Yeni Üyelik
42.
Bölüm

42. Bölüm

@tugbalal

Bir ömre sığmayacak kadar güzeldin.

Bin ömrüm olsa ben yine seni sever ,

yine seni yaşardım.

Öyle bir destandın bende.

Yaşamaya ömür yetmez anlatmaya kelimeler....

 

 

Aynadaki yansımama bakarak tebessüm ettim. İki gün önce Rıdvan abinin evinde yaşadıklarım aklıma geldikçe yüzümde tebessüme neden oluyordu. Bu gün karagaha gidecektim. Saha görevlerine bir süre daha katılamasamda masa başı işlerini yapacaktım. Ama bu bile beni mutlu ediyordu.

Üzerimi değişip karagaha geçtim. Odama doğru ilerliyordum ki arkamdan duyduğum ses durmama neden oldu.

"Demek görevinin başına döndün üsteğmen "

Semih yüzbaşı ,bu adamdan hiç hoşlanmıyordum. Acaba hoşlanan bir insan evladı var mıydı? Sokakta görsen tipi yüzünden kelepçeyi takar içeri atardın. Adamda çok farklı bir şey vardı insanı ciddi anlamda rahatsız eden bir şey. Ama üstüm olması nedeniyle kafamdaki düşüncelere inat hazırolda durdum.

"Üsteğmen Eflal Karca Diyarbakır emret komutanım "

"Rahat asker"

Duruşumu bozdum.

"Evet komutanım. "

"İyi olmana sevindim üsteğmen, bize sağ lazımsın kendine dikkat et."

"Sağolun komutanım "

Yanından uzaklaşamadan başka bir ses beni orda durmaya itti.

"Hayırdır Semih bir sorun mu var?"

Bakışları bir benim birde Semih yüzbaşının üzerinde gidip geldi. Semih yüzbaşı kaşlarını çatarak baktı sadece ,ikisi arasında ki gerilim daha fazla tırmanmadan ben cevap verdim.

"Semih komutan geçmiş olsun dileklerini iletmek istemiş yüzbaşım."

"Sana benim timimden uzak dur dediğimi çok net hatırlıyorum "

"Evet bende öyle bir şeyler hatırlıyorum. Ama senin unuttuğun bir şey var Alparslan yüzbaşı Eflal senin timinde değil dilekçe verdiğini tüm karargah biliyor."

"Onun adını ağzına alma dedim sana , yediğin yumruk belliki anlamana yetmemiş. Ama merak etme ben sana daha iyi anlatırım."

Bir şey yapmazsam birinden biri diğerine vuracaktı. Tam o esnada albay bize doğru geldi. Dikkat,

Hepimiz komutla hazırola geçtik. Onun gelmesi ile havadaki gerginlik biraz olsun dinmişti.

"Hayırdır ne oluyor burda?"

"Yok bişey komutanım komutanlarım bana geçmiş olsun dileklerini ilettilerde. "

Anladım manasında bana başını salladı. Gitmeden bana döndü.

"Eflal üsteğmenim bir ara odama uğrayın."

"Emredersiniz komutanım "

O gidince bizde neyseki olay çıkmadan dağıldık. Kafama takılan bir diğer konuda yüzbaşı ,Semih'e yumruk mu atmıştı. Nedenini bilmesemde haklı olduğuna eminim .

Beraber kantine geçtik. Bizimkiler orda oturmuş sohbet ediyordu. Yanlarına oturduk.

"Komutanım bir şey mi oldu?"

Rıdvan abinin sorusu yüzbaşıyaydı . Çünkü şuan burnundan soluyordu. Elleri yumruk olmuştu. Önüne konan çay bardağını eline aldı. Rıdvan abinin sorusunu ben cevapladım

"Gelirken Semih yüzbaşı ile karşılaştık. Biraz gergin bir konuşma oldu."

Bakışları öfke ile bana döndü. Neden bu kadar kızmıştı ki. Bizimkilerde biraz gerilsede önlerine döndüler. Bakışlarım çay bardağını sıkan eline kaydı. Elimi koluna koydum.

"Elinde parçalanacak, yapma"

Bakışlarında ki öfke yerini başka bir duyguya bıraktı. Tebessümle baktı. Avucundaki bardağı yavaşça gevşetti. Benimde dudaklarım kıvrıldı.

"Eee beyler , yeterince dinlendiyseniz eğitim alanına"

Hepimiz kalkıp on dakika içinde eğitim alanında toplanmıştık. Tam teçhizatlı koşu ile başladık.

Terden yüzüm ıslanmıştı. Sürünme dışında geri kalan bir çok eğitimi tim ile yapmıştım. Ama karnımdaki yarayı zorlayacak hareketleri yapmama izin vermeyi bırak, yanaştırmamışlardı bile. Çok şey değişmişti. Onlar çok değişmişti. Peki ben fikrimi değiştirmeli miyim?

Tam dağılıyorduk ki. Semih yüzbaşının timi içeri girdi. Sinemin bakışları bizim timin üzerinde dolaştı. Benim üzerimde durdu.

"Dömüşsün üsteğmenim "

"Beni gördüğüne bu kadar sevindiğini belli etmemelisin üsteğmenim"

Bakışları karardı.

"Merak ediyorum yüzbaşı , hep en iyisi olduğunuzu iddia ediyorlar gerçekten öylemi?"

"Bizim öyle bir iddiamız yok yüzbaşı, biz yaparız başkaları bizi konuşur"

Semih'i yüzbaşı cevaplamıştı. Neyin hırsıydı bu anlamıyorum. Hepimiz aynı şey için savaşmıyor muyduk.

"Sizi biliyoruz ,üsteğmeni daha göremedik."

Sinem'in iması ile konuşma ihtiyacı hissettim.

"Son operasyonada kendimi size tanıttığımı sanmıştım üsteğmenim "

"Karşılaşmaya ne dersiniz?"

Ben Semih yüzbaşıya cevap veremeden. Yüzbaşı bana doğru geldi.

"Bunu yapmak zorunda değilsin kimseye birşey kanıtlamana gerek yok."

"Kabul nerde nasıl isterseniz?"

****

Hepimiz atış sahasında toplanmıştık. Sadece bizde değil. Karagahta görevi olmayan kim varsa gelmişti. Albay ve postası alana girince Tam oldu.

Hepimiz hazorolda durduk.

"Rahat çocuklar, madem karşılaşma var gelip izlemek istedim. "

O arkamıza geçtiğinde bizde silahlarımızı hazırladık. Bizimle beraber timlerimizde atış atacaktı.

İlk uzun mesafede Rıdvan abi ve Sinan karşı timden iki kişi ile karşılaştı. Atılan beş artışta berabere bitti. Sonrasında kısa mesafe ve hareketli hedef üstünde atış atmışlardı. Şu an onlar bizden daha iyiydi. Ben ve yüzbaşı kalmıştık. Yüzbaşı güven atışı atacaktı. Bende sonrasında nokta atışı atacaktım. Hedef tahtasının önüne geçtim. Karşı timden başka bir subay hedefe geçti. Başımın üstüne şişe yerleştirdim. İlk Semih Yüzbaşı attı. İlkini ıskaladı hedefe çok yakın atmıştı. İkincisinde subay hareket etmişti. Bu atış geçersiz sayıldı. Üçüncü atışında başarılı oldu ama bu yetersiz kaldı. Sıra bize geldi. Gözlerimi yüzbaşının gözlerine kenetledim. İlk atışta başımın üstündeki şişeyi vurdu. Zaten vuracağından zerre kuşkum yoktu. Bana doğru geldi. Saçlarımın arasındaki çam parçalarını eliyle temizledi .

"İyi misin"

"Evet sorun yok"

"Lâl "

"Efendim yüzbaşım"

"Teşekkür ederim "

Kaşlarım çatıldı.

"Neden"

" Bana güvendiğin için"

"Bir an bile şüphe etmedim. "

Bakışlarımı ona çevirdim.

"Peki ya sen ,sen olsan güvenir miydin?"

"Kendimden bile çok. Bir daha öyle bir aptallık yapmam."

Gülümsedim.

"Bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabi"

"Hani kantinde Semih'e yüzbaşı dedin ya"

evet manasında başımı salladım

"Ona yüzbaşı demesen sadece komutan diye hitap etsen olur mu?"

nedenini anlamasam da başımı tamam anlamında salladım. Belliki ondan başkasına yüzbaşı demem onu tahatsız etmişti. Zaten benim ondan başka yüzbaşım yoktu ki.

Şimdi sıra ben ve Sinem'deydi. Hedef tahtasına birer tane yüzük konulmuştu ve bizden istenen, ona en yakın mesafeye atış atmamızdı. Bunu alan kazanacaktı. Yere uzanıp hedefe odaklandım. Gelen atış emri ile ikimizde ard arda beş el atış attık. Yerimizden doğrulduk. İki er gidip hedefleri getirdi. İlk onun hedefine bakıldı. Hemen hepsi yüzüğe beş on santimlik uzaklıktaydı. Sıra benim hedef tahtama geldi.

"Sadece tek bir isabet. Bu işin eğitimini aldığına emin misin üsteğmenim "

Sinem'in alay dolu sözleri ile sinirlensemde belli etmedim sonuçta son gülen iyi gülerdi.

"Bir keskin nişancı olarak daha dikkatli bakmalısınız üsteğmenim. "

Sözlerimin devamını yüzbaşı getirdi.

"Beş atış , hepside yüzüğün tam ortasından aynı noktadan."

Bana olan bakışlarında gurur vardı. İlk bakışta tek bir isabet görünsede hepsi tek noktaya atılmıştı.

Albay yanımıza geldi.

"Aferin asker"

Gözlerindeki gururu görmek dünyalara bedeldi. İşte benim kızım dermiş gibi bakıyordu.

"Sağolun komutanım "

"Tebrik ederim Eflal üsteğmenim "

Semih'in sesi ile ona döndüm.

"Sağolun komutanım. "

"Senin gibi bir askeri timime almak benim için gurur verici olacak emin olabilirsin"

Benimle birlikte yüzbaşının da kaşları çatıldı.

"Anlamadım komutanım "

"Şuan eksik olan tim benimkisi , Sinem ve Bozkurt timidi de birbirine epey bir uyum sağlamış durumda. Yüksek ihtimalle benim timimdesin."

Yüzbaşının bakışları yüzümde durdu. Gözlerinde çok farklı bir duygu vardı. Yapma der gibi baktı. Dilekçemi geri çektim dememi bekledi. Ama benden beklediği cevabı alamadı. Evet seviyorum , hepsine ayrı ayrı değer veriyorum. Ama tüm bunlar yaptıklarını söylediği sözleri affetmeye yeter miydi. Zor zamanlardan geçmiştim hepsinde o yanımdaydı. Ama şimdi ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Albaya yarın kararımı bildirmem gerekti. Ama ilk başta tereddüt dahi etmeden attığım adımda şu an aynı şekilde karlımıydım. Sevgi herşeyi affetmeye yeter mi yoksa başka insanlara şans mı vermeliyiz ondan emin değildim. Belki gideceğim timide severdim. Evet Semih komutana bayıldığım söylenemezdi. Ama ilk başlarda yaşadıklarımda ortadaydı. Hem Kan timi de iyi bir timdi. İyi askerlerdi. Bakışlarımı Semih komutana diktim.

"Hakkımızda hayırlısı komutanım "

Başka lafa gerek yoktu. Söylenecek söz yoktu. Yüzbaşı bakışlarını benden aldı. Mavi harelerini de alıp ardına bakmadan gitti. Ne bana baktı. Nede bir şey söyledi. Dedim ya söyleyecek sözlerimizi tüketmiştik biz...

Loading...
0%