Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm: Hoş Geldin Sevgilim

@tubanurpeker1006

Özlemek gerek kazanmak için. Aşk bu değil mi? Tüm zorluklar bitince anlarsın vazgeçilmeyeceğini.

 

Onla yeniden temasa girmek beni deli gibi mutlu etmişti. İnanamıyordum, sevdiğim erkek beni öpmüştü. Gözlerimi açar açmaz kendimi geri ittim. Evet, onunla öpüşmek güzeldi hatta mükemmeldi ama biz eski sevgiliydik.

 

"Kendini bir daha geri çekme!" Dedi ve belimden tutup yine öptü elleri o kadar sert tutuyordu ki bedenimi o an oradan kaçmak için elimden geleni yapardım. Dudaklarımı bıraktığında boynuma yaklaştı, dudaklarını boynuma değdirdi. Kalbim çıldırıyordu delirmek üzereydi. "Sen benimsin ve sonsuza kadar benim olacaksın güzelim." Olamazdım. Onunla yaşadıklarım ve yaşayacaklarım güzeldi ve güzel olacaktı ama ben diye bir şey kalmamıştı. Beni öldürmüş öldürmek ile kalmayıp yok etmişti.

 

"Beni bırak Akın!" Gözlerim'e baktı. Sanki daha fazla yaklaşabilecekmiş gibi yaklaşmaya çalıştı. Boynumu öptü kokumu içine çekti ve tam o sıra içeriye giren Melek yüzünden utandım.

 

"Kızı rahat bırak abi. Öpmeni istemiyor." Dedi öfkeli gözler ile.

 

"Melek sen küçükken benim sevgilim vardı ya, o kız tam karşımda." Dedi Akın. Melek şok içinde bana baktı.

 

"Yasemin?" Gülerek Meleğe baktım.

 

"Baya büyümüşsün güzellik." Dedim gülerek. Melek hala şok içinde bana baktı.

 

"Yasemin iyi misin?" Diyerek geldi Efe.

 

"İyiyim Efe." Dedim gülerek.

 

"Yasemin herkes buradayken sana bir şey demek istiyorum." Dedi Efe.

 

"A tabi diyebilirsin." Dedim ve gülümsedi. Önümde diz çöktü. Gözlerimin önüne Akın'ın evlenme teklifi gelmişti.

 

"Yasemin, benimle evlenir misin?" Diyerek sordu Efe. Gözlerim şokla Akın'a baktı. Akın, Efe'nin kolun'dan tutarak dışarı çıkardı.

 

Akın Çavuş:

Gözlerim de deli gibi öfke vardı. Efe'yi kolundan çektiğim gibi dışarı çıkarıp yumruğu yüzüne geçirdim.

 

"Bana bak şerefsiz piç seni o kızın yanında bir kere daha görürsem bu yumruğu bu kadar hafif yemezsin. Sen onun kim olduğunu biliyor musun lan piç?" Öfkem'e hakim olamadım ve karnına bir yumruk daha geçirdim.

 

"Kim lan o kız?" Dedi gözlerime baka baka.

 

"Yasemin benim eski nişanlım lan. Aşığım lan ben ona seviyorum lan ben Yasemin'i" Dayanamayıp karnına bir yumruk daha geçirdim ve yere düştü. Yüzüne bir yumruk daha geçirecektim ki kolumdan bir el tuttu ve beni kendine çekti. O dudakları ezberlemiştim.

 

"Benim için kavga etme." Dedi dudaklarımdan fazla ayrılmadan. Onu deli gibi seviyorum. Başını omzuma koydu ve gözlerini kapattı. Onu deliler gibi seviyordum.

 

Günümün geri kalanı Yasemin'in dükkanın'da geçmişti sonrasın da onu benim evime gitmemize ikna etmiştim. Kızlara arabasının anahtarını vermişti. Arabaya biner binmez telefonu çalmıştı. 'Efendim' 'Aaa bu süper' 'Ne zaman' 'Tamam ben o gün boşum, olur' 'Hemen başlicam hazırlanmaya' dedi ve telefonu kapattı.

 

"Ne oldu?" Dedim merak içinde.

 

"Ya şeflerin olduğu bir parti varmış oraya çağırdı arkadaşım bende gidicem işte olay bu sorun yok yani." Dedi.

 

"Hem tamam o zaman. Ben gelebiliyor muyum?" Diye sordum.

 

"Yani biraz zor ama benle olacağın için sorun olmaz gelebilirsin yani." Dedi egosu ile. 1 saatin sonun da evdeydik. "Akın." Dedi utanarak.

 

"Neden utandın ?" Dedim şaşırarak.

 

"Üstümü değiştirmem lazım." Dedi. Hemen onu odama götürdüm. Siyah'ın yoğunluklu olduğu odam'a girdi. Dolabı açtım ve bir t-shirt verdim. Altına da bir eşofman verdim.

 

"Hadi giyinsene." Dedim.

 

"Dışarı çıkar mısın?" Dedi. Gülmeye başladım ve onu kendime çektim. Ellerim belindeydi. Onla temasta olmak beni delirtiyordu. Onu deli gibi seviyordum, ona deli gibi aşıktım. Üstünde ki kıyafetleri çıkarıp onların yerine ona verdiğim kıyafetleri giydirecekken boynunu öpmek istedim. Ellerim beline gitti ve onu belinden tuttuğum gibi boynunu öptüm. Sonra kıyafetleri giydirdim.

 

"Üşüme, hasta olma. Sen benim en değerli varlığımsın." Saçları çok güzeldi varlığı çok güzeldi. Bir insanın gülüşüne aşık olmak var gözlerine aşık olmak var içine aşık olmak var bide bunları aşk sanmak var. Ona baktıkça bakmak istemek, ondan başkasını görmemekti aşk. Benim gibi bir erkeği bile böyle biri yapabilecek bir kadının olması inanılmazdı. "Deli ediyorsun beni." O gülüş yüzünde belirdi. Dayanamayıp dudaklarına yine yapıştım.

 

"Uykum var ya benim." Dedi.

 

"Tamam tamam uyuyalım o zaman güzelim." Dedim gülerek.

 

"Aynı yatakta mı?" Diye sordu.

 

"Yok güzelim sen Mars'ta ben Jüpiter'de."

 

"Dalga geçmesene be şerefsiz." Dedi gülerek. Aşıktım hemde deliler gibi aşıktım.

 

(Yasemin'in Anlatımı)

 

Akın yatağa girdi ve ben onu izlemeye başladım. Aniden belimde bir el hissettim, elimde bir el ve en sonunda kendimi yatakta buldum.

 

"Senle uyumak zorunda mıyım?" Diye sordum.

 

"Maalesef ki evet. Benle uyumak zorundasın küçük hanım." Dedi. Beni kollarının arasına aldı ve onla birlikte uyuya kaldım.

 

Sabah uyandığımda yanımda Akın yoktu. Mutfaktan gelen sesleri duyunca hemen koşarak aşağı inip Amerikan mutfağa girdim. Mutfak sim siyahtı. Dolaplar tezgah hepsi siyahtı. Salon da aynı şekilde siyahtı. Aniden kitaplığa gittim. O kitap defalarca bizi anlattığını söylediğim o kitap orada duruyordu.

 

"Kitap çok güzeldi. Genel de böyle kitaplar okumam bilirsin ama güzeldi, beğendim yani." Dedi. Gözlerim dolmuştu. 3391 Kilometreydi kitabın adı. Defalarca kitabı okudum ve hep bizini anlattığını demiştim ona. Oysa hayatımız daha farklı olmuştu. Kalbim donmuş gibiydi kimseyi sevememiştim ama ona olan aşkım o donuk kalbi tekrardan ısıttı. Aşkın tarifi yoktu. Her yemeğin tarifi vardı ama aşkın yoktu. Aşkta bir yemekti, beğeniyorduk ama fazla yiyince karnımız ağrıyordu. Ben evi incelemeye devam ederken Akın yemeği hazırlamış ve masayı hazırlamıştı.

 

"Sizin gibi Fransa da yemekleri ile ünlü bir şef değilim ama bende güzel yemek yaparım." Dedi sırıtarak.

 

"Ben daha güzel yapardım." Dedim geçmişi hatırlayarak. Adım gibi emindim ki Akın'ın aklına da o gün gelmişti.

 

"Sus!" Dediğim gibi onunda aklında o gün vardı.

 

"Sustursana." Dedim, ona inat yaparak. Ve aniden dudaklarım da onun dudakları belimde onun ellerini hissettim. Belimi okşuyor dudaklarımı esir alıyordu. Yıllardır ona olan şu aşkım nasıl bitmemişti bilmiyordum. Ona deliler gibi aşıktım.

 

"Yerinde olsam bir daha konuşmazdım." Dedi dudaklarımı bırakırken.

 

"Sen öyle san!" Dedim ve onu kendime çektim. Aşk bu muydu? Defalarca bırakmak isteyip daha fazla bağlanmak. Dudaklarım dudaklarının arasında can çekişirken ben bundan zevk alıyordum.

 

"Yasemin yapma bana bunu. Sana aşığım biliyorsun." Dedi gülümseyerek.

 

"Bende sana aşığım Akın." Dudaklarımdan onun ismi çıkınca kalbim daha çok delirdi.

 

Günün geri kalanını kahvaltı hazırlayıp gezerek geçirmiştik. Bugün kızlara diyip onlardan işe gitmeyip biraz gezmek için izin aldığım da mutlu olup kabul etmişlerdi. Akından ayrıldıktan sonra dersten başka bir şey yapmamıştım. Okul bitincede en iyisi olmak için gündüz gece demden çalıştım. Hayatım ondan sonra değişti. Arkadaşlarımla ilgim azalmıştı, ama şimdi Yasemin Karalar değil de Yasemin olarak geri dönmüştüm. Bir soyadım yoktu. En kötüsü ise bir babam yoktu. Hiç bir zaman soyadımı gurula taşımamıştım. Bu zamandan sonra her şey değişecekti. Bu benim hikayemdi. Karanlığın ışık bulduğu, kum saatinin zamanını karıştırdığı o hikayeydi bu.

 

Akın bir anda arkama geçip gözlerimi kapattı ve ben şokla konuştum.

 

"Akın noluyor?" Dedim şokla.

 

"Az bekle be prenses." Dedi ve elini gözlerimden çekti. Önümde diz çöktü ve kırmızı kutuyu açtı. "Benimle evlenir misin?" Dedi, gözlerimin içi gülüyordu.

 

"Evet" Dedim.

 

"Hayır." Dedi tanıdık ses.

 

Hayat zaten siz ne isteseniz tam tersini isterdi. Bizi üzmek kırmak isterdi. Sonra ise bu sınavı geçince bize mutluluk verirdi. Tek yapmanız gerken kum saatinin akışını izleyip beklemek.

 

- - - 

'Kum saatinin akışını izleyip beklemek' bu cümle'nin güzelliğini anlatamam. Kum saati eşsiz ve güzel bir kitap. İyi ki yazdım diyebileceğim bir kitap.

 

Peki siz yaptınız mı? Kum saatini çevirip akışını izlediniz mi?

 

~Tubanur Peker

Loading...
0%