirler de kendimizi buluruz okuruz dinleriz anlarız ama en kötüsü onların bizi ağlatmadır. Ağladığımız her zaman daha büyük bir parça kopar içimizde, belki de en büyük acı ağladıktan sonra gelen baş ağrısı ve uykudur. "Günaydın sevgilim." Diyerek boynumu öptü Onur. "Günaydın sevgilim." Diyerek karşılık verdim Onur'a. "Sende günaydın minik civciv." Dedi elimi karnıma koyarak. "O da sana günaydın diyor babası." Gülerek verdiğim cevaba Onur da güldü. Sonra geldi arkamdan sarıldı, ellerini karnımda birleştirdi sonra beni bırakıp telefonunu tezgaha koyup kamerayı açtı sayacı ayarlayıp arkama geçti başını boynuma koydu bende gözlerimi kapatıp gülümseyerek ellerimi karnıma koydum. Bir süre öyle sarıldıktan sonra Onur'un telefonu alıp instagram'a girdiğini gördüm 1 dakika sonra telefonuma bildirim geldi. onursayar bir gönderide sizden bahsetti bildirimini görünce hemen baktım. Şarkı sözü yazıyordu bizim şarkımızın sözü Şimdi senden vaz mı geçmeli? Masal olup yola devam mı etmeli? Ben kalpten sorumlu aşka sorunluydum anladım her şey sensin. Yazıyordu. "Çokça kalp karım." Dedi elleriyle kalp yaparak. Gülerek hazırladığım kahvaltılıkları masaya koydum. "Birazdan kuaföre gidicez biz bebeğim bide bu gelinlik zart zurtları son güne bıraktık bu akşam giyeceğim elbise hazır bile değil gidip ona bakacağız ondan sonra kuaföre gideceğiz." Dedim masaya otururken. "Yani işiniz çok fazla." Dedi mızmız küçük çocuk gibi. "Maalesef." Dedim üzülerek. Kahvaltımızı yapıp etrafı topladıktan sonra hazırlanmaya çıktım. Siyah renk giyinmiştim ve gri bir topuklu giymiştim. Hamilelikte yapmamam gereken şeyleri yapıyor olduğum için herkesin bana kızmasına artık alışıyor gibiydim. Nişan için kına ve veda gecesi için bide düğün için bütün gelinlikleri geçmiştik herkes de kendine birer elbise almıştı saat çoktan 15.00 olmuştu ve bizim makyajımız saçımız vardı 19.00'da ise nişan başlıyordu. "Ay saç modelin hazır dimi?" Dedi Berrak. "Evet hazır." dedim mutlulukla. Saç ve makyajımız bittiğinde saat 17.35 olmuştu. Çıkmak için 25 dakikamız kalmıştı ve hiç kimse daha kıyafetlerini giymemişti. Hemen hazırlanıp kuaförden çıktık. Biz çıkar çıkmaz Onurlar gelmişti bile. Onur elini uzattı elini tuttum o sırada Berrak ve Betül videomuzu çekiyordu. Merdivenlerden yavaş yavaş indik ve kapımı açıp beni oturtturdu sonra şöför koltuğuna geçti ve arabayı sürmeye başladı. Bende o sırada radyodan bir şarkı açıp telefonun kamerası ile video çekmeye başladım. Eğlenerek salona doğru gidiyorduk. Korna sesiyle yerimden hafif sıçrama yaşadım ve camı açtım. "Şahin rahat dursana çocuk düşecek." Dedim gülerek. "Şahin karımı da çocuğumu da rahatsız etme!" Dedi ciddi sesle Onur. "Lan bu baba olunca değişti anasını satayım." Dedi gülerek. O sırada Berrağın beni aradığını gördüm. Telefonu açtım. "Beyler ne kavga ediyorsunuz." Dedi Ali. "Abi karımın karnında bir çocuk var ya hani benim hatun korkunca o da korkuyor hissediyor ya hani, kız yanımda sıçradı yerinden ya bir şey olsaydı çocuğa!" O sırada Berrak, Betül ve benim kahkaha sesimi sardı tüm arabayı. "Onurcuğum yanında ki kız bir kere hamile kalmış ve düşürmüş kişi yani bu konulara alışık. Bak evet dikkatli değil ama o çocuk doğmak istiyor baksana anasına rağmen hâlâ nasıl ayakta." Dedi Betül. "İçimi rahatlattın Betül." Diyerek derin bir nefes verdi Onur. "Bir saattir nefesini tutuyordu galiba." Dedim gülerek. En sonunda salona varmıştık. Hemen gelin odasına geçtik ve beklemeye başladım. "19.00'a kadar burada olmak kadar sıkıcı bir şey yok." Dedim sitem edercesine. "Mızmızlanma." Dedi Onur. "Offfff." Diye cama doğru ilerledim. Neyse ki zaman hızlı geçmişti ve herkes gelmişti. Ben salona çıkış yapmıştım ve yüzükler takılmıştı. "Oğlum biliyorsun seni bu durumlara getirmek için elimden gelen her şeyi yaptım ve yapmaya da devam edeceğim bana dünyalar güzeli bir gelin ve ondan bir torun getiriyorsun senden daha ne isteyim ki." Dedi Onurun babası. Sonra bana döndü. "Güzel kızım sen benim bu oğlanı adam ettin sana yaşatmadığı şey kalmadı ama sen bunların hepsine katlandın, benim her şeyden ve herkesten çok sana teşekkür etmem gerekiyor güzel kızım beni de bir baban yerine koy bundan sonra biz bir aile olduk artık. Belki babanın yerini tutamam ama bende senin bir baban olmayı isterim." Dedi ve kurdeleyi kesti. "Baba teşekkür ederim babamın yerini kimse tutamaz evet ama onu sevdiğim gibi seviyorum seni de size layık olabildiysem ne mutlu bana." Dedim gülerek. Sonra gülerek bir birimize sarıldık. Masmavi elbisemin okyanus güzelliği yüzüme vurmuştu o an. Sonra bizim şarkımız başladı ve Onurla dans etmeye başladık. Evet dedim içimden burası tam burası benim evim burada hayat buldum ben, burada yaşaya söz verdim. Onun kolları beni saran ev, onun kokusu benim evimin kokusu. Benim varlığım o, artık o ev 3 kişilik olacaktı her ne kadar üzülsekte bir kişiyi kaybetsekte o ev bizim evimizdi. "Ne kadar kötü şeyler yaşadık, ne kadar kötü sonlar yaptık. Ağladık güldük ama ayrılmadık, bitti sandık ama bitmedi. Damla, sen benim bu hayatta ki en büyük hediyemsin. O köprü benim hayatımı nasıl değiştirdi bilmiyorum ama iyi ki değiştirdi." Dedi sonra devam etti. "Seni sevmek, bu dünyada kimsenin bilmediği görmediği bir şiiri okumak gibi o kadar eşsiz o kadar güzelsin ki seni anlatmaya kelime bulamıyorum. Sana yemin ederim ki ömrümün sonuna kadar seni, sizi seveceğim." Dedi gözlerim dolmaya başlamıştı. "Makyajın akacak ağlama." Dedi ve daha çok sarıldı bana. "Çok şey atlattık ama ayağa kalktık ne olursa olsun bu bebek bizi kurtaracak biri hayata yeniden bağlayacak içimde öyle bir his var." Dedim ve devam ettim. "Bende, bizde seni çok seviyoruz bunu sakın unutma olur mu sevgilim?" Dedim gülerek. "Asla unutmam, unutamam." Elleri belimi daha sıkı kavradı ellerin omuzlarını daha sıkı kavradı. Aşk buydu sıkı sıkı tutmak elinden kayıp gitmesin diye sıkı sıkı tutmaktı. Seven zaten gitmezdi, gidemezdi. Gittiğini görsek bile kalbi hep bizimledir. Okyanusun güzelliği her tarafa yayılmıştı ama okyanus kendi benliğini göremiyordu. - - - Bu hızla bugün sezon finali yaparım ben bu enerji nereden geldi bilmiyorum ama ilk başta 20.00'da yayınlama kararı aldım baktım neredeyse bölüm bitti neden 19.30 da yayınlamıyorum ki dedim ve saati bir tık ileri aldım umarım seversiniz ben şimdi diğer bölüme uçuyorum görüşürüz Tubanur PEKER |
0% |