Arabadan inmiş kafeye doğru gidiyodum.Ama giderken bir şeyler kafamı kurcalıyordu.Ben napcaktım"

Az Önce

Bir banka oturmuş denizi seyrederek kahvemi yudumluyodum.Yanıma bi adam yanaşarak "oturabilir miyim" dedi.Bende adama "oturabilirsiniz" diyerek bankın diyer ucuna yaklaştım. Adama bunu söylerken sesim çok düzdü.Adam şık giyimli bir adamdı. Adam bir iş insanına benziyodu. Siyah saçları ve esmer teni vardı. Kaslı birisiydi sanki ceketi biraz daha sıksa patlicakmış gibi duruyordu. Adam teşekkür ederek yanıma oturdu. Adam beni süzerek önüne döndü "hukukçusunuz galiba"dediğinde anlık ona döndüğümde bana "rahatsız ettiysem kusra bakma sadece öyle bir görünüm yarattığınızı söylemek istedim" diyince küçük bir tebessümle"hayır sorun yok ama eğer ne meslek yaptığımı soruyorsanız evet hakimim dedim.Sonra ona dönüp"peki ya siz bir iş insanımısınız " dediğimde göz kırparak "güzel tahminler yapıyorsun evet bir şirketim var ve onu ben yönetiyorum" dedi.Sonra gözünü izlediği denizden ayırarak"düşüncüncelisiniz hem de çok düşüncelisiniz.Bu sizi rahatsız etmicekse ne düşündüğünüzü sorabilir miyim" diyince ona "size bir şey sorabilir miyim" dedim.Adam büyük bir nezaketle tabi sorabilirsiniz" dedi.Adama "şimdi siz birisini seviyosusunuz ve sevgilisiniz.Ama onu sevip sevmediğinizden şüphelisiniz bi tarafınız sevdiğinizi bı tarafınız ise ona minnettarlık duygunuzu sevgi olarak düşündüğüzü aslında sevgi olmadığını söylüyor.Ve siz karşınızdakinizi kandır mak istemiyorsunuz napardınız? diyerek sorgu dolu gözlerle adama baktım. Adam önce biraz denizi izledi sonra yönünü bana doğrulturarak "deminden beri bunu düşünüyordunuz değil mi?" dediğinde ona kafamı salladım sonra çantasından tam bir sigara çıkaracaktıki onu durdurarak "kokusundan hoşlanmıyorum" dediğimde adam geri ceketinin cebine koydu önce bana baktı ve daha sonra konuşmaya başladı "bence eyer bir insan birisini seviyosa sevgisinde şüphe etmez asla. Yani bence sen ikinci seçeneği seçmeli ve ondan ayrılmalısın diyince.Ona "ama o bana zamanında çok yardımcı oldu" dediğimde sanki gözlerimde bir duygu yakalamak istiyor da bulamiyomuş gibiydi ifadesi.Bana "malesef sen o adamı sevmiyorsun sadece minnettarlık duygusu yaşıyosun" diyince "bunu nerden anladınız" diye sordum. Adam "eyer siz onu sevseydiniz gerçekten ondan bahsederken gözlerinizin içi parlardı.Mesela en basitinden babanıza dikkat edin annenizden bahsederken gözlerinin içi parlar" diyince kaskatı kesildim benim hiç annem ve babam olmamıştı ki.Benim için sadece anne ve baba vardı.Herkes bana anne ile annem arasında sadece bir harf olduğunu söyliyebilirdi.Ama öyle değildi işte anne sadece doğurana denilirdi.Annem ise seni sevene, öpene
bakana denilirdi benim hiç bir zaman annem olmamıştı.Baba ise seni sadece doğurmaniza mani olana denilirdi ama babam ise seni sevip kollayana denilirdi.Ne yazık ki benim ne annem ne de babam olmuştu Adam suratımı görünce "yanlış bir şey mi dedim" diyince ona tam"hayır yanlış bir şey demediniz" demiştimki yağızın aramasıyla "üzgünüm gitmeliyim dediğimde adam başıyla telefonumu işaret ederek "sevgiliniz mi" diye sordu Başımla onu onayladım adam elini bana uzatıp bu arada ben "süleyman" dedi.Bende onun elini tutup "elzem " tanıtımına memnun oldum diyerek arabama doğru yürüdüğümde "kalbinin sesini dinle" diyince ona hafif tebessüm edip kahvemi hemen solumda kalan çöpe attım. Arabaya binince hızlıca telefonu açtım diyer taraftan "elzem nerde kaldın" diye yağız konuşunca "hazırlanmam biraz uzun sürdü ama geliyorum" dediğimde "tmm" diyerek telefonu kapattı bu niye şimdi karı gibi trip atmıştı."Mal nolcak" diye mırıldandım.Yol boyunca iki seçenek içinde kaldım sonunda kararımı vermiştim.

Şimdiki Zaman

Kafeye doğru ilerleyip kapıyı açtım ve içeri girdim.Yağız sarı saçlı iri bedenli beyaz tenli 1.90 boyunda bir askerdi. Askerlere canım fedaydı.Onlar bizi korurlardi ama yağız zengin bi ailede büyümüş olmasından gerek hem çok tripliydi hem de bazen çok sinir bozucu olabiliyordu.İçeriye girdiğimde sonunda gelebildiniz hanfendi" diyince "anca gelebildim ama daha önce bana bu kadar hayran olduğunuzu bilmiyordum" diyince sinirden ruh hastası gibi gülüp "ha ha ha görüşmeyeli ne kadar komikleşmişsiniz" diyerek "neden bu kadar geç kaldın" diyince ona "bankta otururken kahvemi içiyordum bir adam gelip benimle konuştu biraz sohbet ettik. Hem sanane sana mı sorucam ne zmn geleceğimi istediğim zmn gelirim " bunları derken çok sakindim ama aynı şeyi yağız için diyemicektim alnındaki bir kaç mavi damar belli oluyordu.Bana bağırarak"SEN TANIMADIĞIN BİR ADAMLAMI BİRLİKTEYDİN" diyince ona karşı bağırarak "BANA BAK BENİMLE NASIL KONUŞTUĞUNA DİKKAT ET KARŞINDA ÇOCUK YOK SENİN" diye karşılık verdim.Sesini indirip"tamam sen neden tanımadığın bir adamla konuşuyorsun" dediğinde "sana hesap vermek zorunda değilim hem seninle başka bir konu üzerine konuşmak için geldim" dedigimde "bu konuyu şimdilik kapanmadı ne soyliceksen söyle acelem var " dedi. Acelesi olmadığına yemin edebilirdim.Nolcakti zaten trip atcakti sadece. Düşüncelerimden sıyrılıp "ayrilmak istiyorum" dedim. Dediğimde suratı kaskatı kesildi.

Buraya kadardı canlarım diyer bolumde acaba nolcak ve yağız nasıl bir tepki vericek. Öncelikle şunu söylemeliyim ki asıl ana karakter Giray tanımdan anlamış olacağınız üzere . Ve yanlış anlaşılma olsun istemem ben askeri kotulemedim sadece insanlar bazen iyi anlasamazlar elzemle yagizda tam olarak anlasamadilar ama ileriki bölümlerde belki yagizi başkasıyla gorebiliriz. Kesin bir şey söyleyemiyorum bu konu hakkında. Allah'a emanet olun canlarım💋💕💕

​​​​​​

​ 

​​​​

​​​​​