@tugba_mortaldance
|
Güzel okurlarım öncelikle beni takip etmenizi ve bölümleri beğenmenizi rica edeceğim. Kitabı kütüphanenize ekleyerek yeni bölümlerden haberdar olabilrsiniz. Sizleri seviyorum . İyi okumalar.
Kaybedelim albayım , kaybedelim ama önce kendimizden başlayalım...🕘🎭 Oğuz Atay Gözlerimi sıkıca yumup olacakları bekledim. Bir yanım bu kadar çabuk kanma ona diye bas bas bağırırken diğer yanım bu kadar özlem yetmedi mi diye karşı çıkıyordu . Ben ise ikisinin arasına sıkışmış kaybettiğim öfkemi bulmaya çabalarındaydım . Sırtımda ki elleri hareketsiz kalınca gözlerimi açtım . Başını boynuma gömmüş bir şekilde duruyordu sadece . Boğazıma takılan yumruyu kaybetmek için yutkundum . Nefesinin sıcaklığı tenime değdikçe bütün hücrelerim şaha kalkmış gibi daha çok istiyordu onu . Bedenim bana ihanet etmeye yüz tutmuştu onun yanında . Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı . Gözleri kızarmıştı . Ağlamış gibi . Bunu fark etmemiş gibi yine soğuk ve ifadesiz bir maske taktım yüzüme .Yanımdan kalkıp kıyafet dolabına doğru ilerledi . İçinden çıkardığı bir tşört ve eşofmanı yatağın ucuna koydu . Yüzünde ki hüzün metrelerce uzaktan bile fark edilecek türdendi. Sonra yanıma gelip arkama geçti. Ben ne yapacağını düşünürken elime bağlanmış ipleri çözmeye başladı .İpleri çözüp yataktan aşağı attığında bileklerimi ovuşturdum. Debelenmekten kızarmıştı . "Hani çözmeyecektin " "İstersen yeniden bağlayabilirim " Susup daha fazla konuşmamaya karar verdim . Her an üzerimden düşebilecek gelinliği elimle tutup gitmesini bekledim ama kalkıp gitmiyordu da . "Çıksana üzerimi değiştireceğim " Başını iki yana sallayarak yatakta daha da yayıldı. Odaya göz gezdirdiğimde banyo olduğunu düşündüğüm yere girdim. Ne yapıp edip bir an önce buradan gitmeliydim . Yeniden hayatıma sızmasına izin veremezdim. Çünkü yeniden bırakıp gitmesine bu sefer dayanamazdım . Banyoda üzerimi değiştirdikten sonra klozetin kapağını indirip üzerine oturdum . İçeriye girmek istemiyordum . Dirseğimi dizime yaslayıp çenemi de avucumun içine koydum . Onun yanındayken kızgınlığım , öfkem buhar olup uçup gidiyordu. Daha sonrasında ise kendime kızıp duruyordum .Nasıl kaçabilirim diye planlar kurarken Çağrının sesi dağıldı evin her köşesine "Orada mı kalmayı düşünüyorsun ?" Eninde sonunda buradan çıkacaktım . Oflayarak ayağa kalktım ve yerde ki gelinliği elime alıp kapıya gidip banyodan çıktım . Çağrı yatakta uzanmış ve başını kollarının altına koymuş tavana bakarken bakışları beni buldu daha sonra elimde ki gelinliğe kaydı gözleri. Ben ise aptalca banyonun kapısının önünde onu izliyordum . Uzandığı yerden yavaşça gelip karşımda durdu. Elini elimde ki gelinliğe uzatıp hızla aldı ve yırtmak istercesine sıktı . "Eğer seni kaçırmasaydım evlenecek miydin ?" Yüzünde ki öfkeye aldırmadan "Evet " dedim. Bu sefer de gözlerinde oluşan şimşekler birazdan gelecek olan gürültüyü haberdar ediyordu . "Sırf beni delirtmek için değil mi ! Sırf intikam için " "Hayır " dediğimde bir an afalladı. "Sarpı delicesine sevdiğim için evlenecektim " Tam yanından gidecekken sertçe kolumu tuttu "İnanmıyorum sana " "Umurumda mı ?" Kolumu hızlıca elinin arasından çekip kurtardım . Yeniden ona dönüp konuştum "Buradan kurtulduğum ilk fırsatta o nikah masasına yeniden oturacağım " Kolumu yeniden elinin arasına alıp sertçe banyo kapısına yasladı sırtımı . Hızlıca dibime girince yutkundum. Çatık kaşları ile dahada ürkütücü oluyordu fakat dik duruşumu bozmadan gözlerinin içine baktım . "Buradan kurtulamayacaksın " diyerek kolumu bıraktı ve benden uzaklaştı. Yüzünde ki ciddiyet aksi bir şey söylememi zorlaştırıyordu.Elinde ki gelinliği yerde sürüyerek odadan çıktı . Elimi boğazıma götürüp nefes almaya çalıştım. Neden her şey bu karmaşıktı ? Neden her defasında zarar gören bendim ? Neden etrafımdakilere de zarar veriyordum ? Bazen diyorum ki ... Keşke keşke o gece Çağrı görevini yerine getirip beni öldürseymiş. Belki o zaman bu kadar acı çekmezdim . Acı çektirmezdim . Odayı incelemeye başladığım da sevdiğim her şeyin burada olduğunu fark ettim. Duvarda ki tablodan yatağın örtüsüne kadar . Her şey zevkime göre düzenlenmişti sanki . Sonra odada ki pencereler çekti dikkatimi . Hızlıca pencerelere gidip perdeleri açtığımda demir parmaklıklarla karşılaştım ! Psikopat ! Kaçmamam için her şeyi planlamıştı . Büyük bir hayal kırıklığı ile perdeyi kapatıp yatağın üzerine oturdum. Acaba yokluğumu fark ettiklerinde ne yapmışlardı ? Yağız çok endişelenmemiştir umarım .Yatağa uzanıp biraz önce Çağrının başını koyduğu yastığa yattım . Kokusu hala yastıktaydı . Sıcaklığı evi ve kalbimi doldurmuştu. Biraz sonra cama vuran yağmur tanelerinin sesi hakim oldu bütün odalarda . Kapanmak için bana yalvaran göz kapaklarıma fazla işkence çektirmeden yumdum gözlerimi. ***************** Yüzüme çarpan sıcak nefesle gözlerimi araladığımda Çağrının gülümsemesi belirdi. Gözlerimi kapatıp yeniden uykuya dalacakken kafama dank eden şeyle yumduğum gözlerimi hızlıca geri açtım. Kendimi geri çekmek isteyince kollarıyla daha sıkı sarıp hareketsiz kalmamı sağladı . "Sapık !" Gülümseyerek yüzünü daha da yaklaştırdı "Senin sapığın " "Çek şu kollarını be !" Diyerek bu sefer başarılı bir şekilde uzaklaştım .Hala sırıtarak bana bakarken elimi arkaya atınca geriye doğru yere düşmem bir oldu. Popomun sızısıyla yüzümü buruşturup elimi kalçamın üzerine koydum. Çağrının kahkahası ile kafamı yukarı kaldırıp yataktan aşağı bakan pisliğe bende kızgın bakışlarımı yolladım. Yataktan inip ayağa kalktı ve elini uzattı "Niye uzatıyorsun elini ? Yeniden bırakmak için mi ?" Dizlerinin üzerine çöküp boylarımızı eşitledi. Şöyle bakma be adam ! Sonra kendimi aramak zorunda kalıyorum . Kaybolmama neden olma ! Elini uzatıp elimi tuttu. "Ucunda ölümde olsa bir daha bırakmam bu eli " Elimi avucunun içinden hızlıca çekip ayağa kalktım . O ise hala dizlerinin üzerine çökmüş bir şekilde başını bana çevirdi. Bütün öfkem nasıl tuzla buz olabiliyordu bir anda ? Onun karşısındayken yitirdiğim öfkemi ruhumun derinliklerinden çıkartıp ortaya bıraktım . "Seni asla affetmeyeceğim . Ucunda ölüm olsa bile !" Ayağa kalkıp karşıma geçti . Şimdi ! şuan ! bütün öfkemi yüzüne kusmak istiyordum ! "Affedeceksin " "Affetmeyeceğim !" "Birbirimizi bu kadar severken affedeceksin " "Seni sevmiyorum " "Beni seviyorsun " Gözümden yanaklarıma ardından da dudaklarıma dökülen gözyaşı da bana ihanet ederken kaybolan kelimeleri aradım . Hayır diyemedim . Sevmiyorum diyemedim . "Yıllarca seni bekledim . Gelmedin " Bir adım daha yaklaşıp küçük bir çocuğu teselli etmeye çalışırmış gibi konuştu "Bak buradayım , yanında... Geldim" "Keşke gelmeseydin " Bir şey diyemedi. O sustu ve gözlerinden akıp yüreğime kor olan yaşlar süzüldü. "Yanımdan geçen insanların gölgesinde seni aradım ben " "Arkana baksaydın görürdün portakal çiçeği " Acı bir gülümseme yerleşti dudaklarıma "Arkamda değil yanımda ol istedim Çağrı " Kalbim kanadı kırık bir kuştu sanki . Gökyüzünü her gün görüyordum ama ona kavuşamıyordum . İşaret parmağımı kaldırıp kalbimin üzerine koydum "Canım yandı . Hiç kimsenin yakmadığı kadar canımı yaktın " Çağrının gözlerinden bir damla daha yaş süzülürken "Öl istemedim ..." "Ama öldüm" Kollarını sıkıca bana sarıp çenesini kafamın üzerine koydu. Bütün hücrelerim kokusuyla bayram ederken dudaklarımdan dökülenlere yine engel olmadım . "Her Allah'ın var günü o pencerenin başında seni bekledim ben . Yine oradan bana gülümse diye bekledim " Elini saçlarıma çıkarıp okşarken yeniden konuştum "Yoruldum . Çık git hayatımdan Çağrı . Nefes almak istiyorum artık " "Gidemem" "Bir kere yaptın bir daha yaparsın " beni kendinden ayırıp yüzümü avuçlarının içine aldı . "Benim nefesim sensin portakal çiçeği " Alnıma kondurduğu öpücükle ağlamam daha da derinleşince kollarımı beline sardım . Beni öldüren adama tutunarak yaşamaya çalışıyordum . Başımı göğsüne yaslayıp hıçkırıklarımın arasında konuştum "Senden nefret ediyorum" "Seni seviyorum portakal çiçeği " "Seni asla affetmeyeceğim " "Seni ebediyen seveceğim . " "Sana bir daha inanmayacağım " "Ömrümün sonuna kadar yanında olacağım portakal çiçeği" Başımı göğsünden kaldırıp hızlıca onun ittim . "Olma. Artık istemiyorum seni " |
0% |