Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm: Özlem

@tubanurpeker1006

Her bir göz yaşı her bir kalbin binlerce kez parçalandığını anlatır.

 

Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk görüntü gözleri kapalı bir adam oldu. Ellerim kahve rengi ve sarı arası saçlarına gitti. Ve hemen ardından kahve rengi gözler açıldı.

 

"Ne yapıyorsun?" Gözlerimi kapattım ve ona sarıldım. Elleri sarı saçlarımda dolaştı.

 

"Bir kadın bir erkeğe ne kadar çok aşık olabilir diye düşünüyordum." Şu ana kadar bin tane erkeğe aşık olmuştum ama ilk defa böyle hissediyordum.

 

"Bir adam bir kadını gördüğü gibi KOMŞU KIZI diye bağıracak hale nasıl getirdi?" Sorusu ile gözlerimi açtım. Yeşil gözlerim kahve rengi gözleri ile buluştu.

 

"Bir gün annemle kavga etmiştim ve yeni evimden çıkıp köprüye gittim gökyüzüne baktım köprünün altındaki küçük denize baktım hemen ardından. Sonra bir ses bana 'Burası benimde en sevdiğim yer kafam dolunca buraya gelip kafamı dağıtırım,' dedi işte o an hayatımın büyük bir yerini kapladı o adam. Kalbimi ona vermiştim o gün ama bilmiyordum. Bana bakışı öyle kalbimi hızlandırmıştı ki ben bile kendim olmaktan çıkmıştım." Her zaman ki gülüşünü sundu bana.

 

"O adam çok şanslıymış senin gibi bir kadınla beraber olduğu için." Kafamda soru işaretleri oluşmuştu. Nasıl yani, kendinden mi kıskandı? Gözlerimin içi gülüyordu.

 

"Sen beni kendinden mi kıskanıyorsun?" Dedim.

 

"Ben seni dudaklarımdan bile kıskanıyorum hissetmeden öperse diye." Ben nasıl bir iyilik yaptım da bu adama sahip olmuştum.

 

"Demek beni dudaklarından kıskanıyorsun." Yüzümde aptal bir sırıtış vardı.

 

"Her şeyden en çok gözlerimden, senden başkasına sevgi ile bakarsa diye."

 

"Düştüm."

 

"Beraber düşüp, beraber kalkalım." Onla ölmeye bile vardım.

 

"Senle ölüme bile giderim."

 

"Ölüm yok komşu kızı, bir daha da senden böyle bir şey duymayacağım, söz mü?" Masum bir kedi yavrusuna dönüp cevabımı verdim.

 

"Söz." Dedim.

 

"Seni hak edecek ne yaptım ben ne desem reddetmiyorsun." Ters ters baktım ve cevabını verdim.

 

"Evlenme teklifini reddediyorum." Şok içinde yüzüme baktı.

 

"Evlenme teklifi mi ettim ki?" Saf sevgilim benim.

 

"Etsen de cevabını aldın, şimdi bay bay." Dedim gülerek.

 

"Öyle mi? Evlenme teklifi etsem reddedersin yani." Başımı evet der gibi aşağı yukarı salladım. "Tamam o zaman benle sevgili de olma!" Bir dakika, ne?

 

"Onur sen ciddi misin?"

 

"Sen bunu derken ne kadar ciddiysen bende o kadar ciddiyim." Aslında ciddi değildim.

 

"Saçma bir neden bu Onur. Bu saçma nedenle bitirecek miyiz?" Gözlerimden damla damla yaş akmaya başladı.

 

"O zaman benle evlen."

 

"Tamam evlenelim o zaman." İkimizin sesi de sinirli çıkıyordu ve ben Onurun evlenme teklifini kabul etmiştim.

 

Dünyada en saçma şeyi yapmıştım, hazır hissetmiyorum ama evleniyorum. Onur bunu istiyordu onu kırmamak için onla evlenmem gerekiyor. En azından sevmediğim biri ile evlenmiyoruz dedi içindeki o ses. Haklıydı aşık olduğum adam ile evleniyordum.

 

Onur'un analtımı

Evleniyorum, aşık olduğum kadın ile evleniyorum ama bu evliliğe hazır hissetmiyordum. Damla istiyor ama diyor bir tarafım, o zaman evlenmem gerekiyor. En azından sevdiğim kadınla evleniyorum aşık olmadığım kadınla değil.

 

"Evlenelim o zaman." Dedi gülerek.

 

"Evlenelim." Dedim. Şaka gibiydi evleniyordum. O annesini aramaya gittiğinde bende ailemi aramaya gittim. 3. çalışta telefon açıldı.

 

"Anne." Dedim.

 

"Efendim küçük prensim."

 

"Anne ben evleniyorum. Ama kendimi hazır hissetmiyor bu duruma Damla için bunu yapmak istiyorum." Annem anlayışlı bir kadın olduğu için buna da anlayışla karşılık verecekti.

 

"Anlıyorum bebeğim. Ama erken biraz dediğin gibi." Haklıydı çok ama çok erkendi. "Babanla bir konuşayim. O sırada sen annesinin numarasını yaz bana." Dedi annem. Hemen mesajlaşma yerine girip anneme numarasını attım.

 

Yazarım anlatımı

 

"Anne ben evlenmek istemiyorum ama Onur'un kırılmasını istemiyorum." Dedi Damla annesine.

 

"Kızım o teklif etmiş sen kabul etmişsin başka bir seçenek yok meleğim. Aslında var da kabul eder misin bilmiyorum." Gözlerinin parladığını hissetti.

 

"Anne lütfen söyle." Diye yalvardı Damla annesine.

 

"Başka seçenekte var oğlum ama ister misin bilmiyorum." Dedi Onurun annesi.

 

"Anne lütfen söyle." Dedi Onur annesine yalvarır bir şekilde

 

"Gidip demen." Dedi Damla ve Onurun anneleri.

 

"Asla!" Diye bağırdı ikisi de.

 

"Anne anlamıyorsun Onur bunu öğrenirse yıkılır onu istemediğimi düşünür." Dedi Damla annesine.

 

"Anne bunu Damlaya diyemem, dersem onu sevmiyorum sanacak." Onur ilk defa kendini büyük bir kargaşanın içinde hissediyordu.

 

Geçen bir kaç saatin ardından Onur'un annesi Damla'nın annesini aradı.

 

"Merhabalar ben Onur'un annesi Ayşe Sayar." Dedi Onur'un annesi.

 

"Merhaba Ayşe hanım bende Damla'nın annesi Burcu Bulut." Dedi bu sefer Damla'nın annesi.

 

"Doğrudan konuya girmek istiyorum Burcu hanım." Dedi Ayşe.

 

"Tabii Ayşe hanım lütfen." Burcunun işine gelmişti çünkü bu durumu Ayşe'ye söylemek istiyordu.

 

"Damla kızınız ile oğlum Onur evlenmeye karar vermiş fakat Onur bu evliliğe kendini hazır hissetmiyor." Burcu'nun içinde büyük bir mutluluk koptu.

 

"Damla da kendini hazır hissetmiyor Ayşe hanım." Dedi Burcu. "Söylemesini dememe rağmen Onur kırılmasın diye demek istemedi."

 

"Ah Onur gibi Damla kırılmasın diye o da demek istemedi." Dedi Ayşe.

 

"Ayşe hanım bence bu akşam isteme ve söz olsun. Olsun ki ne kadar büyük işe kalkıştıklarını görsünler her şeyi bizim yapmayacağımızı onların yapması gerektiğini öğrensinler." Dedi Burcu.

 

"Bu fikir hoşuma gitti denemeye değer Burcu hanım." Dedi Ayşe. İkisi de telefonlarının kapatıp oğlunu ve kızını aradı.

 

"Onur." Dedi Ayşe.

 

"Efendim anne." Dedi Onur her şeyden habersiz bir şekilde.

 

"Bu akşama hazırlan isteme ve söz var." Dedi Ayşe.

 

"Damla." Dedi Burcu Damlaya.

 

"Edendim anne." Dedi Damla. Annesinin ilk defa böyle konuştuğunu duyuyordu.

 

"Akşama hazırlanın isteme ve söz var." Damla telefonun ucunda şok içinde etrafına bakıyordu.

 

Damla'nın Anlatımı

Evleniyordum ve annem bunu kabul etmişti. En azından aşık olduğum kişi, ama buna hazır hissetmiyorum.

 

"Anne kafayı yedin galiba evlenmemem için elinden geleni yap dedim sen evlenmem için elinden geleni yap dedim sandın galiba." Korkuyordum. Biraz daha konuşup telefonu kapattım.

 

"Sevgilim mutlu haberi aldın mı sende?" Diyerek heyecan içinde yanıma geldi Onur.

 

"Evet bebeğim aldım çok mutluyum." Dedim sahte bir gülümseme ile.

 

"O zaman çıkalım hastaneden alışveriş yapalım akşamda tuzlu kahvemi alırım." Dedi mutluluk içinde.

 

"Tamam ben kendi arabam ile geldim zaten giderim onla." Diyip yanından ayrıldım. Ellerimi önlüğümün ceplerine koydum öyle odama kadar düşünerek gittim. Odama geldiğimi bile farketmemiştim o kadar fazla dalmıştım. Odama girdim önlüğümü çıkarıp dolaba astım. Dolapta olan siyah buluz ve siyah taytı giydim hemen orada duran siyah topuklu ayakkabıyı da giydim. Masada duran telefonumu çantamın içine koydum ve çantamı alıp çıktım. Açıkmıştım ve tuvaletim gelmişti bu gerilimde her bok olurdu zaten. Hemen lavaboya gittim ve işlerimi halledip ellerimi yıkadım. Lavabodan çıktım ve o ara bir şey bana çarptı.

 

"Dikkat etsene be!" Diye bağırdım. Kafamı kaldırıp baktığımda karışma çıkan kişi ile şoka girdim.

 

"Ne bilim senin cin Ali gibi her bok çukurundan çıkabileceğini."

 

"Lale?" Diye soran sesle yüzüne baktım.

 

"Damla?" Şok içinde çocukluk arkadaşıma baktım.

 

"Ne işin var lan senin burada?" Diye sordum.

 

"Ya bir arkadaşımın sözü varmışta ona geldim."

 

"Lale tanıştın mı Damla ile?" Şok içinde şok yaşıyordum.

 

"Siz tanışıyor musunuz?" Diye sordum.

 

"Evet Lise arkadaşım." Dedi Lale.

 

"Peki ya siz?" Diye sordu Onur.

 

"Çocukluk arkadaşım." Dedim.

 

"Siz?" Dedi Lale.

 

"Sözlüm." Dedi Onur.

 

Sonunda onlardan kurtulup arabama bindim ve yemek yemek için bir yere geldim.

 

"Ne istersin güzel kızım?" Dedi yaşlı adam.

 

"Amca sen neden buradasın, neden çalışıyorsun?" Diye sordum.

 

"Ekmek parası kızım. 3 çocuk bir hanımım var onlar için be kızım." Dedi. Gözlerim dolmuştu.

 

"Otur amcacığım şuraya. Ne yemek istersin sen de?" Dedim.

 

"Bir şey istemem be güzel kızım." Dedi bana.

 

"Sende ben Adana dürüm yiyen biri gördüm. Sen bekle geliyorum ben." Dedim ve bir Hamburger ve Adana dürüm sipariş ettim. Bir kaç dakikanın sonunda ikisinin de parasını ödedim ve onları alıp amcanın yanına gittim. "Şalgam da aldım sana." Dedim.

 

"Teşekkür ederim kızım. Allah kalbinden geçen her dileği kabul etsin." Kalbimden geçen dilek. Gerçekten neydi bu, kalbimden geçen dilek neydi? Çantamdan kartımı aldım içinde tamı tamına 100.000 TL olan kartımdan 10.000 TL para çektim. Kalbimden geçen dilek buydu ve yapıyordum.

 

"Amca bu parayı al ben kalbimden geçen dileği yapıyorum." Dedim gülerek.

 

"Yok kızım sende kalsın o para." Dedi bana.

 

"Sen demedin mi 'Allah kalbinden geçen her dileği kabul etsin' diye. İşte kalbimden geçen dilek bu al da gerçek olsun." Dedim.

 

"Kalbin senin çok iyi be kızım, bu kalbi kırarlar." Haklıydı, zaten hep kalbi iyi olanların kalbi kırılıyor. Kalbi kırılan kişilerin kalbinin iyi olduğunu kolay bir şekilde anlama yöntemi oldu artık bu.

 

"Benim kalbimin bir sahibi var artık amca hatta istersen bu akşam ki sözümüze ailecek gelin." Dedim ve hemen sonra patatesten bir ısırık aldım.

 

"Size zahmet olması kızım." Dedi mutsuz bir şekilde.

 

"Ne zahmeti bu bizi mutlu eder."

 

Bir kaç saattin arasından hazırdım üstten örgülü saçım at kuyruğu olmuştu. Yıldızlı bir elbise ve bağlamalı bir topuklu ayakkabı gitmiştim.

 

 

 

 

 

 

 

Takımımı oluşturmuştum. Alırken bu kadar güzel yakışacağını düşünmüyordum.

 

Aşağı indiğimde herkes beni bekliyordu tam içeri girecektim ki odama geri çıktım. Kaçabilir ve kurtula bilirdim. Aniden bedenim bir bedene çarptı. Onur...

 

"Senin ne işin var burada?" Diye sordum.

 

"Biraz hava almak için çıktım, sen?" Diye sordu.

 

"Bende." Dedim ve eve geri gittik.

 

"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Damlayı oğlumuz Onura istiyoruz." Dedi Onurun babası.

 

"Gençler birbirini görmüş ve beğenmiş bize de bir yastıkta kocayın demek kalır." Verdiler. Beni verdiler. Parmağımı babama verdim parmağıma yüzüğü taktı. Aynı şeyi Onura da yaptı. Babam tam kesecekken bir ses duyuldu.

 

"Damla benle evli." Dedi Mert.

 

"Onurdan hamileyim." Dedi Lale.

 

Her an, her saniye ne olacağını bilemiyorduk. Zaman düz akarken bazen tersine de aka bilirdi. Ters akıyorken düzde aka bilirdi. Bu hayatta her şey olabilirdi. Sadece kalbinize güvenmek gerekir. Unutmayın 'kalpten dilenen dilekleriniz gerçek olur' siz yeterki kalpten dileyin ve kalpten inanın gerisi gelir zaten. Beyin siler ama kalp silmez.

 

- - -

Aksiyon akıyor her taraftan. Bu bölüm biraz uzun oldu ben aslında daha uzun olur demiştim ama o kadar uzun olmadı. Damlanın dediği o cümle 'beyin siler ama kalp silmez' cümlesi beynimde büyük bir yere sahip oldu ama beynim bunu silecek yine bir ama kalbim bunu sonsuza kadar hatırlayacak...

 

Sizi Çok Seviyorum

 

-Görüşürüz

 

<~Tubanur Peker~>

Loading...
0%