Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5.Bölüm

@tubi371

BURASI, HER YANGINDA, HEP İLK KURTARILACAKLARI ATEŞE ATAN SİZ İKİYÜZLÜLERİN CENNETİ; BÜYÜYEMEDEN YAŞLANAN BİZÇOCUKLARIN CEHENNEMİ.

 

5 Bölüm; Kibrit çöpü kadar değerimiz yoktu bu hayatta

 

𒆜

 

 

 

Ben ruhu ölü bir çocuktum. Bunun hep farkındaydım sadece bir umut birinin bunu görmesini istedim. Olmadı kimse beni görmedi ölü ruhunu sırtlamış zavallı beni kimse görmedi yada görmek istemediler.

 

Kendime fiziksel olarak değil de ruhsal olarak zarar verdiğimin farkındayım ama buna engel olamıyordum. Kurşun yarasının nasıl acı verici olduğunu bildiğim gibi bıçak yarasının da acısını biliyordum. Ama şuan çektiğim acının daha acı verici olduğunu söyleye bilirim.

 

Karşımda çocuk parkı vardı parkın içinde annesiyle birlikte oyun oynayan kız çocuğu neşe içinde koşturup duruyordu annesinin kahkahası bana ulaşınca zar zor yutkuna bildim. Yaklaşık dört saattir onları izliyordum arabadan bile inmemiştim.

 

Dizlerimin üzerindeki sigara paketini elime alıp içinden bir dal alarak dudaklarıma götürüp çakmağı aradım ama sikik çakmak yoktu. Bana uzatılan kibriti alarak sigarayı ateşledim. Kibrit sonuna kadar yanmış parmağımı da yakmıştı kibriti camdan dışarı attım.

 

Sigaradan derin bir nefes alıp camdan dışarı üfledim. Parmağımın acısı kalbimdeki acının yanında bir hiçti bir bacağımı salamaya başladım. "Anneme onunla oyun oynamak istediğimizi söylediğimiz de bize verdiği cevap neydi?" Karşımdaki koltuğa oturmuş benim gibi onları izleyen piçe bakmadan sorusuna cevap verdim.

 

"Hiçbir şey söylemeden öylece baktıktan sonra ikimize de tokat atmış oyun oynayacak yaşı çoktan geçtiğimizi söylemişti." Masum bir istek anca bu kadar acımasızca red edile bilirdi dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdim. "Seni neden buraya getirdiği mi sormayacak mısın?"

 

Sigaradan derin bir nefes alınca yanaklarım içe çöktü. "Sana vurdum, sende piçlik olsun diye beni buraya getirdin." Elmacık kemiği morarmış dudağı patlamıştı sanat eseri gibi görünüyordu gülmemek için alt dudağımı dişlemeye başladım. Beni tehdit etmesinin üzerinden üç gün geçmişti ama ona olan sinirim geçmiyordu.

 

"Öz annenin nasıl göründüğünü gör diye seni buraya getirdim." Aslında kadını ilk gördüğümde hiçbir şey hissetmedim aslında çocuğuyla olan ilişkisi beni derinden yaralamıştı. Çocuğuna değer verdiği belliydi bu noktada kendimi değersiz hissettiren de buydu.

 

Çocuk yedi sekiz yaşında vardı kadında kırk sekiz yaşında vardı benim üzerime hamileyken genç olmalıydı bu yaşında bir çocuğa annelik yapa biliyor ken neden o zamanlar bunu yapmadı? Bir kusurum da yoktu ki benim. Evlatlık olarak verilmeden önce sessiz sakin bir çocuktum lan ben ona zorluk çıkarmazdım ki ben sona gelmiş sigarayı söndürüp camdan dışarı fırlattım.

 

"Onları tanımadan nefret etme, onların neden seni yetimhaneye bıraktıklarını bilmiyoruz belki de mecburen seni bırakmak zorunda kaldılar bu yüzden onları tanımdan nefret etme." Bilmiş bilmiş konuşan abime ters ters baktım. "Seni tanıyorum ve senden nefret ediyorum bunu nasıl açıklayacaksın sayın çok bilmiş."

 

Yine o piç sırıttış belirdi yüzünde. "Bir köprüden aşağı atlarsam ardımdan atlarsın benden nefret etmiyorsun kendini kandırmaya çalışıyorsun o kadar." Ona ters ters bakıp tekrar camadan dışarı baktım. Kadın salıncakta sallanan kızının yanında durmuş onu salıyordu.

 

"Ben değil ama onlar benden nefret edecek." Sıkıntılı bir nefes alıp benim gibi onlara bakmaya başladı.

 

"Neden senden nefret edecekler?" Güldüm dediğine bir paket sigara bitirdiğim için sigara içme imkanım yoktu. "Kim baba katili birini sever? Kim bir katili ailesinin içine alır?"

 

Aramızdaki sessizlik uzayıp gidince istem dışı gözlerim doldu. "Ben söyleyeyim hiç kimse bu yüzden bırak onlar benden nefret etmeden önce ben onlardan nefret edeyim."

 

O ailenin bir parçası olmak istersem en çok kırılıp zara gören ben olacaktım.

 

Onları parktan ayrılır ayrılmaz bizde oradan uzaklaştık araba hareket etmeye devam ediyor ken boş boş sokaklardaki insanlara bakmaya başladım. "Kimse senin babanı öldürdüğünü bilmiyor bunu bilen çok az sayıda kişi var ve onlarda hayata değil." Şaşırdım desem yalan olurdu onun nasıl bir manyak olduğunu biliyordum.

 

"Bunu bilen annen sen ve benim yani?" Kafasını salladı kim bilir belki de bir gün bizden de kurtulurdu ne düşündüğümü biliyormuş gibi bakıyordu tipsiz herif. "Bir gün senden kurtulmak istersem-" Susup sır verir gibi öne eğildi. "Seni öldürmem kendini öldürmeni sağlarım küçük kardeşim." Derin bir nefes aldım.

 

Umarım biyolojik ailem de böyle manyaklar yoktur. Bu çocuğun annesine benzediğini söylemiş miydim? Kafa yapısı aynı annesi psikopat piçin tekini doğurmuştu kadın o koltuğa yaslanınca ona bakmaya son verdim. "İntihar etmem mecbur beni öldürmek zorunda kalacaksın abicim."

 

"Büyük lokma ye büyük söz söyleme." Taktı buda benim ölmeme acaba ölme mi istiyor olmasın? Amacı bu olmasaydı çoktan ölü olurdum bu piçin bir karın ağrısı vardı. "Seni tanımasydım eğer ölme mi istediğini düşünürdüm." Birden kahkaha atınca tırsmadım değil.

 

"Korkma sana zarar gelmesin diye öldürür de ölürüm de bunu asla unutma ve salak saçma düşünmeye de son ver." Tamam bu konuyu uzatmaya gerek yoktu başımı salladım. Araba durunca kapıyı açıp aşağıya indim. Onun inmesini beklemeden eve doğru yürümeye başladım.

 

"Küçük kardeşimin benden korktuğunu bilmiyordum. Bunu bilmem iyi oldu." Narsist it benimle dalga geçiyordu omuzumun üzerinden ona baktım. "Senden korkan senin gibi olsun ayrıca sensin küçük aramızda sadece üç yıl tek var." Bana yetişip kolunu omuzuna atıp yanımda yürümeye başladı.

 

"Benden küçüksün küçük." Yüzüm tiksintiyle buruştu omuzumu silkip tutuşundan kurtulup evin açık kapısından içeri girdim. Oda kahkaha atarak peşimden eve gitmişti alt kata olan banyoya girip işlerimi hallettikten sonra salona girince onu tekli koltukta bacaklarını ayırarak rahat bir şekilde oturduğunu gördüm.

 

Üzerimdeki kot ceketi çıkarıp koltuğun üzerine fırlattım. Fırlattığım cekete bakınca kaşları çatıldı. "Pasaklı insanlardan nefret ederim. Al o ceketi ait olduğu yere götür." Öf ledim üç gün içinde bıktırmıştı kendinden.

 

Tersinin pis olduğunu bildiğinden içimden söve söve ceketi alıp odamın yolunu tuttum. Odamın kapısını açıp giyinme odasına girip ceketi asıp odadan çıktım. Evin ikinci katındaki odalar bon boştu sadece salonda ve karşılıklı duran iki odada tek eşyalar vardı evi alelacele satın aldığı beli oluyordu.

 

Salona girip koltuklardan birine çöktüm. "Büyüklerinin sözünü dinlemen mutluluk verici." Başımı kaldırıp ona ters ters baktım. "Uğraşma benimle git yemek hazırla açım ben." Oturduğu yerden kalkıp mutfağa doğru yürümeye başladı.

 

Uzandığım koltuğa yayılarak gözlerimi kapadım. Gözlerimin önüne gelen anne kız yüzünden gözlerimi kapatığım gibi geri açtım. Ne hissetmem gerektiğini bilemiyorum. "Makarna yapıyorum." Makarna yapmasını bilmesi bile şaşırtıcıydı doğrulup oturur vaziyette geldim.

 

Amerikan tarzı mutfağa girmiş bedene baktım. "Zehirlenmeyiz dimi lan?" Doğrama tahtası üzerindeki domatese kısaca bakıp tekrar ona baktım. Sebzeli makarna? Yoğurtlu makarnayı tercih ederim açıkçası ama bunu ona söylemedim. "Bu yüzden yemekleri ilk bir koruma tadacak." Kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladım.

 

"Kendine olan güvenin gözlerimi yaşartı abicim." Göz devirip yaptığı işe geri döndü derin bir nefes aldım. "Sana söylemem gereken bir şey var." Oturduğum yerden kalkıp mutfağa girip bar tabure sine oturdum. Ellerimle tezgahın üzerinde ritim tutmaya başladım.

 

"Evet seni dinliyorum." Tencerenin kapağını kapatıp karşıma oturdu gözlerimi kısıp ona bakmaya devam ettim. "Yarın DNA testi sonucunu öğrenmek için hastaneye gitmen gerekiyor." Boş bulunup tuhaf bir tepki verdim. "Ha tamam giderim." Jeton biraz geç düşünce ağzım açık kalırken göz bebeklerim irileşti. "NE! Yanlış duydum dimi? Ne testi ne sonucu?"

 

Donuk bir şekilde bana bakmaya başladı, ardından o kemikli elleriyle cebinden sigara paketini çıkardı. İçinden aldığı sigarayı iki parmağının arasına koyup çakmakla yaktı çok profösyoneldi. Yıllarca sigara içtiğine emindim. Babam sigara içilmesine karşıydı. Neye karşı değildi ki zaten!

 

Oturduğu yerden kalkıp ocağın altını kapatıp makarnayı tabaklara döküp tabağı önüme bıraktı. Sigarayı lavabonun içine atıp suyu açıp kapatı. Bana uzattığı çatalı alıp şok olmuş bir şekilde ona bakmaya devam ettim. İkimize su doldurup çatalı tabağa götürünce refleksle elini tutup ona engel oldum. "yeme bi zehirlenerek ölmeden önce beni aydınlat."

 

"Ben bunu yapma saydım senin yapacağın yoktu." Bana sormadan nasıl böyle bir şey yapa bilirdi? Bu benim hayatım onun değil elimdeki çatalı sert bir şekilde tezgahın üzerine bırakıp oturduğum yerden kalkıp elimle yüzümü sıvazlayarak derin nefesler alıp vermeye başladım.

 

"Bana sormadan nasıl böyle bir şey yaparsın?" Ona baktığımda sakin bir şekilde yemeğini yediğini gördüm sinirlenmeye başlamıştım ve bu hiç iyi değildi. "Sana sorsam hayır derdin öz aileni tanımanın neresi kötü?" Dişlerimi gıcırdatım.

 

"Onlar beni istememiş ben neden onları isteyeyim? Benim bir aileye ihtiyacım yok sana bile ihtiyacım yok." Çatalı tezgahın üzerine bırakıp donuk ifadesiyle bana bakmaya başladı. "Öğrendiklerin yüzünden babanı öldürmedin mi? Sadece babamın yaptığı hatanın bedelini ödemesi sence de adaletsiz değil mi?"

 

Yutkunmayı bırak konuşamadım bile olduğum yerde çakılıp kalmıştım. "Babanı ben öldürmedim." Yine o nefret ettiğim küçümser ifadesi belirdi yüzünde.

 

"Bu dediğine sen bile inanmıyor sun benden buna inanma mı bekleme kardeşim." Nefes almadığı mı hissettim elimi boynuma sardım.

 

Bu piç yüzünden panik atak geçirmek üzereyim. "O aileye zarar vermiyeceğim." Oturduğu yerden kalkıp üzerime gelmeye başladı elini kaldırıp omuzum'a iki kez vurdu. "Onlar sana zarar verince sende zarar vermek zorunda kalacaksın, ne demiştim? Büyük lokma ye büyük söz söyleme."

 

Yanımdan geçip gitti daha fazla ayakta duramayıp yere çöktüm. Hayır kimseye zarar vermezdim ben gerekirse kendime zarar verirdim ama bir başkasına zarar veremezdim. Sinirden elim ayağım titriyordu beni seviyor mu yoksa nefret mi ediyor anlamış değilim.

 

Odasının kapısının önünde durup omuzunun üzerinden bana baktı.

 

"Alp Arslan, adamlarına seni buldukları yerde öldürmeleri için emir vermiş ne kadar şefkatli bir abi öyle değil mi Uraz Alaca?"

 

□□□

 

Selam!

 

Yeni bir bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz bölümü.

 

Uraz diğer bölümde öz ailesiyle tanışacak bakalım neler olacak.

 

Öz abisi neden Urazı öldürmek istedi?

 

Oylamayı ve düşüncelerinizi, eleştirilerinizi yorum olarak bırakmayı unutmayın<3

 

Loading...
0%