@tuni1tu
|
"Dün seni sevdim Bugünde seviyorum Öbür gün borcum olsun, Yaşarsam söz, yine seni seveceğim" -NAZIM HİKMET
Geçmiş...2009 yılı "Bir kedi varmış yüz'e kadar sayarmış . Sıfırını atmış on kalmış.Bir, İki, Üç, Dört, Beş, Altı, Yedi, Sekiz, Dokuz, On." Diyip lara'yı gösterdi Tarık. O ebe'ydi. "Sen ebe'sin lara," dedi Tarık. Bütün arkadaşlarının gözleri Lara'yı buldu. Saklambaç oynayacaklardı. Hepsi yüz'e kadar saymayı biliyordu, Lara hariç. Omuz silkti lara. "Ben yüz'e kadar saymayı bilmiyoyum. Sende hep beni ebe yapıyoysun." Diyerek kollarını önünde bağladı lara. Tarık Yanaklarının içini havayla doldurup lara'ya döndü. "Hep seni seçmiyorum. Hepimiz ebe oluyoruz. Sende yüz'e kadar saymayı öğren, ya da bizimle oynama." Dedi Tarık. Küçük olmasına rağmen ağzı çok bozuktu. Bu durum ailesinden kaynaklanıyordu. "Ben oynamak istiyoyum ama" dedi lara dudak büzerek."Miyan'ın gelmesine daha biy saat var tarık. "Banane kızım, Başlarım senin miran'ına! O gelince onunla oyna o zaman. Senin mızıkçılığını çekemem." Diyerek homurdandı tarık. Birazcıkta sesi fazla çıkmıştı. Lara'nın gözleri, tarık ona bağırdığı için biraz dolmuştu. Lara dudağını büzerek yine omuz silkti. Eve'de gidemezdi. Annesi evde değildi. Ablası okuldaydı, Babası işteydi. Annesi miran'ın annesiyle çarşıya çıkmıştı. "Banane bende oynayacağım." Dedi lara. Biraz inatçıydı Onu yazan gibi.. Tarık daha fazla sinirine hakim olamadı, ve Lara'yı tüm gücüyle omuzlarından sert bir şekilde itti. Lara tiz bir çığlık attı. Ve tam yere düşeccekken, güvenli kollar, onun yere düşmesini engelledi. Başını kaldırıp baktığında ise, Onu tutan güvenli kolların miran'a ait olduğunu gördü. Tarık miran'ı görünce iki adım geriledi. Miran, Lara'yı yavaşça kaldırdı. "İyi misin Kadupul?" Dedi endişeyle miran. "İyiyim, ayrıca sensin kadupul!" Dedi lara hiddetle. Manasını bilmiyordu çünkü. Miran bunu iltifat olarak kabul edip "Eyvallah" dedi Gülümseyerek. lara bunun da anlamını bilmediği için "Sensin Eyvallah!" Diye yükseldi miran'a Miran Gülümseyerek başını kaldırdı. Tarık'ı görür görmez gülümsemesi silindi. Lara'yı elinden tutup arkasına aldı ve, Tarık'ın karşısına geçti. "Sen kim oluyorsun da lara'yı istiyorsun, ha?" Dedi miran. Elinden gelse bir kaşık su'da boğacaktı tarık'ı. Tarık küçümseyerek süzdü miran'ı. "Tutmayın küçük enişteyi" diyerek kahkaha attı. Miran ise yumruklarını sıkarak sakinleşmeye çalışıyordu. Ama öfkesi çok ağır bastı ve tarık'ın yakasına yapıştı. Tarık'ın arkadaşları bumu görünce hemen engel olmak için öne atıldılar. "Miran, tamam bırak" dedi Ayyüce. "Bir daha," dedi miran dişlerini sıkarak "Bir daha bu kıza dokunursan, Canını yakarsan, Bil ki bu karşılıksız kalmayacaktır, Anladınmı beni?" Tarık başını korkarak aşağı yukarı salladı. Lara koşarak miran'ın koluna sarıldı. "Mila, bırak. Gidelim" dedi. Miran lara'ya üstten bir bakış attı. Lara tatlı tatlı göz kırpıştırdı. Miran ona dayanamıyordu, Hele ki gözlerine.. Miran, Lara daha fazla korkmasın diye tarık'ı bıraktı. Lara'nın elinden tutarak eve doğru yürümeye başladı. "Ben sana demedimmi onunla oyun oynama diye" dedi miran hesap sorarcasına. Lara hemen söze atladı. "Ama ne yapayım mila, Sen okuldayken canım sıkılıyor." dedi tatlı tatlı. Miran'ın gözleri lara'nın saçlarına kaydı. "Sen neden saçlarını örmedin bugün? Çok dağılmışlar." Dedi miran. Lara omuz silkti. "Annem dışarıdan ayıcıklı toka getirecek. Söz verdi. Gelince örecek saçlarımı" dedi heyecanla. Ve gözleri evlerinin yanında ki parka takıldı. Çocuklar heyecanla oyun oynuyorlardı. Anneleri onları salıncakta sallıyordu. Lara miran'ın kolunu çekiştirdi. "Ne oluyor, kızım?" Dedi miran. "Mila, Parka gidelim lüften" miran da lara'nın baktığı yöne baktı. Gerçekten de Çocuklar çok heyecanlı bir şekilde oyun oynuyorlardı. Lara'nın ise gözleri ışıldadı adeta. Kırmadı miran Onu.. Kıramadı.. "Tamam gel gidelim, ama annemler gelince döneceğiz" dedi. Lara heyecanla kafasını aşağı yukarı salladı. Ve miran'ın elinden tutarak park'a koştu. Miran ise Gülümseyerek "Kız dur yavaş" dedi ama lara oni duymuyordu bile. Boş bir salıncak gördüğü gibi hemen oturdu lara "Kamoo" dedi harfleri uzatarak. Onaylayan bir mırıltı çıkardı miran. "Sen beni sallarmısınnnn" dedi lara heyecanla. Miran ellerini beline atarak lara'ya baktı "Sence sallamama gibi bir şansım mı var?" Dedi miran. Ve lara'nın arkasına geçerek sallamaya başladı. Lara heyecanla kahkaha attı. "Kamoo" dedi tekrar nazlı nazlı. "Söyle, Kadupul" dedi miran. "Sen büyüyünce ne olacaksın?" Diye sordu lara. Hiç düşünmeden, anında cevap geldi "Asker olacağım ben, Hemde Kıdemli Üsteğmen" dedi miran. "Kıdemli, Ney?" Dedi lara "Kıdemli Üsteğmen" dedi miran. Üstüne basa basa. "O ne demek kamo" dedi lara. "Yani o en yüksek rütbe. Diğer askerlerin bir kısmı Kıdemli Üsteğmen'den emir alıyor" dedi miran. "Babamlarda Kıdemlimi?" Dedi lara. Gülümsedi miran. "Evet, Babalarımızda Kıdemli." Lara ayaklarını yere vurdu bir anda "Ne yapıyorsun yine?" Dedi miran Yüzünü eksittiekşitti lara. "Sen bana büyüyünce ne olacağımı sormadın" dedi. "Sen büyüyünce ne olacaksın Kadupul?" dedi. Cevap en güzelinden geldi. "Öğretmen olacağım ben. Çocuklara sevgiyi öğreteceğim" "Vaayy," dedi miran. "Sen sevginin ne demek olduğunu biliyormusun Peki Kadupul?" "Biliyorum tabii ki, Salak Kamo! Bilmesem niye öğreteceğim diyim" diyerek miran'a yükseldi lara. "Söyle o zaman." Dedi miran. "Hmm" diyerek elini çenesine attı lara. Miran birazcık hızlı salladı lara'yı. "Yavaş sallasana be! Düşünemiyorum" dedi lara "Hani biliyordun" dedi miran Hemen konuyu toparladı lara. "Biliyorum tabii ki, Sevgi.." dedi harfleri uzatarak "Bence sevgi, Dolu gözlerle bakmak, Dokunmak, Öpmek, Sarılmak" dedi lara. "Kim yapıyor bunları Peki, kimden öğrendin sen bunları?" Dedi miran. "Annem ve babamdan.." dedi lara. "Bazen bende sana bunları yapmak istiyorum kamo" dedi. Gözleri kocaman açıldı miran'ın. "Hmm, sen beni seviyorsun yani?" Dedi miran. Hiç düşünmeden cevap verdi lara "Evet, tabii ki seviyorum kamo" dedi lara "Sende beni seviyor musun milaa" "Seviyorum tabii ki kızım, sevmesem niye seni burada sallıyım?" "Ne kadar seviyorsun beni?" dedi lara. "Serçenin gözyaşları kadar." Dedi miran. Yüzü düştü lara'nın "O kadar az mı?" Dedi. Cevap vermedi miran versede lara anlamayacaktı çünkü Serçeler gözyaşı dökemezdi. Dökerlerse ölürlerdi. "Sen beni ne zamana kadar seveceksin peki Kadupul?" Dedi miran. Konuyu değiştirerek "Sonsuza kadar" dedi lara "Sen beni ne zamana kadar seveceksin peki, Kamo?" Demeden edemedi lara. "İncir ağacı çiçek açana kadar." Dedi miran. Lara'nın yine yüzü düştü "Her ağaç çiçek açay kamo! İnciy ağacı da açay" dedi lara. İncir ağacı çiçek açmazdı. "İncir ağacı çiçek açmaz Kadupul" dedi miran "Neden?" Dedi lara. "Bilmem ki, okulda öğrendim bende her ağaç çiçek açar ama İncir ağacı açmaz" Diyerek açıklama yaptı. lara sonunda anladı ve, "Yaa şapşaaall" dedi. Miran Yüzünü ekşiterek lara'ya baktı "Şapşal ne kızım? Aptalmı demeye çalışıyorsun sen bana, hıh" dedi miran "Hayır salak saçmalama, Annem babama diyordu bende sana dedim" dedi lara. "İyi" diyerek cevaplamakla yetindi miran. "Sen beni neden tuttun az önce kamo" dedi lara. "Düşmemen için" diyerek kısa ve net bir cevap verdi miran. "Hep ben düşerken beni tutacakmısın beni?" Dedi lara. "Evet" dedi miran. "Peki ya tutamazsan, ya düşeysem" dedi lara. Salıncağı durdurup lara'nın omuzunun üstünden ona baktı miran. "O zaman bende düşerim seninle, Senin acın, benim acım.." dedi. ❤️🩹 Mercan ve Songül ellerinde alışveriş poşetleriyle birlikte yürüyorlardı. Heyecanla birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı. "Ay, Lara inşallah ayıcıklı tokayı beğenir ya" dedi Mercan. "Beğenir benim lara'm, senin kız Beğenir beğenmesinede, benim oğlana ben kumandalı araba aldım o, inşallah onu beğenir." Dedi Songül. On beş dakika gülerek, sohbet ederek ilerlediler. Ve bir çıkmaz sokağa girdiler. Nereye geldiklerini fark edemediler. Gülerek ileriye doğru baktıklarında İkisininde gülüşü soldu. İki maskeli adamla karşılaştılar. Adamlar Songül ve Mercan'a bakıp güldüler. Maskeleri olsa bile gülümsedikleri gözlerinden belli oluyordu. "S-songül bunlar kim" diyerek kekeledi Mercan. İkisininde elleri ve ayakları buz kesmişti. "B-bilmiyorum Mercan, ama sakin ol" dedi Songül Adamların ikiside ceplerinden silah çıkardı ve, aynı anda "Çolak'ın size ve eşlerinize selamı var" diyerek tetiği çektiler. Songül ve mercan'ın Elinde ki poşetler yere düştü ve kesik bir nefes aldılar. Son nefes... Adamlar yine tetiğe bastılar be bu sefer Songül ve Mercan'ın ayakta kalacak güçleri bitince yere düştüler. Adamlar koşarak kaçtılar. Ve poşetlerini içinden Ayıcıklı toka, ve Uzaktan kumandalı araba yere düşmüştü Mercan, "Lara'm, Kübra'm" dedi zarzor Songül ise, "Miran'ım, Melis'im" dedi. Gerisi gelmedi. Songül ve Mercan.. İki şehit anne.. Arkalarında 4 çocuk bıraktılar.. Kübra, Melis, Miran, Lara.. 'Aynı yerden yara alanlar, birbirlerini yaralarından tanır'
Aşkolar selamm ben geldimmm, umarım bölümü beğenirsiniz. İlk sahnelerde gerçekten yazarken çok duygulanmıştım. Bilmiyorum çokmu duygusal bakıyorum bu olaya ama, Kendi zihnimdekileri sizinle paylaşmak benim için çok özel ve güzel bir şey. Ben zihnimi ve hayal gücümü size sundum, Onu hor görmeyin lütfen ve ona iyi bakın. İyi ki sizler. İyi ki biz. Sizi çok seviyorum bir sonra ki bölümde görüşmek üzere.🤍 |
0% |