Yeni Üyelik
38.
Bölüm

37. BÖLÜM

@tugba_zeycel

İŞ BİRLİĞİ

 

 

ALPER'DEN

Aldırma deli gönlüm!

Sonbahar geldi mi solup dökülen yapraklar gibi olma. Dik dur, dik dur ki her daim güçlü gördükleri seni cansız görmesinler. Yalın ayak olsan da, ayağına taşlar batsa da yürüdüğün yoldan dönme. Yorulma çıktığın yoldan. Ne zaman yoruldu Alâeddin lambasını ovmaktan? Ne zaman durdu Ferhat dağları delmekten?

Ruhunun kederi değmesin gözlerine, akıtmasın incilerini. Elini tutup ilk adımını attığın yeri tek tek attığın adımlarını koşmaya çevirdiğini unutma. Ne şimdi bu halin? Acının etrafını bu kadar sarıp seni kör etmesine neden müsaade ediyorsun?

Kalk Alper canından bir can var uzakta, el açmış, yaralı, korkak bir kalple seni bekliyor. Esiri olma bu hayatın, kaldır ağlamaktan kan oturmuş gözlerini bak etrafına. Hala doluyor ciğerlerine acı dolu nefes, hala dönüyor dünya. Elçinsiz döndüğüne isyan etme, o da bir çare. Gururunu kaldır bir kenara Alper, çal artık şu kapıyı, doldur aşkını yüreğine güç olsun bedenine. Tolga sana yardım edebilecek tek kişi. Telefonda Tolga da öyle dememiş miydi?

"Bak Alper eğer Elçin'e kavuşmak istiyorsan benle iş birliği yapmak zorundasın. İçlerinde olan benim unutma. Kimseye zarar gelmeden birlikte halledebiliriz." Akan sular dururmuş meğer aşk denince. Lafügüzaf sanırdım aşkı şimdi ilklerime kadar varlığıyla kavruluyordum. Tolga'nın buluşmamız için verdiği adrese gelmiştim. Eski dökük bir evin önündeydim, ıssız bir mahallede olmamız da Tolga'ya yok sayılacak kadar olan güvenimi bir kez daha sorgulatıyordu bana. Ama konu Elçin olunca bir iş çevirmez herhalde diye düşünüp kendime telkin vermeye çalışıyordum.

Olabildiğince sert bir şekilde kapıyı çalmaya başladım. Tüm öfkem yumruklarımla kapıda şekil alıyordu adeta. İlk zemine tık tık diye ses bırakan bir ayak sesi duydum, ardından Tolga kapıyı açıp beni içeri buyur etti. İçeri geçerken yüzünde fark ettiğim üzüntü içimde bir burukluğa neden oldu. Benim sevdiğim kadına duyduğu duyguların dışında bir dosta duyulan acıydı benim gözümde Tolga'nın üzüntüsü.

Derin bir nefes alıp konuşmaya başladı "Gelmene sevindim. Bana güvenmezsin sanıyordum ama konu Elçin, ortak çıkarlar diyelim. Sen adını ağzına alma gibi bir atılım yapmadan önce." Dersini almış olması yüzümde belli belirsiz bir gurur gülümsemesi oluşturdu.

"eee planın ne anlat."

ELÇİN'DEN

Bağrım yanıyor anne; acı sardı dört bir yanımı, kan oturdu ipek saçlının bedenine. Dilhun oldu bu Elçin, buğu çöktü gözlerine kapıda yeşillisini beklemekten. Ah can şenliğim, aynı yürek yangınım. Ta şuramda kokun, gel artık.

Neco nefret dolu gözleriyle beni izliyordu. 4 gündür bir avuç yiyecekle aç ve susuz olmak bir yana dursun sürekli üzerimde kurduğu bu baskı beni çileden çıkarıyordu. Psikolojik baskı yapıp akıl dengemle oynuyordu adeta. Gözlerimi olabildiğince onun bulunduğu tarafa çevirmemeye çalışıyordum. Bir anda oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi, pis sakallarıyla oynayıp bir şey düşünüyormuş gibi beni süzüyordu.

"Sence de bu kadarı yetmez mi? 4 gün oldu, ne gelen var ne giden, bence yeter. Artık ölüm vakti geldi."

Ölüm.

Soğuk bir rüzgar kapladı bedenimi. Ellerim, ayaklarım buz kesti, içim de ne varsa yok olup gitmişti. Umutlarım, sevdam hepsini savurup atmıştı o ölüm rüzgarı. Olabildiğince çok nefes alıp vermeye çalışıyordum, sanki beni hayata bağlayacak ve beni bu Neco'nun elinden alacaktı.

Ama o nefes artık oturmuştu boğazıma, ağzıma dolan kan kesmişti beni hayattan. Her soluk alışımda nefes boruma dolan demirsi tat bir sonraki soluğu kesiyordu. Artarda yediğim yumruklar biraz daha soyutluyordu beni hayattan. Neco'nun o kalın derili tiksinç elleri her yüzüme inişinde yok oluyordum. Saçlarıma dolanan elleri her seferinde bir demet saçla dönüyordu gözlerimin önünden.

Sesler boğuklaşmaya başlamıştı, gözlerimde kara bir örtü. Bir durgunluk hakim etrafımda, acıdan hissizleşmiş bedenimi saran bir çift kol var. Gözyaşları yüzüme damlayan bir koku var. Göğsüne yaslanan kanlı yüzümün altın da hıçkırıklarla inleyen bir kalp var.

Ölüm meleğimi bu bitti mi her şey?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%