Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@tuzvelimon

Hızlı bir duşun ardından evden çıkmaya çalışıyordum. Bu akşam eve gelmeyeceğim konusunda ev arkadaşım Selen ile anlaşmıştık. Sevgilisinin rutin gelişinde evde olmamamı her ikimiz de, hatta üçümüz de, tercih ediyorduk. Ayda bir vakit ayarlayıp gelebiliyordu çocuk, kız da yalnız kalmayı isterdi elbette. Ben de tanımadığım bir erkeğin yanında gerilirdim muhtemelen. Benim evde olmamam hepimiz için en iyisiydi.

Selen, henüz eve gelmemişti. Sevgilisi Alperen ya da onun deyişiyle Alp ile henüz tanışma fırsatım olmamıştı ancak kendisi hakkında bir sürü şey duymuştum. Bu akşam üstü gelecekti ve anahtarla direkt eve girecekti. İkisinden biri gelmeden hızlıca çıkmam gerekiyordu zira dediğim gibi şu anda burada olmadığımı zannediyorlardı.

"Hadi Meriç, hadi kızım kaldır kıçı" diyerek bir yandan söylenirken bir yandan da henüz kurumamış saçlarımı toplamaya çalışıyordum. Kapıya doğru çantamı da almış hızlı adımlarla ilerliyordum. Kapının kolu, ben henüz yetişemeden çevrildiğinde basıldığımı anladım.

İnşaallah Selen'dir Allah'ım. Amin.

Ancak elbette öyle olmadı. Kapıda resmen kapı gibi, geniş omuzlu, dar götlü filiz gibi gençten bir adam belirdi. Sakalsız yüzü, traşlı saçı ve kot pantalon üzerine giyilmiş keten gömleğinden yayılan temiz kokusu, buraya kadar geliyordu. Kahverengi gözleri kim olduğumu çözmek konusunda hızlı devrandığında önce çatık kaşları düzeldi, ardından ise ince nibir çizgi gibi iki yana genişledi dudakları. Zoraki gülümseyişi yüzüne askı gibi takılı kaldı.

"Sen Meriç olmalısın" dedi ve elini kapıdan çekip anahtarı alıp cebine koydu. "Evde olmayacaksın sanıyordum, bir anda karşılaşmayı beklemiyordum" diye ekledi ve elini bana doğru uzattı: "Alperen ben"

"Meriç ben de" dedim sert eline uzanmışken. Elinde muhtemelen silah tutmaktan oluşmuş nasırları elimin içinde hissettim. Selen'in söylediği kadar yakışıklı, fiziği güzel ve sert duruşluydu. Açıkçası şu manzarayı görene kadar abarttığını düşünüyordum. Aşkın gözü kördü sonuçta, Selen de Alp'e karşı körleşmiştir, diye düşünmüş olmama karşılık az bile söylediğini düşünmeye başlamıştım.

"Acil bir durum oluştu da kısaca eve uğramak zorunda kaldım" dedim. Arkadaşımın evinde yıkanacağımı hesap etmemiştim, aslında yıkanacağımı hesap etmemiştim. Reglim aniden başlamıştı, fark edene kadar da iç çamaşırım lekelenmişti. Pantolonuma çıkmamış olsa da böyle durumlarda yıkanmak kadar iyisi yoktu. Bu durumu hiç tanımadım bir adama ​​​​​​ böyle kapı ağzında açıklamak gibi bir niyetim de yoktu aynı zamanda. Alperen de bir açıklama beklemiyor gibi duruyordu. Hafifçe başını aşağı yukarı salladıktan sonra ellerimizin hala iç içe olduğunu fark ederek elimi çektim. "Ben gideyim sizi rahatsız etmeden" diye ekledim. Kapı ağzında duran Alperen'in çekilmesini sakince bekliyordum. Aynı zamanda o da dikkatle bana bakarak bekliyordu ve birkaç dakika bu şekilde bekledikten sonra kapıyı işaret ettim.

Alperen, başını arkaya geçirip hala açık olan ve sol eli kolunda olan kapıyı fark ettiğinde ah, dedi: "Kusura bakma"

"Önemli değil, yol yorgunusun" dedim omuz silkerken. Kapıdan dışarıya çıktım ve ayakkabılarımı kapı önüne koyarak giydim. Kapıyı çekmek için doğrulup arkamı döndüğümde Alperen ile göz göze geldik.

"Tek başına gidebilecek misin? İstersen bırakabilirim. Hem saçların da ıslak" derken eliyle kendi başını işaret ediyordu.

"Giderim, giderim. Hiç rahatsız olma" dedim hızla. İtirazıma karşılık itiraz etmek için başını kaldırmıştı ki konuşmaya devam ettim: "Araba aşağıda, direkt otoparktan binicem, başka otoparkta inicem"

Alperen, başını aşağı yukarı salladı. Elimi kaldırıp el salladım ne yapacağımı bilemeyerek, ufak bir tebessümle baktı ve el sallayışıma karşılık verdi. Bir eli hala kapının üzerinde olduğu için arkamı dönüp yürümeye başladım. Evin karşı çaprazındaki asansörün çağırma düğmesine bastım ve zaten az önce Alperen'i taşımış asansörün kapısı direkt açıldı. İçeriye geçtim ve hala kapıdan beni izleyen adama son defa elimi yüzümün hizasına getirerek ufak bir el salladım, elini havaya kaldırırken asansörün kapıları kapandı ve yavaşça beni aşağı taşımaya başladı. Bu an, yaklaşık dört aydır yaşadığım en keyifli andı ve ev arkadaşımın sevgilisi ile aramda geçiyordu. Bu kız, beni ev arkadaşı olarak kabul etmişti, bir Pers prensi ile sevgili olan ev arkadaşıma saygı duymuştum.

Asansörün kapısı açılıp da otoparkın garip kokusu ile karşılaştığımda, ıslak saçlarımın artık soğuk hissettirdiğini fark ettim. Aylardan marttı ve ben doğuda görev yapan masum bir memurdum. Arabama bindiğimde yolumun çok uzak olmadığını düşünerek kendimi rahatlatıyordum. Arabayı çalıştıtıp otoparktan çıkarken Selen'in arabasının da otoparka girdiğini fark ettim. Korna selamı ile onu karşıladığımda, aynı şekilde cevap verdi. Otoparktan çıktığımda ise beni kararmış bir hava karşıladı. Işıkları açıp trafiğin garip havasına kendimi bıraktım.

Ve böylelikle Alperen, bir daha Selen'in düğününde karşılaşacağım bir yakışıklı olarak da hayatıma girmiş bulunmuştu.

Loading...
0%