Yeni Üyelik
43.
Bölüm

42. BÖLÜM

@tugba_zeycel

 

SONA YAKIN

 

 

ALPER’DEN

 

Gecemin karanlığını bölen ey aşk. Benden uzakta bir gün daha geçiriyor olman yakıyor şu etten bedeni. Gönlüme hapis ettiğim gibi ellerini de ellerim arasına hapis edebilsem keşke. Gitmesen benden. Soluğum yakarken ciğerlerimi Anıl’ın telefonu ile irkildim. Titrek ellerim ile telefonu açıp kulağıma götürdüm. “Buldum!” dedi şen bir sesle. Kalbim olabildiğine delice atıyor göğsümü bir ateş sarıyordu. Boğuk sesim ile “Ne?” dedim.

 

“Elçini buldum diyorum. Tolga oraya bir doktor çağırmış. Büyük patronun adamları o doktoru bulup konuşturmuşlar. Tolganın adamları haber verdi. Onlardan önce senin oraya yetişmen lazım Alper.”

 

ELÇİN’DEN

 

Doktor anlattıklarım ile kas katı kesilmişti. Bense gözyaşlarımın yıkadığı yüzümle uyuşuk gibi onun yüzünü inceliyordum. Tolga’nın anıları bir bir yerleşiyordu zihnime. O ev, o uçurum. Her şey bir fotoğraf dizisi halinde zihnimdeydi ama net değillerdi. Birer görüntü hepsi bu. Ama acıyan kalbim öylesine kanıyordu ki içimde kandan deryalar oluşuyor boğuyordu beni. Taş kesilmişti bedenim. Oturduğum koltuğa tırnaklarımı geçirip acımı kumaşa geçirmek istiyordum. Benden akıp bu cansız, hissiz şeye dökülsünler. Annem hep öyle demez miydi? Dağlara taşlara gitsin derdiniz, sızınız diye. Oda cansızdı, alıp götürsünler bu acıyı yüreğimden, benden. Aylin Hanım oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Kumaşa geçirmiş olduğum tırnaklarımı avuçlarının içine alıp gözlerine bakmamı sağladı.

 

“Ah Elçinim, neler gelmiş başına böyle! Ama bunların hepsi geride kaldı ve sen artık iyileşiyorsun. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Aşmamız gereken son bir engel kaldı. Sonrası uçsuz bucaksız huzur.”

 

Doktorumun gözlerine umutla baktım. Dediği gibi huzura az mı kalmıştı. Son bir engel, yani o düğüm. Beni içten yiyip bitiren, kalbime acıdan nasır tutturan o düğüm. Ellerimle gözlerimde ki yaşı sildim ve derin nefesler gönderdim ciğerlerime. Her nefes bir damla daha akıtıyordu gözlerimden, ben siliyordum sonra bir nefes daha çekiyordum ve bir damla daha süzülüyordu. Titreyen bacaklarımla balkona doğru gidip kapısını açtım. Rüzgar tekrar saçlarımdaydı. Gözlerimi kapatıp sadece rüzgarı hissettim. O huzur, anlamsız huzur. Birkaç dakika o şekilde kaldıktan sonra Aylin Hanımın yanıma gelmesiyle irkildim. “Devam etmek ister misin?” diye sordu. Sona gelmiştik öyle değil mi?

 

Zihnimde ki fotoğraf karelerine odaklanıp anlatmaya başladım. Aslında zihnim ve kalbim durmuş Beynim düğümünü çözüyordu.

 

 

 

Loading...
0%