Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2 "Kral Fortis ve Dük Lurien"

@turuncuaseton

Kral Fortis, tahtına yaslanmış, elindeki altın kupayı ağır ağır çevirirken gözleri büyük salonun loş ışıklarında parlıyordu. Saray duvarları zafer tablolarıyla kaplıydı; her biri, Fortis'in büyük savaşlarını, fethedilen toprakları ve diz çöken düşmanları tasvir ediyordu. Fortis, altın kupasından bir yudum aldı ve yanında duran en güvendiği adamı, Dük Lurien'e döndü.

"Lurien, bu cadılar kendilerini ne sanıyor, biliyor musun?" diye sordu Fortis, kibirli bir gülümsemeyle. "Onların gücü, benim gücümden geliyor. Onlar benim birer aracım, birer oyuncak. Kitaplar ve eski büyü metinleriyle vakit geçiriyorlar; sanki bu onları daha akıllı, daha güçlü yapacakmış gibi. Zavallılar. Benim hazinelerimse burada, altınlarım, mücevherlerim... Gerçek güç bu!"

Dük Lurien, ince bir reveransla kralına yaklaştı, yüzünde uysal ve sadık bir ifade vardı. "Majesteleri, müsaadenizle, bu kadar derin bir zekaya sahip olmanız gerçekten de hayranlık uyandırıcı. Cadılar... ah, aptal yaratıklar! Sizin iradeniz olmasa ne yaparlardı, düşünmek bile imkansız. Onlar sadece birer araç, dediğiniz gibi. Sizin ihtişamınızın karşısında eğilmeleri, aslında onların ne kadar güçsüz olduğunu gösterir."

Fortis'in yüzüne, Lurien'in pohpohlamalarından duyduğu memnuniyetin ifadesi yayıldı. "Elbette! Zaten başka ne beklenir ki? Onlar benim yönetimimdeyken ancak işe yararlar. Alev Safirleri, düşmanları ateşin gücüyle yakarken benim sadece bir işaretimi beklerler. Zümrüt Cadıları, doğayı benim için şekillendirir. Ve bu aptallar, buna inanıyorlar... Onların gücü, sadece benimle anlam kazanıyor. Onlar bunu asla anlamayacak, çünkü onların zihinleri sınırlı."

"Majesteleri, sizin büyüklüğünüzün sınırlarını kimse tahmin edemez," diye devam etti Lurien, başını öne eğerek. "Sizin hükmünüzde sadece Mors değil, dünya bile titrer. Cadılar, bu gücün yalnızca bir parçası. Sizin altınlarınız, hazineleriniz ve zaferleriniz onların asla sahip olamayacağı şeyler. Siz altınların efendisisiniz; onlar ise basit kütüphane fareleri. Onlar sadece sizin emrinizi yerine getiren figüranlar."

Fortis, kibirli bir kahkaha attı. "Kesinlikle, Lurien. Bak, şimdi Zümrüt Cadıları'na krallığımızın sınırlarını genişletmelerini emredeceğim. Doğanın güçlerini kullanacaklar, düşmanlarımızın topraklarını yerle bir edecekler. Ama bu güç bana ait! Onlar sadece emredileni yapıyorlar. Benim planlarımın, benim vizyonumun sadece bir uzantısı onlar. Onlar benim kararlarımı gerçekleştirmekten başka bir işe yaramazlar."

Dük Lurien, Fortis'in sözlerini onaylarcasına başını salladı. "Majesteleri, siz her şeyin üstündesiniz. Cadılar bile sizin ışığınızın yanında birer gölge kalır. Gücünüz ve zekanız, bu krallığı zirveye taşıdı ve cadılar bu yükselişte sadece birer basamaktır. Sizin iradeniz, bu krallığı sonsuz bir zafere taşıyacak. Onlar aptal, sizin gücünüzün altında ezilmeye mahkumlar. Kitaplarının onlara ne faydası var ki? Siz varken onlar sadece bir hiç."

Fortis, derin bir nefes aldı, gururla tahtına yaslandı. "Beni doğru tanıyorsun, Lurien. Cadılar, beni eğlendiren basit oyuncaklar. Ama onların aptallığı benim işime yarar. Onlar sayesinde düşmanlarımı yeniyorum, topraklarımı genişletiyorum. Ve sonunda, bütün o altınlar benim oluyor. Onlar kitaplarını okusun, kağıt parçalarını sevsin. Benim için sadece zafer ve altın önemli. Gerisi... gerisi hiçbir şey."

Dük Lurien, Kral Fortis'in sözlerine hayranlıkla gülümsedi. "Elbette majesteleri. Siz, bu dünyanın gerçek hükümdarısınız. Cadılar ise, sadece sizin büyüklüğünüzü daha da parlatan araçlar."

Kral Fortis, altın kupasından bir yudum daha aldı ve Lurien'e başıyla onay verdi. "Ve öyle de kalacak, Lurien. Çünkü ben Kral Fortis'im. Mors'un hakimi, dünyanın gerçek efendisi."

 

Loading...
0%