Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.Bölüm Yolun Başlangıcı

@tugba_tubis

Elara’yı evine bıraktıktan sonra Gracia Mahallesindeki -İspanya’daki ünlü mahallelerinden biri olan Gracia Mahallesinde oturuyoruz- evimin önüne geldim.

 

Saat gece birdi ve anneme yakalanırsam geç geldiğim için azar yiyecektim. Çantamdan anahtarımı çıkartara sessizce binanın kapısını açtım. Sessiz ve yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp dairemin kapısına geldim.

 

Anahtarı yavaşça çevirdim, kapının en ufak bir gıcırtısının bile beni ele vereceğini biliyordum. Tam içeriye adımımı atmıştım ki, karanlığın içinden annemin sesi yankılandı:

 

“Caralina, bu saatte eve mi gelinir?”

 

Şaşkınlıkla irkildim, neredeyse çığlık atacaktım. “Anne!

ödümü patlattın!”

 

Annemin yüzü hafif bir ışığın altında belirdi. Saçları dağılmış, gözlerinde uykulu bir öfke vardı. Ama o anda gözlerimi kısmış olmalıydım çünkü suratında bir parça krem peynir fark ettim. Bir an için kendimi tutamayıp güldüm.

 

“Ne?” diye sordu annem, bir yandan parmaklarıyla yüzünü kontrol ederken.

 

“Yüzünde… peynir var,” dedim gülerek.

 

Annem kaşlarını çattı ve mutfağa doğru hızlı adımlarla yürüyüp aynada kendine baktı. “Ah, kahretsin! Gecenin bu saatinde kim peynirli ekmek yer ki?”

 

“Sen yiyorsun işte,” diye yanıtladım, gülmeye devam ederek.

 

Annem iç çekti. “Neyse, bir daha bu saatte gelme de, ben de korkudan buzdolabına saldırmak zorunda kalmayayım.”

 

Gülüşmelerimiz koridoru doldurdu, ikimiz de bir yandan geç kalmanın tuhaflıklarıyla başa çıkıyorduk. Bu gece annemden azar yemek yerine, gece yarısı atıştırmalığı yüzünden ona takılmıştım.

 

Annemle birlikte odalarımıza çıktık. Yarın Cyrus ile birlikte annemle konuşmam gerekiyordu.

 

Yatağıma oturdum ve telefonumu elime aldım. Cyrus’un bana dün yazdığı numaradan ona yazmaya başladım.

 

Caralina: Cyrus, yarın buluşalım mı? Annemle konuşmam gerekiyor. Ona sormam gereken önemli şeyler var.

 

Cyrus: Tabii, buluşalım. Saat kaçta?

 

Caralina: Öğlen on iki. Annemle sakin bir an yakalamam lazım.

 

Cyrus: Tamam, ben de on ikide orada olurum. Umarım istediğin cevapları alırsın.

 

Caralina: Umarım… Annemin bunca zamandır sakladığı şeyler olduğunu düşünüyorum. Gerçekleri öğrenmem lazım.

 

Cyrus: Anlıyorum. Yarın senin yanında olacağım. Görüşürüz.

 

Caralina: Görüşürüz, Cyrus.

 

Rahat bir nefes aldıktan sonra pijamalarımı giyip yatağıma uzandım.

 

Gözlerimi sabahın ilk ışıklarıyla araladım. Perdelerin arasından süzülen gün ışığı, odamı yavaşça doldururken, bir an daha yatağımda kalmak istedim. İçimde garip bir huzursuzluk vardı; bugün annemle konuşmam gerektiğini biliyordum ve bu düşünce uykumu kaçırmıştı. Sorularım zihnimde dolanıyordu, cevaplarını bilmediğim ama bilmem gereken sorular var.

 

Yatağımda gerinirken, derin bir nefes aldım. Bugün farklı olacak, diye düşündüm. Kalkıp aynaya doğru yürüdüm. Yüzüme vuran sabah ışığı gözlerimi kısarak bakmama sebep oldu. Aynadaki yansımam, bir anlığına tanıdık gelmedi. Sanki bir şeyler değişmişti, belki de bu sadece içimdeki karmaşadan ibaretti.

 

“Hazırım,” dedim sessizce, ama sesimden emin olamadım. Gerçekten hazır mıydım? Annemle konuşmak, sorularımı sormak ve uzun zamandır saklandığını hissettiğim gerçeklerle yüzleşmek… Kolay olmayacaktı, ama artık kaçamazdım. Saçlarımı hızlıca topladım,siyah pantalonumu ve beyaz kısa gömleğimi giydim,derin bir nefes daha aldım.

 

Bugün her şeyi değiştirebilirdi. Bir an için kalbimin hızlı atışını yatıştırmaya çalıştım. Hadi Caralina, güçlü olmalısın, diye düşündüm. Annemle yapacağım bu konuşma belki de uzun zamandır beklediğim cevapları getirecek, belki de daha fazla soru. Ama ne olursa olsun, hazırdım.

 

Merdivenlerden aşağı inip annemin yanına mutfağa gittim. “Günaydın”

“Günaydın,uyuyan güzel.”

“Neden uyuyan güzel dedin ki?”

“Saat oniki, hiç bu saate kadar uyumazdın.”

Ne? Saat oniki miydi? Geç kaldım.

“Anne benim çıkmam lazım, görüşürüz.”

Annem daha bir şey diyemeden kapıya gelmiştim.

 

Kapıyı açtığımda Cyrus’u kapıda gördüm ve yerimden sıçradım.

“Neden eve geldin.” Dedim

“Annenle konuşacaktık değil mi yani bunun için evde olmamız lazım diye düşündüm.”

Cyrus alaycı bir ses tonuyla “Önüne bakmaya özen göstermen gerektiği gibi geç kalmamaya da özen göstermen gerekiyor.” deyip içeri girdi.

 

Cyrus’un alaycı tavrı beni sinirlendirdi. İçeriye geçerken onun sözlerinin kafamda yankılanmasını engelleyemedim. “Bu şekilde hitap etme hakkını kendinde nasıl buluyorsun?” dedim ““Seninle bu şekilde konuşmamıştık.”öfkem gittikçe arttı. Onun bu küçümseyici tavrı, kendime olan güvenimi sarsıyordu.Cyrus bana cevap vermekten geri kalmadı.

“Bunun hakkında hiç konuşmadık zaten.”dedi ve oturma odasına geçti.

 

Cyrus içeri girdiğinde annemin yüzündeki ifadeyi gördüm; gözlerinde anlık bir korku belirmişti. Onun böyle korkmuş halini nadiren görürdüm. Ellerini sıkıca birbirine kenetledi, sanki kontrolünü kaybetmemek için çabalıyormuş gibi. Neden böyle tepki verdiğini anlamamıştım. Cyrus, ona hiçbir şey yapmamıştı, yapmazdı da. Ama annemin titreyen elleri ve donmuş bakışları, bir şeylerin ters gittiğini hissettiriyordu.

 

O an içimde bir kıpırtı hissettim. Cyrus’un varlığı mı onu bu hale sokmuştu? Onunla ilgili bilmediğim bir şey mi vardı?

 

“Anne, iyi misin?” dedim, sessizce yanına yaklaşıp eline dokunarak. Gözleri, hala Cyrus’tan ayrılmıyordu. Sanki onu bir tehlike olarak görüyordu, ama neden?

 

Annem, bir an için gözlerini benden kaçırıp Cyrus’a dikti. “O burada olmamalı,” dedi, sesi zar zor duyuluyordu, korku dolu bir fısıltıydı adeta.

 

Cyrus bir adım attı, yüzünde o bildik ifadesiz maske vardı. Her zaman olduğu gibi sakin görünüyordu, ama annemin bu kadar tedirgin olması içimde bir ağırlık yaratıyordu.

 

“Hayır,anne. Cyrus’un burda olması gerekiyor,sizin benden yıllarca sakladığınız şeyleri o bana anlattı ve neden ondan korkuyorsun ki? Sana sormam gereken sorular ve bu yüzden geldi.”

“Cyrus’un kim olduğunu biliyor musun Caralina?”

“Evet,biliyorum anne. Şimdi izin verirsen sana sormak istediğim bazı sorularım var.”

Annemin yüzündeki ifade değişti. “Caralina, bazı sırlar seni sadece tehlikeye sürükler. Bu yüzden sakladık,” dedi. “Ama artık geri dönüş yok, öyle değil mi?”

 

“Ne demek o kadar kolay değildi?” dedim, öfkemden sesim titrek çıkıyordu. “Ben kimim, anne? Gerçeği bilmek benim hakkım!”

 

Annem derin bir nefes aldı. “Sen sıradan bir insan değilsin, Caralina. Hiçbir zaman olmadın. Biz seni korumak için kaçtık, senden kaçmadık. Babanla ben, senin doğumundan itibaren bir hedef haline geldik. Birçok güç senin peşindeydi.”

 

“Bu güç ne?” dedim, titrek bir sesle. “Neden beni bu kadar önemli kılıyor?”

 

Annemin gözleri, bir an için endişeyle doldu. “Kurtlar senin peşinde çünkü sen, onların planları için önemli bir anahtarsın. Senin kanın, onların amacı için kritik bir rol oynuyor.”

 

“Yani kurtlar tehlike kaynağı mı?” diye sordum.

 

Annem başını salladı. “Evet, ama Cyrus ve ailesi bu işin içinde değil. Onlar, seni koruyup eğitmek için burada. Sadece seni tehlikelerden korumakla kalmayacaklar, aynı zamanda bu güçleri nasıl kontrol edeceğini öğretmeye çalışacaklar.”

 

“Yani, Cyrus ve ailesi bana yardım etmek istiyorlar mı?” diye sordum, şaşkınlık içinde.

 

“Evet,” dedi annem. “Onlar, senin yanında olmaktan ve seni korumaktan başka hiçbir amacı olmayan kişiler. Gerçek tehlike, kurtların hedefinde olan güçlerin kendisi.”

 

Loading...
0%