Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm: Komşu Kızının Uyuzu

@tubanurpeker1006

Uzun bir yıllar, uzun bir aylar. Peki bu yıllar, aylar her şeye engel mi? Değil hemde hiç bir şeye engel değil çünkü sizin dokunduğunuz her yer güzelleşiyor her yaralar kapanıyor.

 

Biri Onur'u soruyordu. Onur hemen arkasına baktı gözlerinde korku görmüştüm o an, hemen ardından elimi tutu ve beni çekiştirdi.

 

"Ameliyata geç kalmıyormuyuz komşu kızı." İşte beni kalbimden vurmuştu.

 

"Neredeyse baya bir geç kaldık." Dedim ve hemen asansöre bindim hemen sonra Onur girdi hemen - ikiye bastım. İner inmez bir kuyruk gördüm neredeyse tüm hastanedeki doktorlar asistanlar hemşireler cerrahlar buradaydı.

 

"Geçe bilirmeyim?" Yol açıldığında hemen içeri girdim Onur hemen arkandan girdi. Hemen bonemi taktım ellerimi yıkamaya başladım. Hemen içeri girdim eldivenlerim giydirildi önlüğüm takıldı ve hemen maskemi taktılar. Hemen arkama baktığımda yeşil önlükle bile yakışıklı olan Onura baktım.

 

"Başlıyoruz." Dedim yapmam gereken şey ise organları çıkarmaktı ve hemen düz çevirip geri takmaktı.

 

"Kalbi çıkarıyoruz o yüzden hemen su ayarlayın." Dedim.

 

"Biri hemen bistüri versin." Dedim sonra devam ettim. "Pamuk ayarların kalbi çıkardığım an çok kan akacak ve hemen 0 RH negatif kan ayarlansın." Dedim ve hemen bağırdım. "Hemen kaplumbağa olmayın hadi." Sesim istediğimden daha fazla çıkmıştı.

 

"Damla bu sinirinin kimseye bir faydası yok sakin ol." Dedi Onur.

 

"Onur işime karışma." Dedim, biliyorum ameliyatta çok sinirli biri oluyorum ama napalım beni böyle kabul edecek herkes.

 

"0RH negatif kan hazır hocam." Dedi Berrak. Berrak ise benim asistanım diğer asistanlar gibi değil kendisi.

 

"Berrak hemen kanamayı durdur." Dedim çünkü tam o anda kalbi elime tutuyordum. "Suyu getirin hemen." Diye bağırdım. Su hemen getirildi ben ise o ara kanın fazla akmasını durdurmaya çalışıyordum. Kalbi böyle koyamazdım yoksa o bebek gibi kalbi fazla kan toplardı ve bunu hiç kimse anlayamazdı ve bütün suç bana kalırdı.

 

"Kanama yavaşladı hocam kalbi getirim mi!" Dedi asistanlardan bir tanesi.

 

"Kalbi riske atamam ben alıcam Berrak şunu tut." Dedim elimdekileri vererek. Hemen gidip kalbi aldım hemen yavaş adımlarla masaya gittim kalbi verine koydum ve atmasını bekledim bir kaç şey yaptıktan sonra. Kalbin attığını gördüğümde suratımda aptal bir sırıtış vardı. Hemen dikişe başladım. Kalple beyni aynı anda değiştirmedik çünkü sorunlar açabilirdi.

 

"Kalbe dikiş atmak istermisiniz?" Diye sordum Onur'a.

 

"Bu benim için bir zevk." Dedi ve hemen geldi yanıma.

 

"Kalp dikişi beyin dikişine benzemez deri kalbe yakınlaşır dikiş atarken ve iğneyi kalbe değdirmemeye çabala." İğneyi verdim ve iğneyi tutan elini tutum. "İlk dikişi ben göstericem sana." Dedim hemen sonra başını onaylar gibi aşağı yukarı salladı. Hemen iğneyi deriye batırdım burada dikkat etmem gereken tek şey ipi gevşek bırakmamak. "Şimdi gevşek bırakmadan dikiş ipini çekiyoruz." Dedim. Çok sakindi sanki bu ilk değildi. "Evet iyi gidiyorsun." O sırada Onurun nefesini boynumda hissetim konsantrasyonum dağılmıştı.

 

"İstersen biraz uzaklaş dondun kaldın." Dedi Onur. Gerçekten donmuştum hayatımda ilk defa birine bu kadar yakındım.

 

"Sorun yok sadece kafa dalgın." O sırada hemen hızlı bit şekilde dikiş attı ve beni kenara çekti.

 

"Damla n'oldu böyle değildin köprüde?" Bir şeyden korkuyordu.

 

"Senin yüzünden Onur sanki bir şeyden korkuyorsun bu yüzden. Neden korkuyorsun Onur yalvarıyorum söyle?" Sustu sanki böyle kaça bilirmiş gibi sustu. "Unutma burası yok sadece yol var ev var unutma!" Benim bu sinirim onu daha çok germişti.

 

"Ameliyata başlıyoruz." Dedi sonra bana baktı. "Bu konu sonra konuşulur şimdi değil." Kaçıyordu benden nasıl kaçıyorsa artık. Hemen ameliyattan çıkmak İçin kapıya gitmiştim ki bir el benim eldivenimi tuttu.

 

"Ben nasıl senin ameliyatında kaldıysam sende benim ameliyatımda kalacaksın." Dedi. Ki ben burda kalmak istemiyordum onunla kalmak istemiyordum.

 

"Senle kalmak yerine gider asistanlarıma yardım ederim." Dedim elimi kurtarmaya çalışıyordum ama çok sıkı tutuyordu.

 

"Damla kalıcaktın dedim dimi." Neden bu kadar korktuğunu bilmiyordum.

 

"Bare odama gidim." Dedim başını hayır der gibi sağ ve sola salladı.

 

"Asla!" Şimdi bir tek o değil bende korkuyordum. İki saattir ameliyattaydık ve bizim yapacak başka bit işimiz kalmamıştı. Ameliyat eşyalarını çıkardık ve hemen odama gittim Onurun eşyalarınıda oraya götürmüşlerdi. Çıktık ve odama gittik içeri girdim arkamdan içeri girdi ve kapıyı kapattı.

 

"Soyunma odası odadan düz git görürsün." Dedim ama o merak etmiyormuş gibi bakıyordu.

 

"Merak etmiyorum ikimizde burada giyinicez." Dedi ve hemen çantasından tişörtünü çıkardı ve hemen üstündeki tişörtü çıkardı. "Rahatsız olduysan arkanı dönebilirsin." Dedi.

 

"Pardon ama kendini ne sanıyorsun." Sustu sadece tişörtüne baktı hemen gittim tişörtü aldım elinden. Hemen kapıyı kitledim ve anahtarı aldım. "Bu odadan bana her şeyi anlatana kadar çıkmazsın Onur." Dedim sinirli bir sesle. Hemen kolumu tuttu sert bir şekilde hemen sonra konuşmaya başladı.

 

"Damla kendine gel sana anlatamayacağım şeyler var." Haklıydı ben onun içim neydim ki.

 

"Arkanı dön!" Diye emrettim üstüne bir şey demeden önüne döndü hemen bir tayt giydim üstüne ayın şekileleri olan tişört giydim. Tişörtün boyu uzundu bacaklarıma geliyordu. Hemen dolabı kapattım Onur o sırada arkasını döndü.

 

"Galiba gece olmak istiyorsun." Dedi bana bakarak ben ses çıkarmayınca hemen yanıma geldi.

 

"Neden yapıyorsun bunu?" Diye sordu.

 

"Neyi?" Diye sordum bende en sert sesimle.

 

"Yapma bu konuyu sana anlatamam. Sana daha demin söyledim bunu." Umrumda değildi ne halt yediği.

 

"Ne halt yediğin umrumda değil uyuz." Dedim ve hemen dışarı çıktım. Koridorda koşuyordum hemen hastaneden çıktım bir kahve içmeye ihtiyacım vardı onun arkamdan geldiğini biliyordum. Yola adımımı attım tam karşıya geçiyordum ki bir korna sesi sonra Onurun çığılığı.

 

"Damla!" Sonrası ise benim gibi kap Karanlık.

 

(Onur'un anlatımı)

Onun o yerde yatan zayıf bedeni beni öldürüyordu Mavi gözleri kapalı bir komşu kızı vardı karşımda ve ben onun için komşu kızının uyuzu rolündeydim.

 

"Damla, sedye getirin hemen sedye getirin." Gözlerim dolmuştu ağlamak üzereydim. "Yalvarırım gitme benden gitme n'olur gitme." Büyük bir beyin tramvayısı geçirme riski vardı başını çok sert bir şekilde yere çarpmıştı.

 

"Hocam Damla hocamıza bakacak beyin cerrahı yok şu an sizde iyiyseniz siz baksanız olmazmı?" Dedi Damlanın asistanı diye düşündüğüm kız.

 

"Ama Damla benim bakmamı istemez ki." Dedim ince sesimle.

 

"İnanın bana en çok sizin bakmanızı isterdi en çok sizin kendisine dokunmasına izin verirdi." Dedi kız.

 

"Ama ben ona dokunmaya kıymıyorum." Dedim seyedeki Damlanın elini tutarak. "Ben ona dokunmaya değil bakamaya bile korkuyorum." Dedim gözümden bir damla yaş akarken sonra kararımı verdim. "Damlaya ben bakıcam." Dedim ciddi bir sesle.

 

(Bir hafta sonra)

Gözlerini açmıştı bir haftadır uyuyordu ben ise bir hafta yanından ayrılmıyordum.

 

"Onur." Dedi bana bakarak.

 

"Damla." Dedim bu sefer bende.

 

"Uyuz." Dedi şimdide verecek cevabım hazırdı.

 

"Komşu kızı." Dedim sonra devam ettim. "Seni çok özledim." Dedim. Biliyorum ondan uzak durmam lazım biliyorum onu korumam lazım. Bu Allah'ın belası olan bir bataklığa nasıl battığımı bilmiyorum. Belalı bir arkadaşlarım vardı beni bir gün bir yere götürdüler araba yarışı ve o araba yaşırında kaybettiğinde kendini bile tanıyamayacak hale geliyorsunuz bunu bir kere yaşadım ve biliyorum şimdi ben bu bataklığa o kızı atamazdım.

 

"Ben seni daha çok özledim uyuz." Dedi dolu gözlerle. Hemen yanındaki koltuktan kalptım Damlanın yanına yattım. Başını elimle tutum kolumu kaldırıp göğsüme yatırdım.

 

"Anlatacakmısın?" Diye sordu.

 

"Şimdi konuşmayalım sonda ne senin ne de kendimin üzülmesini istemiyorum." Dedim hemen başını kaldırdı buna izin vermedim ve yeniden yatırdım.

 

"Yapma Damla." Dedim.

 

"Ne kadar zamandır böyleyim?" Diye sordu sustum çünkü şu an en iyi şey susmaktı yanıtlayamazdım yanıtlayamadım.

 

"Onur." Diye bağırdı. Hayla susuyordum. "Onur susma konuş." Diye bağırdı kendisini yormasını istemiyordum.

 

"Bir haftadır bu yatakta komada yatıyordun." Dedim sustu sanki dudaklarımız konuşmuyor ama kalbimiz konuşuyor bana neden diyor neden ben komada kalmayı hakettim mi? Diyor ama benim cevabım hayla sessizlik oluyor ona hiç ama hiç bir şey anlayamıyorum ona dokunamıyorum saçlarını sevemiyorum. Ve karakterler öldü geriye sadece kalpleri kaldı onlar bir birine ait ve asla bir birinden ayrılamayacak, ayrılmayacak çünkü onlar birine ait ve onda kalacak. Peki bu hikayedeki kötü kim ben miyim? Benim gibi olan insanlar mı? Peki ya mutluluk nerde yok mutluluk diye bir şey yok ve olmayacak mutluluk sadece benim için Damlada var hayatımda var İMKANSIZ bir şekilde ona aşık oldum.

Loading...
0%