soru işaretleri çoğalıyor
elimdeki fotoğrafa bakarken iç sesim beni yiyip bitiriyordu
ikizim ve benim sağ kollarımız açıkça gözüküyordu, ikimizin de ışık saçan mavi gözleri, benim kızıl saçlarım, onun kahve rengine yakın saçları vardı 1-2 yaşlarında olmamız gerekiyordu. gözlerim bu fotoğrafa tanıdık olduğu kadar yabancıydı. Acaba gerçekten yıllardır düşmanım olarak bildiğim kişi benim ikizim miydi?
onda bulduğum ve hissettiğim yakınlığın sebebi geçmişteki ben gibi olması mıydı?
Elimdeki fotoğrafdan gözlerimi ayrdığımda gerçek dünyaya dönmüştüm. KIzlar konuşup beni dürtüyor ve kendime getirmeye çalışıyordu en sonunda defnenin otoriter bir sesle bana seslenesiyle kendime geldim.
D:Tuana'm biliyorum öğrediklerin çok zor şeyler ama dirayetli olmalısın hem bu gün akşam ülkü gelcek ve Barlas beş dakika önce mesaj attı ve toplanın bir saat sonra yapılacağını söyledi.
kafama dank eden şeyle gözlerimi kocaman açtım.
tabi ya bu yüzden toplantı talep edilmişti. Alp'e de bana gönderilenin benzeri gönderilmişti.
fotoğrafı tekrardan leyna'ya uzattım.
T:O zaman öğrenelim şunların karın ağrısı
****
Odamda toplantı için özel olarak diktirdiğim elbiseyi giymiş aynda kendime bakıyordum. üzerinde kalın ve ince şeritler olarak dikilmiş şafak kadar kırmızı kumaşlar vardı etrafı ise yaldızlı gümüş ile çerçevlenmişti.
şafağı seç,beni seç
aklıma okuduğum son kitaptaki replikler gelince yutkundum bende mi böyle yapıcaktım yoksa?
aynada kendime bakmaya devam ederken kapım nazik bir şekilde çalındıktan sonra açıldı Leyna kan kırmızısı elbisesini giymiş saçını da yapmıştı. bu kadar şaşalı giyiniyorduk çünkü toplantılar balo şeklinde düzenlenir gerekli gereksiz herkez katılım sağlardı.
L:Tuana'm gel de saçını yapıyım deyince onun gösterdiği çalışma masamın sandalyesine oturdum.
leyna saçlarımı eşkle sokmaya başlayınca bir kedi gibi mayıştım,ne var, bende insanım tabiki tatlı9 olduğum zamanlar oluyor. Neyse, bunu asla demedim sayın.
leyna işini bitirince kafama bir öpücük kondurmuştu.
T:Teşekkürler güzelim. Hadi çıkalım artık dediğimde odamdan çıkmıştı. Bende yatağımın üstünde dutran maskemi aldım ve taktım bu maske sesimizi boğuklaştırıyor ve bizim sesimizi tüm gerçekliğiyle duymaları engelleniyordu.
bu benim için geçerli değildi tabii ki, bunları düşünürken aşağı inmiştim kızlar da benim geldiğimi görünce ayaklanmışlardı defneye baktığımda o da gümüş bir elbise giymiş üstü ise kırmızı taşlarla bezenmişti memnun bir ifadeyle kapıya ilerleyip dışarı çıktım.
Barlas yanıma geldiğinde kızlara arbaya gitmelerini işaret ettim ve barlas'a döndüm
B:efendim bir suikast düzenlene bilir o yüzden ben sizin yanınızdan asla ayrılmayacağım ormanın içine eve yakın uzak olması fark etmeksizin her 100 metreye 6 tane keskin nişancı yerleştirttim. İçerde ise sivil korumalar ve ajanlarımız olucak.
T:Güzel,eğer bir şey olursa ikizlere bir zarar gelmeden onları oradan uzaklaştır.
Arkamı dönüp gideceğim sırada barlas bu sefer ablasının elini tutuyormuş gibi elimi tuttu
B:Abla birde sana bunu vericektim alp beye gelen bir mektup bakmak istersin diye düşündüm.
deyip elime baya eski ve yıpranmış bir zarf verdi. Zarfı görünce içime dolan o tanıdıklık hissiyle birlikte olduğum yerde kaldım kalp atışlarım ise hızlandı.Uğultu halinde sesler geliyordu fakat ben onları duyamıyordum.En sonunda algılarım açıldı ve etraftaki uğultu barlasın sesine dönüştü.
B:Abla, abla iyi misin?
barlasın sırtını sıvazlayıp zarfı ona geri uzattım.
T:Bu şimdilik sende dursun toplantıdan sonra, ofis odasına gel bakalım şu mektup neymiş.
dediklerimden sonra barlasa arkamı döndüm ve arbaya ilerledim.Kızlar arbada oturmuş beni bekliyorlardı
bende arbaya bindim ve yola çıktık.
Kızlar sanki içlerini huzursuz eden bir şey varmış gibi sürekli kıpırdanıyor, birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı.
T:bu gün herkes çok garip davranıyor, alp, sabah.. sanki unttuğum birşeyleri hatırlamam için çabalıyor gibiydi, siz.. ne biliyim işte huzursuzsunuz garipsiniz kızlar, ne oluyor.
L:Birşey olduğu yok tutum, sadece biz biraz endişe ediyoruz bu toplantıdan dolayı ikiz telepatisi gibi düşün benim hissettiğim enerjiyi defnede hissediyor.
kafamı sallayıp kafamı cama yasladım.Yalan söylüyorlardı, onları huzursuz eden şey ne bilmiyorum ama kesinlikle bu şey benimle ilgili.Kafamdaki düşünceler bir yana geldiğimiz yolun haritasını kafama kazıyordum, herşey olabilirdi o yüzden tedbirli olamamız gerek.
Araba durduğunda köşke geldiğimiz fark ettim fakat arbadan inmedim ve kapımı korumalarımın açmasını bekledim.Kapıyı bir koruma açtı fakat barlas kapının önünde elini uzatmış bir şekilde beni bekliyordu bende zaten onu bozmadan elini tutup hemen arbadan indim bahçede takılan-içerdekilere göre daha genç olan- kitle benim indiğimi görünce birkaç saniyelik sessizlik sağladılar ardından da aralrında fısırfısır konuşarak dedikodumuzu yapmaya başladılar.Tabii ki ben ne konuştuklarını duyduğum için gözlerimi devirdim ve barlasın koluna sardığım elimi 'hızlan' anlamında biraz sıktım barlasta beni anlayıp adımlarını daha hızlı atmaya başladı ve içeriye giriş yaptık.
içeride genel olarak yaşlı mafyalar, onların eşleri,sevgilileri ya da ailecek olucak şekilde masalarda yerlerini almışlardı.
Biz içeri girdiğimizde slow bir şekilde çalan müzik durmuş, herkes bize dönmüştü. Yanlarından geçtiğimiz insanlar bana ve arkamdan gelen kızlara baş selamı veriyordu. bense onalara gözlerime kondurduğum soğuk bakışlarla bakıyor selamlarına karşılık vermiyordum.
en sonunda slonun en uç köşesinde ayırılmış olan altı kişilik masaya ulaştık.Yekta,Korel ve Alp bizi bekliyor bir yanda baredaklarındaki kırmızı şarabı yudumlyorlardı, bizim geldiğimizi görünce ayağa kalktılar.
Yekta hemen karşuma geldi ve limi tutup dudaklarına götürdü ardında nazik bir şekilde dudaklarını elime bastırdı.
Y:hoş geldin Zifir, seni burada görebilmek büyük şeref.
Ben konuşmadan aynı soğuklukla ona bakıyordum benim konuşmayacağımı bilen barlas sert bir sesle konuşmaya başladı.
B:toplantı başladı, lütfen yerinize geçin.
Ortamdaki ben ve barlas hariç herkes sıkıntılı bir nefes verdi ve bende bunu önemsemeden yerime oturdum, nede olsa önemli birşey değildi değil mi?
ben yerime geçince leyna ve defne sağıma yanyana oturdu.Yekta,Korel ve Alp de karşımızdaki yerini adılar
Y:İzninizle konuşmaya başlıyorum, elimizde bir mektup var ve bildiğimiz kadrıyla-
elimi kaldırıp susturdu herkes bana değişik bir şekilde gözlerinde umutla bakıyordu.
T:Evet bir benzeri de bana geldi ama bunun gerçek olup olmadığı hakkında ne bilginiz var da özellikle bu toplantıya beni çağırdınız.
kimse den ses çıkmayınca iddialı bakışlarla onları izlemeye başladım. Korel,Yekta'ya yaklaşıp kulağına fısıldadı ve ben tabii ki masa'nın altında onların tarafına yerleştirttiğim dinleme cihazı sayesinde dediklerini duydum.
K:İkizim eğer biraz daha konuşmazsak-
konuşmasına devam edemedi çünkü iki el silah sesi duyuldu ve birkaç saniye içinde çığlıklar.Ben kıpırdayamıyordum, göğsümden aşağı akan ve elbisemdeki gümüş çizgileri kızıla çeviren bir kan ve göğsümde iki tane kurşun vardı.
Sesler duyuyordum ama uğultu şeklinde geliyordu. Leyna'nın ağladığını fark ettim defne ise beni uyanık tutmak için bana bişeyler söylüyordu fakat duymuyordum. Daha sonra güçlü birşey beni tuttu ve gözlerimin içine baktı.
Yekta'ydı sanırım bana bişeyler söylüyordu. Birkaç saniyeliğime kulağıma gelen seslerin buğusu gitti ve yekta'nın bağırarak emir verdiğini duydum ardından tekrardan bana döndü ve hüzünle konuştu.
Y:Tuana,tuana'm nolur gitme.
daha sonra kafasını kaldırıp koruması tuncer'e bağırdı.
Y:TUNCER BEN KARIMIN BİR PARÇASINI KAYBETTİM ZATEN TAMAMAMINI KAYBEDEMEM ŞİMDİ O YÜZDEN SİKTİR GİT VE BANA O O*OSPU ÇOCUĞUNU BUL!
Son duyduğum şeyler bu olmuştum gözlerim kapanırken ikizlerin diğer oğlanlar tarafından sıkıca tutulduğunu gördüm yekta'ya baktığımda ise bana birşeyler söylüyor ve yüzüme hafif tokatlar atıyordu. Başım ağrımaaya başlamıştı en sonun da gözlerimi kapattım ve tüm sesler kesildi...
Bitti sonunda bölüm tam iki aydır nasıl daha etkili bir son yaparım diye düşündüm ve en sonunda içimde bana atılan kurşunların karşılığını tutuma yansıttım ..
umarım bir sonraki bölümde görüşürüz
o zamana dek benle ve kitaplarınızla kalın
hoşçakalın...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |