@tugbalal
|
Kalabalık içindeki yalnızlıktım ben. Kimsenin anlamadığı, anlamak için çabalamaya gerek duymadığı aykırı ruh. Farklı bir lisan konuşuyordum mesela, bu hayatta en iyi bildiğim şeydi duygularını yok saymak. Kırıldığım yerden ayağa kalkmak. Dışarıdan görünen donuk yüzümün aksine içeride volkanlar kopardı. Lakin gel görki bakışlarım buz kütlesini andırırdı. Ruhum tüm duygulardan arınmış gibi hissetmem normal mi? Her şeye ve herkese rağmen kopan tüm fırtınalara göğüs gelmiştim. Zaten beni en iyi anlatan kelime "İNAT "değil miydi. Çok güçlü bir insan değildim yada ne biliyim çok zeki , sadece inat bir yapım vardı . Her şeye , herkese kafa tutabilecek bir inada sahiptim. Zaten hala hayatta kalmamı sağlayan şeyde inadım değil miydi. Sabah çoktan uyanmış olmama rağmen, alarm sesi ile yataktan kalkıp hazırlandım . Formamı giyip evden ayrıldım. Dün gece düşündüğümden daha iyi geçmişti. Timdekilerle olabildiğince birbirimizi tanımaya çalışmıştık. Bende sorulan sorulara az çok net ve kısa cevaplar vermeye çalışmıştım. İzin verdiğimiz sınırlar dahilinde birbirimizi tanımıştık. Rıdvan abi evliydi mesela, bir tanede oğlu varmış. Onlar arka lojmanda kalıyormuş. Ateş nişanlıymış Allah nasip ederse bu yaz düğünü varmış. Ama kaynanasından biraz çekiniyor. Kız istemedeki yaptıklarını anlatırken hepiz bayağı gülmüştük. Ateş ,Dursun ve Ali ev arkadaşıymışlar, Ali'nin evdeki dağınıklığından yakınmış durmadan laf sokmuşlar Dursun'la bayağı bir atışmışlardı. Dursun'un sinirlenince yada rahat ortamı bulunca şivesi kayıyordu. Ve bu çok tatlı duruyordu. Sinan yalnız yaşıyordu. Diğerleri üst katta kalırken Sinan alt katta kalıyormuş. Sesler biraz yükselince Alparslan yüzbaşı onları uyarmış, yemekler keyifli bir sohbet eşliğinde yenmişti. Uzun zamandır böyle gülmemiştim. Geldiğimden bu yana onlarla ilk defa bu kadar eğlenmiştik. Hali ile onlarda ilk defa benim bu yüzümü görmüştü. İlk biraz şaşırmışlar sonrasında onlarda rahat davranmıştı. Gel görki yüzbaşı ile ne zaman bakışlarım denk düşse usulca tebessümüm yüzümde soluyordu. Herkesle az çok sohbet etmiş onları tanımak için sorular sormuştum. Ama ne ben ona sormuştum nede o bana. İkimizde sanki diğerimiz yok gibi davranmıştık. Artık gece geç olunca hepiz ayaklanmıştık. Diğerleri ile vedalaşırken "İstersen seni ben bırakabilirim?" Beklenmeyen soru ile biraz şaşırdım. Ama toparlanmam çok sürmedi. Şaşırmama sebeb soru değil soran kişiydi Alparslan yüzbaşı donuk bakışlarını üzerimde gezdirdi. "Yok teşekkürler " "Aynı yere gidiyoruz zaten sorun değil yani " "Taksi ile gitmek istiyorum komutanım , size iyi akşamlar " Bunun bendeki anlamı senin olduğun arabada gelmek istemiyorum demekti. Zaten o da anladı sanırım daha fazla ısrarcı olmadı. Onu affetmedim. Bana söyledikleri, yüzüne her baktığımda beynimde yankılanıyordu. Bana yapılan iyiliği de kötülüğü de unutamıyorum. Hatta kötülüğü daha uzun süre unutmuyorum. ******* Sabah eğitim alanına gittiğimde herkes hazırdı. Bende onlara doğru ilerledim "Günaydın herkese" "Günaydın komutanım " İlk cevap veren elbette Ali olmuştu. Onun bu çocuksu hali benide mutlu ediyordu. Sahip olamadığım kardeşim gibiydi. Diğerleri de aynı şekilde cevap vermiş. Sadece Sinan baş selamı ile cevaplamıştı. Çok sessiz bir yapıya sahipti gülüşü bile tebessümden öteye geçmiyordu. Belliki o da çok şey yaşamıştı. Keşke yaşamasaydı. Çünkü yaşanmışlıkların canını yaktığı belliydi. "Dikkat " Tekmil ile hepimiz hazırola geçmiştik Alparslan yüzbaşı gelince bizimde eğitimimiz ve elbetteki yorucu günümüz başlamış oldu.
|
0% |