@tugbalal
|
Sessizce fısıldadım adını Kimse duymasın benden almasın istedim Sen benim saklı sevdamdın kimse bilmesin görmesin istedim
ALPARSLAN KARAHANLI "ANNEEEEEEE" Duyduğum çığlıkla yerimden fırladım. Beklemeden Lâl' in kaldığı odaya koştum. Annemde sese uyanmıştı. Peşimden geldi. Kan ter içinde kalmıştı. Ama hala uyanamamıştı. "Anne gitme, beni bırakma." Yine sayıklıyordu. Yanına gittim yüzüne yapışan saçları geriye çektim. Saç dipleri sırılsıklamdı. Üzerindeki pijaması bile terden ıslanmıştı. "Lal aç gözlerini" "Oğlum ne oluyor?" Annemin sesi ile bakışlarımı ona çevirdim . Endişeyle bir bana birde yatakta can çekişen sevdiğim kadına bakıyordu. Ben ona cevap veremeden. Lâl'den bir çığlık daha koptu. "ANNEEEE" Hani derler ya can havli diye işte aynı o şekilde yerinden sıçramıştı. Durmadım ,duramadım kollarımın arasına aldım. Nefes nefese kalmıştı yine. Saçlarını okşadım uzun uzun. Kokusunu içime çeke çeke öptüm. Ağlayışı iç çekişlere dönünce yavaşça kendimden uzaklaştırdım.Elimi yanağına koydum. "Daha iyi misin?" Başını salladı sadece. "Üzerini değiştirebilir misin. Çok terledin hasta olursun yoksa" "Ben yardım ederim oğlum sen merak etme." Anneme minnet dolu bir bakış attım . Anlamıştı elbet zaten duyduğunda evinden kalkıp gelmeside bundan değil miydi. Benim için önemini daha ilk gördüğünde anlamıştı. Tam geri çekiliyordum ki. Tişörtün eteklerini tuttu. "Gitme" "Tamam ,gitmiycem, burdayım. Ama üzerini değiştirmemiz lazım. Annem sana yardım edecek sonrasında hemen geri gelicem tamam mı?" "Burda kal, arkanı dönersin, olmaz mı?" Dolu gözlerle bakarken nasıl olmaz derdim. Usulca Başımı salladım. Burda sayılı kıyafeti vardı. Yarın gidip evinden almak gerekiyordu. Kendi dolabımda bir tişört ve şort çıkarıp anneme uzattım. "Şimdilik bunları giydir. Yarın kendi giysilerini alırım." Duvara doğru döndüm . Önce çarşaf hışırtısı geldi. Sonra giyindiğine dair sesler Annemin sesini işitince arkama döndüm. Gördüklerimle yüzümde yine tebessüm oluştu. Bu kız beni sürekli güldürüyordu . Çok az gülen biriydim. Hatta beni tanıyanlar hep asık suratlı katnem herifin tekisin derdi. Ama o hep yüzümü güldürüyordu. Üzerinde ona çok büyük gelen Tişörtün eteklerini çekiştirip duruyordu. Altındaki şort yine görünmüyordu. Tişörtün bir omzu aşağı kaydığı için bir omzu dışardaydı. Açıkta duran tenine dudaklarımı bastırmak istemem normal miydi. Saçlarını kulağının arkasına aldı. Yanına gittim. "Hadi şimdi uyu." Bir elimi sırtına koydum diğerini bacaklarının altından geçirdim. Çıplak bacağını avucumda hissedince elim ateşi avuçlamışım gibi yandı. Küçük bir temas beni nasıl böyle etkilerdi. Yatağa yatırdım. Annem ayak ucundaki örtüyü üzerine örttü. İki eli ile örtüye yapıştı. Ama gözlerini kapatmak yerine dudaklarını kemirmeye başladı. "Uyumayacak mısın?" "Şey, uykum yok" Gözlerini kaçırdı. Bu yalan söylüyorum demekti. Yanına diz çöktüm. "Lâl ne oldu?" Bakışları anneme kaydı. Bir şey istiyecekti ama söyleyemiyordu. Ellerim saçlarına gitti. "Güzelim ne oldu, söyle bana" Gözleri annemi buldu. "Sevgi teyze " "Söyle kuzum" "Bu gece ,benimle uyur musun?" "Uyurum elbet , sen iste yeter " Bu muydu çekindiği. İstese ben onun ayaklarına dünyaları sererdim. O sadece annemle mi uyumak istiyordu. İçimden keşke uyumak istediği ben olsaydım diye geçirsemde ses etmedim. Yatağın bir kenarında o uykuya dalana kadar bekledim. Annem diğer yanına uzandı. Direk Annemin göğsüne başını koyup sarıldı. Derin derin nefes aldı. Gözleri doldu. Çok özlüyordu. Keşke elimden bir şey gelseydi. Acısını dindire bileceğim bir şey ama yoktu işte öleni geri getiremiyorduk. " Sevgi teyze" "Söyle kuzum" "Annelerin hepsi senin gibi mi kokar?" Annemin bakışları bana kaydı. Gözlerinde hüzün vardı. Cevap veremedi. Bende bir şey diyemedim. Zaten bir süre sonra o da uyuya kaldı. "Anlat bakalım" "Neyi" "İşlerin yolundamı merak ettim, neyi olacak delibozuk koynumda yatırdığım yaralı ana kuzusunu" "Anlatacak bir şey yok" "Ha diyorsun ki ona bakarken içinin gidişinin bir anlamı yok öyle mi?" "Ben öyle bir şey demedim." "Eee" "Söyletme be anacım" Annemde üstüme varmadı daha. Bakışlarını ona çevirdi. "Çok yaralı ama belli" "Biliyorum. O yaraların bazılarınıda ben açtım. Şimdi toparlayamıyorum." "O ne demek" "Güvenmedim, kırdım ,incittim bu hayatta ne kadar yaram varsa hepsinin acısını ondan çıkardım. Affeder mi bilmiyorum o affetse ben kendimi nasıl affederim onuda bilmiyorum. " "Bence onunda yüreğinde aynı yangından var" Önüme eğidiğim bakışlarım hızla anneme kaydı. "Nerden anladın?" O sırada küçük bir mırıltı duyuldu ortamda "Yüzbaşı " Mırıldandı başını Annemin göğsüne daha çok bastırdı. Tebessümle baktık ikimizde. "Kırgın olmasına rağmen sana sığınmasından. İnsan sevdiğine güvenir." Bakışlarım onu buldu. Allahım nolur dedim nolur benim yüreğime onu düşürdüğün gibi onun yüreğinde beni düşür. Sabah uyandığımda henüz ne annem nede Lâl uyanmamıştı. Onlara kahvaltı hazırlayıp evden çıktım. Ele geçirilen belgeler gerçekten çok işimize yaramıştı. Ülkeye sokulmak istenen silahlar kimin tarafından nasıl ne zaman hangi yolla gelecek nerde patlatılacak ayrıntıları ile yazılmıştı o belgelerde. Zaten Hugo denilen adamın bunları bu kadar çok istemesinden belliydi. Bizimkilerle uzun bir eğitime girmiştik . Bir süre sonra göreve çıkacaktık. Görevin içeriği ve süresi daha paylaşılmamıştı. Ama bizim o güne hazır olmamız lazımdı. Lâl olmadığından hala görevlerde bize Sinem eşlik ediyordu. Bu timde kalıcı olmak istediğini biliyordum. Ama olmazdı olmamalıydı. Aklımı kurcalayan ise Lâl' in dilekçesiydi. Acaba hala gitmek istiyor muydu. Kantinde oturuyorduk. Her ne kadar bizimkilerle konuşuyormuş gibi dursamda aklım evdeydi. "Komutanım " Ateş'in hışımla içeri girmesi ile hepimizin bakışları ona kaydı. "Eflal komutanım aradı." Hızla ayaklandım kaşlarım çatıldı. "Bir şey mi olmuş" "Şey ,komutanım " "Oğlum anlatsana " "Hava almak için dışarı çıkmış . Dönüş yolunda iki adamın Fulya hanımı rahatsız ettiğini görüp müdahale etmiş demin aradı .Olay yerine adam yolla bunları karakola gönder dedi " Yanına gitmek için ayaklanmıştım ki Ateş bir kez daha konuştu. "Komutanım onlar eve geçti bilginiz olsun." Çatık kaşlarla ona baktım. Hızla karargahtan ayrılıp eve gittim.
"Hanginiz anlatmak ister" İkiside karşımda yan yana oturmuş çocuk gibi azarlanmayı bekliyordu. "Abi ben eve geliyordum ,iki adam yolumu kesti. O sırada işte Eflal abla gelip müdahale etti." "Evet aynen böyle oldu" Başını aşağı yukarı sallayarak Fulya 'yı onayladı. Sinirli bakışlarım ona döndü. Hemen yerine sindi. "Peki sen orda ne yapıyordun?" "Ben çikolata alacaktım. Bir de çok sıkıldım evde, hava alayım dedim. Sonra ne göreyim ,iki şerefsiz kızın tekini sıkıştırıyor. Yaklaşınca bir de ne göreyim aa Fulya. " "Sende asker yada polisi aramak yerine yaralı halimle müdahale edeyim dedin öyle mi?" "Ben herkesin yapması gerekeni yaptım. Sussamıydım. Bende diğerlerinin yaptığı gibi sadece seyir mi etseydim. Bir kadın taciz edilirken yada dövülüp öldürülürken kenara mı çekilseydim. Sonrada akşam eve gelir hep birlikte haberlerde çıkan birkaç dakikalık kadın cinayeti haberine ah vah mı etseydim." "ULAN BEN ONU MU DİYORUM. NEDEN BİZDEN BİRİNİ ARAMADIN" "SİZ GELENE KADAR GEÇ OLABİLİRDİ. NEDEN ANLAMIYORSUN YÜZBAŞI!" hırsla kalkıp kapıya ilerledi. "NEREYE" "KENDİ EVİME GİDİYORUM. BENİ ÇOCUK GİBİ AZARLAMANDAN SIKILDIM . BİZ YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADIK. ASIL YANLIŞ O PİÇLERİN DIŞARIDA FİNK ATMASI" daha kapıyı açamadan arkasından uzanıp kapıyı kilitledim. Anahtarıda üzerinden aldım. "NE YAPIYORSUN AÇ KAPIYI " "Sakinleş" "HAYIR SAKİNLEŞMİYORUM İŞTE" Daha fazla yaklaşıp dibine girdim. Nefesleri hızlandı. İki elimi yanaklarına koydum. Anlamı anlına yasladım. "Aklım çıktı be kızım. Birinizden birine bişey oldu diye aklım çıktı. Buraya gelene kadar, sizi sağ salim görene kadar neler düşündüm haberin var mı" "Askerim ben, bir şey yapamazlardı. " "Yaralısın ama ,yaran olmasa ikisinide yere sereceğine eminim. Ya canın yansaydı. " Gözlerim kapandı. Titrek bir nefes verdi. "Yüzbaşı " "Söyle" "Biraz uzaklaşman gerek" Dudaklarım kıvrıldı. Nasıl titrediğini hissediyordum. Ve korkudan olmadığına bu defa eminim. "Neden ?" "Çok yakınsın" Nefesi nefesimi öptü. Verdiği nefesi ben ciğerlerime çektim. "Çok mu ?" "Hı hı" Artık konuşamıyordu bile. Gözlerimi araladım. Onunda gözleri hala kapalıydı. Yan taraftan kıkırtılar işitince aniden beni itti. Bende bir kaç adım geri gidip ona alan tanıdım. "Ee şey ben acıktım, siz acıkmadınız mı ? Hadi yemek yiyelim." Yönünü salona çevirmese sonrasında panikle mutfağa kaçmasa sorun yoktu aslında. Alt dudağımı dişledim. Diyorum ya bu kadın benim yüzümü güldürenim. Fulya arkasından gelip yanağımdan öptü sonra oda mutfağa geçti. "Hayırlı olsun diyelim mi " "İnşallah be anacım İnşallah. " Sonrasında Fulya ve Annemin imalı bakışları altında yemeğimizi yemiştik. Allaha şükürler ettim hayatıma onu buyur ettiğim gibi....
|
0% |