@turkayorakk_
|
Yorgun bedenimle aynanın karşısında bitkin, çökmüş halime bakarken acıdan sızlayan bileklerime merhem sürüyordum, bileklerimde oluşan hafif derin yaralar , dün gece yaşadığım şokun yanında acısını pek de hissettirdiğini söylesem yalan söylemiş sayılmazdım.
Dün gece ormanlık alanda Emre'nin beni alıp eve bırakana kadar yaşadığım herşeyi ona anlatmıştım, Banu da dahil tüm olayı detaylıca en ince ayrıntısına kadar anlatıp ondan fikir almaya çalışmıştım çünkü yaşadığım olaylar omuzlarıma birer hançer gibi saplanıp kalıyordu. Her ne yapmaya kalkışırsam kalkışayım dağın tepesinden düşen küçük bir kartopu gibi başlayıp ilerledikçe kocaman bir çığ yığınına dönüşen dertlerimi aşmam konusunda bir umut yardımcı olur diye beklerken o bile anlattıklarımın şoku ile tek bir kelime bile edememişti , şaşkınlığı yüzünü belirginleştiren ay ışınları sayesinde mimiklerinden rahatça okunabiliyordu , sadece benim sağlığımı sorguluyor ve üçümüzün arkadaşlığını sorgulamaya devam ediyordu. Eve vardığımızda, arabadan inince kapıda annemin endişe dolu bakışları ile beni beklediği an zihnimde film şeridi gibi anılarıma kazınıyordu.
Beni gördüğünde bileklerimden akan kanın üstümde ki kıyafetlere bulaşmış şekilde fark ettiği anda beynine bir şimşek çakmış gibi endişe ile koşarak yanıma gelmiş, evime kadar eşlik etmişti bileklerime yapmış olduğu pansumanla neler yaşandığını detayına kadar anlatmamı istemişti. Onu bu konu içinde tutmamak için turnuva sırasında boks eldivenlerinin içindeki lastiklerinin fazla sürttüğünü bileğimin ondan bu hale geldiğini anlatmıştım ama ona anlatmak istediğim önemli bir şey daha vardı.
" Anne benim Doğanın yanına gitmem gerekiyor. Başı tehlike de onu korumam gerekiyor ve bunu anlatabileceğim tek insan sensin." Deyivermiştim. Annem yanıma iyice sokulmuştu ellerini elimi sarıp gözlerimin içine bakmıştı gözleri dolmuş içinde ki acıyı her ne kadar bastırmaya çalışsa da başarılı olamadığı her halükarda belli oluyordu, istemsiz akan birkaç göz yaşı ellerine düşerken diğer eliyle yanaklarını sildi titreyen dudaklarıyla konuşmaya çalıştı. " Herşeyi biliyorum oğlum, özür dilerim sana iyi bir annelik yapamadım." Dudaklarının arasından acı ve pişmanlık dolu haykırışları kulağımı tırmalarken yaşananları ona Emre'nin anlatmış olduğu gerçeğini bir yandan düşünmüştüm. " Seninle fazla ilgilenemedim, belki öz annen değilim ama seni her zaman kendi oğlum gibi gördüm." Onun gözlerinden akan her bir damla yaş benim yüreğime daha fazla çizik atsa da onun alnına bir buse kondurdum belki onun yüreği ısınır niyetiyle buruk bir gülümseme ekledim yüzüme , " sen bana her zaman çok iyi bir annelik yaptın. Beni o cehennem çukurundan kurtardın, bana en büyük iyiliği bu şekilde yaptın ve her ne kadar ilgilenmediğini düşünsen bile her zaman beni kendi kanından biri gibi gördün bu nedenle asla üzülme canım annem asıl ben özür dilerim sana iyi bir evlat olamadım kardeşime ise iyi bir abi olamadım, her zaman sessiz , soğuk ve kalpsiz biri oldum bunun için çok özür dilerim annem." Benim için yeri apayrı idi bu kadının yeri ismi Rabia idi açık kumral saçları yeşil gözleri ile yüreğime her zaman sıcaklık aşılardı.
" O kızı sevdiğini biliyorum oğlum , belki sevgini dışarı aktaramıyor olabilirsin ama gözler yalan söylemez yunus. Benim küçük oğlum belki de doğru kişi ile karşılaştı , seni gayet iyi anlıyorum. Git onun yanına ona doya doya sarıl, kokusu ile ciğerlerini doldur, özlemini gider. Hissediyorum o senin için çok endişeleniyor , onu bu endişeden arındır ve unutma ki anneler her şeyi bilir." Buruk gülümsemesiyle söylemişti son kısmı.
* Duymuş olduğum kapıdan gelen zil sesiyle düşüncelerimden arınmış kapıya doğru ilerleyip açmıştım. Karşımda durmuş gözlerini benden kaçırmaya çalışırken kızaran yanaklarına mani olamayıp kısık bir sesle " girebilir miyim?" Diyen Banu'nun sözleri zorlukla çıkmıştı dudaklarının arasından. Gözleri kızarmış bir şekilde yüzüme bakmaya bile çekiniyor sadece benden izin bekliyordu. Kenara çekilip elimle buyur anlamında içeriye davet ettim.
Salonda ki koltuklarından birinde oturup gözünden akan gözyaşlarını çaktırmadan silmeye çalışıyordu ama gözümden kaçmıyordu, peki üzülüyor muydum onun bu duruma? Aslında bakarsanız pek değil düşmanımın adamı olmasını hiç beklemezdim şahsen bunca yıl yaptıklarını önemsemeden arkadaşım diye düşündüğüm kız düşmanımın adamı çıkıyor. İçimde ateşini harlayan öfkeme yenilip hafif bir suratımda tebessüm oluşmuştu , göz bebeklerinin içine derinlemesine baktım artık anlat gibi bir ifade var idi suratımda.
Önce derin bir nefes aldı kendisini toparladı ve söze daldı. " Ben öz annemi ve babamı hiç bir zaman tanımadım küçük yaşlarda orta yaşlarda bir adam beni sokak ortasında bulup Turgut'a "bu kız çocuğunu büyütmeni istiyorum." demişti. Turgut o adamı dinlemiş benimle ilgilenmişti bir nevi benim babam olmuştu. Küçükken benimle oyunlar oynar benimle ilgilenirdi gerçekten güzel günlerdi... Sonra seninle tanıştım ve Emre ile sizinle aynı mahallede büyüdük çocukluğumuzun çoğu kısmı sizinle geçmişti. Lakin büyümeye başladığımda onun gerçek yüzünü yavaş yavaş görmeye başlamıştım, insanlara yaptıklarını, çektirdiği acılardan zevk aldığını zaman geçtikçe fark etmeye başladım, meğersem bir seri katil olduğunu aynı zamanda bir yandan mafya olduğunu uzun bir zaman sonra öğrenmiştim ama beni büyüten o olduğu için her zaman içime attım sizin bilmenizi istememiştim gerçi o da beni devamlı size söylememem konusunda tembihlemişti. Yıllar sonra sen bar mekanını açtığın zaman planları değişti, planların değişmesinin iki nedeni vardı; Birincisi, beni ilk bulan adamın ölmüş olmasaydı ve üst makamı Turgut devralmasıyla başlamıştı. İkinci sebebi ise ki en büyük nedeni sen ve doğa idin , meğersem yıllarca size işkence çektirip öldürmek için gizliden gizliye plan kuruyormuş, doğaya ulaşamadığı için gözünü sana dikmişti. Adamlarını yolladı ve beni senin üstünde kullandı. " Bunları anlattıktan sonra sustu düşüncelere daldı. Gözleri tekrar istemsiz dolmaya başlamıştı göz yaşlarını elinin tersiyle silip tekrardan sözüne devam etti. " Biliyorum sana göre fahişenin tekiyim , başka erkeklerle para için yatıyor onları kandırıyordum ama aslında göründüğü gibi değildi yunus. Bana bunların hepsini Turgut yaptırıyordu. Senin kurmuş olduğun barda çalışıp sana daha yakın olmam için beni başka adamlarla yatmamı istiyordu , ondan çok korktuğum için onun istediklerini yapıyordum. Benim sende ki gibi cesaretim yoktu. Sana ilk cinsel temas istediğim zamanı hatırlıyor musun? Bardan çıkışta sen motoruna giderken yapmıştım hani, aslında bunun nedeni sana daha yakın olup senin hakkında bilgi almak içindi. Yani onun planı şuydu seni cinsel olarak tatmin edersem bana aşık olup bana içini dökmen olacaktı, fakat sen bunu yapmayınca bana değişmemi söyledi, açık kıyafetler giymek yerine daha çok spor kıyafetler giyip sana aşık olduğumu hissettirmemi istedi, belki de bu şekilde bana aşık olursun diye düşünmüştü. Bu da işe yaramadığı için önce onun adamı olman için sana seçim hakkı vermişti aslında en büyük amacı doğayı bulmak idi seni bir araç olarak kullanacaktı fakat sen karşı çıkınca seni öldürmeye kalkıştı."
Sessizliği bozmadım, oturmuş ciddi bakışlarım ile onun göz bebeklerinin içine bakıyordum , her ne kadar bir yanım ona güvenmese bile yalan söylemediği gözlerinden anlaşılıyordu.
Çok merak ettiğim bir soruyu ona sormuştum. " Beni neden kurtardın?"
Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu, başını kaldırıp gözlerimin içine doğru derince bir bakış attı. " Çünkü sana aşık oldum Yunus. Benimle olmayacağını bildiğim halde tutuldum sana tek taraflı bir aşktı bu."
Ayağa kalktım ciddi ifadem ile göz bebeklerine baktım " beni kurtardığın için teşekkür ederim fakat bir daha senin yüzünü dahi görmek istemiyorum! O Baba dediğin adamı da kendi ellerimle öldüreceğim buna emin olabilirsin. "
Ayağa kalktı yüksek bir sesle " anlamıyor musun? O adamın bir sürü adamı var gücü var hatta polislerle bile iş birliği içerisinde senin peşini bırakmayacak sende yangına körükle mi gideceksin!"
Sinirimden alt dudağımı ısırdım, tişörtümün yakasını tutup aşağı doğru sertçe çektim. " Bu yaranın sebebi senin baban! Ben her aynada bu yarayı görüp geçmişe gidip o acıları defalarca çekiyorum şimdi de gelmiş onun beni öldürmesini bekleyecek halim yok!" Yüksek sesle söylemiştim ona bunları. " İster tonla adamları olsun ister polislerle iş birliği yapsın yine de doğayı bulmasına da, dokunmasına da izin vermeyeceğim." Göz bebeklerimde çıkan yangın odanın kasvetini daha çok artmasına neden oluyordu.
" Yaşadığın şeylerin senin suçun olmadığını biliyorum , belki bana zamanla aşık olmuş olabilirsin bunu da anlıyorum fakat beni öldürme tutkusu ile yanıp tutuşan biriyle yaşadığın gerçeği bunu değiştirmiyor. Beni oradan kurtardığın için tekrardan teşekkür ederim ama seninle arkadaşlığımız buraya kadardı." İşaret parmağımı kapının yönüne gösterip onun çıkmasını istediğimi bir nevi anlatmış olmuştum. En sonunda patlayan bir volkan gibi gözyaşlarını tutamamış dizlerinin üzerine çökmüş bana karşı defalarca özür dilediğini kulaklarımda işitiyordum. Kapıya doğru gittiği esnada. " Seni seviyorum." Deyip uzaklaşmıştı evimden.
içimde biriken öfkeyi bağırıp, masada bulunan bardakları etrafa atarak dindirmeye çalışıyordum , duvara sert bir yumruk atıp derin nefesler almaya başlamıştım her ne kadar ona karşı onun için üzüldüğümü hissettirememiş olsamda Turguta olan öfke ve kin duygum daha da artış gösteriyordu ve buna engel olamıyordum.
*
" Alo doğa bana adres bilgilerini verir misin? Çok acil senin yanına gelmem gerekiyor." Endişeli ses tonum belli oluyordu.
" Olur ama ne oldu?" Merak duygusu sesinden anlaşılıyordu.
" Telefonla açıklayabileceğim bir şey değil yüz yüze konuşmamız gerekiyor."
" Tamamdır." Dediği anda telefonu kapattım.
Valizimi hazırladım ve havalimanına doğru yola çıktım.
O adamın sana ulaşmasına asla ama asla izin vermeyeceğim. Her ne olursa olsun söz konusu kendi canım olsa bile seni koruyacağım Doğa.
|
0% |