Yeni Üyelik
15.
Bölüm

14. Bölüm: BİZİMLE MİSİN?

@turkayorakk_

Tavana doğru asılı kalmış gözlerimin önünden geçen, birkaç saat önceki olayları, henüz sindirememiş olmanın verdiği tatsız bir duygu ile karşı karşıya idim. Bana söylediği o sözler, bana hatırlattığı anılar, geçmişimin peşimden beni kovalaması ve geçmişte kalmaması. Kolumda ki bu aptal 8 yazısının ne anlama geldiğini? Küçükken daha ufacık bir yavru iken bana yaptığı sayısız işkenceler ve her defasında yaptığı işkenceler esnasında onun pis ağzından çıkan zevk çığlıkları, aslında bütün bu yaşananları içime atıp güçlenmeyi hedeflemiştim bu hayatta güçlü olup sevdiklerimi koruyabilmek , onlara sahip çıkabilmek. Peki neden geçmişimi bırakmak istesem de o beni bırakmıyor...

 

Kafamda kurduğum sayısız cevapsız soruların beni nasıl yediğini okuyorsunuz. Belki de siz de merak ediyorsunuz. Bana bunları neden yaptığını veya ilerde daha nelerle karşılaşacağımı ama gerçekten sizi temin ederim ki bende bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var ise bunu okuyan sen , beni bırakmayacağını bu macerayı beraber atlatacağımıza inanıyorum peki şimdi sana soruyorum var mısın?

 

                                  *

 

Sabahın ilk ışıklarında pencerenin camından yansıyan güneş ışınlarının gözlerimi rahatsız etmesiyle kalkmam bir olmuştu gece kafamı dolduran saçma sapan sorulardan sonra pekde iyi uykumu almış sayılmazdım üstelik bugün olacaklar için de pek hazır olduğum söylenemezdi.

 

Banyoya girip yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra mutfakta kendime bir kahve yapıp ayılmaya çalışıyordum, sigaramı yakıp zehrin ciğerlerimi doldurması biraz da olsa iyi gelmişti. Kapının çalmasıyla kısa süreli huzurumun bozulması fazla zaman almamıştı. Kapıyı açtığımda gördüğüm kişiyi hiç istemediğim o kişinin olmasını yeğlerdim.

 

Altında lacivert dar paça kot üstüne bol bir kırmızı sweatshirt giymiş saçlarını tamamen açmış karşımda duruyordu. Yüzüme umursamazlık ifademi takmış gözlerine bakıyordum.

" Konuşmaya geldim." Demesiyle söze girmişti Banu. İstemeye istemeye onu içeri davet ettim. Başımda bir sürü dert varken bide onunla tekrar sorun yaşamamak adına konuşmayı kabul etmiştim.

 

" Hiç uzatmadan konuya girmek istiyorum, geçen akşam yaptıklarım için özür dilerim beni ilgilendirmeyen bir konu için senin üstüne gitmemeliydim. Beni affeder misin?" Demişti Banu. Olumlu anlamda kafamı salladım, ona işaret parmağımla kapıyı gösterdim, bu binevi söylediklerin bittiyse çıkabilirsin demek gibi bir şeydi. Onunla konuşmak yüzünü görmek dahi istemiyordum. Öylece yüzüme baktı ve söze devam etti. " Bir şey demeyecek misin?" Bir of çekip " ne dememi bekliyorsun. Tamam hatanı kabul ettim. " Dedim. Verdiği tepkiye bakarsak benden beklemediği bir tavır sergilediğime emindim. " Yunus anlıyorum hatalıyım ama hatamı telafi etmeme izin ver önceden de soğuktun bana ama sanki artık daha bir uzaklaştın benden sana öyle gelmeyebilir ama benim canım çok yanıyor yunus." İsmimi bastırarak söylemişti. Bir anda kollarını boynuma atarak bana sarılmıştı bu hareketine karşılık kollarını sertçe tutup kendimden uzaklaştırdım onu

" Bak kızım sana açık olucam bir anda benden hoşlandığın için kendini değiştirdiğine inanmıyorum ve ben sana karşı o hisleri hissetmiyorum seninle eskisi gibi asla olamam ama sana iyi gelecek ise sana soğuk davranmam şimdi söylemek istediklerin bittiyse çıkıp gidebilirsin."

 

Gözlerimin içine baktı dolan gözlerini görebiliyordum. Ne hissettiğini anlayamıyor olsamda anlamak da istemiyordum. Bişi demedi yüzüme baktı , gözlerinin içinde haykırışlarını duyabiliyordum. " Karanlık yüzünü göremedim. Sessizce saklardın,yeminlerini. Kırmışım güvenini. Farkında değildin beni sen değiştirdin. Ah neden bana güvenmedin. " Bu söylemiş olduğum şarkı benim hislerimi anlatıyor yunus şarkının ismi " FARKINDA DEĞİLDİN." Eğer senin için hatırım varsa lütfen dinle belki o zaman beni biraz olsun anlarsın söyleyeceklerim bu kadar. " Dedi ve bir söz söylememe izin vermeden kapıdan çıkıp gitti gerçi söyleyebilcek hiçbir sözüm yoktu bile.

 

" Dostum kızın sesi çok güzel ve bu kız sana aşık. " Diyerek birden ortaya çıktı iç ses. " Gerçekten iç ses bir anda ortaya çıkma işini çok iyi yapıyorsun seni tebrik ediyorum." Dedim.

" Şarkıyı dinleyecek misin?" Diye sordu iç ses. " Bakarım bir ara ve evet kızın sesi güzel ama yinede ona karşı bişi hissetmiyorum benim düşündüğüm başka şeyler var. " Diyerek karşılık verdim. " Doğayı düşünüyorsun dimi seni çapkın." Dedi alaycı bir tavırla. " Alakası yok bugün o adam evimize gelecek ne yapmam lazım bunu düşünüyordum. " Dedim sert bir tavırla.

 

" O konu demek , aklında bir planın var mı?" , hayır dercesine kafamı salladım başımı öne eğip başımı ovdum. " Bekleyip sonuçlarına katlanmaktan başka çaremiz yok dostum."

 

                                  *

 

Saat 19:59 u gösteriyordu evin içini ise sessizlik kaplıyordu kapının tam önünde koltuğu ters çevirmiş oturup o herifi bekliyordum. Sağ dizim titrerken kapı tıklaması duydum.

" Açık" demem ile kapıyı itmişti , tahmin ettiğim gibi " köpeğini yollamış kapıma." Alaycı bir gülümseme ile yüzüne bakıyordum. Gözlerinde ki öfkesi beni daha da cesaretlendiriyor damarlarımda ki kan daha hızlı akıyordu. " Bakıyorum da hala alaya vuruyorsun." Dedi.

" Benim olayım bu." Dedim hâla alay etmeye devam ediyordum.

 

Önümde dikilmiş kıs kıs gülmeye başlamıştı " iki seçeneğin var biri benimle gelmek ve hayatına devam etmek , ikincisi ise tam şu esnada can vermek seçimini yaptın mı? " Kıs kıs gülmeye devam ediyordu çünkü cevabımı oda biliyordu.

" Cevabım, seninle geliyorum." Diyerek koltuktan kalktım onun yanına doğru ilerledim. " Büyüyorsun evlat , göründüğü kadar inatçı biri de- sözünü bitiremeden kasıklarına yediği yumruğu ile acı içinde inlemişti hızlıca belinden silahı çıkarıp ona doğru doğrultmuştum.

 

" Size katılacak kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun sen?" Dedim hâla onunla alay ediyordum. " Seni küçük velet" acı içinde söylüyordu bu sözleri çünkü gerçekten çok sert bir şekilde vurmuştum. " Sende o tetiği çekecek yürek yok." Demesiyle beni kışkırtmaya çalıştığını biliyordum ona kanmaya niyetim hiç yoktu. " Eminmisin ? Çünkü şuan tetiğe basmam ile beyninin dağılmasına çok kısa bir süre var. "

 

Koca bir kahkaha tufanına girdi. " Seni neden seçtiğini şimdi gayet iyi anlıyorum aynı ona benziyorsun."

 

Beni kışkırtmaya devam ediyordu ama sinirime hakim olmakta zorlanıyordum. " Kapa o lanet çeneni ben ona benzemiyorum." " Emin misin? Oda düşmanlarını öldürmeden önce alay etmeyi sever. İşte seni bu yüzden seçti yunus içinde yatan katili gördü ve onu ortaya çıkarmak istedi. "

 

" Saçma sapan konuşmayı bırak ben katil falan değilim ve asla ona benzemiyorum." Sinirli ve yüksek sesli çıkmıştı sözlerim. " Bence o kadar da emin olma beni öldürdüğün an katil olacaksın benim kaybedecek bir şeyim yok ama senin ise çok şeyin var. " Demesiyle kapının önünden Emre'nin kolunu sıkıca kavrayarak kendine çekti onu siper olarak kullanıyordu. Gözlerim fal taşı gibi açıldı zihnimde yapmış olduğum tüm plan emre yüzünden bozulmuştu onun burada ne işi vardı? " Lan ne oluyor burada ?" Şok ifadesi yüzünden belli olan Emre konuşmuştu. " Emre Allah belanı vermesin senin bugün geleceğin mi tuttu." Maalesef bunu sesli söylediğimi fark etmem fazla zaman almamıştı. " Hadi beni vurmaya çalışsana yunus" diyerek bana doğru yaklaşmaya devam ediyordu. Beni hala kışkırtmaya devam ediyordu üstelik en yakın dostumu siper olarak kullanıyordu. " Tamam sen kazandın pes ediyorum onu bırak seninle geleceğim. " Silahı tek elimle aşağı doğru doğrulttum. " O numarayı bir kez yerim ben. " Demesiyle dibime gelmesi bir olmuştu. " Sadece gülümsedim yüzüne baktım ve silahı arkamdan pencereye fırlattım silah pencereyi kırıp aşağı düştüğünde yüksek sesle " kafanı eğ " dememle emre kafasını eğip adamın suratına bir tane sağlam yumruğu oturttum. Emre'yi saran kolları yavaşça çözülünce Emre'yi yakasından tutup çektim ve kendimi adamın önüne attım. Önce karnına düz yumruk sonra hızlıca çenesine aparkatı geçirdim ne kadar hızlı ve sert vursamda yumruklarım işlevi yokmuş gibiydi. Saçımdan tutup aşağı doğru çekmişti sonra göğüs boşluğuma yediğim yumrukla nefes almam zorlamıştı. " Emre kaç." Zar zor konuşmaya çalışarak Emre'yi korumaya çalışıyordum yediğim yumrukların haddi hesabı yoktu. Yakasına yapışıp duvara yapıştırdım. " Lan siktir git artık!" Diyerek Emre'ye bağırdım. Emre donmuş bir şekilde bizi izlerken bağırmamla kendine gelmiş kapıya doğru koşup evden çıkmıştı. Emre'ye baktığımdan dolayı kontrolü kaybetmiştim yakamdan tutup havaya kaldırdı ve beni yere fırlatmıştı. " Anlamıyorum, neden beni istiyor? Neden peşimi bırakmıyor? Geçmişte bana yaşattığı işkenceler, travmalar yetmedi mi ona!" Bağırarak konuşuyordum geçmişte yaşadığım acılar sesimle bir olup onun yüzüne çarpıyordu.

" Yunus bu öfkeni katil olarak kullanabilirsin, içinde bir katil yatıyor sadece ortaya çıkmayı bekliyor bize katıl. Sana yaşattığı acılardan beslenip sende başka insanlara acı çektirebilirsin." Dedi sözüme karşılık.

" ASLA!" dememle bana daha çok yaklaştı. " İşini barda bitirmem gerekiyordu diyip boğazıma yapıştı o kadar sıkı tutuyordu ki karaciğerine vursam da yüzüne vursam da işlemiyor, ciğerlerim yanıyordu yumruklarım yavaşlamış gözlerim kapanmaya başlıyordu sanırım sonum böyle olacaktı.

Tam o esnada hiç tahmin edemeyeceğim bir şey olmuştu, zihnimin kapanmasına ramak kala acı içinde bağırmış ellerini boğazımdan çekmişti, denizde boğulmama ramak kalmışken yüzeye çıkmış derin bir nefes almış gibi ciğerlerimi hava ile doldurdum, kendime gelmeye çalışırken adamın arkasında sırtına bıçağı saplamış olan Emre'yi gördüm. Acı içinde bağırıp

" bu iş burda bitmedi." Deyip üstümden kalktı ve evi terk etti.

Öksürürken boğazımı sıvazlayarak kendime gelmeye çalışıyordum emre de mutfaktan getirdiği bir bardak suyu bana uzatıyordu. Suyu tek dikişte bitirmiştim.

 

" Yunus bu adam da kim neden seni öldürmeye çalıştı anlat bana." Telaşlı bir şekilde bana sorular soruyordu.

 

Dur bi oğlum ölüyordum az daha bırak bir soluklanayım. Tabi ki de bunu ona söylememiştim içimden geçirdim. " Bende bilsem keşke." Deyiverdim. Sırtımı duvara yasladım ve Emre'ye bu adamla ilgili yaşadıklarımı anlattım. Emre şok içinde beni dinliyor bana destek olmaya çalışıyordu ama kızma sırası bana gelmişti. " Senin peki bu saatte benim evime gelmek fikri nereden geldi? Senin yüzünden planım mahvoldu , ölüyordum lan az daha."

 

" Banu sana gelmiş ondan duydum canın sıkılmıştır onu gördüğüne alkol alıp laflarız diye düşünmüştüm ben nerden bilim adamın biri bugün seni öldürmeye çalışacağını ama anlamadığım bir nokta var neden sana benim adamım ol dedi."

 

" Biliyorsun ki ben yurtta büyüdüm, oranın müdürü de bu herifi patron dediği adam çıktı, o patron dediği adam küçükken bana defalarca işkence etti ve her işkence edilişimde her acı çığlıklarımı duyduğunda bundan zevk alıyor her geçen gün acının dozunu artırıyordu. Tam olarak nedenini bilmesem de sanırım adam öldürmek için beni istiyordu neymiş benden katil olurmuş salak saçma düşünceler. Neden hala benim peşimde olduğunu bilmiyorum."

 

Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. " Peki beni neden kurtardın?" Tuhaf sürat ifademi takınarak " o ne biçim söz." Deyiverdim. " İma etmek istediğim şey şu o beni tuttuğu esnada silahı alıp kaçabilirdin bana bir şey yapacağını sanmıyorum beni siper olarak kullanmıştı sadece eğer bir şey yapacak olsa çoktan yapardı."

 

" Adamı bıçakladın farkındasın dimi artık her türlü bu işin içindesin ve seni de kaybedemezdim."

 

" Ne demek o öyle?"

 

Derin bir iç çektim. " Size anlatmadığım bir şey var , ben yurtta üstüm başım dağınık ayağımda düzgün ayakkabı bile yokken herkes benden uzaklaşırken Efe adında bir çocuk benimle arkadaş olmak istemişti. İlk başlarda herşey çok güzeldi onunla gerçekten çok güzel dostluk kurmuştuk sürekli yanımda olurdu. Beni asla yalnız bırakmazdı geceleri yurt müdürü beni o karanlık odada bırakırken o kapıda beni bekler benimle sohbet ederdi. Lakin bir gün yurt müdürü onu fark etti beni odada zincirlerle bağladı. Efeyi saçlarından tutarak önüme getirdi. Saçından çekerek o an fark ettiğim bir şey görmüştüm boynunda 1 numara yazısını aynı benim kolumda 8 yazısı gibi onda 1 numara yazıyordu ve gözlerimin önünde onun kafasını bıçakla kesip önüme atmıştı." Bunları anlatırken akan gözyaşlarıma mani olamamıştım.

 

" Dostum bu çok acı verici bir şey ne diyeceğimi bilemiyorum çok üzgünüm ama merak etme ben her zaman seni koruyacağım sonuçta küçükken de seni belalardan ben korurdum öyle değil mi." Deyiverdi.

 

Göz yaşlarımı elimin tersiyle silip haklısın dercesine olumlu anlamda kafamı salladım. " Bundan sonra bir şey olduğunda beni ara dostunum ben senin her zaman yanındayım. Hatta sen yat dinlen ben evi toparlarım." Dedi.

 

Ben ise sadece kafamı onaylarcasına öne doğru salladım konuşmak istemiyordum hissizleşmiştim. Belki de yat

mak iyi gelir diye başımı yastığa gömüp uykuya daldım.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%