@turkayorakk_
|
Vücudum kaskatı kesilmişti, üzerim de ki tüm tüylerim dimdik olmuştu. İçimi kaplayan bu korku duygusuyla iç içeyim. Penceredeki , gözlerini üzerime dikmiş yüzünde kar maskesi olan adam bana bakıyordu.
Camdan uzaklaştı, bahçenin arka tarafına adım atarak koşmaya başladı. Camdan uzaklaştığı gibi bende uzaklaşıp dış kapıya koşmuştum, zemin katta oturduğuma bir yandan lanet ederken bir yandan kapıyı kilitlemek yerine evden çıkıp dışarıya atmıştım kendimi.
Şiddetli yağmur damlaları vücudumu ıslatır iken etrafa göz gezdiriyordum, gözüm maskeli adamı arıyordu. Sağıma , soluma bakıyordum ama hiçbir yer de yoktu koca cüssesiyle nereye saklanmış olabilir di. Gözlerinde ki bana olan bakışı aklımın ucundan gitmiyordu. Başımı göğe kaldırdım, yağmur damlaları yanaklarımdan akarken derin bir nefes alıp veriyordum.
Aniden içimi tekrar kaplayan o karanlık hissini hissediyordum. Arkamı dönmek istemiyordum, boynumda onun sıcak nefesini hissediyordum, arkamdaydı. Öylece arkamda ayakta durmuş haldeydi. " Seni buldum." Sesinde ki o mutluluğu belli ediyordu. Yutkundum, başıma geleceklerden habersiz , ileriye doğru bir adım attım sonra da arkamı dönüp soğuk bakışlarımı onun kahve gözlerine baka kaldım. Korkumu belli etmeden, endişemi ona göstermeden, heryerini süzüyor ve izliyordum, sol elinin üstünde duran yıldız dövmesi, giymiş olduğu siyah renkte kıyafetler, arka cebinde duran içinde silah olan silah kılıfı...
Karnıma yediğim darbe ile, gözlerimi ondan ayırmış yere bakıyordum. Yüzüme karşı yediğim ikinci darbe çok geçmeden gelmişti. Kendimden geçmiş bir halde kendimi yere bulmuştum. Ağır adımlarla üzerime doğru gelmeye başlamıştı. " Senin bu kadar çelimsiz olacağını tahmin etmemiştim." Alaycı ses tonuyla konuşuyordu benimle. Emin ol şuan ben bile kendime inanmıyorum. Eliyle saçlarımdan tutup kafamı kaldırmıştı acı içinde inlemiştim. Dizlerinin üzerine çömeldi kulağıma yaklaştı iğrenç nefesini kulak arkamda hissettiriyordu." Patron çok sevi-" sözünü suratına geçirdiğim dirsek darbesiyle kesmiştim, geriye doğruldu, suratının tam ortasına yumruğum oturmuştu. Yerden destek alarak ayağa kalktım dudağımdan akan kan damlasını baş parmağımla silerken sinirli öfkeli bakışlarım önümde duran herifin üzerindeydi. Onunla oynama sırası bendeydi. Onun ayağa kalkmasına izin vermeden suratına geçirmiş olduğum tekmeyle ağzından çıkan kan ve inleme sesleri gök gürültüsüyle birleşmişti.
Yağmur sanki daha da şiddetlendi, ıslak saçlarım gözlerini kapatıyor önümü görmem zorlaşıyordu. Üstüne üstlük akşam çöküyor sokak lambaların da ise ışık fazla etrafı aydınlatmıyordu.
Güçlükle de olsa ayağa kalkmıştı tam karşımda duruyordu öfkesi burnundan çıkan nefesin sesinden belli oluyordu. Karşımda delirmiş bir boğa gibi duruyordu.
Koşar adımlarla ilerliyordu.
Geliyordu.
Gard almış şekilde bekliyordum onu , üzerimde ki korku gitmiş kendisini öfkeye bırakmıştı. Gözlerimde alev gibi çıkan bu öfke duygusunu yumruklarımla belli etmekten hep zevk almıştım. Üzerime geliyordu, daha da yaklaştı, aramızda bir adım mesafe kaldı. Bekledim , savurduğu yumruğu ile üzerime geliyordu. Eğildim, üzerine atladım kollarımı beline dolayıp yere yatırdım. Üzerine çıkıp suratına durmadan sertçe yumruklarımı geçiriyordum. Hiç beklenmedik hareketiyle sağ kolumu tuttu, suratıma bir yumruk darbesi yedim , sonra bir daha, bir daha.
Sağ kolumu bırakmadan yumrukları ardı ardına kesilmiyordu. Vücudum yediğim darbelere dayanamıyordu, halsiz düşüyordum. Pes etmemiliydim bu kadar çabuk bırakamazdım. Vücudum beni dinlemiyor uyuşmuş bedenim kendisini salmıştı. Beni tutup üzerinden fırlatmıstı. Dudaklarımdan ve ağzımdan akan kan damlaları beyaz tişörtümü bulaşırken, yağmur damlaları bir yandan yüzümü temizliyordu.
Kolumdan tuttu, beni havaya kaldırdı, benden boyu oldukça uzundu, kalıplı olması halli haline benim için dertti. Güçsüz oluşum yeniden kaybetmeme neden olmuştu. Başım eğik bir şekilde havada sadece sağ kolumdan tutulmuş bir şekilde asılı duruyordum. Bileğime baktı. " Seni buldum 8 numara." Göz kapaklarım kapanıyordu, pes edemezdim , kendime gelmeliyim içimden geçirdiğim sözler ile ayağa kalkmaya çalışıyordum ama nafile.
Adam elini boynuma geçirdi. Boynumu sıkıyordu, nefes almam zorlaşıyordu, çırpınıyordum bir işe yaramıyordu. Tırnaklarımla yüzünü çiziyordum.
Nafile.
Ciğerlerim havasızlıktan yanıyordu, yüzüm morarıyordu. Ellerim kendini serbest bırakmıştı sudan çıkmış bir balık gibi çırpınıyordum. Sanırım öleceğim sonum böyle mi olacaktı bare son kez doğa ile konuşabilseydim.
Yağmur damlaları kulağıma güzel bir müzik gibi gelmeye başlamıştı, gözlerim kararmaya, yaşamaya olan ümidim yok olmaya gidiyordu. İşte o an bir ümidim olmadığı anda gelmişti ümit. Yağmur damlaları sesinden farklı bir ses duyuyordum.
Polis arabası siren seslerini.
Sesleri duyan adam tedirginleşti. Boğazımı sıktığı eli gevşedi, o an ciğerlerimi hava ile doldurdum , kendime az buçuk da olsa gelebilmiştim.
" Çocuğu bırak, ellerini arkana koy dizlerinin üzerine çök." Polislerin elinde silah ile nişan alıp bağırarak onu uyarıyordu.
O sırada ben yavaşça kurtulmaya çalışıyordum adamın dikkati dağıldığı çok belliydi ama kolları ile beni öyle bir sarmıştı ki hareket dahi zor ediyordum çırpınışlarım sayesinde elinden kurtulmuştum. Yere indiğimde tişörtümden tutup kolları ile beni sarmıştı, elini arka cebine atıp silahını alıp kafama dayamıştı.
"Silahı yere bırak ellerini kaldır çocuğu serbest bırak kimseye bir zarar gelsin istemiyorum."
" Şaka mı yapıyorsunuz ? çocuğu bırakacak değilim ama çocuğun cansız bedenini size bırakabilirim." Bu adam Cidden psikopattı. Polislerle dalga geçebilecek potansiyelde bir psikopat.
"aklından ne geçiyor bilmiyorum ama şuan o çocuğu bırak yoksa ateş etmek zorunda kalacağız."
" Çocuğun ölü bedenini 10 saniye içinde size verebilirim ne dersiniz? bencede harika fikir." Tehditkar sözleri ile beni az da olsa yanından ayırıp önünde ayakta durmuş, kafama silahın namlusunu dayamış bir şekilde tam olarak önünde beni tutmuş 10 dan geriye saymaya başlamıştı.
" Kafama silah dayayıp beni korkutabileceğini sanıyorsan tamamen yanılıyorsun." Ağzımdan çıkan kelimeleri umursamadı bile.
" Beni ilk gördüğünde o şekilde gözükmüyordun Yunus."
Bir şok daha yaşamıştım ismimi nereden biliyordu. Bunca karmaşa içinde iken vücudumu hareket dahi ettiremiyordum
"yeter artık bu kadar konuşma." Demesiyle "10" sözüyle devam etti.
Haklıydı, onu ilk gördüğümde korkudan hareket dahi edemiyordum. korkmuştum, özgüvenim yenik düşmüştü.
"9"
Ama bu demek değil ki şuanda da ondan korkacaktım.
" 8"
"çocuğu bize ver yoksa ateş edeceğiz." Polis abilerin arasından çıkan bu söz bana pek de umut dolu gelmiyordu.
"7"
Bir şeyler yapmalıydım ama ne?
" 6"
Gerçekten bu kadar güçsüz müyüm?
" 5"
Hadi yunus düşün lanet olsunki bu durumdan kurtulman lazım.
" 4"
" son uyarımı yapıyorum çocuğu bize ver yoks-"
Yüksek sesli bir şekilde "3" demesiyle polisin sesini kesmişti.
Buldum, ama umarım bu bana pahalıya patlamaz.
" 2"
"sana dur dedim." Arkasına döndü iş arkadaşlarına "sakın ateş etmeyin çocuğa isabet edebilir." Diyerek tembihledi.
" 1"
O an tüm insanların bakışları üzerimizdeydi , camda duran komşular, polisler neredeyse bulunduğum yerde herkes bizi izliyordu.
Fakat benim kurtulmam lazımdı şuan burada ölemezdim. Doğa ile konuşmam lazımdı onunla sabahlara kadar konuşmak hatta sesini duymak istiyordum evet biliyorum doğa ile yeni tanıştım ama hissediyorum kaderimiz birbirimize bağlı onunla tanışmam tesadüf değildi, kaderin elindeydi.
" Son sözün varmı evlat."
" Asıl senin son sözün varmı adi herif." Dememle adamın kasıklarına arka topuğumla tekme attım.
Adam acı içinde inlerken silahını yere bıraktı ve kasıklarını tutmaya başladı.
acı bir ses tonu içinde "seni velet." Adam acı içinde bağırırken, bana bir yumruk geçirmişti. yediğim sert darbe ile yere düşüp başımı yere vurmuştum, güçlükle de olsa başımı kaldırdım adama doğru bakıyordum ellerim vücudum yerde sadece başım dik bir şekilde onu izliyirdum. Adam elinden yere düşürdüğü silaha uzanıp aldı, nam luyu bana doğru tutup nişan aldı.
" Geber." Demesiyle sadece o esnada duymuş olduğum şey.
Silah sesiydi. |
0% |