Yeni Üyelik
32.
Bölüm

32. Bölüm

@tugba_mortaldance

Çalan alarm ile gözlerim kapalı bir şekilde elimi etrafta gezindirip telefonu arama çabasındaydım . Sonunda bulduğum soğuk metali elime alıp gözümün birini kısarak açtım . Saat daha sabahın yedisiydi !

 

Hafif kaldırdığım kafamı yastığa yeniden gömdüm . Belki de hayatımın dönüm noktasıydı bugün . Oflayarak yattığım yerden doğruldum . Yatarken birbirine girmiş Siyah ! saçlarımı elimle düzeltip ayaklarımı yataktan aşağı sallandırdım . İçimde ki sıkıntı her geçen saat büyüyordu . Kafamı karşı duvara çevirdiğimde dikkatimi takvim çekti.

Ayaklarımı yerde sürükleyerek takvim kağıdının karşısına geçtim . 20 Kasım yazan takvim yaprağını yırtıp yüzüme tokat gibi çarpılan 21 Kasım yazısıyla yüz yüze geldim .

21 Kasım . Nikah günü !

Elimi alnıma koyup ovdum. Bir intikam uğruna sevdiğim adamın abisiyle evlenecektim. Elim hala alnımdayken gözlerimi kapatıp son 3 yıl içinde yaşadığım şeyleri düşündüm. İlk önce bir virüs gibi hayatıma sızan Çağrıyı . Daha sonra ailemin katillerini ardından Yağızı ... Sarpla evleneceğim için Yağız bana kızgındı . Bende kendime ve bir çok kişiye kızgındım . Ama bu yaşananları değiştirmiyordu !

Yatak odasından çıkıp Yağızın odasına girdim. Ama odasında yoktu.Salona bakındığımda koltuklardan birine oturmuş sessizce bir şeyler düşündüğünü fark ettim yanına gidip oturdum bende. Sanki fark etmemiş gibi hiçbir tepki vermedi

"Neden burada tek başına oturuyorsun çocuk ?"

Kızarmış gözleri ile bana dönünce içim burkuldu . Ağlamış mıydı o ?

"Babam yeniden terk etti değil mi bizi ?"

Kolumu omzuna atıp kendime çektim minicik bedenini . Yağız bir anda ağlamaya başlayınca ellerim saçlarına gitti

"Baban terk etmedi bizi "

Ama hala ağlamaya devam ediyordu . Hıçkırıkları arasında konuştu

"A...ama sen başkasıyla evleneceksin "

Doğru . Başkasıyla evlenecektim. Tam ben cevap verecekken kapının sesi duyuldu . Yağızı kendimden uzaklaştırıp baş parmaklarımla göz yaşlarını sildim .

"Ağlamak yok anlaştık mı ?"

Kafasını tamam anlamında salladığında yeniden kapının sesi evi doldurdu . Ayağa kalkıp kapıya gittiğimde ruhsuz bir şekilde açtım kapıyı. Takım elbisesi ve kendinden emin duruşuyla Sarp yeniden karşımdaydı .

"Hazır mısın ?"

"Evet geliyorum "

Artık bu işin dönüşü yoktu sanırım . Arkamdaki hareketlilikle Yağıza baktım . Sarpa kaşlarını çatmış sinirli bir şekilde bakıyordu . Çağrının eksikliğini aratmıyordu !

Yanımızdan hızlıca geçip kendi odasına girdi. Sarp Yağızın bu tavrına anlamaz bir şekilde bakarken umursamadan yatak odasına girip hazırlanmaya başladım . Yarın sabah uyandığımda Sapın eşi olarak anılacaktım. İçimde ki kara bulutlar bir türlü kaybolmuyordu .

Çağrının o akşam giderken dedikleri geldi aklıma

"Bu sen olamazsın Portakal çiçeği !"

Evet bu bendim. Birazdan şu kapıdan çıkıp nikah masasına oturacaktım . Ve gözüm kapalı Sarpa 'EVET!' diyecektim .

**************

Büyük bir otele gelmiştik . Mithat bey ve Sarp düğünü burada kararlaştırmışlardı. Bana da tamam demek düşmüştü tabi. Büyük bir düğün istemesem de isimlerini bütün cemiyete duyurmaya meraklıydı bu iki gösteriş meraklısı !

Sarp hazırlanmam için odalardan birine getirmişti beni. Yüzünde ki soğuk ifade hala 'Ben böyle bir adamım !' diye haykırıyordu . Yağız Kaderin yanında olacaktı bugün . Bu kadar kargaşanın içinde bulunmasını istememiştim.

"Hazır olduğunda alırım ben seni "

Cevap vermeden odaya girip arkamdan kapıyı kapattım . Elim hala kapının kolundayken sırtımı duvara yaslanıp aşağı kaydım . İçimde savaşan iki taraf vardı . Biri Çağrıdan nefret ederken diğeri delice onu istiyordu . Bu kargaşa bir gün beni öldürecekti ama ne zaman ! Ayaklarımı kendime çekip kollarımı doladım . Düşencelerim artık ağır geliyordu . Bedenim kafamı taşıyamaz hala geliyordu . Başımı , bacaklarıma sardığım kollarımın üzerine koyup her şeyin bir rüya olamasını diledim.

Bir müddet öyle durduktan sonra kapıdan gelen seslerle doğrulup kendime geldim . Kapı çalınınca ayağa kalkıp üzerimi düzelttim .

"Gir !"

Sarp elinde ki kocaman kutuyu masaya bırakıp bana döndü

"Eminim sana çok yakışacak "

Ne olduğunu anlamayıp masaya bıraktığı kutuyu alıp açtım . İçinde bembeyaz tül bir gelinlik vardı . Gelinliğin omuzlarından tutup kutudan dışarıya çıkardım . Sade ama oldukça şık bir gelinlikti. İçinde kötü durmak imkansız gibi bir şeydi.

"Gelinlik istemiyorum demiştim "

Sarp bana doğru bir adım atınca refleks olarak geriye gittim. Elini kaldırıp önüme düşen saçı kulağımın arkasına yerleştirdi

"Olmaz. Hadi giyin birazdan saç ve makyaj için gelecekler ."

Sessizliğin gölgesinde bir süre bakıştıktan sonra gitti. Ona bakarken Çağrıda ki gibi kalbim kulaklarımda atmıyordu . Yada nefesim kesilmiyordu . Kalbim buz tutuyor ve içimde bir yerlerde attığını bile unutuyordum .

Elim yeniden masanın üzerinde ki gelinlikte gezindi . Her kız annesinin yada babasının kendisini gelinlikle görmesini hayal ederdi . Benim öyle bir hayalim hiç bir zaman olmamıştı . Hatta evlenmeyi bile düşünmüyordum .Ben böyle düşünürken doğurmadan ANNE olmuştum . Şimdi ise sevmediğim bir adamla hayatlarımızı birleştirecektik .

Soyunma odasına gidip üzerime gelinliği geçirdim . Makyaj masasının önüne geldiğimde aynada kendime baktım . Üzerimde ki her ne kadar gelinlik olsa da benim için kefenden farksızdı .

Kapının tekrardan çalmasıyla

"Gir " komutunu tekrar verdim . 40-45 yaşlarında bir kadınla yanında genç bir kız girdi . Yaşlı kadın bana bakıp gülümsedi .

"Maşallah . Gelinin bu kadar güzel olduğunu kimse söylememişti . "

Zoraki de olsa kadına gülümseyip tekrar aynaya döndüm. Kadın saçlarıma dokunup nasıl bir model yapacağını düşünürken konuştum

"Sade bir model olsun "

Kadın başıyla onaylayıp işe koyulurken genç kızda aynı zamanda makyajımı yapıyordu . Ona da sade bir makyaj istediğimi söylemiştim. Abartılacak bir şey yoktu çünkü ortada !

Kadınlar işini bitirdikten sonra odadan çıkıp gittiler . Ayağa kalkıp son halime baktım. Beyaz her ne kadar saf ve masum görünse de içimde ki karanlık , acı , hüzün gözlerimden dökülüyordu . Ağlamayacaktım . Bu sefer ağlamayacaktım !

Çantamın olduğu koltuğa doğru yürüyüp telefonu elime aldım . Ne bir arama nede mesaj vardı . Oflayarak telefonu yeniden koltuğa attım .

Kapı açıldığında hareketsiz kaldım . Arkamı dönemedim. Birazdan Sarpın koluna girip nikah masasına oturacaktım . Sarpın arkamda olduğunu biliyordum ve kabullenmiş bir ses tonuyla konuştum

"Hazırım ben "

O ise hiç bir şey söylemeyip biraz daha yaklaştı . Çağrıdan başka bir adamın bana dokunmasına nasıl dayanacaktım orası muammaydı . Bu düşünce bile içimi yakarken gözümden bir damla yaş süzüldü. Onla tanıştıktan sonra ne çok ağlamıştım böyle !

Tam arkamı dönecektim ki ağzıma tutulan mendille gözlerim kendiliğinden kapandı . Sonrası ise... karanlık .

O mavi gözlü bir devdi .

Minnacık bir kadını sevdi .

Kadının hayali minnacık bir evdi ,

Bahçesinde ebruliii hanımeli açan bir ev .

☀🌈-Nazım Hikmet

Loading...
0%