Yeni Üyelik
48.
Bölüm

2.SEZON 2. BÖLÜM

@tugba_mortaldance

 

Yağız umursamadığı konuşmaya duyduğu isimle bodoslama dalmıştı . Kafasını kıza öyle bir çevirmişti ki sanki aradığı hazalı bulmuş gibi . Fakat gördüğü o Hazal değildi .

 

Kıza kısa bir süre baktı . Saçlarını tepeden bağlamış , gözünde ki gözlükle ve sıfır makyajsız yüzüyle oldukça sadeydi . Cılız bir bedene sahip en fazla 1.60 boyunda sıradan bir kızdı . Kız bakışlarını ürkekçe sınıfta gezdirdi .

 

"Hazalcığım diğer okulunda ki başarını burada da görmek isterim . Şimdi geçip boş bir yere oturabilirsin . "

 

Hazal sınıfta göz gezdirip boş yerlere baktı . Biri pencerenin yanında ki sondan ikinci sıraydı diğeri ise ön sıralarda oturan süslü bir kızın sırasıydı . Hazal adımlarını o kızın yanına atarken süslü kız yanında ki boş yere hızla çantasını koyup küçümser gözlerle bakmaya başladı .

 

Hazal neye uğradığını başta şaşırsa da hiç bozmadan arka sıraya doğru ilerledi . Karşısında ki çocukla göz göze geldiğinde bir an duraksadı .

 

"Oturabilir miyim ?"

 

Bunu öyle çekinerek söylemişti ki sesini kendisi bile zor duymuştu . Yağız pencere kenarına biraz daha yaklaşarak yeni kıza yer açmıştı . Sınıfta ki bütün kızları bakışları şuan bu sıradaydı . Hepsi içten içe birbirini yiyorlardı . Çünkü daha önce çoğu Yağızla oturmak istemiş fakat genç adamın tepkisi üzerine kimse cesaret edememişti .

 

Çağla keşke yanıma oturmasına izin verseydim diye içten içe kendisini azarlarken Hazal çoktan yerine geçmişti . Bütün sınıfın dikkati Yağızın sırasındayken öğretmenin sesiyle bir çoğu bakma işlemine son vermişti .

 

Hazal ilk defa bir erkekle aynı sırada oturmanın huzursuzluğunu yaşarken üzerinde ki gözlerle daha fazla tedirginleşiyordu . Yanında oturan çocuğa bile dönüp bakamıyordu . Bu korkudan değildi , utangaçlıktandı . Yıllarca kendisine öğretilmiş ve bir çok kişide olmayan bir duyguydu bu .

 

Yanında oturan genç adam neredeyse kendinin iki katıydı . Sıranın bir ucuna sinmiş dikkatini öğretmene vermeye çalışıyordu Hazal . Yağız ise yanında oturan kıza bir süre bakmış daha sonra öğretmene dönmüştü . İlk defa böyle birisini görüyordu .

 

Sınıfta aynı bu kız gibi giyinen bir kaç tane inek kız vardı ama bu kızda onlarda olmayan başka bir şey daha vardı . Utanma duygusu ... İşte bu Yağızın dikkatini çekmişti .

 

Zilin sesiyle oluşan gürültü ve bir çok kişinin sınıfı boşaltması üzerine Çağla ve iki kız daha Hazalın yanına gelmişti . Yağız umursamadan dışarıya bakarken onların konuşmasına da tanıklık ediyordu .

 

"Merhaba Hazal . Az önce ki tatsızlıktan dolayı lütfen kusura bakma. Biz seninle tanışmaya geldik "

 

Hazal içten bir gülümseme gönderip kendisine uzatılan eli sıktı .

 

"Önemli değil . Unuttum bile ."

 

"Çağla ben ..."

 

Sağ tarafında ki kızı göstererek

 

"Buda Pınar .."

 

Daha sonra sol tarafında ki esmer kızı gösterdi .

 

"Buda Esra . İstersen sana okulu dolaştıralım . Tabi kabul edersen ?"

 

Hazal karşısında ki kıza baktı bir süre . Çağla fiziği düzgün kumral saçlı ve oldukça güzel bir kızdı . Kaşları biçimli ve bal rengi gözleri vardı . Hazal 'Erkek olsam asılırdım' diye düşündü içinden . Bide kendisini düşündü. Saçları kıvırcık ile dalgalı arasında karma karışık bir şeydi . Boyunu hesaba katmıyordu bile . Miyop olan kahve rengi gözleri ve yüzünün yarısını kapatan gözlüğü hiç dokunulmamış kaşları ile sıradandan daha sıradandı . Sonra Çağlanın yanında ki kızlara baktı . Biri esmer güzeli diğeri ise kumral .

 

"Olur "

 

diyerek ayağa kalkacakken kolunun sıkıca tutulmasıyla tekrar yerine oturdu . Şaşkınca bir kolunda ki ele birde elin sahibine baktı . Yağız sert bir şekilde Çağla ve yandaşlarına bakıp konuştu

 

"Çağla ! Bas git işine !"

 

Sertçe söylediği şeye karşın Çağla şaşkınca Yağıza baktı . Hayallerinin adamı ilk defa adını söylemişti fakat tiksinircesine . Gözleri kendiliğinden dolarken Hazal'a çevirdi bakışlarını . Ne yani bu sünepe kız için mi kızmıştı kendisine ! İçinde ki öfke git gide büyürken hiç bir şey söylemeden sınıftan çıkmıştı .

 

Arkasında bıraktığı yandaşları ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bakarken hızla onlardan sınıftan çıkmışlardı . Hazal biraz önce şahit olduğu manzaranın başkahramanına çevirdi bakışlarını . Daha sonra kolunda ki ele .

 

Yağız elini hızla çekerken o sert ve soğuk ifadesini korudu. Hazal ne diyeceğini şaşırmış bir şekilde yanında oturan iri adama baktı .

 

"Neden böyle bir şey yaptın ?"

 

Yağız Hazal'a dönüp bir süre karşısında ki saf kızı süzdü . Daha sonra kaşlarıyla kendilerini izleyen başka bir kızı işaret etti.

 

"Git onunla arkadaş ol . Tabi başını belaya sokmak istemiyorsan "

 

Hazal Yağızın gösterdiği kıza baktı ve yeniden genç adama döndü .

 

"Çağlaya neden ters davrandın ? İyi kızdı ..."

 

"Gerçekten göründüğün gibi saf mısın sen ?"

 

Hazal susup kendisine laf sokan adama baktı .Daha sonra oturduğu yerden kalkıp sınıftan çıktı . Cevap vermemişti bu küstah çocuğa . Ne hakla hayatına burnunu sokardı . Tabelalara bakarak tuvaletin yerini aramaya koyuldu .

 

Sonunda aradığını bulmanın mutluluğuyla içeriye girdi . Girmesiyle Çağla ve yanında ki kızları görmesi bir oldu . Çağla bir köşede ağlarken sürdüğü rimel yanaklarından göz yaşıyla birlikte akmış ve berbat bir görüntü sunmuştu ortaya .

 

Çağla kafasını kaldırıp ağlamasına sebep olan kıza bakmıştı . Daha geldiği ilk günden kendisini ağlatan bu kıza neler neler yapacağım diye geçirdi içinden . Elinde ki peçeteyi öfkeyle bir köşeye atıp yeni gelen kızın üzerine doğru yürüdü . Yakasından tuttuğu kızı duvara sıkıştırdığında gözünü nefret bürümüştü .

 

Hazal neye uğradığını şaşırırken yakasında ki ellerin nedenini sorguladı içinden . Daha sonra kendisine nefretle bakan kıza çevirdi bakışlarını

 

"Sana bu okulu dar edeceğim kızım ! Geldiğin güne pişman olacaksın ! Bu okuldan arkana bile bakmadan kaçacaksın !"

 

Hazal kızın ellerini tutup kendisinden zorla ayırdığında korku ve öfkeyle Çağlaya baktı . Gözünden bir damla yaş süzülürken omzuna çarpıp dışarıya çıkan kızlara baktı .Tuvaletlerden birine girip kapıyı kilitledi ve durmak bilemeyen göz yaşlarını dışarıya saldı . Neden insanlar bu kadar aptaldı ? Niçindi bu öfke ?

 

Kendisi bu hayatta hep doğru olmak istemişti . Her zaman iyi bir insan olmak istemişti . Ağaç gibi olacak ve dallarını kıran insanlardan bile gölgesini esirgemeyecekti . Peki ya bu ağaçtan ne istiyordu insanlar ? Neden köklerini koparmaya çalışıyorlardı ?

 

Sarp önünde ki dosyalardan başını kaldırıp çalan kapıya 'Gir ' komutunu verdi . Kapının hızla açılması üzerine Yakup söz gelimi neredeyse içeriye dalmıştı . Sarp şaşkınca karşısında ki adamın telaşına baktı .

 

"Abi , gözlerine inanamayacaksın ama ..."

 

Sarp kaşlarını çatıp karşısında ki heyecanlı adama son derece sakin bir ses tonuyla sordu

 

"Neler oluyor Yakup ?"

 

Yakup Sarpa aldırış etmeden önünde ki bilgisayarı hızla çekip kendisine çevirdi ve elinde ki diski bilgisayara taktı . Sarp hala aynı sakinlikte Yakup'u izlerken yapmaya çalıştığı şeye bir anlam arıyordu .

 

Yakup açılan ekranla bilgisayarı tekrar Sarpa çevirdi . Sarp ekranda yazılı olan mesajlaşmayı okumadan Yakup'a baktı

 

"Bu ne ?"

 

"Hazal yengenin kardeşi Asaf'ın mesaj kaydı abi . Yaklaşık yarım saat önce atılmış bir mesaj "

 

Sarp bakışlarını ekrana çevirdiğinde mesajları okumaya başladı . Mesajların içinde öyle bir cümle vardı ki kan donduran cinsten . İnanamazcasına bir daha okudu yazıyı . Bir daha ve bir daha ... Sonra takıldığı cümle dudaklarından döküldü .

 

"Buldunuz demek . İşlerini bitirin . Bu sefer ne Çağrı Ateşdağlı'nın nede karısının yaşama şansı olmasın . "

 

Loading...
0%