@tugbalal
|
Bak sevgilim bahar gelmiş. Ağaçlar çiçek açmış. Ağaçlar yemyeşil , gök yüzü mavi. Ve sanki biliyor tüm dünya Bu gün bizim günümüz Ve eşlik etmek için giyinmiş en güzel elbisesini tüm dünya...
ALPARSLAN KARAHANLI
Derin bir nefes aldım biraz sakinleşmek adına. Hadi be oğlum, koskoca yüzbaşısın sen bu kadar gerilecek ne var. Alt tarafı İbrahim albay'a gidip kızını sevdiğini söyleyeceksin. Yapmak zorundasın. Yoksa evlilik işi zor. Son defa derin bir nefes aldım. Kendime daha fazla düşünme fırsatı tanımadan odanın kapısını çaldım. Gelen gir komutundan sonra kapıyı açıp içeri girdim. "Yüzbaşı Alparslan Karahanlı Malatya emret komutanım " "Gel yüzbaşı " "Bir maruzatım vardı komutanım " "Geç otur " Karşısındaki sandalyeye geçip oturdum. "Seni dinliyorum " "Komutanım ben nasıl söylenir bilmiyorum " Bakışları merakla yüzümde gezdi. "Konu Lâl " Bu defa kaşları çatıldı. "Ne olmuş Eflal 'e" Derin bir nefes çektim içime ya şimdi ya hiç. Bu söylediğimden sonra beni vurma ihtimali yüksek ama Lâl olmadan yaşama ihtimalim hiç yok. "Komutanım ben buraya albay İbrahim Türkmen ile değil Lâl 'in babası olan İbrahim Türkmen ile konuşmaya geldim... Komutanım ben kızınızı seviyorum. Hatta belki dahada ötesi ben ona sevdalıyım..." Sözlerim bitince ondan tepki bekledim lakin yüzüme derince baktı. O bakınca ben tekrar konuşma gereği duydum. "Komutanım şayet izniniz olursa ben onunla ciddi düşünüyorum." "Peki Eflal ne diyor" "O da beni seviyor. Ama şuan burda olduğumdan haberi yok. Belki o söylemek isterdi bilmiyorum... Ama ben birşeyleri uzatmak istemiyorum. Geçenlerde yarınımız belli değil demişti. Haklı bizim yarınımız belli değil ve ben sevdiğim kadından bir an dahi olsa ayrı kalmak istemiyorum." Bakışlarında başka bir duygu yer edindi. Gurur belki mutluluk birazda güven. "İkinizde erişkin insanlarsınız , eğer kızım sana güvenip sevdiyse benim söyleyecek sözüm yok. Siz nasıl isterseniz öyle olsun. Yalnız bir baba olarak şunu söyleyebilirim. Kızımı üzersen karşında albayı göreceğinden emin olabilirsin. Ve inan bana o bu kadar sağ duyulu olmaz." Söylediği ile yüreğimdeki ağırlık kalktı resmen. "Eğer onu üzecek bir şey yaparsam beni vurabilirsiniz komutanım, önce vatan sonra o." Söylediğim ile onunda dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Başı ile çıkabilirsin işareti yapınca bende selam verip çıktım. Şimdi sıra canımın canına gidip bu olanları anlatmaktaydı. Kalp kalbe karşı olacak ki o da hemen önümde yürüyordu. Elindeki dosyaya öyle bir odaklanmıştı ki çevre ile bağını kesmişti. Benim odamın önünden geçip gidecekti ki hızla arkasından sarılıp kimse bizi görmeden odanın içine çektim. Bir elim ile ağzını kapattığım için boğuk bir ses çıkarmıştı. Sırtını kapıya yaslayınca şaşkın bakışları beni görünce gülümsedi. Elimi çekip bu defa dudaklarının üzerine dudaklarımı kapadım. Allahım ne çok özlemiştim. Daha sabah yanımdaydı. Kana kana içmiştim. Lakin şimdi sanki yıllardır ayrı kalmışım gibi özlemiştim. Bir elim belindeydi diğerini başının arkasına sabitledim. O da ellerini göğsüme koymuş destek almaya çalışıyordu. Her defasında sanki ilkmiş gibi heycanlanması aklımı başımdan alıyordu. Onun üzerinde böyle bir etki bıraktığımı bilmek tarifi imkansızdı. Geri çekildiğimde gözlerini araladı. O gözlerini araladı benim dünyama güneş doğdu. Nefesleri hala kesik kesikti. "Yüzbaşı " "Emret yüzbaşının canı, nefesi" Söylediklerimden sonra gülüşü büyüdü. Anlını göğsüme dayadı. Orda biraz soluklandı. "Ya biri görseydi." "Görmezdi. Görseydi de umrumda olmazdı. Özledim ne yapayım." "Daha sabah yan yanaydık" "Yetmedi yettiremedim. Ama anlaşılan sadece ben özlemişim." Dudaklarını boynuma bastırdı. Ordan çeneme "Yok öyle bir şey. Nasıl özlediğimi bilseydin böyle konuşamazdın . Eğitimden sonra yanına geldim ama Rıdvan abi vardı. Gelemedim. Sonrasında geldim ama odada değildin. Nerdesin yüzbaşı hiç mi demiyorsun benim bir sevgilim var özler de gelir beni bulamaz diye." Bu defa çıkışı ile ben gülümsemiştim. "Diyorum ,hatta o kadar diyorum ki sevdiğimden daha fazla ayrı kalmayayım diye gidip babası ile konuştum." "NE" Elimi hızla ağzına kapadım. "Bağırma, gidip albayla konuştum. Birbirimizi seviyoruz dedim. Kızınla evlenmek istiyorum dedim." Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Elimi ağzından yavaşça çektim. "Peki o ne dedi" "Birbirinizi seviyorsanız karışmam dedi." Yüzü güldü. Babasından onay almak hoşuna gitti. "Gelelim asıl mevzuya" "Hangi mevzuya" "Hazırlığını yap yüzbaşının canı , bu hafta sonu seni babandan istemeye geliyorum" Ağzı açıldı kapandı. Bunu tekrar ve tekrar yaptı. Cevap vermedi. İçime yine bir kuşku düştü. Acaba çok mu acele ediyordum. Belki beklemek isterdi. "İyide ben şimdi ne giyicem?" Söylediği ile demin içime çöreklenen koku yel olup gitti. Derdi bu muydu. "Tek sorun bu mu" "Bence gayet önemli bir sorun. Ay inanamıyorum bu hafta sonu isteme törenim var ve benim elbisem yok. Hemen kızlarla alışverişe gitmem gerek." Hızla arkasına dönüp kapıdan çıkmak üzereydi ki tekrar geri döndü. Formamı yakasından tutup kendine çekti. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp derince öpmeye başladı. Bu yaptığı o kadar ateşliydi ki kendimi tutamadım. Hızla belinden tutup duvara dayadım. Dudaklarını ısırıp emiyordum. Geri çekildiğimde ikimizde nefes nefeseydik. Tekrar bastırdım dudaklarımı. Tekrar ve tekrar. Küçük küçük masum öpüşlerdi. Ama yetmiyordu. Olmuyordu Anlımı anlına dayadım. İkimizinde gözleri kapalıydı. "Canımın canı" "Ölürüm sana " Elim dudaklarına gitti. "Alma ağzına ölümü. Yaşa yalvarırım . Her an Allaha dua ediyorum bana senin acını yaşatmasın bizi ayırmasın diye." Dudaklarını kalbimin üzerine bastırdı. Ordan boynuma şah damarımın tam üstünü öptü. Son olarak dudaklarıma bir öpüş bahşetti. "Bunlar benim nefesim yüzbaşı. Söz ver bana benim nefesime bir başkasının nefesi değmeyecek " "Söz nefesim. Sana söz ,olurda bırak senden başkasını sevmeyi, aklımdan geçirirsem Rabbım alsın canımı." Kollarını boynuma doladı. Derince içime çektim kokusunu. Nasıl doyulur bu kadına. "Lâl'im " "Efendim" "Nikah kıyalım mı" "Hıııı" "Bu gece nikah kıyalım mı? Dayanamıyorum ben sensizliğe" Dudaklarında uğruna can vereceğim bir gülüş peyda oldu. Başını usulca salladı. Ve rabbimin izni ile beni cennete buyur etti... |
0% |