Yeni Üyelik
65.
Bölüm

65. Bölüm

@tugbalal

ALPARSLAN KARAHANLI

 

Yanımdaki cana kollarımı biraz daha sardım. Benim canım , kadınım, sevdiğim , nefesim, helalim, herşeyim. Allahım gece gündüz secde etsen yinede sana olan şükrümü eda edemem. Alahım onu kaderime yazdığın için sana binlerce kez şükürler olsun. Çıplak omzuna dudaklarımı bastırdım. İki kolu aramızda sıkışmıştı. Lakin bu, onun isteyerek yaptığı birşeydi. Uyurken ellerini bir şekilde benim göğsüme koyuyordu. Çıplak göğsü benimkine değiyordu. Bedenlerimiz iç içe geçmişti.

Ellerim sırtında gezindi. Saçlarından derince bir nefes çektim içime. Gün doğmak üzereydi. Uyandırmaya kıyamıyordum. Bu gün allahın izni ile onu istemeye gelecektik. Öyle huzurlu uyuyordu ki. O böyle huzurluyken uyandırmak çok zordu. Siyah saçları yastığa dökülmüştü. Öyle bir korku vardı ki içimde. Ona belli etmemek için çırpınışım...

Allahım ben sevdiğimi nasıl koruyacam. Ne olur yardım et bana. Hugo denilen döl israfı yetmezmiş gibi birde maşası Semih iti çıkmıştı başımıza. İki gün önce evine baskın düzenlesekte evindeki tüm belgeleri yakmış sonrada ortadan kaybolmuştu. Korkum Lâl'ime bir zarar vermesiydi. Evin etrafına her ihtimale karşı adam yerleştirmiştik. Doktor Eylül'den tut Songül 'e, anneme ,Fulya 'ya kadar herkesi uzaktan koruyan adamlar vardı. Kimseye zarar vermesine izin veremezdim. Şimdi kuduz köpek gibi etrafa saldıracaktı emindim.

Sevdiğimi korumak her zamankinden de daha zor olacaktı. Ama başaracaktım. Başka seçenek yoktu benim için ya o, ya o başkası yok ,olamaz.

Dudaklarımı anlına bastırdım.

"Nefesim. Canımın canı uyanman gerek."

Dudaklarımı bu defa burnunun üzerine bastırdım. Kaverengileri yavaşça aralandı.

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Günaydın sevgilim."

"Günaydın kurban olduğum. Sen kollarımdayken nasıl aymaz o gün."

Gülüşü tüm yüzüne yayıldı. Sanki mümkünmüş gibi biraz daha bana sokuldu. Talebini geri çevirmedim. Çıplak bedenini biraz daha kendime yasladım.

"Saat kaç"

"Aslında daha erken ama benim gitmem gerek. İstiyorsan sen biraz daha uyu. Sana haber vermeden gitmek istemedim."

Dudaklarını büzdü. Dayanamadım dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Acaba , kocamla banyo yapmak istesem. Zamanı varmıdır?"

"Benim tüm ömrüm kadınımın. O yeter ki istesin. Yoluna canım feda."

Yerinden hafif doğrulup çeneme dudaklarını bastırdı.

"Birlikte, lütfen"

Başımı her iki yana salladım. Odada gülüşüm yankılandı. Bu defa gülüşümden öptü.

"Çok seviyorum. Var mı ötesi."

Hızla onu kucağıma aldım. İkimizde odadaki küçük banyoya geldik. Önce suyu açıp biraz ısınmasını bekledim. Sonra elinden tutup duşa kabine soktum. Su ikimizinde üzerinden akıp gidiyordu. Başını göğsüme koyup gözlerini kapadı. Kollarını belime sardı. Sanki deminki uykusuna burda devam ediyordu.

"Bebeğim?"

"Hııı"

Dudaklarım kıvrıldı.

"Uykuna burda mı devam ediyorsun?"

"Hayatımda hiç bu kadar huzurlu olmamıştım. Bırakta biraz tadını çıkarayım."

Dediğine içimde buruk bir sevinç peyda oldu. Saçlarından öptüm. Haklıydı. Huzur buydu. Ondan hafif uzaklaşıp elime şampuan aldım. Sonrasında yavaş yavaş saçlarını köpükledim. Bir teli için canımı verirdim. Bu işlemi bir kez daha yaptıktan sonra life biraz duş jeli sıkıp bu defa vücudunu köpükledim. Bu biraz zor olmuştu. İşim bitince bu sefer duruladım. Tam işim bitmiştiki. Elini göğsüme koydu.

"Ne oldu bebeğim?"

"Bende kocamı yıkayacam. "

"Güzelim yapma , zaten zor dayanıyorum."

"O zaman bu defa kocamın emrinde olan benim."

*********

+18 sahneler içermektedir lütfen rahatsız olanlar okumasın....

 

Tek kaşım havalandı. Ben daha bir şey demeden. Erkekliğimi eline alıp ileri geri ovmaya başladı. Banyonun duvarlarında inlemem yankılandı. Buda neydi böyle.

Gözlerimin içine baka baka dizlerinin üstüne çöktü. Gerçekten yapacaktı. Önce ucuna hafifçe dudaklarını bastırdı. Sonrasında hafif ağzına aldı. Bu bende kayışın kopmasına neden oldu. Boğazımdan derin bir inleme kaçtı. Bu hoşuna gitmiş olacak ki bu defa alabildiği kadarını ağzına aldı. Bu hırlamama sebep oldu. Ellerimi duvardan destek almak için yasladım. Her ne kadar iç güdülerim onun başından tutup kendime bastırmak istesede yapamadım. Kıyadım. Ben inledikçe o daha fazla hızlandı.

"Ahhh , Lâl'im... Sen..aahhh"

Bu onu daha fazla tahrik etmişti. Artık sona geldiğimin farkındaydım. Ağzından geri çekildim. Ne yapmak istediğimi anladı. Onu ayağa kaldırıp. Dudaklarımızı birleştirdim. İçine girmeden sace kadınlığına sürtünmeye başladım. Bacaklarının arasında sertiliğim ile her ileri geri hareket edişimde göğüsleri çıplak bedenime çarpıyordu. Sadece inlemerimiz ve etin ete çarpma sesi. Birkaç defa böyle devam edince boşaldım. Anlımı anlına dayadım.

Nefes nefese kalmıştım.

**************

Burdan devam edebilirsiniz.

"Sen nasıl bir kadınsın böyle?"

"Kocasına delicesine aşık. Her ne olursa olsun azıcık bile acı çekmesine dayanamayacak bir kadın."

Dudaklarından bir öpücük çaldım.

"Şimdi ben seni yıkayacam. "

Deminki şehvetli tutkulu kadın gitmiş yerine çocuk gibi şakıyan küçük kadınım gelmişti. O böyle hevesle bakarken nasıl geri çevirirdim onu. Benim yaptığım gibi eline Önce şampuan döktü. Sonra bana doğru yaklaştı lakin boyu yetmedi. Büzülen dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. Kalçasından yakalayıp kucağıma aldım. Bu yaptığım ile gülüşü tüm yüzüne yayıldı. Önce saçlarımı yıkadı. Sonra lif ile tüm vücudumu. İşimiz bitince Önce ben çıktım duştan ona bir havlu sardıktan sonra kendi belime bir havlu sardım. Kucağıma aldım tekrar. Keşke her yere böyle götürebilseydim. Yatak odasına götürüp. Yatağın üzerine oturttum. Önce onun için iç çamaşırı ve pijama çıkardım. Sonrasında kendi ellerim ile tek tek giydirdim. Sonra dün çıkardığım kıyafetlerimi alıp el mahkum tekrar giydim. Elime saç kurutma makinesini alıp uzun saçlarını seve seve kuruttum. Islak tek bir saç teli kalmadığına emin olunca tarağı aldım bu defa elime. Her teline önce dudaklarımı bastırdım. Sonra tarakla yavaşça taradım.

"Örmemi ister misin?"

Başını olumlu anlamda sallayınca bu defa örmek için üç parçaya ayırdım. Bu defa ki geçenkine göre daha iyi olmuştu. Önünü döndüğünde yüzündeki tebessüm her şeye değerdi.

"Sıra sende"

Bu defa ben oturdum. Saçlarıma önce elleri değdi. Sonra usul usul sevdi. Okşadı. Kurutma makinesini çalıştırıp kuruttuktan sora yavaş yavaş taradı. En son işi bittiğinde başımdan koklayarak öptü.

"Benim gibi kokuyorsun. Senin gibi koktuğum gibi. Kokun kokuma bulaşmış

yüzbaşı bu hep olsa ya.."

"Desene mis gibi kokuyorum. "

Dudaklarına bir öpücük kondurdum.

"Gitmem gerek"

"Biliyorum "

"Akşam birlikte olacağız zaten"

"Evet"

Derin bir nefes bıraktım. Benim verdiğim soluğu o içine çekti.

"Peki o zaman gitmek neden bu kadar zor "

"Daha demin kokuna bulandım. Peki neden bu kadar zor gitmene izin vermek."

İkimizinde gözleri kapalıydı. Ellerim yanaklarında dolaştı. Dudaklarından bir öpücük daha çaldım. Sabır Alparslan sabır. Allahın izni ile asla ayrılmayacağınız zamanlarda gelecek...

Çalan telefonum ile istemesemde ayrıldım ondan. Arayan annemdi.

"Efendim anacım"

"Oğlum nerdesin sen"

Bakışlarım dudağını dişleyen küçük kadına kaydı. Paniklemişti yine. Elimi dudağına koyup dişlemesine engel olmaya çalıştım. Beni anladı hemen bıraktı.

"Yürüyüşe çıktım. Geldim sayılır. Bir kaç dakikaya evdeyim.."

"Güzel gelinim yanında mı"

"Yok ,yok o evde"

"Tamam o zaman sen gelirken onu da çağır bize gelsin. Hem kahvaltı yapacaz hemde ona bir şey vermek istiyorum."

Duyduğum ile Yüzümde gülüş meydana geldi.

"Sen yeter ki iste sulatınım. İki dakikaya yanındayız"

Telefonu kapatıp. Dudaklarına deyim yerindeyse abandım. İlk şoku atlatır atlatmaz bana karşılık vermeye başladı. Hatta ikimizde kendimizden öyle bir geçtik ki beni üzerine doğru çektiğinde kendimi ona doğru bastırdım. Son anda durduk. Anneme iki dakika demeseydim keşke.

"Annem bizi bekliyor canımın canı. Keşke iki dakika demeseydim."

Gülerek baktı yüzüme.

"Üzerimden kalkman gerek o zaman yüzbaşı. Yoksa tekrar sertleşeceksin. "

Üzerinden doğruldum. Sonrasında onuda kaldırdım.

"Şu nikahı bir kıyalım. Var ya seni evden bir hafta çıkarırsam namerdim. Hatta kimsenin olmadığı bir yerde balayı için rezervasyon yapacam bak gör"

Ben konuşurken o bize gideceğimiz için üzerini değiştirecekti . Yönünü dolaptan bana çevirdi.

Dudaklarıma dudaklarını hafif bastırdı ve geri işine döndü.

"Valla bana hava hoş. İstersen bir ay kaçalım. Sen varsan ben herşeye tamamım."

Söylediği ile gülüşüme engel olamadım. Tıpkı bana benziyordu. İnsan sevdiğine benzermiş. İlk başlardaki utangaçlığını artık tutku ve arzuya bırakmıştı. Ve bu duyguları sadece benim için vardı. Gidip arkasından beline sarıldım. Onunla beraber ona elbise bakmaya başladık. Tabi o bakıyordu. Ben sadece boynunu öpüp kokluyorurdum....

 

Loading...
0%