hoş geldiniz....bu bölümü ana karkaterlerden -hem erkek lanın hem kız olanın- ağzindan okuyacaksınız.
hazırsanız
iyi okumalar
medya :tuana(gece)
ölüm ile yaşam arasında
yekta'nın anlatımıyla;
kaybetmek mi daha kötüdür birini yoksa kaybetmekle kaybetmemek arasında gidip gelmek mi? Sanırım dünyanın en kötü hisleri bu ikisiydi ve ikiside eşit derecede kötüydü, ben bu iksine iki kere canımdan bile çok sevdiğim biri yüzünden yaşamıştım. ama şimdi düşünüyorum da bu halde olmamızın sebebi baştan beri bendim, sanırım biz sonsuza kadar bu bilinmezliğin içinde kalıcaktık. Benimle evlenmiş ikizini bulmuş hayallerini yaşaraken onu o bilinmezliğe benim kendi ellerimle koymam daha çok koyuyordu
Tuana'nın Anlatımıyla:
Neydi vücudumdaki acı.. Allahım sanırım sonunda ölüyorum... etraftan sesler geliyor.. leyna'nın sesini duyuyorum..gözlerimi açmaya çalışıyorum hafif araladım ve ardından gelen yoğun acıyla sessizliğe gömüldüm ve kendimi karanlığın huzurlu kollarına bıraktım
Ahh... sol yanım neden bu kadar acıyor... Anne sen mi geldin?..
En sonun da başımın üstünde ötüp duran bir makine'nin sesiyle gözlerimi araladım etrafta gözlerim gezdirdiğimde leyna'nın çift kişilik bir koltuk ta kollarını göğsünde bağlamış endişeyle bakıyordu. Yanımda ise elimi tutarak uyumuş olan Reis vardı.
leyna uyandığımı fark etmiş olucak ki bağırmaya başladı.
L:REİİS KALK UYANDI ÇABUK KALK
leyna'nın bağırmasıyla yüzümü buruşturdum ardından boğazımın çok kuru olduğunu fark ederek yutkunmya çalıştım ama boğazımdaki kuruluk geçmediği için su istemeye çalıştım.
T:Reis..
sesim sanki fısıltı gibi çıkmıştı, ne olmuştu ki bana?
R: Ablam efendim, birşey mi istiyorsun?
diye sorduğunda kafamı hafifçe sallayıp konuştum.
T:Su.. Su ver bana reis
reis yanında ki komidine uzanıp bardağın dibine azıcık su doldurdu, bana geri döndüğünde kafama destek verip kaldırdı ve suyu azar azar içirdi.
Su bittiğinde boğazımdaki kuruluk hissi geçmiş zihnimdeki bulanıklık hissi yavaş yavaş geçmeye başlamıştı.
aklıma olaylar dolarken çoğu yerde hala bulanıklıklar vardı ama bu da geçer deyip önemsemedim .
20 dakika sonra:
Ben hastahanede uyuduğum süre hariç sadece 20 dakika geçirmeme rağmen burdan bıkmıştım.
T:Reis ben bur-
tam ne zaman çıkabieceğimi soracağım sırada reis sözümü kesmişti.
R:Hiç heveslenme ablacım şuan tam 4 saatlik bir ameliyattan çıkıp uyanmanın üzerinden 20 dakika geçti ve yoğun bakımda uyutularak geçirmen gereken süreye normal odada geçiriyorsun o yüzden seni 1 hafta normal kalman gereken süreyle 2 haftada ne olur ne olmaz diye tutucaz o yüzden tam 3 hafta burda bizimle kalıcaksın.
Bunları derken bir yandan da serumuma bir iğneyle ilaç enjekte etti yavaş yavaş gözlerim kapandığı için ona cevap vermedim ve kaderim olan karanlığı kucakladım.
Yekta'nın Anlatmıyla;
tam 4 saat sonra onu o lanet ameliyathaneden çıkarmışlardı ardından bir saat yoğun bakımda tutup uyanma belirtileri gösterince normal odaya almışlardı.
Ben onun gözlerinde Karadenizi bulmuştum ve bir daha Karadenizi göremeyeceğim korkusuyla tekrardan yanıp tutuşmak bei daha da mahvetmişti.
Yaklaşık bir saattir odasının kapısnı önündeki duvara yaslanarak oturuyordum üzerimde onun kanı ile yıkanmış takım elbisem vardı.
Karşımdaki kapının açıldığını fark edince kafamı düşüncelerimden uzaklaştırıp kapıdan çıkan leyna ve reis2e odaklandım.
Leyna beni fark edince gelip sağ tarafıma oturdu reis de sol tarafıma oturdu.Bir süre birlikte sessizği paylaştık, paylaşt8ğımız sessizliği bozan leyna oldu.
L:Yekta bak niliyorum burdan ayrılmak istwmiyorsun ama gitmen gerek artık.
Leyna'nın dediklerini dymazdan gelip susamaya devam ettiğim sırada reis elini omzuma attı ve destek vermek isterecine sıktı.
R: bak kardeşim sen benim eniştem aynı zamnada arkadaşımsın o şuanda iyi serumunu uyku ilacı ve sakinleştirici kattımm şuan da uyuyor rahat 1- 2 saat kadar uyuycak sen git üsünü değiştir bir duş al geri gelmek istesen gel ama git toparlan ve öyle gel.
Reis'in dedikleriyle onu gözünün içine baktım. Kafamı salladım ve ayağa kalkıp asansöre doğru yürümeye başladım.
Tuana'nın Anlatımıyla:
kapı kapandıktan 10 dakika sonsara gözlerimi açıp etrafı kontrol ettim ve derin bir nefes aldım.
İç Ses: Geceeee sonunda gittiler, ee kaçıyormuyuz?
T: tabii ki
İç sesime cevap verim yataktan yavaşça kalktım ve reisin sessizce ben uyanmıym diye kapattığı kapıya ilerledim ve kulağımı kapıya yaslayıp sesleri dinledim.
Gitmişler kapıyı açtım ve etraı kontrol ettim ardından tekrar içeri girdim ve kolumdaki serum intraketini çıkardım. Çok büyük ihtimalle defne'nin komidinin üstüne koyduğu telefonumu alıp tekrardan kapıya yöneldim ve etrafı tekrardan kolaçan edip dışarıya çıktım.
Hızlı adımlarla asansöre doğru giderken koridorun uzağından gelen Tuncer'i gördüm ve köşedeki personel odasına girip kapıyı kapattım. Adım sesleri uzaklaştığında kapıdan tekrar kafamı uzatıp etrafı kontrol ettim.
Yekta.
Tuncerin burda olması Yekta'nın da buralarda bir yerde lduğu anlamına geliyordu yani ekstra dikkatli olmam gerek.
Kendi kendime dikkatli olmam gerektiğim konusunda uyararak asansöre binmiş ve zeemim kat düğmesine basıp aşağıya inmeye başlamıştım.
Zemin kata indiğimde dikkat etmem gerektiğini tekrar tekrar kendime söylüyordum çünkü etrafta sanki normal hastaymış gibi duran korumalar vardı.
Tamam arkadaşlarım o kadar da salak değil ama bu ne ya naz daha iyi dizginlerdi beni bu yüzden salakalar.
İç Ses: Arkadaşlarını ne kadar seviyorsun sen öylee
İç sesime bu sefer karşılık vermeyip zemin katta ki personel odasına girdim ve üzerime hademlerin giydiği üniformanın ceketinden giydim. Elime içi dolu çöp poşetlerinden alıp dışarı çıktım korumaların yanından geçerken kafamı hafifçe eğip saçlqarımla yüzümü kapattım.
Dışarı çıktığımda kuytu bi yere geçiip eliimdeki poşeti koydum üstümdeki hademe ceketinide çıkardım ve hızlıca hataheneden çıktım.
10-15 dakija içinde hastahanedne baya uzaklaştığımı fark ettim. Aklıma Alisa geldiği için hemen telefonumu cebimden çıkardım onu aradam diğer yandan yavaş yavaş yürümeye devam ettim.
Alisa:Alo mon cherie bir şey mi oldu?
Tuana:Sanrım ne olmadı diyecektin alisim
Alisa:N'oldu tuana, sana birşey mi oldu yoksa
Tuana:Bingo o baran iti ve kardaşi toplantı yerinde beni vurdular ama sorun şu ki ben oraya üst düzey bir korumaya yakın koruma sağlamıştım.
Alisa:Ne düşünüyorsun peki çükü bunu onların yapmasının o kadar güvenlik sağlanmış bir yerde yapmasının imkanı yok.
Tuana:Aramızda bir hain var alisa ve ne yap, ne et ban o haini bul şeye de haber ver muhtemelen şuan gözler benim üstümde dika çekmeyelim.
Alisa:Tamam dikkat et
Deyip telefonu kapattı. bende yürümeye devam ederken yavaş yavaş dikiş yerlerim sızlamaya başladı bende bir ağaca yaslandım. Ağrı hafifleyince yürümeye devam edipp bir sokağa girdim fakat dayanılmayacak kadar hatta daha fazla olan bir ağrı saplanınca duvara tutundum kafamı kaldırınca fark ettiğim şey ise bir çıkmaz sokakta tek başıma olduğumdu.
Artan ağrıyla elimi yaramın üstüne götürdüm ve hissettiğim ıslakla elimi çektim yaram kanıyordu.
duvara tutunarak geldiğim yönü geri dönmeye başlamıştım ki gözüm karadı ve kendimi yerde buldum.Gözlerimi hafif arladığımda siyah maskeli yüzünün hiçbir yeri gözükmeyen birini gördüm ve bana
?: Bu bir kabustu prenses güzel yüyalar görmen dileğiyle,İyi geceler
dedi ve ben bana huzur veren ve kaderimin her saniyesine işlenmiş olan karanlığı kucakladım.
yeni bölüm geldiiii
sonunda diyen sevgili okuyucum inanbende sonunda diyorum çünkü kitapped bölümü yayınlamam rağmen kaydetmediği için gecikti ama emin ol bbundan sonra gelen ard arda bölümlerele telafi edicem.
Yekta ne ayak?
Tuana'nın şey dediği kişi kim?
Gizemli adam kim?
Naz kim?
yeni bölümde görüşeceğiz sevgili okurum.
O zaman kadar benle ve kitaplarla kal!
hoşçakal...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |