@turkayorakk_
|
Yunusun ağzından devam ediyoruz.
Akşamın bir vakti , her zaman olduğu gibi ,kulaklarımda kulaklık ellerimde box eldiveni karşımda duran box torbasını yumruklar iken kendimi ne kadar iyi hissettiğimi birkez daha anlamış olmuştum. Salonda oluşan ter kokusu , bazılarını iğrendirirken beni hiç etkilemiyordu bence bu ter kokusu her şeyini ortaya koyan bir grup insanın hayallerine giden bir adımdır. Yorulduğum zamanlar salonumun duvarında ki
" Antrenman da ter dökülmez ise ring de kan dökülür."
Söze göz gezdirip , kendime tekrar inanıp , asla pes etmemeyi zihnimin bir kenarına kazımıştım. Açıkçası kickbox yaptığım zamanlar kafama genelde bir şey takmam sadece o anı düşünür ona göre yorum yapıp bir çıkış yolu ararım. Bazen kendimi fazla kaptırıp boks torbasına ellerim kırılacak hissine kapılana kadar sertçe vurduğumu fark ediyorum lakin etsemde vurmaya devam ediyorum, belki de soruyorsunuzdur neden kendini bu kadar zorluyorsun? Kendimi zorlamazsam nasıl hayallerime ulaşırım, hayalim iyi bir boksör olup sevdiklerimi hayatım boyunca korumak , bazıları için hayalim boş gelebilir ama kimseye kulak asmayarak yine kendi bildiğim yoldan giden bir egoistim, bu durumdan asla pişman değilim.
Omzumda hissettiğim el ile irkilerek arkamı dönmüştüm. " Yunus pazar günü bir turnuva var senin adını yazdırmak istiyorum ama hastaneden yeni çıktın eğer istemezsen seni anlarım."
" Hocam ben istiyorum, beni o turnuvada adımı yazdırın , kendime inanıyorum düşe kalka ben o karşılaşmayı kazanacağım."
" Pekala senin adını yazırıyorum fakat ringte kötü hissedersen hemen bana bildireceğine söz vermeni istiyorum."
Kararlı bir yüz ifadesi ile " söz veriyorum hocam ama karşılamayı kazanıp birinci olacağım için de söz veriyorum." Sözlerimi net ve açık bir şekilde söylemiştim.
" Sen yinede kendini zorlamamaya bak hadi kolay gelsin." Deyip yanımdan uzaklaştı.
Bana inanmıyordu fakat umrumda değildi, kendime olan inancım bunu başarmam için yeter ve artardı.
*
Antrenmanı bitirdikten sonra her zamanki bulunduğumuz mekana oturmaya birşeyler içmeye gitmek için yola koyulmuştum, yolda yürüdüğüm esnada zihnimde tek birini düşünüyordum. Mesajlarıma bakmamıştı, lakin onun bana attığı bir sürü mesajı tek tek defalarca kez okumuştum ona açıklama yapmak için aramak istediğimi söyledim fakat hala tek bir haber alamadım ondan , çok endişelendiği attığı mesajlardan belliydi ama anlamadığım bir şey vardı ve bu durum başımın ağrımasına yol açıyordu.
Düşüncelere dalmaktan bara vardığımın farkında bile değildim. Güvenlik beni gördüğü gibi hiç sorgulamadan , kafasını selam verirmişcesine sallayarak beni içeriye aldı.
İçkimi almak için koltukların birinde oturduğum esnada burnuma tanıdık parfüm kokuları gelmekteydi etrafta göz gezdirirken onu gördüm, şaşkın bakışlarımı üzerinde hissetmiş olmalı ki arkasına bakmadan oradan uzaklaştı. Çok fazla geçmeden emre yanıma yaklaştı, elini omzuma koydu , " vay kimleri görüyorum, nerelerdesin kaç gündür? Kızlar seni çok özlemiş."
Sözüne karşılık sadece sırıttım. " Öyle ya keyiften koma da kalayım dedim. Hem senin de işine gelmiştir kızlarla yatmışsındır. " Gülümseme ile cevap verdim. Ortada patlattığımız kahkaha birilerine merak uydurmuş olsa gerekki arkamızdan yanımıza yaklaştı. " Ne yapıyorsunuz bakalım?" Sorarak söze girdi Banu. " Şuan ne yaptığımı boşver de uzun zamandır seni ilk kez mutlu gördüm ne oldu yüzünden gülümseme eksik olmuyor." Sordu emre.
Banu yüzü utançtan kıpkırmızı oldu ela gözleriyle beni süzdü. Üstünde kırmızı bir elbise , mavi bol kot bir pantolon vardı, dudaklarında kırmızı bir ruj sarı saçları dalgalı ve açık yalan söylemeyeceğim etkilenmedim desem yalan olur ama yinede asla ona o gözle bakmazdım.
" Peki barda ne işin var? Senin erkekleri kandırman gerekmiyor mu?" İğneleyeci bir soru sormuştum. Bana baktı suratı anında soğudu ama belli etmeden bir kahkaha atarak omzuma vurdu." Hayır o işi bıraktım barmen oldum."
Şaşkın bir şekilde " senin adına sevindim." Dedim ve bardağımdan bir yudum aldım. Banu yanımdan hızlıca uzaklaştı, Emre'nin bakışları beni rahatsız ediyordu. " Ne var?" Diye soru sordum. " Şu kıza şöyle davranma." Diye cevapladı " neden?" dedim. " Tamam kabul kızın karakterini ikimizde iyi biliyoruz ama dostum o kız sana yanık bunu unutma." Diye cevapladı. " Siktir lan ordan." Diyerek cevabını karşıladım. " Gerizekalı, aç gözünü ve iyi bak kız seni hastanede günlerce bekledi, kıyafetleri bir anda değişti, hareketleri bir anda değişti ve tek ilgilendiği kişi sensin , bunun sebebi ne olabilir acaba?" Diyerek sordu emre " Bilmem" dedim. " Salak mısın?" Cevabı sertti. " Bak emre salak falan değilim yaptıklarının farkındayım ama bir insan , bir insan için bu kadar değişmez." Diyerek cevapladım.
" Aşk insana herşeyi yaptırır dostum. Bak bana sence niye sürekli her gün farklı kızla yatıyorum."
" Abaza olduğun için mi?" Dedim gülerek.
" Hayır , zamanında çok sevdiğim bir kızdan kazık yediğim için ve bence seninde milli olma vaktin geldi."
" Kes sesini." Sertçe cevapladım bardağı kafama diktim sigara içmek için ayağa kalkıp kapıya yöneldim. Dışarı çıktığım esnada merdivenlerde doğayı gördüm. Yanına yaklaştım beni görünce irkildi gözyaşlarını sildi. Yanına oturdum, bir sigara uzattım. " Sorun ne?" Diye yüzsüzce cevapladım.
" Ben iyiyim." Dedi Banu. " Banu seni anlıyorum salak falan değilim her şey için teşekkür ederim, belki o gece sarılmam sana Ümit verdi ama yanlış anlama bizden olmaz. kendini daha fazla üzme." Diyerek cevapladım.
" Onun yüzünden dimi?" Dedi.
Şaşkınlık içersinde ona döndüm yüzüne baktım yüzünde hayal kırıklığı, umutsuzluk ve mutsuzluk akıyordu.
" Ne hakkında bahsediyorsun sen?"
" Onu diyorum Yunus. "
"Kim." Sesimi yükselterek söylemiştim. Cevap vereceği esnada. "Yunus koş yardımın lazım." Emre seslendi bana.
Banu'ya döndüm. " Bu konu burda bitmedi." Diyerek Barın içine girdim.
" Sorun ne ?" Dedim.
"Barda yıldız dövmeli bir adam seni soruyordu. Cevap vermeyince de yeni aldığımız barmene saldırdı." Sorumu cevapladı.
" Sikicem ama bunları benden istedikleri ne?" Sinirli bir şekilde o adamın yanına gittim.
Adam barın ortasında bağırarak Yunus nerde ? Diye elinde ki silahı insanlara doğrultarak beni soruyordu.
" Burda." Diyerek kapıdan girip cevapladım.
Pis pis bana doğru sırıtıyordu. " Patron seni neden istiyor anlamış değilim diyerek" bir kahkaha patlattı.
Yanına gittim gözlerinin içine sertçe baktım ondan korkmadığımı gerekirse de saldıracağımı iliklerine kadar hissetmesini sağlamak istiyordum. " Patron herhalde kendi gelemiyor, kuklasını yolluyor." gözlerinin içine bakarak alaycı bir tonla dedim.
" Küçük bir çocuk için büyük laflar velet."
" Velet mi? , Sen kim olduğumu bilmiyorsun herhalde , şuan içinde bulunduğun barın sahibi benim."
Normalde asla paramın olduğunu veya böbürlenmeyi asla sevmem ama şu durumda bu herife çok sinirliydim ve ortalığı ayağa kaldırmasını istemiyordum."
Adamın boyu benden uzundu , kalıplıydı. Boynunda bir yıldız dövmesi vardı. Takım elbisesini giymiş karşımda duruyordu.
Sözümü bitirmeden" patron dediğin kişi kim?" Sorusunu sordum.
" Sen onu tanıyorsun Yunus." ve işaret parmağını göğüsümün ortasına yara izimin olduğu yere bastırdı. Diğer eliyle de sağ bileğimde ki 8 numarası yazan dövmeyi gösterdi. Sözünü bitirmeden " Patron sana birkaç kelime söylememi istedi." Peşini bırakmayacağım adım adım seni izliyorum. Dikkatli olsan iyi olur Yunus. " dedi ve arkasını dönüp bardan çıkıp gitti.
Hepimiz şaşkın bir şekilde olayın şokunu atlamaya çalışırken emre söze girdi. " Vay be demek ezeli bir düşmanın var."dedi. " İşte bunu bende beklemiyordum dostum." Diyerek karşılık verdim.
Koltuklardan birine oturdum ve dövmesi olan adamın bana dediklerini düşünmeye başladım, patron seni izliyor derken kimden bahsediyordu ve neden beni izliyordu. Sonra bileğimde ki dövmeye baktım acaba bununla ilgisi varmıdır diye aklımın bir köşesinde soru işareti olarak kalmıştı.
Omuzumda bir el hissedip irkildim ayağa kalktım, " dostum sakin benim emre kendine gel hatta sana ne diycem bizim eve geçelim Banu da gelir takılır sohbet ederiz." Her ne kadar istemesemde başımı onaylarcasına salladım.
" Asma şu suratını hadi eğleneceğiz bu gece."
" Siz gidin ben motora binip gelirim size birkaç işim var." Deyi verdim.
Emre kafasını onaylarcasına salladı ve banuyu alıp bardan çıktı. Barın arka tarafından çıkıp motoruma ilerliyordum arkamda karanlığın için de bir ses duydum , irkildim ama istifimi bozmadan arkama baktığım sırada kimseyi göremedim , motoruma biraz daha ilerlediğim esnada karanlığın arkasında bir ses duydum. " Tek başına bence bu sokaklarda yürümemelisin yunus."
Arkamı dönmeden , " nereden gideceğimi sana soracak halim yok kendi yolumu kendim çizerim. " Diyerek cevapladım.
" Hadi ama velet , güçlü ayaklarını kes artık. " Deyip karanlığın içinden çıktı gözlerimin içine keskin bir bakış attı. Bu barda boynunda yıldız dövmesi olan adamdı. " Güçlü göründüğünü sanıyorsun , kendinden emin olduğunu ama bir bok değilsin sen , asosyal , gerçeği göremeyen, sadece kendisini düşünen bir veletsin." Diyerek cümlesine devam etti.
Sinirlerim gerilmeye başlamıştı, adamın gözlerinin içine keskin bir bakış attım boyu benden uzundu o yüzden kafamı kaldırmam gerekiyordu ama bunu yaparken bile hiç istifimi bozmadan cümlemi söyledim. " Benim hayatımı bilmiyorsun, kim olduğumu bilmiyorsun ve gelip bana söylediğin şu salak saçma sözlerle moralimi bozacağını düşünüyor isen haberin olsun büyük yanılıyorsun. " Bunları söylerken adım adım adama doğru yaklaştım.
Beklemediğim bir esnada elleriyle yakamı tutup beni duvara yapıştırdı, " senin kim olduğunu gayet iyi biliyorum yunus , seni öldürmeye çalışan iş arkadaşıma benzemem ben. Her şeyini öğrendim hatta o bileğindeki yazılı 8 numaranın ne anlama geldiğini bile, barda sözlerimi ciddiye almışa benzemiyorsun bu yüzden burada seni bekledim , sözlerimi iyi dinle ya kendi başına gelir patronumla karşılaşırsın ya da olacaklara katlanırsın." Dedi. Gerçekten iri ve güçlüydü kavga çıkarsam büyük ihtimalle kaybederim her ne kadar kollarından kurtulmaya çalışsam da bir işe yaramıyordu beni çok sıkı tutuyordu. Beni tutarken cebimden telefonumu alıp numarasını yazdı . " 3 gün sonra buraya konum atacağım ya gelirsin ya da sonuçlarına katlanırsın." Dedi , ellerini yakamdan çekti, ellerini cebine atıp karanlığın içinde kayboldu.
Önce küçük çaplı bir şok geçirdim sonrasında ciğerimdeki tüm nefesimi kullanarak avazım çıktığınca " AAAAAA" diyerek bağırıp duvara yumruklar atmaya başladım, durmuyordum bağırarak, duvarı yumrukluyor kendime kızıyordum, delirmiştim, gururum yerler altındaydı o adamın beni o hale sokmasına izin vermem canımı çok yakıyordu , kendime inanamıyorum , nasıl olur da kendimi o duruma sokabilirim , nasıl? Kalbimdeki acı tarif edilebilecek bir acı değildi.
O kadar kendimde değildim ki , beni sakinleştirmeye çalışan bardaki çalışanımızın beni sakinleştirmeye çalıştığının farkında değildim bile, ellerimi tuttu , duvardan uzaklaştırdı, suratıma sağlam bir tokat geçirdi. " Kendine gel , sakin ol , neyin var anlat." Diyordu. Lakin ben kendimde hala değildim. Kendimi yere attım, duvara sırtımı yasladım , cebimden bir sigara çıkarıp yakmaya başladım. Birkaç dakika sonra sigaranın etkisiyle sakinleştikten sonra, beni sakinleştirmeye çalışan kişinin, bara yeni aldığımız çalışan Polat olduğunu anladım. Bana ne olduğunu sordu ? Ben hiçbisi anlatmadan teşekkür edip motoruma binip emrenin evine doğru yola koyulmuştum. Kimseye birşey anlatmak istemiyorum her zaman ki gibi içime atıyorum ve her olaydan ders çıkarıyorum. Birkaç dakika önce duygularıma yenilmiştim lakin pes edecek değilim. Her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek biriyim kendime her zaman inandım ve inanacağım.
* Evinin kapısını çaldım, kapıyı açan Banu idi , burnu kızarmış, gözleri şişmiş, ağladığı belli oluyordu. İçeri davet ettiği esnada içeri girdim. Onlara birkaç dakika önce yaşadıklarımdan bahsedemezdim, bu bilgiyi gizli tutacağım. Odaya girdiğim esnada Emre'nin bana olan bakışları sert ve sinirli olması gözümden kaçmış değildi , lakin sessizliğimi koruyup olayın nereye varacağını merak ediyorum.
Sakinliğimi koruyarak her zaman olduğu gibi soğuk tavrımı sergileyerek " hani eğlence olacaktı?" Diye sordum. Amacım ağızlarında ki baklayı almaktı.
" Yunus hiç uzatmadan konuya giriyo-" emre tam sözünü bitirecekken. " Hayır! " Diyerek Banu'nun sesi yankılandı. Emre banu'ya döndü " o halde sen söyle zaten bunca zamandır söylemedin cesaretini topla ve söyle yunusa , ben içecek birşeyler almaya gidiyorum umarım geldiğimde yunus konuyu bilmiş olur." Deyip evden çıktı gitti , siniri belli oluyordu, sözleri sert ve kesindi. Sakladıkları şeyin ne olduğunu az çok tahmin etsemde sakinliğimi koruyup bilmiyormuş gibi yapmaya devam ettim, bunu diyeceğim aklıma gelmezdi ama sanırım iç ses haklıydı.
Banu karşıma oturdu, burnunu sildi gözlerimin içine baktı, sarı saçlarını toplamış, üstünde uzun kollu kırmızı bir tişört ve altında bir eşofman gerçekten sürekli açık saçık gezen bir kızın böyle değişeceğini asla tahmin edemezdim. Anlatacağı şeyleri düşünüyordu, ellerini önde birleştirmiş nasıl anlatacağını bilmediği ifade vardı suratında.
" Hatırlıyor musun , sen hastanede olduğun sırada sana bişi söylemek istiyordum lakin sözüm kesilmişti odaya annen girmişti ve bende söylemek istemedim." Diyerek söze girdi Banu. Hatırladığımı belli etmek için başımı onaylarcasına öne doğru salladım ve onu dinlemeye devam ettim.
Bir anda gözleri doldu sesi inceldi " nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Yunus doğa kim? Senin bizden başka tanıdığın yok ve o kız seni defalarca aradı. Senin özelin diye kesinlikle dokunmadım, açmadım ama..." Devamını getirmedi gözyaşları akmaya başlamıştı. İçimde hem bir şok hem bir sinir vardı. Ayağa kalktım her ne kadar sinirlensemde sesimi yükseltmeden söze girdim. " Bu seni niye ilgilendiriyor?" Sanırım beklemediği bir cevap almıştı. Yüzü düştü şok içindeydi beklediği cevap bu olmadığı belliydi. Ayağa kalktı " biz bir aileyiz sen ben ve Emre yaptığımız şeyler hep birlikte olur." Deyiverdi.
Sinirlerim gittikçe artmaya başladı ama susmaya devam ettim. " Şimdi bana söyle o kız kim ve niye seni defalarca arıyor, bildiğimiz kadarıyla kuzenin yok , teyzen yok , halan yok , kim o kız Yunus." Sözleri o kadar beni incitmişti ki sinirime hakim olamadım. Sesimi yükselttim sert bir şekilde hiç düşünmeden ağzıma geleni söyledim." Banu seni ilgilendirmez diyorsam ilgilendirmez. sen o kadar para için yattığın erkeklerinben sana kim olduklarını sordum mu? Veya emre sürekli eve başka kız atıp becerirken kim olduğunu sordum mu? Sormadım. Tamam arkadaşız eyvallah , tamam bazı şeyleri beraber yapıp birbirmize destek olduk. lakin hepimizin özel hayatı var ve sen şimdi karşıma çıkmış doğa kim diye hesap soruyorsun. Bu seni ilgilendirmez Emre'ye söylersin ben kalmıyorum size iyi eğlenceler." Gözlerinin yaşına bakmadan kapıyı sertçe çarparak çıktım, evden çıkmadan önce mutfakta Emre'yi görmüştüm demek gitmemiş ve bizi dinlemişti ama umrumda değildi. Kapıyı sertçe kapayıp binadan ayrıldım.
Evime vardığımda sinirimi sakinleştirmek için kum torbasına bir tane tekme atıp kanepeye oturdum.
" Sakin ol şampiyon seni bu kadar sinirlendiren şey ne?"
" Hadi ama iç ses bütün bu olanlar sana normal geliyor mu?"
" Biraz garip ama bence gayet normal kız seni seviyor."
" Hayır bambaşka bir şey var. Bir insan bu kadar kolay sevdiği için değişmez içimi kemiren bambaşka bir şey var."
" Nedir?"
" Bilmiyorum ama burnuma kötü kokular geliyor Banuyu küçüklüğümden beri tanırım asla birisine karşı aşık olup kendisini değiştirecek biri değil. Bu işin içinde bir iş var? Doğayı da ilgilendiriyor."
" Bu konuya nereden vardın yunus."
" İç ses bir düşünsene önceden de flört ettiğim kızlar oldu o da şahit di peki niye hiçbirine bu tepkiyi vermedi."
" Haklısın, harbi neden böyle bir tepki verdi. Kıskandığı için mi?"
" Hayır , dediğim gibi bu işin içinde bir iş var ama ne bilmiyorum, üst üste şeyler gelmeye başladı başıma, önce evime dövmeli hırsız girdi. Şimdide aynı dövmeye sahip başka bir adam karşıma çıkıp beni tehdit ediyor. Üstüne üstlük bugünkü adam iş arkadaşım demişti."
" Dostum..."
" Biliyorum dostum daha kötü şeyler bizi bekliyor olacak."
Odayı bir anda sessizlik kapladı, sırtıma yaslanıp düşüncelere daldım.
*
"Bu karanlık oda da ne böyle, lütfen çıkarın beni , yalvarıyorum, çok korkuyorum." Ağlayarak çığlıklarımı birilerine duyurmaya çalışıyordum ama nafile kimse gelmiyordu. Kapkaranlık bir odada çelikten bir kapı karşımda tuğlalarla çevrili bu odada yapayalnızdım. Fazla vakit geçmeden çelik kapı açıldı, içeri takım elbiseli bir adam girdi karanlıktan yüzünü net göremiyordum , yanıma yavaşça yaklaştı, eğildi, saçımı tutup yukarı doğru çekti, acı ile bağırışlarımı aldırmadan " artık yeni evin burası 8 numara." Dedi ve sertçe suratıma bir tokat attı tokatın şiddeti ile yerde yığılıp kalmıştım. Saçlarımdan tutup tekrar kafamı yukarıya kaldırdı pis pis güldü " çok yazık daha bir tokata bile dayanamıyorsun , gerçekten seninle çok eğleneceğiz 8 numara. " Odayı onun korkunç sesli kahkaha sesleri ile doldurmuştu. " Merak etme seninle çok güzel ilgileneceğim bu daha başlangıç şimdi güzelce dinlen yarın gece tekrar geleceğim Yunus." Deyip odadan kapıyı kilitleyerek çıktı.
Bu soğuk karanlık odada kendime sarılarak, hıçkıra hıçkıra ağlayarak uykuya dalmıştım.
*
Yatağımdan fırlayarak kalktım, nefes nefese kalmıştım , gözlerimi okşadım etrafıma baktım, sakinleşerek derin bir nefes aldım. " Neyse ki rüyaydı. " Diyerek sessizce geveledim. Yüreğim hala hızlı ve sert bir şekilde atıyordu.
Ayağa kalktım , yüzümü yıkadım, sonra mutfağa geçip kendime kahvaltı hazırladım. Masaya oturup rüyamı düşünmeye başladım. " O paşam sabah sabah yine düşüncelere dalmışız yine ne düşünüyorsun söyle bakayım. " Deyi verdi iç ses. " Değişik bir rüya gördüm iç ses onu düşünüyordum. " Dedim. " Hadi be ne gördün ki bu kadar düşüncelere dalacak." Dedi iç ses , " iç ses ben 8 numarayım." Şaşkın bir şekilde çıktı kelimelerim ağzımdan, " bir dakika nereden çıktı bu ve 8 numara ne alaka?" Dedi iç ses.
" Dostum rüyamda bir adam vardı ve bana 8 numara diyordu. Dün akşam ki o dövmeli adam da bileğindeki 8 numarasını biliyorum dedi ve hatırlar isen emre eve orta yaşlarda bir hemşire getirmişti bileğim deki 8 numaralı rakamı görünce sen o sun deyip kaçtı , bu bileğim deki rakam normal bir dövme değil bu bambaşka bir şey annem bile bilmiyor anlamını."
" Yunus, yoksa patron dedikleri adam, o mu?" Dedi iç ses.
İçim ürperdi, vücuduma korku indi elimle refleks olarak göğüsümde ki yara izine dokundum. " Umarım değildir iç se s."
" Bu arada telefonun çalıyor, düşüncelere dalmaktan telefonu duymadık , bak kim arıyor."
Telefonu elime aldığım esnada yüzümde bir gülümseme oldu, arayan doğa idi. |
0% |