@tugba_mortaldance
|
Kitabı ve profilimi takip etmeyi unutmayınız güzel okurlarım. Burada varolmam için bu çok önemli. Eğer kitapları beğendiyseniz arkadaşlarınıza önerebilirsiniz. Sizleri seviyorum.
Vakit ,Nisan ortasında bir akşam . Turgut Uyar Hani olur olmadık yerde dalar ya gözleriniz. Yada en komik sahnelerin karşısında birden silinir yüzünüzden mutluluğun gölgesine değmemiş gülümsemeniz . İşte ! Ait olduğunuz yer mutlu olduğunuz yerdir . Bulunduğunuz an değil ! "Pasaportlarınız hazır . Üç gün sonra İtalya'ya gidiyorsunuz " Mithat bey yuvarlak masanın diğer köşesine geçip oturdu. Bu nasıl bir geceydi böyle? Daha doğrusu nasıl bir hayattı ? Gözlerimi yumdum ve bu andan kurtulmaya çalıştım . Olmuyordu !Kendimi başka bir yerde bulmak istedim ama olmadı . Hayal bile kuramıyordum artık ! Dirseklerimi masaya dayayıp ellerimi saçlarıma geçirdim . Bitmişti işte! Hayatımızı zindana çeviren adam ölmüştü . Rahatlamam gerekmiyor muydu ? Baştan beri intikam almak istemiyor muydum ? Ölmesini istemiyor muydum ? Yuvarlak masanın bir diğer köşesinde oturan Çağrıya çevirdim bakışlarımı . Sanki bir kaç saat önce bir insan öldürmemiş gibi rahat bir şekilde oturuyordu . Oda da tek korkan ben miydim ? Şuan Mithat beyin evinde ki çalışma odasındaydık . Ben , Çağrı ve Mithat bey yuvarlak masanın etrafında oturmuş sessizliğimizi koruyorduk . Derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalışırken kapının birden açılması ile yerimden sıçradım . İçeriye Sarp girince derin bir nefes verip tekrar önüme döndüm . Sarp konuşarak geldi ve diğer tarafımda ki sandalyeyi çekip oturdu . "Yağız uyudu " Küçücük çocukta şahit olmuştu bu olaya .Ben bile bu kadar korktuysam kim bilir o ne haldeydi ? Gözlerimi sıkıca yumup yeniden açtım . Neden herkes bu kadar sessizdi ? Bu gergin hava çok mu hoşlarına gidiyordu ? Düşünmekten beynimin ağrıdığını hissedebiliyordum . Mithat beyin çalan telefonu ile ortamda ki sessizlik bozuldu . Bütün bakışlar onu bulunca masanın üzerinde duran telefonunu alıp kulağına yerleştirdi. Kaşları çatık bir şekilde karşı tarafı dinlerken bakışları Çağrının üzerinde kenetlendi . Karşı tarafa anladığını belirtir bir şekilde kısa cevaplar verip telefonu kapatırken herkes sessizliğini koruyordu . Tam ağzımı açıp soru soracakken Mithat bey benden konuştu "Asaf sizin peşinizde . Çağrıyı öldürmek için yeminler etmiş " Duyduklarımla tüylerim diken diken olurken hızla bakışlarımı Çağrıya çevirdim . Onsuzluk kavramında boğulurdum bir kere . Onsuz olmazdı bu saatten sonra . Beni hayata döndüren adamın hayatımdan çıkma düşüncesi beynimde ki hücrelere acı çektiriyordu . Ama bunlardan önce kalbimin sıkışmasıydı beni deliye çeviren . O Çağrıydı . Benim adamım . Elimin üzerinde ki elini hissedince bu saçma düşüncelerden kurtulup bana baharı sevdiren gözlerine baktım . Bu gözleri görememek düşüncesi bile saçmaydı ! "Bana bir şey olmaz " O kadar sakin söylemişti ki kalbim yumuşamıştı bile . Fakat o da bir faniydi. Ölümlü olduğunu bilmiyormuş gibi konuşması daha da bozdu sinirlerimi. "Nasıl bu kadar eminsin ! " "Sakin ol . Bende aylarca onların içindeydim , tanıyorum hepsini . " "Bu sana zarar gelmeyeceği anlamına gelmez ! Ya , küçücük çocuğu bile kaçıran onlar değil miydi ? Sana daha kötüsünü yaparlarsa ..." Susmamı sağlayan şey Çağrını beni kendine çekip sarılmasıydı . İçimde bin bir parçaya ayrılan kötü hislerin sesleri doluştu kulaklarıma . Bu adamın kollarının arasında tarif edemediğim bir şey vardı . Huzur desem değil , huzur dan daha öte . Aşk desem değil , aştan daha ağır . Tarifi olmayan bir şeydi işte. Tarif edilemeyecek kadar özel ve güzel bir duygu . Beni kendinden ayırdığında ondan başka hiç bir şey göremiyordum . Ne bu oda , ne odada ki kişiler ne de yaşadığımız bu gece . Hiç biri umurumda değildi . "Korkma ... Beni senden hiç bir şey ayıramaz . Ölüm bile ..." Devamını getirecekken elimi dudaklarına bastırıp onu susturdum . Ölüm kelimesi ağzına hiç yakışmıyordu . O dudaklar aşk dolu cümlelerle süslenmeliydi. "Bir daha söyleme o kelimeyi " Elimi tutup öptüğünde arkadan bir öksürük sesi geldi "Aşkınızı yaşadıysanız asıl olaya dönsek gençler ?" Mithat beye döndüğümüz de içimden bir gülme isteği geldi . Beş dakika içinde nasıl olur da bu kadar duygu karmaşasının içinde olabiliyordum ? Mithat beyden çektiğim bakışlarım yanında ki boş sandalyeyle kesişti . Sarp odadan çıkıp gitmişti anlaşılan . Şimdi derdim bu değildi . Nereye istiyorsa gidebilirdi . Önemli olan şey yanımda ki adamdı . Canına yandığım adamdı . "Neden bize yardım ediyorsunuz ?" Çağrının bu sorusuyla bir an afallasam da daha sonradan normal karşıladım . Çünkü daha hiç bir şeyi anlatmamıştım ona . Beni kurtaran adamın Mithat bey olduğunu , daha önceden ailemi tanıdığını , , mektupları onun gönderdiğini ..vs. "Zeynep sana anlatmadı mı genç adam ?" Çağrı bakışlarını bana çevirince konuşma gereği duydum. "Hani bir video izlemiştik ya , ailemin öldürülme anının olduğu bir video .." Sesim bir anda kısılınca tekrar konuşmak için yeltendim. "İşte onu gönderen kişi Mithat beymiş . " Çatık kaşları ile başını hızla Mithat beye çevirdi. Bu kadar karmaşanın içinde iyice işler birbirine girmeden devam ettim "Ayrıca videoda beni kurtaran kişi de oymuş. Babamla yakın arkadaşlarmış " Çatık kaşları birazda olsa yumuşamıştı . Ama şaşkınlığı hala devam ediyordu . "O saçma sapan mektupları gönderen kişi de mi sizdiniz ?" Mithat bey hafifçe gülümseyip konuştu "Orada yavaş ol delikanlı . Mektuplarım hiçte saçma değildi " Daha saatler önce nasıl bir aksiyonun içindeydik ama şuan ki halimize bakılınca ne böyle bir gece yaşanmıştı nede başka bir insan ölmüştü. O pislik herife insan demek bile bütün insanlığa hakaret sayılırdı aslında ! Bunca yaşanmış ve yaşanacak olaylara rağmen nasıl hala ayaktaydım orası muamma . Ama bildiğim tek bir şey vardı .Beni sıkı sıkıya hayata bağlayan görünmez ipler olduğu . Üç gün sonra Türkiyeyi terk edecektik. Bilmediğim bir şehre ve bilmediğim insanların içine karışacağız . Bu her ne kadar beni korkutsa da Çağrının yanımda olduğunu bilmek huzur veriyordu .
**************** "Mithat bey .." Son bir gün kalmıştı . Bu ülkeyi terk etmeye ve bütün anılarımı silip yenilerini oluşturmaya sadece bir gün kalmıştı .Karşı koltukta oturan yaşlı adama baktım . Ondan son bir şey isteyecektim . Geriye döndüğüm de keşke demek istemediğim bir şey isteyeceğim . Belki bunun için bir daha şansım olmayacaktı . "Anne ve Babamın mezarını görmek istiyorum " Odada yalnızlık . Mithat bey sıkıntıyla sakallarını kaşıdı . Yere çevirdiği bakışlarını benim gözlerime çevirdi . "Bu çok riskli Zeynep " "Lütfen .. Belki de bir daha asla göremeyeceğim onları . Mezarları dahi olsa bir kez görmek konuşmak istiyorum " Mithat bey başını iki yana sallayıp itiraz edecekken arkadan gelen ses bütün sesleri bastırdı . "Ben götürürüm onu " Arkamı döndüğüm de Sarp , o soğuk ifadesi ve dik duruşuyla ayakta dikiliyordu . |
0% |