@tugba_mortaldance
|
🍂 Hep aynı iklimde gül bana , mevsimi boşver... Attila İlhan Yanımda oturan adama baktım bir an . Bana umut dolu gözlerle bakıyordu . Evet dersem ömür boyu kurtuluşum olmayacak gibiydi. Hayır dersem de içimde ki öfke daha da alevlenip beni küle çevirecekti. "Başka bir yolu yok mu ? " Yaşlı adam Sarp ve benim üzerimde bir müddet bakışlarını gezdirdikten sonra "Sarp yanında olduğu vakit her şey daha kolay olacak kızım" Kızım kelimesi kulaklarımda yankılanırken zorla kendime geldim "Arkadaşım olarak ta yanımda kalabilir " Yaşlı adam bir müddet Sarpla bakıştıktan sonra bana çevirdi bakışlarını "Olmaz küçük kız. Sen Sarpın eşi olduğun da Şevket yanına yaklaşamayacaktır ." Sarpa bakamıyordum . Baksam ne diyecektim ki ? Zorba olarak bildiğim ve hiç bir zaman sevemeyeceğim bir adama yalandan da olsa nasıl evet derdim ... "Peki . Öyle gerekiyorsa evlenelim " *********** Sarpla evlenmekten veya Çağrıdan intikam almak bir yana dursun beni asıl heyecanlandıran kardeşimin hayatta olmasıydı . O yaşıyordu . Acaba benden haberi var mıydı ? Ayağımla yerde ritim tutarken zil çalmıştı. Bütün öğrenciler okuldan çıkarken gözüm Yağızı aradı. Bir müddet bakındıktan sonra Okulun çıkış kapısında belirdi bizim yer cücesi. Omzunda olması gereken çantayı yerde sürüyerek getirirken bitmiş hali de gözümden kaçmamıştı . Bu haline yeniden gülümsedim. Sanki bütün gün boyunca patronundan azar yemiş ve bitkin bir halde evine dönen adam gibi ofladı . Bakışları beni bulduğunda ilk önce şaşırdı daha sonra yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu . Görende ilk defa almaya geliyorum sanacak ! Elinde ki çantayı yere atıp hızlıca koşmaya başladı . Tam kollarımı açacakken yanımdan geçip gitti. Ben şaşkınca önüme bakarken Yağızın sesi çınladı kulaklarımda "Baba !!" Yavaşça arkama döndüm ve yürek burkan manzarayla karşılaştım. İçimde birden kelebekler uçuşmaya başladı. İlk önce heyecanlanmama neden olan kelebekler daha sonra göğüs kafesime çarpıp yere düşüyordu . İçimde can çekişen kelebekleri iliklerime kadar hissettim. Çağrı yüzünü Yağızın boynuna gömmüş ve derince nefesler alıyordu . Yağız ise o minicik kollarıyla Çağrıya sımsıkı sarılmıştı . "Bir gün geleceğini biliyordum baba !" Olduğum yerden öteye bir adım atamıyorken Çağrı dizlerinin üzerinde eğildi ve "Döneceğim demiştim koca adam . " Evet döneceğim demişti ! Ama başkasına gidiyorum da dememişti ! . Yağız bana dönüp "Anne bak Babam gelmiş " İfadesizce onları izliyordum . Bu saatten sonra gelse ne olurdu !. Ben cevap vermeyince Yağız tekrar Çağrıya döndü "Sen gidince çok ağladı Annem " "Yağız !! Gel buraya " Yağıza karşı sesimi belki de ilk defa yükseltmiştim .Bana ürkekçe bakarken kollarını yeniden Çağrıya doladı .Çağrıya olan kızgınlığımı küçük bir çocuktan çıkaramazdım . Sesimin tonunu ayarlayarak "Yağız hadi oğlum eve gidelim " Yağız kollarını yavaşça Çağrıdan ayırıp "Ama daha anlatacağım çok şey var babama . Oda bizimle gelecek değil mi ?" "Hayır !" "Evet !" Çağrıya sinirli bir şekilde bakınca oda kararlı bakışlarını sürdürdü . "Onun işleri var . Gelemez " Çağrı Yağıza dönüp "Benim sizden başka işim yok koca adam . Geliyorum " ********** "Biliyor musun baba bizim sınıfta ki Kenan masanın altında gizli gizli yemek yiyor !" Yağızın hararetli bir şekilde anlattığı hiç bitmeyen okul anıları doldurmuştu arabanın içini. Ben ise başımı camdan tarafa çevirip yolu izlerken kulaklarımda onlardaydı . Sırf Yağız için binmiştim arabasına . Beni nasıl Annesi olarak biliyorsa onuda Babası olarak biliyordu . Onu mutsuz etmeye hakkımız yoktu . Araba durduğunda hiç beklemeden aşağı indim . Apartmana doğru yürürken Çağrıda Yağızı kucağına almış peşimden geliyordu . Tıpkı bir aile gibi ama hiç bir zaman gerçekleşmeyecek bir aile ! Kilidi kapının deliğine sokup direk içeri girdim . Arkamdan onlarda girip salona geçmişlerdi . Bundan sonra aynı havayı bile solumam dediğim adamla benim evimdeydik ! Çağrı etrafa bir müddet baktıktan sonra bakışlarını üzerimde sabitledi . Yağız ise ayağa kalkıp "Ben üzerimi değiştirip geliyorum baba . Sakın bir yere gitme !" Yanımızdan gittiğinde bende daha fazla aynı ortamda kalmamak için mutfağa geçtim. İçimde bir yerde hala sıcaklığı dururken bu kadar soğuk olmak çok zordu. Nereye gittiğini bilmeyen rotasız bir gemiydi şimdi yüreğim .. Mutfakta öylece dolanırken sesi doldurdu bütün evi "Eskisi gibi evi bok götürmüyor portakal çiçeği " Beni sinirlendirip kendisiyle konuşmamı istiyordu . Ama buna izin vermeyecektim. Sessizliğimi korudum . Mutfak tezgahına yaslanıp konuşmasını dinledim "Ben gittikten sonra çok şey değişmiş... " Dudağımı dişlerimin arasına alıp ısırdım. Belki dedim ... Belki fiziksel acı ruhsal acıyı dindirebilirdi . "İlk önce saçların ... Rengine aşık olduğum saçların değişmiş..." Sesini mutfağa duyurmak için yüksek sesle konuşuyordu . "Ardından gözlerin . Artık bana öfkeyle bakıyor " Dudağım hala dişlerimin arasındayken gözlerimi de yumdum . Yanaklarımda hissettiğim ıslaklığı silmeden dinlemeye devam ettim. Sesini özlemiştim. "Şimdi de evin . Daha düzenli " Sesi bir an kesilince gözlerimi açtım. Tam karşımda nefesi yüzüme çarpıp saçlarımda son buluyordu . "Ama kokun hiç değişmemiş portakal çiçeği " Ellerini iki yanıma da koyup daha çok yaklaştı . "Sana geldim " Ellerimi göğsüne koyup ittirmeye çalıştım ama kollarımda derman kalmamıştı . Bedenim kendini her an yere bırakabilirdi. Ellerim göğsünün üzerinde dururken bakışlarında takılı kaldım . Ne ellerimi çekebiliyordum nede onu itebiliyordum . Yine büyüsüne kapılmaktan korkuyordum . Ama kendimi de alı koyamıyordum . "Artık çok geç . Ben başka birisini seviyorum" Geriye çekilip kahkaha attı . Sanki delirmiş gibi kahkaha atıyordu . "Düzgün bir yalan uydur " "İster inan ister inanma !" Bir adımda arada ki mesafeyi kapatıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı . Ben kendimi geri çekmek isteyince elini enseme koyup kendine çekti. Ben her ne kadar kendini ittirsem de daha sert öpüyordu . Buna kalp dayanmazdı. Gözlerimden onun dudaklarına benden habersiz bir kaç damla yaş süzüldü . Bir müddet hareketsizce durdu . Daha sonra dudaklarını dudaklarımdan çekti . O böyle yapınca alacağım intikam kül olup havaya savruluyordu . Onu kendimden itip yüzüne sağlam bir tokat geçirdim . "Sakın ! Sakın bir daha deneme !" "Anne ! Babama vurma . " Bakışlarım kapıda şaşkınca bize bakan Yağıza döndü "Ya bir daha bizi bırakıp giderse !" Çağrıya baktığımda hala beni etkilemeye çalışan bakışları eşliğinde konuştu "Bir daha sizi asla bırakmayacağım oğlum . Ucunda ölüm bile olsa " Kapının sesiyle onların yanından ayrılıp kapıya gittim. Derin bir nefes verip biraz önceki olayı unutmaya çalıştım. Ama lanet olsun ki gözlerimin önünden gitmiyordu ! Kapıyı açtığımda karşımda her zaman ki ciddi duruşuyla Sarp tam da karşımdaydı . Şuan kapının iç tarafında Çağrı dış tarafında ise Sarp vardı . Buyurun cenaze namazına ! Sarp Çağrıyı umursamadan kaşlarını çatarak içeriye girdi. Arkamı döndüğümde Çağrının ondan da bir farkı yoktu . Bana sorgular biçimde bakarken yanından geçip Sarpın peşinden gittim. Salona girdiğimde Sarp koltuklardan birine oturup ayak bileğini dizinin üzerine koymuştu . Gözleriyle yan tarafına oturmamı işaret edince sırf Çağrıya inat olsun diye gidip oturdum. Yoksa başka zaman ben onun havasını almasını da bilirim ! Bizim yaptığımız tiyatroyu ayakta izleyen Çağrıya çevirdim bakışlarımı . "Ne işin var sevgilimin evinde ?" Sarpın Çağrıya söylediği şey karşısında yutkundum "Ne sevgilimi lan !!" Sarp kendisine sorulan soruyu umursamadan bana döndü. "Nikah gününü aldım . En yakın tarihe .." Umarım birazdan kopacak olan fırtınada apartman fazla ayağa kalkmazdı ... |
0% |