Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@tumuloo

Herkese selammm! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. 2. Bölüm ile karşınızdayım. Yıldızımızı parlatıp yorum yapmayı unutmayalım!

 

   

                                ⭐

 

Kaç saatir arabada oturmuş boş yolu izlediğimi bilmiyordum. Daha anca kendime gelmiş ve sakinleşmiştim, aslında buna artık alışmalıydım...

 

Daha fazla burda oturup beklemek istemiyordum, ama eve gidip uyuyamazdım, sabaha kadar düşünüp durucaktım. Hâlâ kafamın içinde cevabı olmayan bir sürü soru vardı.

Cihan Korkmaz sebepsiz beni oraya sokmazdı.

 

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim, elimi sağ tarafa doğru atarak telefonumu aldım ekran otomatik olarak açıldı, ekran ışığından dolayı gözlerimi kısarak satte baktım saat onikiye doğru geliyordu.

 

Bir kaç e-mail ve mesaj uygulamasından gelen mesajlara bakarak ilk abimin attığı mesajlara baktım.

 

Gönderen: Yaşlı Kurt

Sare bir soru yok demi? Babamla ne konuştunda bize görüşürüz bile demeden gittin.

 

Abimin iş konusunu bildiğini düşünmüyordum çünkü bana söylerdi ya da öğrenseydi o da bu işin içinde iyi bir şey olucağını düşünmez araştırırdı, babamda bunu bildiği için birine söylediğini düşünmüyordum. Daha fazla oyalanma dan parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirmeye başladım.

 

Gönderen: Siz

Dediğim gibi abi kızlarla planımız vardı onu unuttum daha fazla bekletmemek için hızlı çıkmam gerekti.

 

Abimle olan sohbetten çıkıp kızlarla olan gruba mesaj atmak için girdim. Biraz olsun enerjimi toplamak istiyordum.

 

Slayyy💅🏻

 

Siz: Kızlar toplanmamız lazım hemennn.

Mesaj gönderildikten sonra hemen mavi tik olmuştu.

 

Gülo: Girls Night diyosunn.

 

Hazal: Kızlar bekliyorum.

 

↪️Girls Night diyosunn.

Siz: Yoldayım ben alayım mı seni

 

Gülo: 5 dakika ya hazırım.

 

Siz: Geliyorumm.

 

Telefonu yan koltuğa bırakarak Gülca'nın evine doğru sürmeye başladım, yolda daha fazla düşünmek istemiyordum. Kırmızı işıkta durup telefonumu arabaya bağladım, herzaman araba da dinlediğim playlistimi açtım, ilk şarkı olarak Sertab Erener ~ olsun çalmaya başlamıştı.

 

Trafik lambası yeşil olduğu an gaza basıp yoluma devam ettim, bir yandan da direksiyon da olan parmaklarımla ritim tutturuyordum, nakarat kısmına gelince bende eşlik etmeye başladım.

 

Ben giderim, İstanbul senin olsun.

Ben giderim, İstanbul senin olsun.

 

Alırım başımı, başım bir deli nehir.

Silerim yaşımı, siler ismimi şehir.

 

Kestirir saçımı, kendimi avuturum

Bi' gülü kurutur, kurursa unuturum.

 

Bi' mektup yazarım yokluğundan da ağır.

Bi'kedi alırım, sende anneni çağır.

 

Ellerin aklımda, sevdan kalbinde kalır.

Hep hüsran, hep kahır, söyle artık, olsun.

          

                              ⭐

 

Gülcan'ın oturduğu sitenin önüne gelmiş ona geldiğimi bildirdiğim kısa bir mesaj atmıştım. Elime telefonu alıp sosyal medya hesabıma girdim arama kısımına aklımdan çıkmayan ismi yazmak istedim ama sadece bildiğim şey isminin Kaan oluşuydu soyadını dahi bilmiyordum.

 

Sağ taraftan açılan kapı ile bakışlarımı orya yöneltim bana 32 diş sırıtan bir adet Gülcan vardı.

 

Gülümseyerek "helüüüğğ" Diyerek kollarımı açtım, hemen koltuğa oturup sarıldık. Birbirimizden ayrıldıktan sonra yüzüme bakarak "Yine bir boklar olmuş" Oflyarak önüme dönüp arabayı çalıştırdım.

 

"Ay yine noldu ya düzgün bir günümüz olsa şaşırıcam" Kırmızı ışıkta durup " Biz ve düzgün bir gün geçirmek bu olabilir mi?" Gözlerini devirerek "Yine kim günümüzü zehir etti acaba? " Alayla gülüp " Sende haklısın seçenek çok tabi" Dediğime kahkaha atarak "Biliyorsun etrafımızda çok Deccal var"

 

Kısa bir araba yolculuğundan sonra Hazala gitmeden bir şeyler almak için markete girmiştik. Daha hızlı olmak için Gülcan atıştırmalık bölümüne bende alkol bölümüne gelmiştim.

 

Viski reyonunun oraya doğru illerledim. Reyona göz atarak kızlarla genel olarak tercih ettiğimiz Chivas Regal'dan aldım. İlk hafif bir şeyler için şarap reyonunn önünede durdum.

 

"Size fazla ağır değil mi? " Arkamdan gelen ses ile dönüp karşımdaki adama baktım.

 

"Neyden bahsettiğinizi anlayamadım" Bir erkeğe üç numara saç nasıl bu kadar yakışır.

 

"Elinizde ki Chivas Regal fazla ağır bir viskidir" Bakışlarımı kucağımda tuttuğum viski ve beyaz şaraba bakıp, karşımdaki adama bakışlarımı yönelterek "Bunu biliyorum" Bana Ukala bakışları ile dudağının kenarı kıvrıldı, onu takmayarak şarap reyonuna tekrar döndüm.

 

"Sizi rahatsız etmedim umarım" Tekrar adam dönerek "Hayır rahatsız etmediniz, ama daha fazla durursanız fikrim değişebilir."

 

"Peki, iyi akşamlar dilerim." Aynı ukala bakışları ile arkasını dönüp reyonalrın arasından kayboldu. Ukala piç

 

Koluma dokunan el ile ilkilerek soluma baktım, Gülo elinde alışveriş sepetine doldurduğu cips ve diğer atıştırmalıklarla bana meraklı gözler ile bakıyordu.

 

"O yanında ki adam kimdi" Elimdeki şarap ve viskiyi sepete bırakarak "Of ukala herifin biriydi neymiş viski ağırmış sanki fikrini istedik" Gülcan alayla gülüp " Ne bu yeni tavlama tekniği mi." Gülerek kasaya doğru ilerleyip aldıklarımızı ödedik. Arabaya bindiğimizde rotamız Hazalın eviydi, tabiki Gülo rahat durmamış ve sağ koltuk görevini üstlenerek keçe kurdan açarak bağırarak söylemeye başlamıştı.

 

Keçê em dixwazin bi me re werin şêwre

Dilo em dixwazin bi me re werin cengê

Keçê em dixwazin bi me re werin şêwre

Dilo em dixwazin bi me re werin cengê

 

Bağırarak şarkı söylediğimiz araba yolculuğumuz bitmişti. Hazalın oturduğu rezidansın otoparkına arabamı park edip aldıklarımızla asansöre binip Hazalın oturduğu kata doğru çıkmaya başlamıştık. Dairenin önüne geldiğimizde Gülcanla birbirimize piç gülüşü atarak aynı anda o zili çalmaya bende kapıya vurmaya başladım. Hızlıca kapı açılınca hemen geri çekilip suçlu çocuk moduna geçmiştik.

 

"Yani şu kapıyı bir gün düzgün çalsanız 5 çocuk doğurucam" Bende gülerek Gülcana "Evlenmem diyene bak" Diye dalga geçtim"Sizin bu kapıyı düzgün çalmanız kadar imkansız olduğu için söyledim, hadi daha fazla kapıda durmayın geçin geçin."

 

Gülcan ayakabılarıyla içeri girmek üzereyken Hazal hemen onu durdurup "Dışardan bütün pislikleri toplamış ayakkabın ile eve girmeyi sankın düşünme Gülocan" Gülcan hemen oflayarak ayakkabısını çıkardı, bende ayakkabımı çıkarırken onalrın rutin atışmalarına gülüyordum.

 

Hazal eve ayakkabı ile girme konusunda fazla titizdi Gülcan da sırf bu konuda onu sinirlendirmek için boş durmuyordu. Ayakkabımı çıkardıktan sonra Gülcan Hazalın sarılması bitince birbirimize sarıldık, Hazal üzerimizdeki kabanları alarak astı sonra çıkardığı bize ait olan pandufaları giyerek mutfağa doğru gittik. Aldıklarımızı bırakarak giyinmek için misafir odasına gittik.

 

Üzerimize rahat birşeyler giyerek gelmiştik, o sırada Hazal salona ortamı hazılamıştı bile. L koltuğun önündeki sehpaya atıştırmalıklar ve beyaz şarap için kadehlerimizi koymuştu salonun ışığını kapatıp mumları yakmıştı ortamı loş bir hale getirmişti. Son eksikleri de tamalayıp oturmuştuk.

 

Ben şarapları kadehe doldurup herkesin önüne bıraktım.

Daha fazla içimde tutamayacak. "Pazartesi bir mimarlık şirketinde başlıyorum" Gülcanla Hazal birbirlerine bakıp heycanla yumruklarını tokuşturdular, ikiside bana dönüp mutsuz yüzümü görünce gülümsemeler solmuştu.

 

"Hazal bok kokusu alıyorum" Hazal hâlâ bana bakarak "Bende Gülcan bende" Kadehini elime alarak bütün sıvıyı mideme gönderdim, masanın üzerindeki şişeyi alarak bardağıma tekrar doldurdum.

 

"Sare dökül artık yoksa ben tek tek sökücem" Hazalın yalandan sitemi ile derim bir nefes alarak konuşmaya başladım.

 

"Babam mesaj attıp eve gelmemden bahsetti" Gülcan lafımı kesip "Yine ne derdi var piçin" Tekrar şarabımdan yudum alarak devam ettim.

 

" Yemek falan yedik sonra çalışma odasına çağırdı, bizim eskiden yan villamızda bir aile vardı az çok biliyomuşum gibi ama aileden kimsenin yüzünü hatırlamıyorum sadece benim yaşalarımda olan bir kızla bahçede oyun oynadığım var aklımda. Onlar yurt dışına gitmişler şimdi oğulları Türkiye'ye dönmüş. "

 

Bu sefer Hazal sözümü kesip "Oğluyla evlendiriyor beni de bende bir bayılayım" Gülcan ona dönerek koluna vurdu " Kız öyle deme halay çekeriz fena mı olur, hem bence teyze olma zamanımız geldi" Hazal da ona katılıp " Ay doğru dedin sadıç olmak için gün sayıyorum"

 

İkisinede şok olmuş bir şekilde bakıyodum "Ne çabuk evlendirdiniz be beni" Kendi kendime söylenerek "Of ne diyorum ben, hem şakanın sırası hiç değil olay ciddi. " İkiside kendilerini toparlayıp bana döndü.

 

"İşte dediğim gibi Türkiye'ye dönmüş ve burda mimarlık şirketleri varmış ve bende onun yanında işe başlıcakmışım" Bir süre ikiside suratıma boş boş baktı ilk kendine gelen Hazal olmuştu. "İyide ne alaka" Gülcan da " Asıl bok kokusu burda varmış" Gülcanı kafamı sallayarak onayladım.

 

"Babamı biliyorsunuz illa bir şey yaptırıcak neden onun yanında çalışmamı ister" Hazal sinirlenip "Yine seni o olayla tehtit etti tabi orospu çocuğu ve sende kabul etmek zorunda kaldın" Kafamı umutsuz bir şekilde salladım.

 

"Ne istiye bilir ki hem derdi ne? " Gülcanın sorusu ile bir süre hepimiz düşündük. "O piskopat herşeyi ister."

 

"Bence viskiyi getirme zamanı geldi" Diyerek ayağa kalkarak mutfağa doğru ilerledim. Mutfağın ışığını açarak dolaptan viskiyi ve onun için de bardak alarak salona geri döndüm. Kızlar müzik açıp ayağa kalkmıştı. Gülcan elimden bardakları ve viskiyi alıp bardaklarımıza doldurmaya başladı. Hazal karşımıza geçip "Bu gece kafayı dağıtıyoruz herşeyi unutup eğleniyoruz tamam mı"

 

Kendimi daha fazla düşünerek dibe çekmek istemiyordum. Televizyon kumandasını alarak oynak bir şarkı açıp sesi fulledim Gülcan da viskilerimizi elimize vermişti. O gece hem içerek hem dans ederek sabahlamıştık.

 

                                ⭐

 

Sol kolumun ağrısı ile gözlerimi zar zor açmıştım, daha doğrusu açmamadan salona dolan güneş ile açamamış ve başımdaki ağrı ile ufaktan bir çığlık atmıştım. Kendime biraz süre tanıdıktan gözlerimi açmıştım.

 

Bir dakika yerdeydim ve kafamda Hazalın karnının üzerindeydi kafamı hafifçe doğruluk halimize baktım. Ben Hazalın karnın üzerine kafamı koymuş Hazal ise Gülcanın karnına kafasını koymuş, Gülcan ise koltuğa kafasın dayamış hâlâ uyuyolardı. Yerimden oturma pozisyonuna kalkarak etrafa baktım yastıklar yerde yemek masasının üzerindeki süsleri de koltuğun üzerine koymuştuk.

 

Artık ayağa kalkarak telefonumu aramaya başladım hiç bir yerde bulamayınca aklıma dün telefonumu hiç çantadan çıkarmadığım aklıma geldi. Salondan çıkarak çıkış kapısının ordaki vestiyere gidip çantamı alarak aynı zamanda yürüyerek telefonumu çantamın içinde aramaya başladım salona tekrar gelip çantamı yemek masasına bıraktım, şükür telefonumu bulabilmiştim. Ekranı açtığımda saati görünce şok oldum saat öğlen birdi ve benim saat ikide kursum başlıyordu.

 

Eve gidip duş alıp giyinmem çok uzun sürerdi o yüzden burda hazırlanıp gidicektim. Daha fazla vakit kaybetmeden misafir odasının banyosuna girerek hızlıca üzerindekileri çıkartıp sıcak suyun altına girdim, sıcak suyun biraz da olsa baş ağrıma iyi geleceğini umuyordum hızlı bir duş alıp çıktıktan sonra buraya geldiğim de kullandığım havlumu üzerime sardım.

 

Banyodan çıkıp odaya geri geldiğimde burda olan kıyafetlerime şükrederek hemen basit bir kombin yaptım, içerden gelen seslere bakılırsa kızlar uyanmıştı. Saçalrımı fön makinesi ile kurutup günlük makyajımı yaprak odadan çıktım.

 

 

Salona geldiğimde Gülcanın hâlâ koltukta kendine gelmeye çalıltığını görerek güldüm. "Günayydııın" Kapıdan içeri enerjiyle giren Hazal döndüğümde elinde tost ve termos getiriyodu elindekileri bana verdi hemen yanağna bir öpücük bırakıp "Teşekkür ederimmm ellerine sağlık" Dedim. "Afiyet olsun aşkım"

 

Kolumdaki saate bakarak "Benim artık çıkmam lazım" Hâlâ koltukta yatan Gülcana doğru ilerleyip anını öptüm, dış kapıya doğru hızlıca ilerleyip ayakkabımı ve kabanımı giyip kapıdan çıktım Hazala elime öpücük gönderip asönsere binerek otopark katına bastım.

 

Tostumu ve kahvemi yemekle geçen araba yolculuğunda kursa varmıştım.

Canavrlarımla geçen dolu dolu 4 saatin sonunda dersimiz bitmişti. Kabıda durmuş bütün çocukların aileleri ile gittiğinden emin oluyordum.

 

Artık bütün öğrenciler nerdeyse gitmişti Sudenin annesi ile gittiğini görüp etrafa baktığımda Eymen'in hâlâ beklediğini gördüm. Yanına doğru ilerleyip önünde eğilerek onunla aynı boya geldim.

 

"Eymencim seni bugün kim almaya geliyor " Bana kocaman gözleriyle bakarak sırıttı "Amcam gelicek öğretmenim, çok heycanlıyım biliyor musunuz daha yeni geldi buraya" Bende onun gibi heycanla karşılık verdim. "Gerçekten mi bu çok güzel bir haber" Yerinde zıplayarak "Evet öğretmenim çok güzel bir haber" Eymenin gözleri benden ayrılıp arkamda bir yere odaklandıktan sonra "Amcaaaa" Diye bağırarak koşmaya başladı. Eymenin koştuğu yöne doğru döndüm, Eymenin koşarak sarıldığı adama baktım, bu adam oydu. Ukala

 

Amca yiğen sarılması bitirince bana doğru gelmeye başladılar, hâlâ şakın bir şekilde adama bakıyodum.Tesadüfe bak

 

Önümede durduklarına bana uzalıtan ele baktım,

 

"Merhabalar öğretmen hanım"

 

 

                                 ⭐

 

Evett 2. Bölümümüzüde bitti, umarım beğenmişsinizdir.

 

Yıldızımızı parlatmayı unutmayalımm! ⭐

 

Yorum yapmayı unutmayalımm! 🙌🏻

 

Diğer bölüme kadar görüşürüzzz

 

İg: Tumuloo

 

Tumuloo🐰

 

 

 

Loading...
0%