Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm: Ölmüş Çocukluk

@tubanurpeker1006

Ben Yasemin Karalar, 25 yaşındayım çocukluğum ya babamdan şiddet görmekle ya da annemi ve abimi korumak ile geçti. Tüm hayatım 7 yaşında başladı.

 

"Yasemin kızım hadi baban uyanmadan kahvaltıyı hazırlayalım." Diye ses geldi içeriden.

 

"Tamam anne geliyorum." Dedim ve annemin yanına gittim. "Abim nerede?" Diye sordum.

 

"Nerde olsun kızım?" Tabii ki de nişanlısı ileydi.

 

"Ah ah beyefendi nişanlısı ile gezsin biz de işe gidelim." Dedim ve domatesleri doğramaya başladım.

 

"Bugünde mi açıyorsun?" Dedi.

 

"Evet o yüzden hızlı olmam lazım." Aşçıydım ve kendime küçük bir dükkan açmıştım. Babam aşçı olmamı kabul etmiyordu. Doğradığım domateslerden bir tanesini ağzıma attım.

 

"Yasemin!" Diye uyardı annem. Böyle yemek yememden nefret ediyordu.

 

"Of tamam anne canım çekti sadece." Dedim ve gülerek kahvaltıyı hazırladık. Son tabağı da masaya koyduğumda kapı açıldı ve içeri abim girdi. "Of geldi yine, çok özlemiştim." Dedim.

 

"Ay bende sana hayrandım, dimi Yasemin?" Dedi tipsiz bakışlarıyla.

 

"Tabii hayran olacaksın tatlım." Dedim.

 

"Yasemin hadi kızım sen babanı uyandır, Mertcan sende Yasemini bırak."

 

"Gördün mü annem benim tarafımda." Dedim sesimi en sinir bozucu ses yaparak.

 

"Yasemin dedim!" Anne ya iki dakikalık egomu söndürdün ya.

 

"Puf demam demam." Dedim ve koşarak babamın yanına gittim. Yanağına bir öpücük kondurdum ve, "Uyan uyan öğlen oldu." Dedim. Karşı tarafta tamamen sessizlik oldu.

 

Ailecek kahvaltımızı yaptıktan sonra hemen odama gittim ve hazırlandım. Yatağımın yanında ki kum saatini aldım ve ters çevirirken yere düştü. Belki de kum saatinin içinde yaşayarak bedenimi özgür bırakabilirdim.

 

(2003)

 

Yaseminin en sevdiği kadın gözlerinin önündeydi. Hasta mı olmuştu? İyileşecek miydi? Ambulans sesleri yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı. Gözlerinde korku vardı ama hissettirmemeye çalışıyordu. Dona kalmıştı içeri giren doktorların sesleri çok bulanıktı onun için. Gözlerinden bir şeyler akıyordu ama ne olduğunu o da bilmiyordu. İçinden gözlerimden yağmur mu yağıyor dedi.

 

"Çocukları alalım." Sesini duymuştu sadece. Abisi elinden tutu ve onları karşı evde ki yengelerine götürdü. Hemen koşarak cama gitti Yasemin. Babalarının arabasını gördü. Küçücük bedeni ile abisine sarıldı.

 

"Neden böyle oldu ikizim?" Korku bedenini kapladı.

 

"Merak etme her şey düzelecek." Demişti Mertcan.

 

O gece 12'ye kadar anne ve babasını beklediler ama gelen kimse yoktu. Gecenin 2'sinde Yasemin anlında bir dudak hissetti ve gözlerini açtı. Gözyaşları kurumuştu bile.

 

"Korkma ben geldim." Dedi annesi.

 

"Anne." Diyerek annesine sarıldı. Annesini çok özlemişti, kokusunu özlemişti, sesini özlemişti, ona sarılmayı özlemişti.

 

"Uyumadın mı sen?" Diyerek sordu. Yasemin annesine hayır der şekilde kafasını salladı.

 

"Uyudum, sadece öpüşün hissedince uyandım." Annesi gülerek kızına baktı ve kızına sarıldı.

 

Her gece 2'de ya annesi yada babası geliyordu. Ama bu aralar garip bir şey olmuştu ne gelen vardı ne de giden. Her gece kalkıp 2'de annesini veya babasını beklerken uyuya kalıyordu. Bir sabah kahvaltı yaparken bir sela duyuldu Yaseminin gözleri dalıp duruyordu ve yemek yiyemiyordu yavaş yavaş bedeni daha fazla zayıflıyor neredeyse ölmek üzere oluyordu. Annesini çok özlemişti, her gece kabuslar ile uyuyordu ve annesine sarılmak istiyordu ama annesine sarılamıyordu. Gözyaşları yine akmaya başladı gözyaşları onun için yağmurdu.

 

"Yasemin biraz ye!" Diye bağırdı abisi ama Yasemin abisini dinlemedi ve odasına koştu. Kendine yağmurlarına teslim etti. Kendini çok ama çok yalnız hissediyordu. Annesine olan özlemi daha fazla artıyordu.

 

Günler sonra annesi ve babası geldi. Yasemin annesine sıkı sıkı sarıldı. Sonra garip bir şey hissetti. Annesi ve babası vardı sadece. Halası neredeydi? Neden onun yanına gelmemişti? Yoksa küçük cadısı dan sıkılmış mıydı? Yaseminin beyninde ki soruların cevabı yoktu.

 

"Halam nerede?" Dedi. Annesi acı içinde baktı.

 

"Evine gitti, dinlenmek istedi." Dedi annesi.

 

(2 ay sonra)

 

Aniden çalan kapı ile Yasemin koştu ve kapıyı açtı. Annesi de peşinden geldi. Yengesi ve yengesinin annesi de oradaydı. Yengesinin annesine nine diyordu.

 

"Cennet Umutoğlu?" Dedi karşıdaki adam. "Cenazede ki eşyaları geldi." O an Yasemin şok içinde kaldı. Ninesi Yaseminin eline turu ve kendine çekti.

 

"Yasemin, sakin ol ama Cennet... Öldü." Yaseminin başından kaynar sular dökülmüş gibiydi. Dona kaldı, beyni kabul etmek istemiyordu. Ölüm neydi ki? Bir insan ölünce ne oluyordu? 7 yaşındaki bir çocuğun bilmemsi gereken şeyleri biliyordu artık. Kendini koşarak odasına attı.

 

"Yasemin?" Diye sordu abisi.

 

"Çık dışarı!" Yasemin ilk defa böyleydi. İlk defa herkes onu böyle görüyordu. Abisi öğrendiğini anladı ve odadan çıktı. Kendini tek başına bıraktı, duygularının onu ele geçirmesine izin verdi. "Neden? Neden ya neden? Benim yüzümden öldü, onu ben öldürdüm." Gözleri dışarı kaydı. Yağmur yağacaktı ama o yağmurlu havaya daha farklı bir şey diyordu. Yolculuk havası. Her ne zaman bir yere gitseydi yağmur yağardı. Zaten en güzel şeyler her zaman geride kalmaz mıydı? Ağlamaktan gözyaşları akmıyordu artık. Bedeni yorgunluktan tek başına bayılıp kalmıştı. Gözlerini açtığında tek başınaydı, bedeni buz gibiydi, gözleri korku doluydu. Üşüyordu ama soğuk onun en sevdiği şeydi. Oda kapkaranlık olmuştu. Ayaklarını kendine çekti ve kendini karanlığın içinde ağlayarak bıraktı. Korkuyordu karanlıktan korkuyordu. Oysa kendi karanlıktı, o karanlıktan değil kendinden korkuyordu. Ağlayarak uyuya kalmıştı. Bedeni karanlıkta ve gözyaşları ile uyuya kaldı.

 

(Günümüz)

Dükkana gelmiştim ve her yeri teker teker hazırladım. Kapalı yazısını ters çevirip açık yaptım ve mutfağa ilerledim. Bu saatlerde genelde kahvaltı için geldiklerinden kahvaltılık eşyalar var mı diye baktım. Vardı, hemen menülere ilerledim hepsi birbirine girmişti. Aniden arkamdan ses duydum.

 

"Yasemin karısı biz geldik." Ay ay çok özlediğim kankalarım gelmiş.

 

"Hoş geldiniz." Dedim ve Nisaya ters bir bakış attım.

 

"Nisa karısı senden bir şey isteyecek bu." Dedi malak Melis.

 

"Meliş Nisaş'ı bir rahat bırak!" Diyerek Nisanın arkasında durdu Alev.

 

"Ay yeter be! Nisa sen menüleri düzenle, Melis sana güvenmiyorum ama sen kasaya geç ve Alev sende müşteriler ile ilgilen." Herkese bugün ki görevini verdim ve işime koyuldum. Ben işerlimi hallederken takı tamına 3 müşteri gelmişti. Nisa menüleri hazırlamış ve Aleve yardım ediyordu.

 

"Al bakalım Yasemin hanım." Diyerek, Nisa bana siparişleri verdi ve kendisi diğer masaya ilerledi. Ben de Alev gelene kadar siparişi hazırladım, Alev gelince ona siparişi götürmesini söyledim ve onun verdiği siparişi hazırladım. Ben siparişi hazırlarken Nisa yeni siparişi vermişti bana. Hepsini teker teker hazırladım ve hepsi teker teker sahibine gitti. Alev ve Nisa siparişleri verirken bende Melisin yanına gittim.

 

"Paralardan bir tane bile eksik olursa hesabını senden sorarım!" Diyerek uyardım.

 

"Yasemin karısı bak bana, senin paranda gözüm yok benim olsaydı 1 lira bile bulamazdın." Dedi.

 

"Kasayı aç!" Dedim

 

"N-neden?" Diye kekeledi.

 

"Aç Bi." Dedim ve kasanının açılışını izledim. "Kızım beş kuruş ne ya, onu da alsaydın bare." Ben kahkahalar ile gülerken Melis öldürücü bakışlar atıyordu.

 

"Ya noluyor yine?" Alevin bir hızla gelişine şaşırdım.

 

"Müşteriler varken kavga etmeyin bare." Dedi Nisa. Hangi ara geldiğini görmemiştim.

 

"Ay tamam be sizle de şaka ya gelemiyoruz." Dedi Melis. Gülüşüp herkesin işine geri dönüşünü izledim.

 

"Oooo kızlar bakın kim geldi." Diyerek içeriden ses geldi. İçeri koşarak girdim.

 

"Selin? Sen Adanada değil miydin kızım ne ara geldin?" Diyerek sordum.

 

"Ay ne zaman geldiğimi boşver, geldim işte." Bak şimdi çok haklı bu kız Yasemin.

 

"Ay hadi sen mutfağa git geliyorum." Dedim ve içeri gitti. Tam da o asa içeri biri daha girdi.

 

"Aaaa aşkım hoş geldin." Dedi Melis. Evet, sadece Melisin sevgilisi var hepimiz sap kaldık. Aniden çalan telefonuma baktım. İnanılmaz, kuzenim arıyordu.

 

"Efendim güzelim." Diye açtım telefonu.

 

"Abla çabuk gel, eniştem halama vuruyor." Şokla telefonu kapattım ve koşarak eve gittim. Bedenim beni ayakta zar zor tutuyordu. Koşarak eve gittim. Bağrış sesleri dışarıya kadar çıkıyordu. Babamın elini tutup geri attım.

 

"Anne dışarı çık çabuk!" Diyerek bağırdım.

 

"Hayır Yasemin!" Diye bağırdı.

 

"Özür dilerim sana vuramam." Bedenim tamamen babama yenik düştü ve gözlerim kapandı, karanlık bedenimi tamamen sardı.

 

Belki bir kum saatinin kayboluşu zamanının tamamen kayboluşu olur...

 

- - - 

Yasemine acıdım ben ya. Yasemin bu kadar güçlü durmayı nasıl beceriyor bilmiyorum ama biz onu daha fazla güçlü göreceğiz. İlk bölümde tamı tamına 5 baş karakteri gördük Yasemin, Nisa, Alev, Melis ve Melisin sevgilisi. İleri de diğer baş karakterleri de göreceğiz zaten. Yan karakterler de zaten annesi, babası, Mertcan ve Pelindi. Neyse benden bu kadar.

 

Sizleri çok seviyorum

 

Görüşürüz

 

-Tubanur Peker

Loading...
0%