Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@tuni1tu

"Türk olmak zordur,

Çünkü dünya ile savaşırsın

Türk olmamak daha zordur,

Çünkü Türk ile savaşırsın."

-FATİH SULTAN MEHMET

 

Bu dağlarda adı tarihten asla silinmeyecek yiğitler vardır, Vatan uğruna savaşan, Vatan için şehit düşen askerler al bayrak yere değmesin diye canları uğruna savaşırlar.

 

"Komutanım, dalıyormuyuz" diye sordu Alperen

"Emrimi bekleyin" diye cevap verdi Miran

 

Peki ya onlar kim miydi?

Kadupul timi...

 

Kıdemli Üsteğmen Miran Şahin

Üsteğmen Batuhan Borahan

Asteğmen İpek Alkan

Astsubay Başçavuş Alperen Aydın

Astsubay Kıdemli Üstçavuş Doğukan Yaman

Astsubay Kıdemli Üstçavuş Doğa Demirdağ

Astsubay Kıdemli Çavuş Hazal Lâl Yıldız

Astsubay Çavuş Çınar Özcan

 

❤️‍🩹

 

"Komutanım, ya içerde kız varsa" dedi Alperen

Bıkkınlıkla baktı Miran

"Yok oğlum ne kızı. Ayrıca olsa ne olacak karıdan kızdanmı korkacağız"

Boğazını temizledi Doğa ve komutanına ters bir bakış attı

"Sen, Hazal ve İpek hariç tabii ki Doğa"

Diye açıklama yaptı miran

'Asker kadın olmaz' diyenlere bir örnekti

İpek,Doğa ve Hazal

"Komutanım kim kiminle olacak" diye sordu Doğa

"Tim, beni iyi dinleyin, İpek, Doğa, ben ve Batuhan İçeri dalacağız direkt Çınar ve Hazal siz düz duvara tırmanıp

Cam'dan içeri gireceksiniz Oradakileri halledeceksiniz. Doğukan ve Alperen Evin etrafında durun Dışarı kaçan biri olursa direkt indirin."

Diye emrini verdi Miran

"İpek, Doğa ve Hazal hariç Iskalayanı Timden atarım,

Şimdi Tim! Dağılın Askerlerim"

Diye son emrini verdi Miran

Doğa, Batuhan,İpek ve Miran içeriye girdiler

Askerleri görür görmez teröristler yayılarak oturdukları koltuktan, tedirginlikle ayağı kalktılar.

"Ne oluyor" diye sordu teröristlerden biri koltuğun arkasına saklanarak

Sırıtarak ve bir o kadar da sinirli bir şekilde teröristin yanına doğru ilerledi Miran

"Eben oluyor!" diye Çıkıştı adama

"Sen kimsin lan" dedi yine aynı bir bozuk Türkçeye

"Ben kimim biliyor musun?" Diyerek cebinden küçük bir Türk bayrağı çıkardı miran " Bu bayrağın sevdalısıyım ben. Ve bu bayrağa dil uzatanın dilini keserim!" Dedi hiddetle

"Beni öldürürsen adamlarım sizi tuzla buz eder"

"Onu benim askerlerim onları öldürmeden mi yapacaklar? Yoksa sonra mı acaba"

"Komutan sen kendini çok güçlü mü zannediyorsun askerlerinde sende bir halt etmezsiniz"

"Bize güç veren VATAN Askerlerime laf etmeden önce gidip kendi insanlığını sorgula sana İt desem köpeğe yazık o yüzden hiçbir şey demek istemeden adını tarihten siliyorum"

Diyerek adamın kafasını patlattı Miran

Vatan uğruna...

"Doğa, Batuhan, İpek Tamam mıyız"

"Tamamız, komutanım hepsini temizledik"

 

"Ben yukarı kata çıkıyorum siz Alperenlerin yanına gidin"

"Emredersiniz komutanım"

Yukarıya çıktı Miran terörist varsa diye

Bir odadan çığlık sesi geldiği gibi direkt odaya daldı ve gördüğü manzara yutkunmasına neden oldu

Elinde bir kemer olan adam, ve yerde acılar içinde kıvranan bir kız.

Hemen adamın üstüne atıldı Miran

"Pislik şerefsiz bir kıza el kaldıracak kadar düştün mü"

Dedi Miran yumruklarını art arda adamın yüzüne geçirirken

Daha fazla dayanamayıp adamı kalbinden vurdu Miran

Kız tiz bir çığlık attı ve titreyerek Miran'a baktı

Kumral saçlı, kahverengi gözlü dolgun dudaklı bir kız'dı.

Ama bu kız.. demeden edemedi içinden

O kız onun çocukluğuydu

20 Mayıs 2007

"Düt düt çekilin yoldan vahşi batıdan geliyorlaarr" diyerek evin içinde Elinde ki

arabayla koşuyordu lara. Deli dolu bir o kadar da mızmız bir kızdı miranla arkadaştı, Miran ve Lara'nın anne ve babası okuldan arkadaşlardı. Sürekli birbirlerine gelip giderler hatta yetmeyip aynı apartman'da oturuyorlardı.

ters bir bakış attı miran lara'ya

Elinde ki kitabı sertçe koltuğa koyup ayağı kalktı

"Kızım senin niye hiç ayarın yok? Erkekmisin sen, arabayla oynuyorsun git bebeklerinle oynasana kitap okuyamıyorum burada!" Dedi miran sinirle. Miran okula gidiyordu ama Lara ondan 3 yaş küçük olduğu için ailesi okula göndermiyordu.

Miran 9 Lara 5 buçuk yaşındaydı.

"Çanane be! Çeni ilgilendirmez bebeklerimlede oynarım arabayla da oynarım Çananeee" diye bağırdı Lara

"1; Çanane değil Sanane o, 2; Oynayacaksan da git diğer oda da oyna ama yeter ki bana bulaşma be"

Dedi miran. Çalışkan bir çocuktu ve derslerini aksatıp ailesini üzmek istemediğinden Sürekli kitaplar okurdu.

"Çana bulaşmıyorum ben! Çen git diğer oda da oku titabını, Yoksa bağılılım"

Diye bir öneri sundu lara

"La havle ya La havle lara, Çok korktum ya bilemezsin. Banane kızım bağırırsan bağır benim dersimmi önemli senin saçmalığınmı?" Dedi sinirle miran 7 yaşında olmasına rağmen gayet güzel bir diksiyona sahipti. Asker olmak hayaliydi hep Asker kitapları okurdu hayali en üst rütbeydi

Kıdemli Üsteğmen

"Benim oyunum daha önemli bir kere,

Anneeee milan benim saçımı çekiyor" diyerek bağırdı lara

"Yok artık az atta civcivler yesin, Annee yok öyle bir şey" dedi miran ve lara'nın ağzını kapattı.

Miran'ın eline dişlerini geçirdi Lara

"Ahhh" diye sızladı miran

Koşarak Anneleri odaya daldı

"Noluyor burada çocuklar.."

 

Şimdiki zaman...

"Kimsin sen?" Diye sormadan edemedi Kız

"Askerim ben. Türk askeri"

"Bana zarar mı vereceksin?"

"Bir kıza dokunacak kadar şerefsiz değilim, adın ne senin"

"Seni ilgilendirmez"

Dudakları kenara kıvrıldı Miran'ın

hoşuna gitti bu çıkış

"Peki, Gelecekmisin bizimle? Yoksa burada çürüyüp kalacakmısın?"

"Ya bana zarar verirseniz?"

"Türk askeriyiz biz, bizim görevimiz zarar vermek değil, aksine korumak. Ama sen bilirsin yinede"

Tam arkasını döndü gidiyordu ki arkasından gelen ses ile duraksadı

"Gelirsem beni öldürürler," dedi kız

"Asıl gelmezsen ben kendimi öldürürüm" dedi kısık bir sesle miran

"Efendim?" Dedi lara

"Benim yanımdakine kimse dokunamaz Lara" dedi miran

Kaşları çatıldı Lara'nın

"Sen..benim ismimi nereden biliyorsun?"

Diye sordu lara

'Sen benim çocukluğumsun' diyemedi Miran.

"Onu sonra söylerim şimdi buradan çıkmamız lazım."

Dedi miran

"İsmimi nereden bildiğini söylemezsen gelmiyorum asker!" Dedi lara hâlâ çocukluğun da ki gibi inatçıydı

"Tamam Güzelim seni götürmek kolay inat emene gerek yok" dedi miran ve Lara'nın yanına gidip onu kucağına aldı

"Ne yapıyorsun indir beni! Ayrıca ben senin nereden güzelin oluyorum be"

Dedi lara çırpınarak

"Sabit dur! Yemeyeceğim seni, iyilikte yaramıyor, Te Allahım ya" dedi miran homurdanarak.

"İndir beni, ben kendim yürürüm"

"Yürüyecek gücünün olduğunu zannetmiyorum." Dedi miran.

Ev büyüktü merdivenlerde bu yüzden bir hayli uzundu.

"Bu sikik merdiven niye bitmiyor lan! Evlerine de kendilerinide sokucam ha!" Dedi miran sabrının sonlarındaydı.

"At gibi merdivenleri yavaş indiğin için olabilir mi acaba? İndir beni eşek kulaklı goril!" Dedi lara ve miran'ın gözlerinden film şeridi gibi geçti geçmiş.

21 Mayıs 2007

Minik Lara sandalyede ayaklarını yavaşça sallayarak oturuyordu.

Önündeki yemekten bir kaşık bile ağzına koymamıştı. Anne ve Babası birbirlerine bakarak derin bir nefes verdi. Babası boğazını temizleyerek Lara'ya baktı "Prensesim neden yemiyorsun" diye sordu lara'ya babasını doğru baktı lara, ve tekrar önüne döndü

"Yemek istemiyoyum baba" Diyip masa'dan yavaşça kalktı.

Odasını gidip yavaşça kapıyı kapattı. Miran'ın elini ısırdığı için üzgündü. Miran herşeye ağlayan bir çocuk olmamasına rağmen canı yandığı için istemsizce ağlamıştı. Lara'nın dişleri keskin olduğu için miran'ın elini birazcık kanatmıştı.

Her ne kadar Miran'a gıcık olsa bile Lara'nın çocukluğu oydu. Odasında ki sandalyeyi kitaplığın önüne çekip üstüne çıktı. Ellerini kitaplara değdirip asıl aradığı şeyi bulmaya çalıştı Lara.

Sonunda aradığı şeye ulaşınca zafer gülümsemesi oluştu dudaklarında. Üzüldüğü şey basit görünen bir şey olabilirdi. Ama o kendi canı yandığında değilde, başkasının canı yandığında ağlardı.

Ve bulduğu şey bir albümdü. Miranla olan fotoğraf albümü.. Albümü alıp yatağın üstüne oturdu, içini açıp fotoğraflara bakmaya başladı. Fotoğrafları gördükçe Dudakları büzüldü gözleri seyridi. Bir çocuk bile insanlardan daha merhametli olabiliyordu bu dünya'da. Saatler geçti ve lara kucağında ki albümle uyuya kaldı. 1 saatlik uykunun ardından gözlerini araladı Lara. Ellerini yatağa yaslayarak doğruldu, gözlerini avuşturdu ve ayakları soğuk mermer ile buluştu. Bu gece miran'ı görmeden yapamayacaktı. Miran'ın annesi ve Lara'nın annesi, birbirlerine çok güvendikleri için evlerinin yedek anahtarını birbirlerine vermişlerdi. Lara'da bunu biliyordu. Anahtarlığın önüne gelip Miran'ın annesi olan Songül teyzenin anahtarını aldı lara. Evin kapısını yavaşça açıp, Hello kitty'li terliklerini giyerek merdivene yöneldi.

Songül teyzenin evinin önüne gelince Anahtar deliğine anahtarı takıp zarzor bir şekilde 2 kere sağa doğru çevirince kapı açıldı. İçeriye girdiler lara ve kapıyı yavaşça kapattı. Gözleri miran'ın odasını buldu, kapının açık olduğunu görünce Gülümsedi Minik adımlarla miran'ın odasına girdi. Belki şuan yaptığı herkese çok saçma gelebilirdi, Ama lara'nın bedeni küçüktü sadece kalbi değil.. Miran'ı uyurken görünce hemen yanına gidip zarzor da olsa yatağa çıkmayı başarmıştı. Biraz gürültü yaptığı için miran gözlerini aralamıştı "Noluyor ya" dedi Biraz bağırarak. Hemen miran'ın ağzını kapattı lara "Sussana mila" dedi. Miran elini lara'nın elinin üstüne koyarak ağzından çekti. "Sen şaka mısın lara? Gece gece nasıl buraya geldin, daha doğrusu neden geldin?" Dedi miran. Gözlerini kırpıştırdı Lara. Ve derin bir nefes alarak, "Anahtayla girdim salak neyle girebilirim?" Dedi lara. Miran eliyle yüzüne avuşturarak sabır diledi. Küçüktü miran ama hep Asker olmak istediği için hareketleri olgundu. "İkinci soruma cevap ver" dedi miran. "Elini ısırdığım için geldim" dedi lara, anlamsız bir şekilde "Ne alaka kızım! Yetmedi bir dahamı ısıracaksın?" Dedi miran. Oysa ki lara'nın onsuz uyuyamadığını bilmiyordu. "Hayır gerizekalı mila, özür dilemeye geldim" boş boş göz kırpıştırdı miran, şaşırmıştı. "Sen..benden..özür dileyeceksin, öyle mi?" "Evet gargamel burun! Ne var bunda" dedi lara. Kaşları çatıldı miran'ın

"Sensin gargamel" dedi. Sesi birazda sinirlendiğinden dolayı fazla çıkmıştı. "Ne bağırıyorsun Kamo!" Dedi lara "Kamo ne kızım küfür mü ediyorsun sen bana? Hep bu Tarık malından öğreniyorsun değilmi bunları?" Dedi miran. Tarık miran okuldayken lara'nın oyun oynadığı bir çocuktu. "Söylemeyeceğim anlamını hıh, Kaposun işte sen kapo!" Dedi lara ve miran'ın daha fazla damarına bastı. "Ben kapoyum öyle mi, o zaman sende, Kadupulsun" dedi miran lara'ya kafa tutarak "Kadupul ne be?" Dedi lara. "Bende Söylemeyeceğim anlamını, Kadupulsun sende lara" sinirlendi lara ve miran'ın burnunu tüm gücüyle sıktı, acıyla inledi miran "Bırak lara!" Dedi bağırarak "Bırakmayacağım, eşek kulaklı koca burunlu öküz!" Diye bağırdı lara. "İsmimi söyleyemiyorsun ama, benden fazla argo biliyorsun" dedi miran. 'Argo' kelimesinin anlamını bilmediği için daha da sinirlendi lara "Sensin Argo!" Dedi ve miran'ın burnunu bıraktı. Miran tam rahat bir nefes alacakken, bu seferde lara yatağın üstünde ayağa kalkarak ayağını ileriye doğru tekme atar gibi uzattı. "Atıl, kurt!" Diyerek miran'ın üstüne atladı "Anne!" Diye bağırdı miran. Daha fazla tahammülü kalmadı. Songül oğlunun sesini duyunca hemen odasına girdi "Noluyor burada miran" dedi Songül ve bakışları lara'yı buldu "Lara.."

Ve o günden sonra birbirlerine Kamo ve Kadupul'un manasını söylemediler.. Oysa ki Kamo'nun anlamı Kibirli demekti Kadupul'un anlamı ise, yılda bir kere açan çiçek manasındaydı.. Lara kamo'yu annesinden öğrenmişti, Miran, Kadupul'u, Derste öğrenmişti..

Şimdiki zaman..

"La havle vela kuvvete ya, yeter kızım Sussana!" Diye bağırdı miran

"Susmuyorum indir ya beni, Asker olman, ve ya beni kurtarman beni taşımak zorunda olman anlamına gelmiyor" dedi lara ama miran'ın asla bırakmaya niyeti yoktu

"Asker olmam, Seni taşımam anlamına gelmiyor evet zeki kız, ama ben seni bu haldeyken yürütmem bunu da kafana sok!" Lara keskin bir nefes verip çırpınmaya başladı. Ve miran'ın dengesini bozduğu gibi ikiside üst üste yere düştüler. Ve tam o sırada içeriye mükemmel bir kişi girdi.

'Astsubay Başçavuş Alperen Aydın'

"Lan komutanım-" diye içeri daldığı sırada gördüğü manzara Alperenin yutkunma sebebi oldu "Allah Lailahe illallah" dedi Alperen ve yere çöktü dertli teyzeler gibi dizlerini dövmeye başladı, o da yetmedi daha fazla abartmak için 1.90 yere uzandı. "Allahım ne olur şuan ölmeyeyim ya Rab! Ben daha evleneceğim oğlum Asker olacak asalet soyumdan gelecek, Ne olur şuan kıyamet kopmasın, Miran komutanım ve bir dişi yan yana, Hatta üst üste!" Dedi Alperen abartmak onun göbek adıydı. Hemen miran lara'nın üstünden kalktı. Kalktığı gibi lara yine söylenmeye başladı, "Öküzlüğün bu kadarı gerçekten"

Ters bir bakış attı miran Lara'ya

"Sen çırpındın, benmi dedim çırpında ikimizde de yere düşür, ve Alperen'in imana dönme sebebi olalım" Alperen'e de yandan sinirli bir bakış atıp "Kalk lan sende iki dakika da hatim indirdin!" Dedi miran.

"Komutanım abartmak ve ya hatim indirmek az gelir, benim şuan bayılmasın gerekiyordu. AYY DOĞUKAAANN GEL LAN BURAYA KENDİME GELEMİYORUM HELP ME!"

"Ne help me'si lan koca adamsın üstüne üstlük askersin Türk gibi konuş, Türk! Dedi miran. Alperen tim'in biraz cıvık bir askeriydi. Ama geçmişi kendi gibi değildi..

Alperen'in üç sene babası öldürüldü

Miran'ın düşmanları tarafından...

Ama Alperen asla başını eğmedi, Komutanı sayesinde. Üç kelime ile yetindi sadece 'VATAN SAĞ OLSUN!'

Alperen bağırdıktan sonra tüm Tim eve girdi. "Noluyor lan, ne böğürüyorsun öküz gibi" dedi Doğukan Bombastic side eye bakışı attı Alperen "Kes lan sen böğürüyorsün asıl, Dana!"

"Komutanım iki saattir sizi bekliyoruz" dedi İpek "Lara hanımefendisi yüzünden gelemedim, ipek" diyerek askerine açıklama yaptı miran.

"Komutanım, Faruk Albay aradı görev bittiyse hemen dönün oyalanmayın dedi" Batuhan'a baktı miran, "Tamam. Tim Toparlan!" Diyerek emir verdi, ve lara'yı tekrardan kucağına aldı. "Ya yeter kardeşim yeter, hangi cürretle sen beni kucağına alıyorsun" dedi lara hâlâ inatlaşarak "1. Kardeşin değilim lara, 2. İstediğim zaman alırım. Sabahtan beri aynı açıklamayı yapıyorum bu durumda yürüyemezsin!" Diyerek evden çıktı miran. Doğukan ise hâlâ dertli dertli, Alperen'e bakıyordu. Doğukan'ın, "Kalk lan sende, yatmış yere 1.90 Kalk!" Dediği sesini duysa da aldırış etmedi miran. Arabanın geldiğinde ise, Doğaya doğru döndü ve başıyla arabayı işaret etti. Doğa hemen arabanın ön koltuğunu açtı. Miran Lara'yı incitmeden yavaşça koltuğa bıraktı. Kapıyı kapatıp Hazal'a döndü

"Hazal şu dingillere söyle gelsinler hemen!" Dedi. Hazal başıyla onay verip koşar adımlarla eve girdi. Hazal, miran'ın kardeşi gibiydi. İpek ve Doğa'dan sonra tim'in beydir oydu. İkinci adı, Lâl'di. Ailesi Hazal, doğduğunda dilsiz olduğu için, ona bu ismi vermişlerdi. Yıllar sonra Hazal konuştu, Ailesi daha onun sesine doyamadan Hazal onlardan uzakta görev yapıyordu. Miran bu yüzden hazal'a karşı ayrı bir ilgiye sahipti. Bu yüzden çoğu zaman Çınar komutanını kıskanırdı. Çünkü Çınar hazal'ı seviyordu, ama Hazal bunun farkında bile değildi. 'Aynı yerden yara alanlar, birbirlerini yaralarından tanır' diyordu bir kitapta.. Miran ve Lara'da aynı yerden yara almışlardı bu yüzden miran, lara'yı asla unutmamıştı. Ama lara, miran'ın maskesi yüzünden onu tanımamıştı. Nedeni ise miran'ın yüzünde ki yaralardı. 'Savaşın İzleri'ydi o yaralar.. Hazal diğerlerinide çağırıp hemen geri döndü. Miran sürücü koltuğuna oturduğu gibi lara'nın bakışları onu buldu "Askersin ama hareketlerinin 5 yaşında ki çocuktan bir farkı yok, Asker!" Dedi lara. Kahverengi Gözlerini lara'nın yeşilliklerine dikti miran. "Lara" diye fısıldadı miran, büyülü bir sesle "Susacakmısın yoksa, gerekeni yapayımmı" diyerek cümlesini tamamladı. Lara ise sadece onun gözlerine bakmakla yetindi.

 

Selamlaaarrr:) Biz geldiiikkkk çok güzel geldik Efendim bölüm size emanet yorum yazıp, oy verirseniz çoookk sevinirim. Haftaya bölümümüz olmayacaktır. Kitaplarımın yayınevini bulmakla meşgulüm🫠 Bir hayli de heyecanlıyım şans dileyin bana olur mu🥹 Sizi seviyorum, bölümü beğenmeniz dileğiyle... Öpüldünüz🤍🤍

Loading...
0%