Yeni Üyelik
30.
Bölüm

30. Bölüm

@tugba_mortaldance

Ölmek bir şey değil

Yaşamamak korkunç.🌿

Victor Hugo

"Portakal çiçeği"

İçim kördüğüm . İçim karmakarışık. Sevmeler neden bu kadar ölüm ? İnsan nefes alırken yaşamaması ne garip !

Şimdi karşımda yılların acısı.

Dimdik duruyor o aldandığım duruşuyla !

Sussam içimde ki öfke ısınacak , dolup taşacak . Konuşsam dilim tutulacak . Gitsem ayaklarım yere basmayacak . Peki ya kalsam ? Kalsam ve yıllardır ,burnumun direğinde sızlayan kokusunu içime çeksem ? Tenimi alev alev yakan tenini dudaklarımda buluştursam , O zaman ben olmaktan çıkmayacak mıydım ? O zaman aptal bir aşıktan ne farkım kalacaktı.

Bana hiç bir açıklama yapmadan başkasının kollarına giden adamı nasıl kollarıma alacaktım. Nasıl yeniden kalbimde büyütecektim ?

Rüzgar bile sessizliğe bürünmüştü bu anın karşısında. O bile susmuştu.

Bu sevdanın imkansızlığı karşısında onun bile dili lal olmuştu.

"Seni çok özledim Portakal çiçeği "

Bana doğru bir adım atacakken elimi havaya kaldırıp

"Dur ! Sakın bir adım daha atma "

Sesim neden bu kadar aciz çıkmıştı ? Neden her an ağlayacakmışım gibi çaresiz.

"Her şeyi anlatmama izin ver "

Bu saatten sonra ne anlatacaktı ki , ne dinleyecektim. Yada hangi cümle kalbimi yumuşatmaya yetecekti ?

Başımı hayır anlamında iki tarafa sallayıp

"Git buradan ! Defol !! "

Hızlıca oradan uzaklaşmak isteyince gitmemi engellemek için kolumdan tuttu . Kolumu ellinden hızlıca çekip

"Dokunma bana !"

Hasret kaldığım yüzü bulanık görünmeye başlamıştı. Yanaklarımda hissettiğim ıslaklığı elimin tersiyle hızlıca silip suratına baktım. O ruhsuz bakışlarımla suratına baktım. Duygularımı saklamayı iyi bilirdim. Ve bunu öğreten kişi şuan karşımdaydı. Bana nasıl duygusuz olmam gerektiğini öğreten adam tamda karşımdaydı .

Daha fazla konuşmasına izin vermeden yanından geçip gittim. Bir yabancı gibi . Kalbimde ki baskı yaşama dair yaptığım tek şeyi de zorlaştırıyordu ; Nefes almayı...

Bir müddet yürüdükten sonra boş bir sokağa girip bir duvar dibine çöktüm. Artık içimde dolup taşan bu acıyı daha fazla tutamadım. Yıllar önce onu düşünmeyi bile yasaklamıştım kendime . Şimdi ise karşıma çıkıp özledim diye biliyordu.

Böyle boş ve ıssız bir sokakta karşılaşmamış mıydık zaten ! Yada o takip etmişti . Hayatımı mahvetmeye neden bu kadar ısrarcısın be adam ! Neden kalbimin yerini hatırlatıp daha sonra da parçalayıp gidebiliyorsun !

Hüngür hüngür ağlamama neden oluyorsun ! Ağlamayı kendine yasaklamış insanın yasaklarını neden çiğniyorsun !

************* *******

"Hazal neyin var tatlım ?"

Elimi çenemin altıdan çekip yaslandığım yerden doğruldum .

"Bir şeyim yok abla "

"Senin ki geç kaldı bugün ona mı bu kadar durgunsun ?"

diyerek muzipçe gülümsedi. Benim ki ? Ahhh ... Sarptan bahsediyor olmalı.

"Benim ki falan değil o abla !"

"Bilmez miyim .. Hah bak geldi işte "

Yönümü giriş kapısına çevirdiğimde Sarp ile göz göze geldik . Bana gülümseyerek boş masalardan birine oturdu.

"Al hazır kahve . Seninkini daha fazla bekletme "

Ayla ablaya ters ters bakıp kahveyi elinden aldım ve Sarp efendinin masasına koydum . Bakışlarını üzerimde hissedince

"Ne oldu ?!"

"Hiç sadece biraz konuşmak istiyorum "

Oflayarak masasına oturdum. Bugün benimle konuşma yarışına mı girmişti herkes ! Hayır o kadar önemli biriside değilim ne bu savaş !

"Dinliyorum "

"Çağrı konuştu mu seninle ?"

Kaşlarımı çatıp sertçe ona baktım . Nereden biliyordu ?

"Nereden ..."

"Konu sen olunca ister istemez her şeyden haberim oluyor Hazal "

"O zaman konu haline getirmeyin beni. Sende kardeşinde karşıma çıkmayın . Hayatımı mahvetmeyin daha fazla ! Sıkıldım artık bu karmaşadan . "

"Senin hayatın baştan sona karmaşa Hazal . Sen doğmadan öncede öyleydi "

Sustum bir an . Benim doğmadan önce ki hayatım nasıl karmaşa olabiliyordu ? Ve o , bunu nereden biliyordu ?

"Açık konuş "

"Hazal burada olmaz . Hem sana bunları Mithat abinin anlatması daha doğru. Seni ona götürmeye geldim bugün "

Anlamsızca ona bakarken

"Mithat abi kim ?"

"Aileni öldürdükleri gün seni kurtaran adam "

***********

Büyük ve gösterişli bir eve girdiğimizde etrafıma şaşkınlıkla bakıyordum. Bahçesi evin iki katı kadardı ve evden bahsetmiyorum bile.. Sarp önünde durduğumuz kapının ziline basınca beklemeye başladık .

Kapı açılınca bizi ufak tefek tatlı bir kız karşıladı . Sanırım buranın çalışanlarından biriydi.

"Buyurun Sarp bey . Mithat beyde sizi salonda bekliyordu ."

Kadın kapıdan çekilince içeriye girdik. Evin içi de en az dışı kadar gösterişliydi. Büyük ve ihtişamlı salondan gözlerimi alamazken o tanıdık ses ilişti kulaklarıma

"Küçük kızım "

Arkama döndüğümde yine o yaşlı adamı gördüm. Beni Çağrının nikahına götüren adamdı bu ! Sorgular biçimde bakarken eliyle koltukları gösterip

"Otur kızım " dedi. Yaşadığım şaşkınlıkla dediğini ikiletmeden oturdum. Beni kurtaran adam bu muydu ?

"Bu kadar şaşıracağını ummuyordum küçük kız "

"Neden daha önce söylemediniz "

"Her şeyin bir zamanı var küçük kız "

"İsmim Hazal "

Adam gülümseyerek hizmetçilerden birini çağırdı ve kahve yapmasını istedi . Daha sonra bana dönüp

"İsmini değiştirebilirsin Zeynep ama geçmişini asla "

Söylediği şeyle sessizliğimi korudum . Çünkü bu yaşlı adam yeniden haklıydı. Bakışlarımı Sarpa çevirdiğimde oda sessizce bana bakıyordu. Gelen kahveleri alırken içimde ki sabırsız taraf yaşlı adamın konuşmasını ve her şeyi anlatmasını istiyordu .Yaşlı adam da anlamış olacak ki keyifle kahvesini yudumlayıp sessizliğini sürdürüyordu .

Daha fazla dayanamayıp sordum

"Benimle konuşmak istediğiniz konu neydi ? "

Yaşlı adam oturduğu yerden doğrularak elinde ki boş fincanı sehpaya koydu ve konuştu

"Çok sabırsızsın küçük kız "

Cevap vermeyince tekrar söze girdi

"Annende senin gibi sabırsızdı . Babanla bir an önce evlenip mutlu olmak istedi. Ama bilmiyordu kendisinin etrafında ki pisliklerin onuda içine çekeceğini ..."

Sustu ve tepkimi ölçmek istercesine suratım baktı.

"Devam edin lütfen "

Adam başıyla onaylayıp devam etti

"Baban benim en yakın arkadaşlarımdandı. Anneni de az çok tanırdım . Baban Ahmet düzgün bir ailenin çocuğu ve iyi bir avukattı. Annenin ailesi ise daha karanlıktı ama annenin hiç bir şeyden haberi yoktu.Deden yani annenin babası anneni ortaklarının birinin oğluyla evlendirmek istedi . Deden karanlık işler çeviriyordu . Annen ise babanla herkesten habersiz kaçıp evlendi ve ikiz çocukları oldu. Fakat annenle evlenmek isteyen adam yani Şevket kendine hırs yapıp mutsuz olmaları için elinden geleni ardına koymadı . Bir gün daha da ileriye gidip Annen , baban ve siz arabadayken önünüzü kesiyorlar .Anneni ve babanı öldürüp ikizlerden birini yanına alıp diğerini ise ölüme terk ediyor. Ölüme terk edilen çocuk sendin Zeynep "

Duyduklarımın etkisiyle donup kaldım. Ne ağlayabiliyordum nede en ufak bir tepki verebiliyordum.

"Şevket senin yaşadığını bir şekilde öğrenmiş ve öldürmek istemiş.Seni adım adım takip ettiren Sarpı bulmuş bir müddet sonra. Sonra kendi kafasında planlar kurup seni öldürmenin yollarını aramış. Sarpın bunu yapmayacağını anlayınca ona en yakın olan kişiyi seçmiş. Bu kişi Sarpı hem senden uzak tutacak kişi hemde Sarpın elini kolunu bağlayacak kişi ... Çağrı ."

O ismimi duymamla boğazıma yeniden bir yumru oturdu .

"Çağrıyı hapishanede iken kendi tarafına çekip bir şekilde sana ulaşmasını sağladı . Çağrı , Sarpın yerine hapse girmesinin karşılığında seni istedi. Çünkü bunu patronu emretmişti. Hem seni korumasız bıraktı hemde güçlü bir çalışan kazanmıştı.Çağrıyı seni öldürmesi için görevlendirmişti."

Sarp kalkıp yanıma geldi ve sıkıca sarıldı. Onu kendimden itemedim. Bana sarılma diyemedim . Ben Çağrıya aitim diyemedim!

"Ama nasıl olduysa Çağrı seni öldürmeyip patronuna öldürdüm demiş . Bir şekilde seni korumak istemiş ama bu öldürmek istemediği anlamına da gelmiyor. Kardeşin Şevketin yanında küçük kız. Şevketten ve Çağrıdan intikam almanın zamanı geldi "

Sustum ve karşımda yüzüme tokat gibi vurulan gerçekleri dinledim

"Size neden inanayım ?"

Adam gülümseyerek sordu

"Bana anlattıklarımda mantıksız bir yer söyle Zeynep "

Gözlerimi sehpadan çekip yeniden Yaşlı adama sabitledim

"Nasıl bir intikam alacağız ?"

Adam gülümseyerek geriye doğru yaslandı

"Yanında ki delikanlı ile evlenirsen Çağrıdan intikam alısın . Benim malım senin malın bu saatten sonra küçük kız . Ve bu servetle de Şevket denilen o piçten intikam alacağız "

İlk önce aşk ,ardından nefret... şimdi ise intikam mı ?

Loading...
0%