Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm: Bakışları

@tubanurpeker1006

Hani o eski masallarda prens ilk görüşte prensese aşık olur ya sonra evlenirler sonra mutlu son yazar peki gerçekten sonu mutlumu oluyor?

 

Arabadan indiğimde içimde ki korku asla susmuyordu ya bir şey olursa diyor içimde ki o ses. Gözlerimin dolduğunu belli etmeden göz ucuyla ona baktım.

 

"Ellerin titriyor gözlerin doldu ve bana hiç birini belli etmemeye çalışıyorsun." Haklıydı ellerimin titremesini ondan asla ama asla saklayamazdım her şeyi saklar ama onu saklayamazdım.

 

"Yok bir şey." Diye bir yalan uydurup kendi evime yol aldım evet Onurun evinde kalıcaktım ama vazgeçtim hemen sonra bir el elimi tutup beni kendine çekti.

 

"Nereye gittiğini sorabilirmiyim?" Verecek hiç bir cevabım yoktu. Hemen ardından Onur'a sarıldım sarıldıktan bir kaç saniye sonra elini belimde hissettim.

 

"Korkuyorum." Dedim ve devam ettim. "Sana zarar gelmesinden, bize zarar gelmesinden korkuyorum." Sustuk çünkü biliyorduk susmak en iyi seçenekti.

 

"Sana da bana da bir şey olmayacak, bize bir şey olmayacak." Bu sefer ağlama isteğimi geri çeviremedim. Şu an Onura sarılı bir şekilde ağlıyordum o ise sadece susmuş tek eli belimde tek eli saçlarımda geziyor.

 

"Yeter izin verdim ama daha fazla ağlamana dayanamıyorum." Ne yaparsam yapim ağlama isteğim benden gitmiyordu. Ellerim yavaş yavaş Onurdan ayrıldı ayaklarım beni daha fazla taşıyamıyordular. Ellerim Onur'dan ayrılırken yere düşüyordum ve kendimi kaybettiğimi anladım hemen sonra bütün bedeninim yerdeydi.

 

"Damla." Onurun sesleri asla aklımdan çıkmıyordu. "Beni duyuyormusun?" Duyuyorum diyemiyordum hiç bir şey diyemiyordum yada çabalayamıyordum.

 

"Onur." Diye fısıldadım zar zor.

 

"İyimisin?" Sorusuna zar zor cevap verdim.

 

"Uyumak istiyorum." Neyseki hecelemeden söyleye biliyordum bu büyük bir şanstı.

 

"Tamam. Yürüye bilirmisin?" Yürüyecek gücüm yoktu konuşamıyordum da başımı sağa ve hemen sola salladım hemen sonra Onurun ellerini belimde ve bacaklarımda hissettim. "Birazdan evde oluruz." Dedi tam o sırada nasıl yaptığını anlamadığım bir şekilde anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. Evin merdivenlerinden yukarı çıktı ve bir odanın kapısını açtı hemen sonra kapattı. Hemen sonra Onurun kolları arasında değilde bir yatakta hissettim kendimi.

 

"Ben sana demedim mi her işe koşturma çok kolay bir şekilde yoruluyorsun." Sonra sesler sustu.

 

                                          ♾

Sabah başımın ağrısı ile gözlerimi açtım hemen sağımda bir tepsi ve bir not, notta şu yazıyordu: Uyandığında yanında olmak isterdim ama beni çağırdılar gitmem gerekiyor sakın korkma ve hemen kahvaltını yap gitmeden annenden kıyafetlerini aldım dolaba koydum bu arada sadece gözlerini yıka yoksa benden sana bir iz kalmaz öpücüklerimin izi silinir seni seviyorum.

Kalbim duracakmış gibi atıyordu içimde hem korku hemde mutluluk vardı. Bana seni seviyorum demişti. Hemen solumdaki telefonu aldım ve Onuru aradım bir kaç saniye sonra evde Onurun telefonun sesini duydum. Telefonu evde bırakmıştı.

 

"Uyuz?" Hemen onun dediği gibi kahvaltımı yaptım ve tepsiyi aşağıdaki mutfağa bırakıp yukarı çıktım ve lavaboya gittim dediği gibi sadece gözlerimi yıkadım ve havluyla sildim sadece gözlerimi ve bir not daha. Sadece gözler unutma.

Güldüm ve diş fırçamı gördüm ve yanında bir not daha. İzlerimi silmeden dişlerini fırçala bakalım KOMŞU KIZI. Hemen fırçayı aldım ve dişlerimi fırçaladım ve suyla temizleyip yine yavaş bir şekilde havluyla kuruladım şimdi ise Onurun odasına girdim. Telefonu ve not vardı. Şifre 260520 bizim tanıştığımız gün ay ve yıl. Telefonumu sen al ben gelene kadar sende kalsın. Hemen telefonu aldım bütün notları topladım çantama koydum hemen ardından telefonları koydum ama hemen sonra Onurun telefonunu aldım şifreyi girdim mesajlarına girdim annesi babası bi de Aslı diye biri var diğerleri arkadaşları olmadı gerekiyordu ama şu Aslı kafamda dönüp duruyor du. Sonra hemen Onurun telefonu çaldı hemen ardından benimki ben o sırada açmıştım bile telefonu.

 

"Hocam acil gelmeniz lazım." Dedi Berrak.

 

"Berrak?" Dedim.

 

"Hocam Onur hocam nerde?" Diye sordu Berrak.

 

"İşi var uzun sürer." Yalanımı söyledim ve sustum.

 

"Bir kaza daha yine başından darbe ve kalbe gelen bir cam." Dedi Berrak işte o ara Onuru düşünmüyordum bile.

 

"Tamam geliyorum hemen başka beyin cerrahı bulun." Dedim ve telefonu kapattım hemen tayt giydim üstüne mavi gömlek ve açık saçlarımla Onurun telefonunu çantama koydum ve bileğime tokamı taktım ve anahtar askılığında bir not vardı onu aldım ve okudum hızlıca. Anahtarı al sende kalsın. Yazıyordu anahtarı aldım ve çantama koydum ve hemen çantamda arabamın anahtarını bulup arabamın kapısını açtım ve evin kapısını kitledim ve hemen arabama binip ehliyet kemerimi taktım ve yola koyuldum.

 

Hastaneye vardığımda hemen ameliyathaneye girdim ve çantamı ve ceketimi astım hemen bonemi taktım kıyafetlerimi giydim ellerimi yıkadım ve içeri girdim eldivenim maskem ve önlüğümü giydirdiler. Saçları bana tanıdık geldi ama aldırmadım.

 

"Berrak büstiri." Hemen elimde büstiriyi hissetim ve camın yanına bir delik açtım tam o sırada içeri beyin cerrahı girdi.

 

"Naber hastamız bu mu?" Dedi ve bir an yüzünde şok vardı. "Ama bu Onur Sayar." Kontrolümü kaybetmiştim kalbim delice atıyordu ve hemen büstiri yi bıraktım.

 

"Hocam sizin yerinize başka cerrah yapmasını istermisiniz?" Kalbim atmıyordu daha bu sabah bana öptüğüm yerlerin izi gitmesin diye bir not yazmıştı şimdi ise burada yatıyordu. Kontrolümü geri kazanıp camı genişleştirdiğim yerden çıkardım çok dikkatli davrandım yoksa ölebilirdi camı çıkardığım an kan fışkırdı ve durdurmaya çalıştık ve durdurduk hemen dikiş atmaya başladım. Şu an ellerimde sevdiğim adam vardı.

 

"Neyseki başına fazla darbe almamış." Dedi beyin cerrahı.

 

"Benim işim bitti." Diyerek gittim ve üstümü değiştirdim çantamı ve ceketimi alıp odama gittim beyaz önlüğümü giyip Onurun telefonunu aldım ve masama oturdum ve notlara girdim hemen bugünün tarihini yazdım ve yazmaya başladım. Şu an başkalarına ameliyat yaptığımız yerde sen ameliyat oluyorsun. Ben ise burada can çekişiyorum inana biliyormusun ben senin kalbine dokundum oradaki camı çıkardım sen ise sadece orada yattın sabah notlarınla beni güldürüyorken şimdi ağlatıyorsun ama unutma ki ben seni çok seviyorum.

 

Şu an göz yaşlarım onun dudaklarının dokunduğu yeri akıp götürüyor benden uzaklara. Mutluyduk şimdi üzgünüz hemde çok.

 

(Bir ay sonra)

Bir aydır kendine gelemedi ben ise bir aydır bu odadan dışarı adımı atmıyorum. Keşke şu an uyanda bana yine 'komşu kızı' dese ve ben ona gülümsesem.

 

"Komşu kuzu?" Duyduğum ses yine bir aydır duyduğum hayali seslerden olduğuna adım gibi emindim.

 

"Sen benim uyuzum değilsin sadece bir hayalsin o uyanmadı anla artık anla." Ayağa kalktım göz yaşlarım tek tek akmaya başladı Onura bakamıyordum. "Yeter yapma yeter sakinleştiricileri yemek yetmedimi yapma o uyuyor uyanmadı ama uyanacak uyanacak!" Bağırıyordum sesim dışarı çıktığına emindim.

 

"Damla hayatım." Diyerek içeri girdi Betül.

 

"Hocam?" Berrakta geldi.

 

"Damla güzelim." Kaan'da gelmişti.

 

"Bakın yine delirdiğimi düşüneceksiniz ama duydum sesini duydum kendimi hayal diye inandırmak istedim ama olmuyor yapamıyorum o burada yatarken hayal diyemiyorum." Bir ayım böyle geçmişti Onurun yattığı yatağın yanında sakinleştirici iğnelerle geçti.

 

"Damla." Dedi Betül.

 

"Hocam." Şimdide Berrak konuştu.

 

"Tamam güzelim gel otur sakin ol." Beni bir ay içinde sadece Kaan sakin tutabildi.

 

"Damla." Yine ayni sesi duydum.

 

"Hocam Onur hocam uyandı." Ve durdu zaman durdu dünya ters dönüyor ama zaman durdu. Yüzümü kaldırdım ve baktım zaman geri akmaya başladı ve gittim yanına elini tutum dünya ayni şekilde dönmeye başladı.

 

"Uyuz." Sustum.

 

"Komşu kızı." Sustu sadece sarıldık. "Hani benim dokunduğum yerler silinmeyecekti neden yaptın bunu." Şimdi ise sorgudaydım.

 

"Çünkü uyanıp yeniden o öptüğüm yerleri yeniden öpüceğini biliyordum bu yüzden." Dedim göz yaşlarımı durduramadan. Sonra ellerini gözlerime getirip göz yaşlarımı sildi.

 

"Ağlamayacaksın sana bunların hepsini anlattım o gece ama sen bunları unuttun." Göz yaşlarım durmuyordu durmayacaktı. Ama emin olduğum bir şey vardı benim ağlamama izin verecekti Onur.

 

"Anlattın ama yaşamak istemedim yaşayamazdım beni aradıklarında hastaneye nasıl geldiğimi hatırlamıyorum beyin cerrahının bu Onur Saya demesi aklımdan çıkmıyor hiç bir sahnesi bile aklımdan çıkmıyor." Beni daha fazla kendine çekti ve saçlarıma öpücük kondurdu.

 

"Benden kurtulmak zordur." Dedi gülümsedim.

 

"Senden kurtulmak istemiyorum ki sadece buraya girmek istiyorum." Diyerek kalbini gösterdim.

 

"Sen zaten hep oradasın çıkmadın ki oradan ve çıkmayacaksın." Dedi ve devam etti. "Bende senin buranda olmak istiyorum." Diyerek kalbimi gösterdi ama unuttuğu bir şey vardı...

 

"Sen oranın sahibisin kralısın sen oranın ve başka kimsenin giremeyeceği tek yer sadece sana özel sadece senin için başka kimse girmedi ve giremez. Sende çıkamazsın. Onur ben sana aşık oldum." Dedim deli cesareti ile.

 

"Sana sırıl sıklam aşık oldum Damla Bulut."

 

Ve her şeyin başındayken sonuna gelmiştik ama her son bir başı var onu unutmuştuk hatırlamanın zamanı geldi.

 

- - - 

Duygusal bir bölüm ve mutluluk verici bir bölüm bazı yerlerde güldüm bazı yerlerde ağladım ama Damla kadar ağlayamazdım ve artık okuyun sizde bu bölümü artık.

Loading...
0%