@tugbalal
|
Yoksul bir gezgin misali. Yersiz yurtsuzum. Bir sana dair hayallerim var heybemde. Birde sana olan sevdam. Görenler mecnun olmuş diyor. Lakin kimse bilmiyor benim aradığım Leyla değil. Görselerdi seni. Bir bilselerdi sana olan sevgimi . Ama bilmiyorlar anlamıyorlar. Boş ver bilmesinler. Görmesinler. Bir bana böyle kal. Bir bana ebedi. Bir bana saklı...
ALPARSLAN KARAHANLI Günlerdir kaçıncı olduğunu bilmediğimiz başka bir deponun önündeydik. Yüklü miktarda silah ve uyuşturucu imha etmiştik. Hepimiz bitik haldeydik. Bu sonuncu depoydu. Telsize doğru konuştum. "Bozkurt atışımla başlıyoruz. Elinizi çabuk tutun. Ve dikkatli olun gider ayak yaralanan olursa elimden kurtulamaz." "EMREDERSINIZ KOMUTANIM " Herkesten duyduğum onay ile gözüme kestirdiğim adamlardan birini indirdim. "Bir bitmediler arkadaş bu ne ya" Telsizden yine Ateş'in yakınmaları duyuldu. "Mantar gibi bitiyor puştlar yemin ederim" Dursun da geri kalmamıştı. "O değilde aklıma bir şey takıldı. " "Ne takıldı candaş" "Eflal komutanım ile Alparslan komutanım sözlendi. Ama Eflal komutanıma başlık parası almadık. Sonuçta bir yerde abileri sayılırız. Öyle değil mi bacım?" Telsizden ilk bir kıkırtı geldi. Sadece bu ses için bile Ateş'in bu goygoynu çekerdim. "Beni bulaştırmayın beyler. Ayrıca ben bu tür geleneklere karşıyım." "Alparslan komutanıma söylemeye maçam yemiyor size diyorum diyor zaten komutanım." Sinan'ın araya girmesi ile bu defa diğerlerininde gülüşü doldu kulaklarıma. Gergin anlarda bu şekilde davranmak onları rahatlatıyordu. "O değilde Rıdvan abi , sen Çınar'ı nasıl ikna ettin. İstemede sesi çıkmıyordu. Ben kıyameti koparır diye bekliyordum." Ali'nin sorusunu bende düşünmedim dersem yalan olur. Çocuk ciddi ciddi karıma yazılıyordu gözlerimin önünde. "Eflal büyük sen büyüyünceye kadar yaşlanır. Bir kızı olsun ondanda güzel olur sana onu alırız dedim. " "NE?" Bu defa sesi duyulan bendim. "Benim bu veletten çektiğim ne lan. Bir karıma yürüyor. Bir kızıma. Abi oğlunu kızımdan uzak tut. Yeminle vururum. Vermiyorum kızımı kimselere." Bu defa hepsi birden gülmüştü söylediklerime. "Abi beyimi duydunuz. Ama kızım isterse düşünürüz." "Neyi düşünücez hatun vermem ben kızımı." Bu sırada gaza gelmiştim. Önüme gelenin kafasına sıkıyordum. "Yalnız biraz daha Alparslan komutanımı kızdırırsak ülkede terörist kalmaz ha gayret." Ali'nin hakkı vardı. Adamları tek tek indirip deponun içine ilerlemeye başladık. Telsizden dikkatli olmalarına yönelik telkinlerde bulunuyordum. İçeri girdiğimizde. Belki on tondan fazla uyuşturucu madde tahta sandıkların içinde istiflenmişti. Bu zehir kim bilir kaç gencin canına mal olmuştu. Kimbilir kaç ocağı söndürmüştü. Bundan gelen paralarla kim bilir kaç kardeşimiz şehit edilmişti. Yerde yatan adamlardan birinin yelefonu çalıyordu. Ali üzerini arayıp telefonu bana getirdi. Ekranda gördüğüm isim ile kaşlarım çatıldı şerefsiz it. Aklıma gelen ile telefonu meşgule attım. "Ateş bana benzin ve çakmak getir." "Emredersiniz komutanım " Birkaç dakika sonra istediklerim elimdeydi. Telefonla görüntülü olarak iti aradım. Açılır açılmaz konuşmaya başladı. "Nerdesin lan sen nede....?" Ekranda beni görünce cümlesini tamamlayamadı. "Naber Semih , beni özledin mi?" "Sen." "Evet ben. Şimdi sana bir gösteri hazırladım. İyi izle tekrarı olmayabilir. Yada başka bir sevkiyat denersen olur. Zira ben yaşadığım sürece yapacağın hiç bir şey yok. Sana asla izin vermiycem." Bir şey söylemesine izin vermeden elimdeki benzin bidonunu Ateş'lere uzattım. Onlar tüm sandıklara benzini dökünce çakmağın kapağını açtım. Bakışlarım ekrandaki yüzüne kenetlendi. "Sahibine benden selam söyle. Sıra ona geldiğinde onuda aynen böyle yakıcam. " "Yapmaaa" Daha fazla bir şey söylemedim. Çakmağı üstüne attığım gibi tüm sandıklar ve içindeki uyuşturucu alev aldı. "Bu yaptığının bedelini ödeyeceksin Karahanlı!" "Sıranın sana gelmesini bekle." Rıdvan abi telefonu kapatınca bakışlarımı bu defa aşık olduğum kahvelere çevirdim. Bana gururla bakıyordu. Annesinden aferin alan çocuklar gibi hissetmem normal miydi. Ona göz kırpıp önden çıkmaya başladım. Yaklaşık iki haftadır görevdeydik. Ve bu süre zarfında sadece helikopterdeyken elini tutabilmiştim. Kokusuna bile hasrettim. Yanımdaydı ama saramıyordum. Ben önde onlar arkamda depodan çıkıp buluşma noktasına doğru yol aldık. Zaten çok beklemeden helikopterde gelmişti. Bindiğimizden yine yan yana oturmuş ve yine kimseye çaktırmadan elini tutmuştum. Eli benimkinin aksine buz gibiydi. Üşümüştü küçük kadınım. Her ne kadar sarmak istesemde herkesin içinde helede görevdeyken yapamazdım. Sabır Alparslan sabır. Helikopter inişe geçince hepimiz yan yana albayın karşısına dizildik. "BOZKURT TİMİ KAYIP VERMEDEN GÖREVİ BAŞARI İLE TAMAMLAMIŞTIR KOMUTANIM " "AFERİN ASKER " "SAĞOL " SİZDE SAĞOLUN" bakışları bana döndü. "Dinlenin yüzbaşı. Üç gün izinlisiniz. Detayları sonra hallederiz." "Emredersiniz komutanım " O arkasını dönüp gidince bende time döndüm. "Tim albayı duydunuz iyi istirhatler" Onlar dağılınca bakışlarım kadınıma kaydı. Yan yana benim odama doğru ilerledik. İçeri geçince hızla kapıyı üzerimize kapatıp kitledim. Belinden kendime doğru çekip sarıldım. Boynundan derin derin kokladım. Huzur buydu. Ellerini omuzlarıma koydu. Gözlerini kapatmış oda benim kokumu içine çekiyordu. Bedeni elektrik çarpmış gibi titriyordu. Dudaklarımı yüzünün her yerinde gezdirdim. En son dudaklarında hayat buldum. Kana kana içtim. Geri çekildiğimde nefes nefese kalmıştık. Elleri ensemdeki saçları okşuyordu. "Alparslaaan" "Alparslan'ın canı. Çok özledim. Yanımdaydın ama dokunamamak öpüp koklayamamak işkence gibiydi." "Bende , bende çok özledim yüzbaşı." Bu defa dudaklarımızı birleştiren o oldu. Usul usul öptü. Karışmadım bu defa kontrolü ona bıraktım. Önce üst dudağımı aldı ağzına yavaş yavaş emdi. Sonra dudaklarımın üzerinde dilini gezdirdi. Dudaklarım kıvrıldı. "Alparslan " "Hııı" "Ağzını arala yüzbaşı " Verdiği emri hemen yerine getirdim. Dilini ağzıma itmesi ile gırtlağımdan bir inleme çıktı. Allahım bu kadın beni ateşlere atsa sesim çıkmazdı. Dili adeta dilim ile dans ediyordu. Daha fazla dayanamadım kalçasından destek verip kucağıma aldım. Davetimi hemen kabul etti. Bacaklarını belime sardı. Sırtını duvara dayadım. Dudaklarımı boynuna gömdüm. Elleri saçlarımdaydı. "Alparslan " "Nefesim.." "Durmamız gerek" Haklıydı. Burası yeri değildi. Ve ikimizde kendimizi kaybetmek üzereydik. "Bir an önce eve gidelim yüzbaşı." Anlımı anlına yasladım. Dudaklarından verdiği solukları ben içime çektim. Dudaklarına bir öpücük kondurdum. Bir tane daha ve bir tane daha . Kucağımdan yere bıraktım. İşaret ve baş parmağımla asker selamı verdim. "Emredersin hatunum" Kıkırtısı doldu kulaklarıma . Üzerini düzeltti. Bende aynı şekilde. El ele önce odadan sonra karargahtan çıktık. İlk bizim eve geçip annemi gördük. Akşam yemeğini bizde yedik. Geç saatlere kadar sohbet ettik. Annemler uyumak için odalarına geçince bizde sessizce onun dairesine geçtik. Kapıdan geçer geçmez. Kollarım beline dolandı. "Canımın canı" Kolları hemen boynuma dolandı. "Yüzbaşı. Çok özledim. Allahım nasıl bir sevda bu. Yanımdaydın. Yemin ederim dibindeyken özlemekten delirdim. Mevzu öpmek dokunmak birlikte olmak değil." Derince boynumdan kokladı. Boynuma bir damla yaşı düştü. Geri çekilip yüzüne baktım. Kirpikleri ıslanmıştı. "Şu kokuna öyle hasret kaldım ki. Çok özledim yüzbaşı Allah şahidim çok özledim." Elim kirpiğindeki yaşa gitti. Parmaklarımla yavaşça sildim. "Biliyorum bebeğim . Hatta en iyi ben biliyorum. " Tekrar sardı kollarım. Haklıydı. Şu an için ne çok bekler olmuştuk. Kucağıma alıp artık yerini ezberlediğim yatak odasına doğru ilerledim. Yatağa yatırıp bende diğer tarafa uzandım. Beklemeden göğsüme sindi. Kollarım hemen bedenine sarıldı. Başına dudaklarımı bastırdım. "Uyu bebeğim. Dinlenelim. Kokun kokuma karışsın. Uyurken soluyayım kokunu yoksa dinmeyecek bu özlem...." Çok beklemedik ikimizde o kadar yorgunduk ki hemen uykuya daldık....
|
0% |