Yeni Üyelik
62.
Bölüm

62. Bölüm

@tugbalal

ALPARSLAN KARAHANLI

Yanımdaki bedende dolaştı gözlerim huzur içinde uyuyordu. O kadar güzeldi ki. Gece boyunca uyuyamamıştım o böyle yanımda dururken nasıl uyurdum. Yastığa dökülen uzun siyah saçları. Bembeyaz pürüzsüz teni. Tüm odayı dolduran güzel kokusu. Benimdi bu kadın, bana aitti.Gece ne ben nede o bir türlü durmak bilmemiştik. Tecrübesiz olmasına rağmen beni baştan çıkarmaya çalışması dahası bunu çok iyi bir şekilde başarıyor olması. Allaha onu bana getirdiği için bir kez daha şükür ettim. Ellerim yüzünde gezindi. Çıplak bacağını bedenimin üzerine atıp bana biraz daha sokulunca tekrar uyarıldım. İçimdeki volkan sönmek bilmiyordu. Bir ona böylesi açtım. Bir ona böylesi doyumsuz. Bu nasıl bir sevgiydi ya Rab. Göğsüme yerleştirdiği başının üzerine dudaklarımı bastırdım. Huşu içinde uyumaya devam ediyordu.

"Bebeğim."

Ses vermedi. Zaten hiç bir zaman tek seferde uyanmamıştı. Ve allah şahidim olsun bu durumdan zerre kadar şikayetçi değildim.

"Canımın canı. Meleğim kalkmayacak mısın?"

Sadece bir kaç mırıltı çıkarıp uykusuna devam etti. Bu defa kolumun üzerine başını yerleştirip öbür tarafa döndü. Bende üzerine doğru eğilip çıplak omzuna dudaklarımı bastırdım. Sonra buram buram mis gibi gül kokan saçlarına bastırdım dudaklarımı. Gece ona giydirdiğim tişört yukarı kalkmıştı ellerim belinde ve karnında gezindi.

"Kurban olduğum uyan artık. "

"Yaaa Alparslan çok geç yattık biraz daha uyuyayım ne olur. Hatta sende uyu."

Bu söylediğine gülmeden edemedim.

"Tamamda yavrum akşam olacak neredeyse. Tüm günü yatakta mı geçiricez."

"Bence çok mantıklı bir karar olurdu."

"Geç oldu ama"

"Saat kaç ki"

Gözlerini yarı açıp sordu.

Yüzüne gelen saçlarını geriye ittim.

"Saat ikiye geliyor. "

Alt dudağına dişlerini geçirdi. Bu benim için fitili ateşlemeye yetti.

Hızla onu altıma alıp dudaklarına yapıştım. Üzerindeki şaşkınlığı atınca bana karşılık vermeye başladı. Her ne kadar onu tekrar istesem de dün gece onu çok zorladığımın farkındaydım canı acırdı. Geri çekildiğimde gözleri hala kapalıydı. Ve ilkmiş gibi titriyordu.

"Canımın canı "

Gözleri aralandı. Gözlerindeki parıltılar uğruna can verirdim.

"Hadi bakalım küçük hanım, doğru banyoya sonra kahvaltı yapacaz"

Önce ben doğruldum sonrasında kucağıma aldım.

"Birtanem ben yürürdüm. "

Saçlarından öptüm.

"İlkin olduğu için canın acır ve ben karımı taşımayı seviyorum. "

Ağzından bir kıkırtı çıkmıştı. Kollarını boynuma daha sıkı sardı.

"Şu hayatta kocamın kollarında olmaktan daha güzel bir şey var mı?"

"Var tabi."

"Neymiş"

"Seni kollarıma almak, öpmek, koklamak. Sana bulanmak daha sayayım mı?"

Gözlerimin içine büyülenmiş gibi baktı. Onu lavabonun üzerine koyup yüzünü yıkadım sonrasında küçük bir havlu ile kurulayıp tekrar kucağımda aşağıya indirdim. Kahvaltı masası görevliler tarafından hazırlanmıştı. Benim isteğim ile bir buket beyaz gül getirmişlerdi. Onu sandalyeye oturttuktan sonra buketi alıp kucağına bıraktım. Yüzündeki gülüş büyüdü.

"Çok teşekkür ederim. Çok güzeller."

"Senin kadar değil. Hadi bakalım birşeyler ye sonra ağrı kesici içeceksin. "

"Ama sen sürekli böyle üzerime düşersen şımarırım ki ben."

"Şımar, hatta bu hayatta en çok sen şımar. Çünkü bütün hayatımı buna adayacağımdan emin olabilirsin. Nefesim yettiğince hep seni küçük bir çocukmuşsun gibi sarıp sarmalıycam. Her soluğumda sana yeniden aşık olucam."

Elini yanağıma koydu. Usul usul okşadı.

Diğer yanağıma dudaklarını bastırdı.

Belinden tutup kendime biraz daha yaklaştırdım. Çok sevmek bizim sevgimizin yanında az kalırdı.

Kendimden biraz uzaklaştırıp kahvaltıyı işaret ettim. Sessizce kahvaltımızı yapmıştık. Daha doğrusu ben yapmıştım. Benim güzel karım kuş kadar yemişti.

"Güzelim hadi ama bir kaç parça daha ye."

Bana göz devirdi.

"Kocaya göz devrilmez"

"Doydum ama canım kocam. Ben senin gibi değilim ki sen kocamansın herkes kendi cüssesi kadar yesin değil mi."

O kadar tatlı konuşmuştu ki kahkahama engel olamadım. Gözleri yüzümde öylece kaldı.

"Kocan yesin seni , olmaz mı?"

"Çok güzel gülüyorsun. Keşke daha çok gülsen. Tüm ömrüm boyunca izlerdim seni."

"Bir senin yanındayken gülebiliyorum. Sen benim yüzümü güldürenimsin. Başımın tacısın. İyiyki geldin ,sakın gitme olur mu?"

Kollarını boynuma doladı.

Derince soludum kokusunu yerimden doğrulup çekmeceden ilaç çıkardım. Elimdeki iki hapı ve bir bardak suyu ona uzattım. Bakışları bir elimdeki ilaçlara bir yüzümde gezindi.

"Bunlar ne."

"Biri ağrı kesici diğeri ertesi gün hapı"

Bakışları donuklaştı. Aklından az çok ne geçtiğini anlamıştım. Karşısında diz çöktüm. Gözleri hemen dolmuştu. Başını başka yöne çevirip bakışlarını kaçırdı.

Çenesinden tutup yüzünü kendime çevirdim. Ah benim saf sevgilim.

"Bebeğim, canımın canı , nefesim... "

Sol gözünden bir damla yaş aktı.

Dudaklarımı akan yaşa bastırdım.

"Aklından ne geçtiğini biliyorum. Sil at o düşündüklerini güzel kafandan."

" Alparslan , sen ..."

Cümlesini tamamlayamadı.

"İstiyorum güzelim. İnan bana bir bebeğimiz olmasını en az senin kadar çok istiyorum. Senden bir can nasıl istemem."

"O zaman bu hap neden"

"Bu hap henüz erken olduğundan. Canımın canı, daha nikahımızı kıymadık. Evet Allah katında karımsın. Ama şimdi bir bebeğimiz olursa insanlar konuşacak ve eminim ki sen çok üzüleceksin. Bende bu durumda hamile karımı üzdükleri için onları vurucam."

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Uzanıp dudaklarına küçük bir buse kondurdum.

"Zamanı geldiğinde elbet bende senden bir bebeğim olmasını istiyorum. Hatta bu hayatta en çok istediğim şeylerden biri ikimizden olacak bir bebeğe baba olmak."

Kollarını boynuma doladı. Dudaklarını boynuma bastırdı.

"Seni çok ama çok seviyorum . Senin gibi bir adama sahip olduğum için çok şanslıyım. "

"Bende bebeğim bende."

O ilaçlaçlarını aldığında bende yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim. Onun içinde bir kaç parça kıyafet ayarladım. Yanına gidip kucakladığım gibi odaya getirdim. Ellerim ile giydirdim. Saçlarını taradım sonrasında yapabildiğim kadarı ile ördüm. Çok iyi olmasada o beğenmişti . Zaten buda bana yeterdi.

"Ağrın var mı güzelim?"

"Hafif bir sızı o kadar."

Saçlarından öpüp ayağa kaldırdım. El ele ormanda biraz yürüyüş yaptık. Temiz havanın tadını çıkardık. Bisiklete bindik. Normal sevgililer ne yaparsa bizde onu yaptık. Ve bunlar hayatım boyunca yaptığım en güzel şeylerdi. Asıl olan yaşamak değildi. Asıl olan onunla birlikte yaşamaktı...

 

Loading...
0%