Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@tugbalal

Albayla konuşmamın üzerinden üç gün geçti. Bu süre zarfında askeri lojmana yerleştim. Bu gün ilk iş günüm, normal insanlar heyecanlanır bense tedirginim. Tim arkadaşlarıma alışamamaktan çok alışmaktan korkuyorum. Ben kendime bile yalan söylüyorum, farkındayım. Ama cesur olmak en azından öyle görünmek zorundayım zayıflığa yer yok, düşersem yerde kalırım o yüzden öyle bir seçenek yok. Aynadaki yansımama birkez daha göz attım üstümde kamuflaj , ördüğüm uzun siyah saçlarım ve saçlarımla neredeyse aynı renk kuzguni gözlerim ,bence lakabımın hakkını verir nitelikte. Fazla oyalanmadan, önce evden sonrada lojmandan çıkıp askeriyeye yol aldım.

Sabah içtimasından sonra odama geçtim daha doğrusu kaçtım. Anlamadığım bir nedenden herkes öfke dolu.

Bir kaç saat odada evrak işleri ile kafayı dağıtmaya çalıştım.

Baya yorulduğumu fark edince timin yanına geçmek istedim. Kantinde oturuyorlardı .

"Selam beyler"

Seslenmem ile bakışlar bana döndü

"Resmi olarak tanıştırılmadık üsteğmen Eflal Karca peki siz"

Sanırım bunu onlarda beklemiyordu önce bir afalladılar ama sonrasında en rütbeliden başlayarak kendilerini tanıtmaya başladılar

"Kıdemli üsteğmen Rıdvan Diken"

Sanırım temin abisi sayılırdı. Şayet rütbe olmasa abi derdim babacan bir tavrı da vardı ama çekingendi.

"Kıdemli üst çavuş Ateş Yenilmez"

Biraz soğuk kanlı gergin bir tip

"Kıdemli üst çavuş Sinan Şahin "

Sakin ama makul bir insana benziyor.

"Üst çavuş Dursun Kara"

"Çavuş Ali Keklik"

Gurubun çaylağı ve evin küçük kardeşi de buydu. Hepsine samimi olduğunu düşündüğüm bir tebessüm göndermiştim.

'Dikkat' komutundan sonra hepimiz hazırola geçmiştik yüzbaşı Alparslan kantine girmişti. Kendinden emin adımlarla bize doğru gelmiş tam karşımda durana dek devam etmişti.

Önce baştan aşağıya beni süzdü aklından ne geçti bilmiyorum ama kaşlarını derinden çattı dudaklarını araladığında ise ben keşke hiç konuşmasaydı dedim

"Neden burdasın"

"Anlamdım komutanım "

Gerçekten anlamamıştım

"Sana neden buradasın dedim. Söylesene neden bu meslektesin, neden bu karargahta bu timdesin. Biz burda oyun oynamıyoruz ,yeri geliyor can veriyoruz şehit düşüyoruz. Bir kadın neden erkeklerle dolu bir işte çalışmak isterki ,yada nasıl bir kadın "

Bu ne cüret bu nasıl bir kafa yapısı? Elimden gelse gözlerimdeki ateşle yakardım onu ,gözlerimi onun buz mavi gözlerine kenetlendim. Korkmadım çekinmedim çünkü söylediklerini hak etmemiştim. Beni tanımıyor bile

"Yakışmadı yüzbaşı. Bir Türk kadınına hele ki subay olan bir kadına bu şekilde ithamlarda bulunmak sizin gibi bir askere yakışmadı. Ama yinede söyleyeyim ,burdayım ,çünkü en az sizinki kadar haklı gerekçelerim var"

Gözlerinden kısa bir an afallama geçsede eski donuk bakışlarına dönmesi saliselik oldu.

"En ufak bi zayıflığında yada hatanda seni burdan postalıyacağımdan emin ol. Sana merhamet edeceğim kanısına bir anlık dahi olsa kapılma "

"Merak etmeyin kimseden merhamet beklentim yok. Bana merhamet edeceğiniz yada sempati duyacağınız bir an asla yaşanmayacak "

Son sözlerimi söyledikten sonra omuzuna çarparak ordan ayrılmıştım. Bu bir saygısızlık normalde lakin onun bana yaptığının yanında benim yaptığım daha mazur görülür diye düşünüyorum.

 

Loading...
0%