Yeni Üyelik
31.
Bölüm

30. BÖLÜM

@tugba_zeycel

SAKLANBAÇ

 

 

ELÇİN'DEN

 

 

Nefesim yok artık.

Dokunduğum şeyin duyusunu bile algılayamaz oldum. Aklımda tek kalan o yeşillerle hayatıma devam etmeye çalışıyordum. Yorulmuştum artık onun sesini kulağımdan atmaya çalışmaktan. Kokusu burnumda, acısı yumru şeklinde boğazımdaydı. Ah ah demekten usanan dilimle uzaktan Alper'i izliyordum. Bu kaçıncı gelişiydi pansiyona bilemiyorum, artık sayamıyorum. Onun her omuz düşürmesinde yüreğim bin parçaya bölünüyordu. Buradayım dememek için sıktığım dişlerim, akıttığım yaşlar sızlatıyordu yüzümün her bir yerini.

Vicdan be yeşillim!

Usan artık gelme! Bittim, bitti yüreğim gelme!

Dayanmaya çalışan bedenimin canı kalmadı, gelme.

Vicdan be yeşillim!

İnsaf et, at beni aklından!

Gelme artık şu pansiyona. Her gelişinde saklanmaktan bıktım, o sonsuz yeşillerinin yerini ağlamaklı gözlerin aldığını görmekten bittim. Vicdan be adam gelme!

 

İzmir'e geleli 4 ay olmuştu. Çağan Beyin yaptığı plana uyuyorduk. Tek hesapta olmayan Alper'in bu kadar ısrarcı olacağıydı. İlk zamanlar adamlar yolladı sonraysa kendi gelmeye başlamıştı. En zoru da onun başını eğip kırık yürekle buradan ayrılışını izlemekti. Her gelişinde buradan gidiyorduk, tek annem kalıyordu pansiyonda. Bir şeyler uydurup gidiyordum ama yüreğim orada kalıyordu. Onun o halini görmek eziyetten başka bir şey değildi. Son 3 gelişinde onu görmemek için gitmiştim. Diğer her gelişinde göz yaşlarıyla izleyip gidişini izlemiştim. Bunu yapmak bana acıdan başka bir şey vermiyordu. Her seferinde solmuş, git gide eriyen yüzünü görmek rüyalarıma kabus olarak dönüyordu. Son gelişinden buyana 25 gün geçmişti. Ne bir adam ne de kendi gelmişti. Sonunda unuttu demek bile acının farklı bir haliydi. Bedeni gelmesin, gece olup geliyor zaten, güneşimin doğuşunda var oluyor. Her yaprağın yeşilinde gözleri. O bende zaten. O bende, kalbimde. Ömürlük diye koydum ben onu oraya. Gelmese de olur!

Her gece yaptığım gibi bu gece de evin çatı katına çıkmış camın önüne oturmuş uzaklara dalıyordum. Tek düşündüğüm ona yaptığım bu ihanetin ağırlığıyla nasıl baş edebileceğimdi. Günlerce geldi gitti şu aciz kızın kapısına. Onu öylece bırakıp bu hale mahkum eden kızın. Ne farkım vardı ki ondan. Eve hapsetmişti sadece, bense onu acıya hapsetmiştim. Kimin ki daha beter diye tartıya koysak benim ki ağırlığından yere çakılırdı herhalde. Gözümden akan yaşları usulca silen kişiye doğru baktım. Başak'tı, birkaç gündür bizde kalıyordu. Annem bu ruhsuz halimden endişe etmiş Başağı başıma bekçi etmişti.

"Yapma Elçin lütfen, artık bak o da gelmiyor." Buda ayrı yüreğimi dağlıyordu ya. Ne hissedeceğimi artık kestiremiyorum. Hem yanımda olsun isterken hem olabildiğince uzak olsun istiyordum. Gözümden akan yaşlar şiddetini arttırmış bir şekilde "Elimde değil ki gitmiyor şuradan" deyip kalbimi ve başımı gösterip konuşmaya devam ettim.

"Bir masal gibi, bir rüya gibiydi ve hepsi geçip gitti ama ben nasıl unutacağım be Başak?"

"Zaman alacak Elçin kolay değil biliyorum. Hatta seni takdir ediyorum verdiğin karar çok zordu. Onun buraya geldiği zamanlar kendini zor tuttuğun günler hala aklımda, nasıl dayandın bilmiyorum."

"Ruhun yerin demi diye sormalısın ilk önce." Deyip göz yaşlarım hıçkırıklarımla birleşmişti. Başak bana sıkıca sarılıp "Geçecek bunu biliyorum, sen güçlü birisin. Atlatacaksın." Dedi demesine ama nasıl olacak bu bilemiyorum. Yaşadığım uyku problemi nedeniyle kullandığım ilaçlardan bir tane alıp yatağıma usulca girip ilacın etki etmesini bekledim. Gözlerimi kapatmış bir halde uzanırken burnuma dolan Alper'in kokusuyla gözlerimi hızlanmış kalp atışlarımla açıp etrafıma bakındım ama kimse yoktu. Aklımı oynatmaya başladım diye düşünüp tekrar yatağa girdiğim sırada camımdan odama dolan rüzgarın vermiş olduğu titremeyle kalkıp kapatmak için camın önüne geçip tülü kaldırıp camı kapattım. Tam arkamı dönüp yatağıma geçeceğim sırada burnuma gene aynı kokunun gelmesiyle dönmemi hızlandırdım ve karşımda o vardı Alper. Kinle bakıyordu gözlerime, kaşlarındaki belirgin sinir yüreğime acı yüklerini yüklüyordu. Az çıkan sesimle "Alper" dedim.

Dudaklarını aralayıp "Neden?" dedi. Nefesim kesilmiş konuşamıyordum bile. "Neden Elçin!" dedi. Yüreğimdeki acı ayakta durmama müsaade etmiyordu. Usulca kendimi yere bırakıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım Başağın "Elçin. Elçin uyan" demesiyle kesilmişti. Yataktan sıçrayarak kalkıp Başağı yanımda görmemle hızlıca boynuna sarılıp "Buradaydı, gördüm onu kokusunu duydum" deyip gözlerimi etrafta gezdirdim. Rüyaydı ama gerçekten farkı yoktu. Kollarımı Başaktan çekip yataktan kalkarak banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Daralan nefesimi düzeltmem için bir şey yapmalıydım. Odama geri dönüp sporcu atletimin üzerine ince şişme montumu, altına da taytımı giyip dışarı çıkmak için yeltendiğim sırada Başak önüme geçip "Elçin saat sabahın 5'i lütfen bu halde çıkma dışarı."

"Başak duramam evde nefesim kesiliyor. Az koşup geleceğim merak etme telefonumda yanımda hem" deyip yanağına bir öpücük kondurup yola koyuldum. Sokak aralarından geçip sahile gelmiştim. Hava karanlıktı hala ve kimse yoktu sahilde. Derin bir nefes çekip ciğerlerime koşmaya başladım. Aklımı sadece Alper'le geçirdiğimiz güzel anılarla doldurmaya karar verdim. Kendime zarar vermekten başka bir şey yapmıyordum. Gördüğüm rüya zihnimin bana bir oyunuydu. Aklımı yitirme ihtimalim git gide artıyordu ve ben artık buna bir el atacaktım. Onun bana kattığı en güzel anılarla dolduracaktım zihnimi. Ancak böyle dinerdi acım. Tüm hatıraları tek tek yaşatacaktım ruhumda. Onun bana verdiği battaniyeyle yattığımı duyunca yüzündeki o hınzır gülüşü aklıma gelince yüzüm de gülmeye başlamıştı. Hele beni Ali'den kıskanışı, ah Alper. Her bir anıyla yüzümdeki gülümseme daha da irileşiyordu. Onu seviyordum evet şu an kendime ilk defa itiraf ettiğim şeyle gülüşüm kahkahaya dönüşmüştü. Hayriye teyzenin de dediği gibi deliydim işte ben.

Her bir anı hafızamda saklıydı, hepsi benimle birlikteydi. Koşmayı günün doğuşunu izlememle bitirmiştim. Artık eve gitme vakti deyip oturduğum kayalıklardan kalkıp arkamı döndüm. Seke seke taşların üzerinden atlayıp asfalt yola çıkmıştım. Tam karşıya geçeceğim sırada karşıdan bana doğru gelen Alper'le olduğum yere mıhlanmıştım. Nefesim kalp atış hızımdan zorlanıyordu havaya karışmak için. Rüyam gerçek olmuştu. O buradaydı ve beni görmüştü.

 

 

 

Loading...
0%