@tugbalal
|
Kim olduklarını bilmiyorum komutanım.... Evet yüksek ihtimalle beni takip ettiler.... Merak etmeyin benim yanımda. Ona bir şey olmasına asla izin vermem...." Alparslan yola çıktığımızdan beri telefonla karargaha bilgi veriyordu. Son söylediklerini kısa bir anda olsa bana bakarak söylemişti. Telefonu kapatıp yüzüme baktı. "Lâl'im. " Bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Babanla konuşmayacak mısın. Seni çok merak ediyor. İnan bana onunda haklı sebepleri var." "Bilmiyorum yüzbaşı... Beni patlamadan kurtardığın gün. Karşısına geçip hesap sordum. Bana deliymişim gibi davrandı. Herşeyin farkına vardığımı görmesine rağmen bana yalan söylemeye devam etti. Seni dinledim çünkü bana göstermeye çalıştığını anladım. Daha önce fark edemediğim işaretleri fark ettim. O gün yemin ettim biliyor musun. Bana yaşadığını söylemiyorsanız ölsem affetmem dedim. Ama yinede söylemedi. " Söylediklerim ile derince yutkundu. Artık daha net görüyordu. Şayet o gönderdiği işaretler olmasaydı. Aşkımdan ölsemde affetmezdim onu. "Baban seni düşündü güzelim. Eğer o gün öğrenseydin karargahta kalmazdın. Seni orda kimse tutamazdı. Ve eğer çıksaydın zarar görecektin. Sende biliyorsun." "Biliyorum. Lanet olsun ki Biliyorum. Ama şuan bunları düşünmek istemiyorum. Konuşmayalım ne olur." Kucağımdaki elimi alıp dudaklarına götürdü. Avuç içime içimi ısıtan bir öpücük bıraktı. Elimi elinden çekip dışarı izledim. Nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Yeşil ağaçların olduğu bir yolda ilerliyorduk. Yola çıktıktan bir süre sonra toprak bir yola girmiştik. Hava yavaştan kararmaya başlamıştı. Hava gece bozacak gibiydi. Arabada Alparslan'ın telefonun sesi yankılandı. Benimki çatışmada mefta olmuştu. "Efendim anacım...... yok merak etme iyiyim.... kızında yanımda merak etme gayet iyi...... yok bekleme gelmem ben...... daha değil , ama inşallah oda olacak......aleyküm selam. " Telefonu kapatıp bana döndü. " Annem selam söyledi. Sana iyi bakmam konusunda da uyardı." Dudaklarım kıvrıldı. Araba yavaşlayıp bir çiftliğin önünde durdu. "Neresi burası?" "Burası bir tanıdığımın çiftliği. Ailesi ile birlikte işletiyor. Bu gece burda kalırız diye düşündüm. Tabi istersen belki bir kaç gün daha." Bir şey demedim. O aşağıya inince bende onunla indim. Ellerimizi birleştirip içeri giriş yaptık. Dışarısı buz gibi olsada bedenime ellerinden ısı akıyordu sanki. Bedenim titriyordu. Ve allah şahidim bu dışarıdaki soğuktan değildi. Belkide aylar sonra ona yakındım. Ne zaman yanına gelsem titriyordum. Saklamaya gerek yoktu. Her şeyin farkındaydı. Eli elimi sarmışken bir iki adım önümden ilerliyordu. Dudaklarındaki tebessüm bu titremenin nedenin farkında olduğunun en bariz kanıtıydı. Etrafta kimse yoktu. Boş avluda sadece bizim ayak seslerimiz yankılanıyordu. Merdivenlerden yukarı çıktık.İkinci kata geldiğimizde bir kapının önünde durduk. Anahtar kapının üstündeydi. İçeri geçince kapıyı üzerimize kitledi. İçerisi çoğunlukla beyaz ve krem renklerinin hakim olduğu eşyalarla döşenmişti. Çoğunlukla evli çiftlerin geldiği odanın dizaynından ve süslemelerinden anlaşılıyordu. Çok yorgun olduğumdan bir an önce yatmak istiyordum. Gözlerimin hizasına bir kumaş uzatılınca bakışlarım ona döndü. " Üzerini değiş istersen?" Başımı olumlu anlamda salladım sadce. "Sen banyoya geç ben burda değişirim. Tabi istersen burda da değişebilirsin." Arsızlığı karşısında şok oldum. Tamam kocam olabilirdi. Hemen her şeyi yaşamışta olabilirdik. Ama bu herşeyi söyleyebileceği anlamına gelmezdi değil mi. Yüzüme eğlenen ifadesi ile bakıyordu. Bu sinirlenmeme sebep oldu. Yüz ifademi düzeltip bakışlarımı yüzüne çevirdim. "Ben üzerimi senin yanında değişirim de. Sen gördüklerinden sonra nasıl uyursun bilmem. Malum cezalısın. Dokunmak yok." Dediğim ile bu defa derince yutkundu. Elindeki siyah geceliği alıp arkamı döndüm. Dudaklarımdaki gülüşe engel olamadım. Adımlarım banyoya doğru giderken o hala olduğu yerde duruyordu. Sırt dekoltesi olan, kısa epey kısa bir gecelikti. Kendi topuğuna sıktığının farkında mıydı. Siyah saçlarım arkamdaki dekolteyi birazda olsa kapatıyordu. Bu gece ikimiz içinde zor geçecekti. Çıplak bacaklarım ve gerdanım gözler önündeydi. Ama ne olursa olsun hemen affetmeyecektim. Zaten istesemde edemiyordum. Ki çok ama çok istiyordum. Dışarı çıktığımda bakışları bana kaydı. Derince yutkunuşunu adem elmasının hareket edişinden anladım. Gözleri önce çıplak bacaklarımda gezindi. Sonrasında geceliğin örtsede belli ettiği kalçamda. En son açıktaki gerdanımda oyalandı bakışları. Gözlerinin karardığını görebiliyordum. Gözlerimi yere indirdim. Bu kadar aç bakışları beklemiyordum. Üzerindeki tişörtü çıkarıp yatağa geçti. Dudakları kıvrılmıştı. Pislik. Pislikti işte. Tüm kaslarını gözler önüne serdi. Resmen benle oynamak istiyordu. Bedenim alev aldı sanki. Ona dokunmak istedim. Ama yapmayacaktın işte. Sanki bu geceliği ben seçtim. Saçlarımı bir omzuma aldım. Bakışları açtığım boynuma kaydı. Sırtımı ona dönüp ışıkları kapatmak için kapının yanındaki düğmeye yavaş adımlarla ilerledim. Epey yavaş adımlarla hemde. Sırtımda bakışlarını hissediyordum. O başlatmıştı. Yoksa ben masum masum yatacaktım. Işıkları kapatınca etrafta loş bir aydınlanma meydana geldi. Yavaş adımlarla yatağın boş kısmına ilerledim. Ona değmeyecek şekilde yatağın ucuna kıvrıldım. "Lâl'im?" "Efendim?" "Bu kadar uzak mı olacaksın. Yaklaşsan biraz" Dediği ile biraz ona doğru kaydım. Sıcaklığı bu mesafeden bile hissediliyordu. "Yeter mi?" Safça sorduğum soru ile dudakları kıvrıldı. "Bence yetmez." Kolları ile belimden tutup bedenimi bedenine yapıştırdı. Ellerim göğsünü buldu. Kalbi çok hızlı atıyordu. Kokusu ciğerlerime doldu. "Ama yüzbaşı böyle ikimiz içinde zor olacak." "Varsın olsun nefesim. Ne olur ,tenin tenimde gezinsin. " Eli saçlarımda gezindi. Gözlerim kapandı. Sadece anın tadını çıkardım. Yüzümdeki elini bir bacağıma getirip önce usulca okşadı sonra üzerine çekti. "Alparslan " "Alparslan'ın canı. Nefesim. Cennetim." Dedikleri ile konuşamadım. "Güzelim dudaklarında can bulmaya izin yok. Ya boynundan öpsem ona iznin var mı?" Ne diyecektim ben şimdi. İstiyordum. Hemde çok. Ama ya sonra duramazsam. Kalbim bu kadar kırıkken teslim olmak istemiyordum. Ama ona olan zaafım her şeyin üstündeydi. "Ben..Bilmiyorum. " Eli saçlarımı okşadı. "Sana söz ileri gitmiycem. Sen isteğinle gelene kadar. Kırdığımı onarana kadar. " Sadece başımı boynuna gömüp dudaklarımı bastırdım. Bu sözsüz bir onaydı. Zaten o da anlayacağını anladı. Beni sırt üstü yatırıp üzerime eğildi. Bir bacağı bacaklarımın arasındaydı. Dudakları önce anlıma derin bir öpücük bıraktı. Ordan yanağıma. Öyle bir öpüştü ki tüm bedenim yandı sandım. Ordan boynuma indi. Derince kokladı. Küçük küçük öpücükler bıraktı. Elleri bacağımda gezindi. Aşağı yukarı okşadı. Diğer elini yüzüme getirdi. Usulca okşadı tenimi. İçim titredi. Ellerim önce çıplak omuzlarına gitti. Sonrasında kaslı sırtına tırnaklarımı geçirdim. "Alparslan..." "Alparslan'ın canı. Tutma kendini birtanem." Dudakları tekrar boynumu buldu. Derince kokladı. Ordan tekrar saçlarıma getirdi usulca öptü. Ordan anlıma tekrar geldi. Sonra burun ucuma. Derken tüm yüzümü tavaf etti. Yüzümde dudaklarının değmediği tek bir nokta bırakmadı. Bu defa gerdanıma indi. Önce kokumu içine çekti. Sonra orayada dudaklarını bastırdı. Üzerimde doğrulup gözlerimin içine baktı. "Öyle özlemişim ki. Nasıl anlatılır bilmiyorum. Kokunu ,tenini ,dokunuşunu tarif edemiyorum. Cennet kokusu gibi. Bebeğim benim." Son defa anlımdan öpüp yanıma uzandı. Kolları tekrar belime dolandı. Beni kendine çekti. "Elimden gelse bir an tenini tenimden ayırmam." "Alparslan " "Nefesim. Emret" "Beni bir daha bırakma... Ben sensiz nefes alamıyorum... Çok canım yanıyor" Gözlerim dolmuştu. Sesim titriyordu. Beni kendine daha fazla çekti dudakları yine saçlarımda yer edindi. "Asla. Öleceğimi bilsem. Yanından bir an dahi ayrılmam. Rabim ömür verdikçe kokunu soluyarak yaşayacam." "Ben sensiz hiç uyuyamadım biliyor musun? Günde iki saat. Bazen üç. Onlardada o kadar çok ağlıyordum ki yorgunluktan uyuyor muydum yoksa bayılıyor muydum emin değilim. Kokun elbiselerinde bile kalmıyordu. Uçup gidince artık hiç uyuyamamaya başladım. Klinikte ilaçlarla uyutuyorlardı. Beni bir daha sensiz bırakma." Söylediklerim ile kolları her saniye dahada sıkılaştı. "Söz. Bir daha bensiz uyumayacaksın. Gerekirse gelip seni uyutucam sonrasında kendi evime gidip uyuyacam. Ama sana yaşattığım tüm acıları hafızandan, bedeninden silicem. " Sesi titriyordu. Başımı kaldırıp yüzüne baktım loş ışıktan gözlerinin dolduğu belli oluyordu. "Dolmasın gözlerin. Kıyamam ben sana. Gerekirse ben ikimizin de yerine ağlarım. Ama sen ağlama. " Başımı göğsüne bastırdı. "Ölürüm kadın ben sana. Sen gül. Benim nefes almamı istiyorsan sadece gül. Sen gül ki ben yaşayabileyim. " Dudaklarımı çıplak göğsüne bastırdım. Biraz sonra uyku beni ele geçirdi zaten. Son duyduğum onun güzel sesi oldu. Eli hala saçlarımda geziniyordu. "Uyu bebeğim. Hayatım boyunca seni hep kollarımda uyutucam sana söz." Bunlar kendimi karanlığa bırakmadan duyduğum son sözlerdi.....
Bölüm : 12.12.2024 04:45 tarihinde eklendi |