Yeni Üyelik
33.
Bölüm

32. BÖLÜM

@tugba_zeycel

VARLIKTAN YOKLUĞA

 

 

ALPER’DEN

Bir cemre düşer ya toprağa, can gelir o an tabiata, sevdiğine kavuşmuşçasına. Yeniden doğar toprağa kökü olan tüm canlılar. Tekrar solar havayı sonu yokmuş gibi çeker içine içine. Var olmayı tekrardan hatırlar. Tekrardan doğaya güzelliklerini yaymaya başlar. Sonu yokmuş gibi kökleri toprağa bağlı olmasına rağmen ona muhtaç olmasına rağmen özgür gibi yaşar.

Bende Elçin'in sevdasıyla özgürdüm tellere sarılı bedenimde. Kaçmak kurtulmak istediğim geçmişimle onun gözlerinde özgürce idim. Kan oturmuş hayallerim, buğulu gözlerim ardında bir Elçin bırakmıştı. Kavuşmuştum sonunda, hayali kokular gitmiş yerini gerçek, misk-i almıştı. Duymuştum ya dilinden aşkı, varsın kapansın bu yeşiller sonsuzluğa. Bir Goncagül vardı ıssız çölümde, gözümü alamadığım. Bir aşk vardı benden öte, candan öte. Varsın onun aşkı yıkasın kara toprakla bu aciz etten acıyı. Ne büyükmüş kalbim, ne derinmiş ruhum. Nasıl doldu bu kadar, nasıl taşır aklım bu aşkı? Allah'ım kurutmasın bu çöl o gülü, yaşasın benim toprağımda ilelebet, ben kalırım böyle kuru, böyle kavurucu. Yeter ki o kalsın bende.

Şimdi de onun savaşını veriyordum. Karşımda Tolga diye bir kan emici vardı. Hayallerimin üzerine bir kara bulut gibi çöküyor yolumu kaybettiriyordu bana. Elçin'imin arkadaşı olmasa bir an düşünmeden kaydırırım ayağını ama onun yüzüne sonra nasıl bakarım-ın korkusu bana engel oluyordu. Aşk sen nelere kadirmişsin. Yapmam dediğimi yaptırıyorsun, olmaz dediğimi karşıma altın tepsiyle sunuyorsun. Peki ya şimdi ki planın ne?

Aldığım telefonla tekrardan dolmuştu yüreğime korku. Derin nefesler alıp vererek, güzel şeyleri düşünmeye çalışarak düştüm yola. Aracımı park ettiğim yere gittiğimde yerinde yeller estiğini gördüm. Belki de çekmişlerdir diye düşünüp bir Rent a car firmasından araç kiralayıp mesajda ki adrese gittim. Geldiğim yer bir oteldi ve kapıda abimin adamları dizilmiş beni bekliyorlardı. Abimin beni beklediği oda numarasını öğrenip asansöre doğru yürümeye başlamıştım arkamda da adamlardan ikisi vardı ve benimle birlikte geliyorlardı. Yeterince olan sinirimi daha fazla bozdukları için usulca arkamı dönüp "Sizin gelmenize gerek yok, yerinize geçin" dedim emredici bir şekilde. Ama hareketlerinde bir değişiklik yoktu ve tekrar sesimi yükseltip "Yerinize geçin dedim, duydunuz demi?"

Biri başını eğerek "Üzgünüm Alper Bey ama abiniz böyle emretti"

"Neden?" cevap vermesini beklemeden "Ya da direk ona sormalı" deyip daha hızlı adımlarla odanın önüne gelmiştim. Kapıyı çalıp açılmasını bekledim. Kapıyı abim açmıştı, bir hışımla içeri girip sert bir şekilde de kapıyı kapatmıştım. Odanın içerisinde tamamen yalnız olduğumuzu kontrol ettikten sonra "Senin İzmir de ne işin var abi? Daha dün birlikteydik. Hem bu adamlarının derdi ne?"

Abim sakince tekli koltuklardan birine oturup benimde oturmamı istedi ama ne oturacak sakinliğe nede bekleyecek sabra sahiptim. El işaretiyle anlat deyip dinlemeye koyuldum.

"Sen evden çıktıktan sonra Tolga geldi"

"Neden?" çatılan kaşlarım içimdeki alevleri belli edercesineydi.

"Haber getirmiş"

"Tam anlat şunu ne haberi?" o adi herifin evime gelmiş olması ayrı bir tiksindirmişti beni.

"Büyük patron ikinizin kavgasını öğrenmiş ve ceza kesmiş"

"Ceza mı? Kafayı mı yemiş bunlar?" sinirle ellerimi yüzümde gezdirip saçlarımı geriye doğru atıyordum.

"Neymiş peki o lanet cezası?" daha bana ne yapabilirlerdi ki. Geçmişimi mi vuracaklardı yüzüme. Zaten onu göze alarak gelmiştim buralara. "Elçinden vazgeçmeniz, ikinizin de" abimin lafının bitimine kahkaha sarmıştı öfkeli yüzümü. Bunu yapmayacağımı adları kadar iyi bilmeliydiler. Abime dönüp "Güzel cezaymış doğrusu, sende buralara kadar boşuna gelmişsin telefonda söylerdin gülüşüp kapatırdık. Neyse artık gelmiş bulundun ama ben bunlarla uğraşamam, kendine iyi bak beni bekleyen bir sevdiceğim var." Lafımı deyip giderken abimin

"Hepsi bu değil Alper, eğer kabul etmezsen elimizden varımızı yoğumuzu alacaklar"

"Yapamazlar" dedim inanmak istemeyerek.

"İş yaptığımız şirketlerin birçoğu onun bağlantılarıyla dolu. Hastane desek elinde ki o belgelerle orayı bile kapattırır. Alper köşeye sıkıştık anla."

"Bırakmam abi, bırakamam Elçin'i isteme bunu benden lütfen." Kulaklarıma dolan basınç kalp atış sesimi en yüksek seviyelerde duyuruyordu bana. Daha yeni kavuşmuşken buda neydi böyle? Kaderin ben ile olan derdi ne?

"Biliyorum abim biliyorum. Bırakmanı da isteyemem zaten"

Bir umut abimin gözlerine acıyla bakarak "Ne yapacağız?" diye sordum. "Ayrıca da senin burada olduğunu Elçin'i bulduğunu da biliyorlar"

Daha nasıl kötüleşebilirdi? O şerefsiz durur mu şimdi hemen damlar buraya ah.

Yumruk yaptığım elimi hızlıca duvara geçirip duruyordum ki abim elimi kavrayıp kendisine doğru çevirdi beni.

"Merak etme gelmeyecek buraya. Ben büyük patronla konuştum ve cezanın şeklini değiştirmesi için ikna ettim. Tabi zor oldu ama siz bir olun yeter demi?" ikna edilmek istermişçesine yüzüme bakıp onay bekliyordu. "Tabi ki tek istediğim o, peki son durum ne hadi yüreğime indirmeden söyle."

"Büyük patrona bunun sadece senin meselen olduğunu söyledim ve benimde bu şekilde ödeyen taraflar arasına girdiğimi söyledim. Tabi ilk umursamadı bu durumu ama sonradan Elçinden vazgeçmezse sen ondan vazgeçeceksin dedi, her anlamda, maddi manevi."

"Ne yani beni parasız pulsuz alt edebileceğini falan mı sanıyor?"

"Sanırım, ama aklından geçenleri yaşamayana kadar bilemeyeceğiz. O yüzden kardeşim siz Elçin ile ayrılmayın diye bunu yapmak zorundayız."

Sanki abimin dilinden dökülenler bir hayalmiş gibi geliyordu kulağıma ama soğuk bir esinti şeklinde gerçekliğiyle üşütüyordu kalbimi. Elçin'in paraya tamah etmeyen biri olduğunu biliyordum ama ya ben kendime yetemezsem? Hayatın her getirdiğine tamam deyip sırtlandım ömrüm boyunca, şimdi ise farklı şartlar doğrultusunda tekrar bir yük yüklüyordu yeni can bulmuş omuzlarıma. Tolga bu güçsüz dönemlerimden illa ki yararlanmaya kalkacaktır, en çok korktuğum, aslında tek korktuğum da buydu ya. Artık Elçin'in sevgisinden eminim ve bu benim en büyük gücüm. Yüreğimde topladığım sevgimin ahengiyle abime dönüp.

"Bırakalım abi ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar. Biz bir olduğumuz sürece sert kayaya çarpmaktan başka bir şey hissetmeyecekler. Varsın parasız pulsuz kalayım ama cennetim yanımda olsun. Ben artık buradayım abi, İzmir de sevdiğim kadının yanındayım. Tekrardan tırnaklarımla kazar, yaşarım hayatımı."

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%