@tugbalal
|
(Kimseye zararım olmasın istemiştim. Gel gör ki, zararım olmasını istemediklerim tarafından ziyan edilmiştim. Kimsenin bilmediği anlamadığı bir dil konuşurdum. sabır saksılarında ateş gülleri büyütürdüm . Kendi toprağına dargın, kimse bilmez anlamaz benim derdimi ben kendi kendini yiyen bir deliydim) ******* Öleceğimi düşünerek kapatmıştım gözlerimi . Lakin zamanı değil demişti hayat, daha alacak nefesin var demişti. Gözlerimi araladığımda başım Yüzbaşının dizlerindeydi diğerleride etrafımdaydı neler olmuştu hepsinin yüzünde kimisi birkaç günlük, kimisi taze olan yaralar vardı, yorgun görünüyorlardı. Göz altları morarmış göz kapakları kapalıydı demir parmaklıklar altındaydık her ne kadar burda uzanmaya devam etmek istesemde yapamadım kalbimdeki yaralar vücudumdakilerden daha çok sızladı. Doğrulamak istedim boynum sızladı. Ağzımdan küçük bir inleme kaçtı. Aynı anda yüzbaşının da göz kapakları aralandı. "Lâl" Derin titrek bir nefes aldı gözleri parlıyordu. Normal şartlar altında dalıp izlemek isterdim gözlerini zaten her şeyi başlatan gök mavi gözleri değil miydi. Ağlamış gibi kızarmıştı gözlerinin içi uykusuzluktan diye düşündüm. Elini kaldırıp yüzüme gelen birkaç tel saçımı arkaya doğru attı, eli yanağımda kaldı. "İyisin , açtın gözlerini , çok şükür ,çok şükür iyisin" Benden çok kendini inandırmaya çalışır gibi bir hali vardı. Seslere diğerleride uyanmış başımıza toplanmıştı. "Komutanım iyisiniz, çok korkuttunuz bizi" İlk konuşan Ali oldu "Uyanmak bilmedin be kızım " Bunu diyen de Rıdvan abiydi. "Bir yerin ağrıyor mu?" Diye sordu bu defa Sinan Hepsinin gözleri benim üstümdeydi. Ağzımdan çıkacak tek kelimeye odaklanmışlardı. Sanki hayat memat meselesi gibi önemliydi onlar için söyleyeceklerim. Gerçekten mi hiçbir şey olmamış gibi mi devam edecektim burda olmamız bir şey değiştirmemişti benim için bana acıyorlar mıydı . Buna katlanamazdım . Onlara cevap dahi vermedim. Ne yaptıkları umurumda değildi. Onlara yapacağım tek iyilik kendimle birlikte onları da bu cehennem çukurundan kurtarmak o kadar, yerimden doğrulmaya çalıştım. Yüzbaşı hemen yardım etmeye çalıştı. Kendimi ondan geri çektim bu yeterli bir mesaj olmuştur umarım, bir elim boynumda bakışlarım onlara döndü "Ne kadardır baygınım?" Cevabı Ateş verdi. "Bir gün belki daha az, emin değiliz " Başımı sallamakla yetindim. Daha fazla konuşmaya gerek yoktu bundan sonra sadece ben mecbur kaldıkça sesimi duyarlardı zaten. Kapıdan gelen seslerle o tarafa döndüm Kassam içeri girdi. "Uyanmış bizim uyuyan güzel, Ahu " "Yine becerememişsin Kassam, hala hayattayım, ama merak etme sen ölmeden ölmek bana haram ,ölsem mezardan dirilirim seni gebertmek için" Alayvari sözlerim sinirini bozdu. Bu dahada keyiflenmeme sebep oldu. "Merak etme sana o kadar kolay ölüm yok , bu defa filmin diğer tarafında olacaksın ,onlar izleyecek ,sen yavaş yavaş can vereceksin " Bakışları hepimizi üzerinde gezindi en son bana bakarak yanındaki çiyanla konuşmaya başladı. "Ahu ,derler ki tc askeri iyi eğitilir, üsteğmeni yere serer misin ?" "Bu da soru mu?" Aşağılayıcı bakışları benim üzerimde gezindi. Kim olsa bunu düşünürdü ona göre cüssem epey küçük kalıyordu. Timdekileri tekrar zincirlediler . Kassam demir parmaklıklar ardında sandalyeye oturmuş elinde kahvesi ile bizi izliyordu . Karşı karşıya ikimizde bir süre birbirimizi süzdük. İlk hamleyi onun yapmasını bekledim. Bana doğru sol eli ile yumruk atmaya çalıştı üst bedenimi geri çekerek kurtuldum . Aynı girişimi bir kaç defa daha yaptı hepsini geri püskürtmüştüm . Her yumruk atmaya çalıştığında hangi elle atıyorsa çaprazındaki bacağını ileri atıyordu. Bir kaç defa ben atak yaptım aynı şekilde o da geri çekildi sıra ondaydı bekledim, sol eli ile yumruk atmaya çalıştığında bende hafif geri çekilip sağ bacağına tekme attım geriye doğru sendeledi beklemeden bir yumruk daha attığımda yere düştü düşmesi ile yüzüne dizimi geçirmem bir oldu işte şimdi oynamaya başlamıştık. Geri çekildiğimde burnu kanıyordu. Toparlanması uzun sürmedi bu defa uzaktan göğüs kafesime tekme attı. Bir anlığına nefesim kesildi. Beklemeden üzerime doğru koştu , belimden yakalayıp sırtımı duvara çarptı, bu kaburgalarımın kırılmasına bile sebep olmuş olabilir. Hareketlerim kısıtlanmıştı. Kolumu avuç içim dışarı bakacak şekilde boynuna doladım ve sıkmaya başladım. Şimdiden kolları gevşemeye başladı. Bir süre sonra gözleri kararacak aldığı nefes yetmeyecekti. Sonrasında boğazlanan bir tavuk gibi can verecek. Bacağıma saplanan bıçak ile onu bırakmak zorunda kaldım. Nefes nefese geri çekildi. Bende iki ayağım üzeride durdum. Zaten adil bir dövüş olacağını düşünmek benim hatam olmuştu. Üzerimdeki parkayı çıkarıp koluma sardım. Tekrar saldırdığında sardığım kolumla bıçağı kendimden uzaklaştırdım. Aynı anda yüzüne kafamı gömdüm bıçak elinden düşünce üst üste yumruk atmaya başladım. Yere devrildi bende beklemeden karın boşluğuna oturup boynuna parmaklarımı geçirdim. Anlı terlemeye başladı. Birazdan o iğrenç canını verecekti. Nefesleri artık ciğerlerine yetmemeye başladığı anda başımda bir namlu hissettim. "Bırak ve geri çekil " Onu sanki elim pisliğe değmiş gibi bıraktım. Geri çekildiğimde o da ayağa kalkmaya çalışıyordu. Kassam içeri girip sinirle ona ve bana baktı umduğu seyir zevkini alamamıştı. Ahu'ya sağlam bir tokat atmıştı. Hem ondan daha zayıf görünmem hem günlerdir aç susuz olmam üstüne üstlük yaralı olmama rağmen yenilmesi acınasıydı gerçektende, Kassam çıkınca hınçla bana döndü hem yenilgi alması hemde kassamdan yediği tokadın hıncını şimdi alıyordu. İki kişi kollarımı tutarken o karın boşluğuma ve vücudumun farklı noktalarına yanından aldığı sopa ile vurmaya başladı. Artık yorulmaya başlamış olacak ki sopayı hırsla yere atıp dışarı çıktı. Beni tekrar zincirlediler bana vurulurken diğerleri araya girmeye çalışmış öne atılmak istemişlerdi ama zincirleri izin vermemişti. Şimdi ise sadece dolu gözlerle bana bakıp iyi olup olmadığımı soruyorlardı. Lakin benim onlara cevap verecek ne isteğim nede takatim vardı. Bu yüzden sadece başımı sallamakla yetindim. Onlarda anladılar daha fazla konuşmadılar, bende kendi kafamın içindeki karmaşayı susturmaya çalışarak gözlerimi kapadım. Öyle bir zamandayız ki onları affetmek için kendimle savaşıyorum. Dışarıda olsak belkide asla aklımın ucundan geçirmem bunu bu yüzden olabildiğince onlardan uzak duruyordum . Artık düşünmeyi bırakarak kendimi karanlığa bıraktım. Allah' ım ne olur bana güç ver.... |
0% |