Bagırış seslerinin arasında bir ses "Anne lütfen beni bırakma.'' Diye bağırdı. Anne hüzünle ''Yapam, yapam bunu yapam. Sen bir hayinsin.''dedi daha on yaşındaki kıza . Kız "Ne hayini anne ben senin kızınım." Diye bağırdı. Hain olacak bir şey yapmamıştı . Annesi kızına sinirle döndü . Eşyalarını toparlamayı bırakmış kızın üstüne yürüyordu . Bağırarak" Sen benim kızım değilsin . Sen bizim soyumu,dan değilsin sen ... Devamı yoktu küçük kızın duyması azalmış gözleri kararmıştı dışardan gelen "Hainlere Bu Köyde Yer Yok " sloganını bağıran köylüleri duyuyordu fakat tam olarak algılayamıyodu. Yavaşça yere düştü annesi ve babası arka kapıdan kaçarken. Yavaşça gozlerini yumdu ve biri onu sürüklemeye başlamıştı.

(KÖYLÜDEN)

O kızın hain olduğunu öğrendiğimizde hemen evin etrafında bağırmaya ufak ateş büyüleri yapmaya baslamıştık. Ardından siyah bir gölge geçti önümüzden evin çatısını yıkıp herkesin öldürmek istediği kızı alıp uçmaya başladı. Anlam veremedik. Herkes içinde intikam ateşiyle yanarken bir şey onu kaçırıyodu.

(GÜNÜMÜZ)

" Heysen hala uyanmadın mı Saige?" Diye bağırdı üvey annem. Onu sevmezdim bana köle gibi davranırdı ama onlara muhtaçtım. Beni burdaki pek iyi olmayan büyücülük okuluna gönderiyordu. Fakat bana "Lunaris Academy of Arcane Arts" tan mektup gelmişti her yıl gönderiyorlardı fakat üvey annem üvey abimle aynı okula gitmemi istemezdi. Üvey annemin aksine üvey abim yani Theo aynı okulda okumamızı çok isterdi yarın okul başlayacaktı ve ben yarın 14 yasina girecektim aslında Theo ile bilgilerimiz aynıydı. Onların okulunda büyücülükün yanında ejderha eğitimide veriyorlardı. Benimde bir ejderham vardı ismi Euria . Çok guzel bir kızdı aynı benim gibi simsiyahtı yani benim saçlarım gibi.Gözleri hariç gözleri açık mordan beyaza kayıyordu benim ki gibi. Benim siyah saçlarımına rasında bir tutam beyaz şacı olan mordan beyaza kayan açık renk gözlerimle ona çok benziyordum.

Zaten benim hayatımı kurtaranda oydu. 5 yaşımda şacımın rengi değişince annemler bana kötü davranmaya başlamıştı. Nedenini hiç bir zaman tam anlamdım. Beni lanetli olarak görüyorlardı. O zamanlar anlamıyordum ve hala da anlamıyorum. Bir gün köylülerde bunun farkına vardı ve evimizin etrafını sardı. Annem ve babam beni terk ediyorlardı beni orda bırakip arka kapıdan kaçıyorlardı. Onlar kaçarken ben bayılmıştım. Bilincim tam kapanmadan önce birinin beni sürüklediğini hissediyordum.

Beni sürükleyen Euriaydı. Beni bu köye getirmişti kendime geldiğimde karşımda Theo ve onun kirmızı ejderhası duruyordu. Bana korkarak bakıyorlardı bende ona aynı şekilde bakıyordum.

O gün bugündür burda kalıyordum ama artık kendi yolumu çizip istediğim okula yani
Lunaris Academy of Arcane Arts gidicektim. Daha doğrusu kaçacaktım.Bir mektup yolluyla kabul ettiğimi söylemiştim. Theoyada bunu söylemiştim ama kimseye söylememesi için tembihlemiştim. Theo benden 1 yaş büyük ve benim iki katım olmasına rağmen onu çok kolay dövebilirdim bunu çok iyi biliyordu. Köyde hiç arkadaşım yoktu nedeni ise hep sert biri olamm günümü ya Eurianın yanında veya dövüş antremanı yaparken geçirirdim.

Saat baya geç olmuştu Euriayi hazırlahazıp üstüne çıktım ve onun başını okşayıp "Hadi güzel kızım gidelim" dediğim gibi uçmaya başladı. Ve yola koyulduk.