Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@uconlukdelikanli

Gözümü bir açtım telefonun alarmı deli gibi çalıyordu. Telefonumu elime aldım alarmı susturdum . Sonra ekrandaki fotoğrafa baktım . İçimde bir sızıyla küfrede küfrede kalktım.

Ben yatar yatmaz alarm çaldı sanmıştım.Ama uzun süre sonra ilk defa bu kadar kesintisiz uyuduğumu fark ettim. Sabahın 6 sıydı. Bu saatte kendiliğimden kalkardım askeriye başladığımdan beri bugün bir ilkti . Elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım . Kendime bir kahve yaptım . Açık mutfak ufak salon gibi bir odası olan bir yerdi birde yatak odası vardı salonla çok işim olmuyordu . Sadece kahve yapıyordum. Duş alıyordum ve uyuyordum. Benim için buranın öyle ev gibi bir anlamı yoktu. Kahvemi alıp dışarı çıktım. Komutanın hala orda olduğunu gördüm. Kahveyi hep fazla yapardım. Elimdeki fincanı ona uzattım.

"İçermisiniz bilemedim ama" dedim

Sadece kafasını salladı elimdeki bardağı aldı.

"Kendine yapmadın mı "dedi .

"Sizi rahatsız etmek istemem komutanım ondan yanıma almadım " dedim ."

"Sorun değil oturabilirsin" dedi

Başımla tamam der gibi sallayıp içerden kahvenin kalanını aldım. Bir türlü tutturamıyordum ölçüyü aslında ölçmüyordum göz kararı su koyuyordum hepte kalıyordu çoğu zaman kalanlarıda içiyordum. Sigaramı çıkartıp onada uzattım aldı. Sigarasını yavaş ama derin bir duman çekti ciğerlerine , salarkende öyle telaşsız gözüküyorduki sanki uyuyordu . Hiç birşey konuşmadan kahvelerimizi bitirdik . Ben konuşmak istiyordum . Ama konuşamıyordum. Oda hiç konuşmak ister gibi değildi.Öylece bakakaldım.

Gece'den

Ekip , abim ve bir kaç komutanım hariç beni kimse bilmezdi. Yüzümü gören yoktu. Ama onun görmesini istiyordum. Maskesiz gezip gülüşümü görmesini istiyordum.İçimdeki bu telaşta neyin nesiydi..İlk geldiğimden beri çok kötü durumdaydı. Sonunda dinlendiğini gördüm. Ben başka birşeyler vardır diye düşünmüştüm. Ama o benim rekorumu kırmaya çalışıyormuş. Bu tam bir deliydi ,hırslıydı , vatanını seviyordu. Bize 6 incı olucak gibi duruyordu.

İstermiydi acaba bize katılmayı istemese bile ben istiyordum oda kabul edicekti. Mecburdu. En çokta okıvırcık kuzgun siyahı saçlarını görmek için sabırsızlanıyordum.

"Eylül"dedim. Merak ediyordum. Asker olmasının canını vatan uğruna vermesinin sebebini ama anlatırmıydı bilemiyorum .

"Efendim komutanım." Dedi.

"Neden asker oldun." dedim. Sustu .
O kadar sustuki konuşmaktan yorulmuş gibi anlatmaktan sıkılmış gibiydi. Sigarasını çıkardı. Bir tane bana uzattı bir tane kendi yaktı. Son nefesini alır gibi sigaranın dumanını içine çekti. Sonra yüzüme uzun uzun baktı.

"Öyle anlatılcak birşeyim yok olmak istedim oldum. Dedi.

Yalandı çok belli ediyordu yalan söylerken yalan söylemeyide bilmiyordu. Farkettirmeme çalışıyordu ama yalan söylediğinde sol bacağının dizinin üstünü kaşıyordu. Bunu "sadece kendimle ilgiliyim komutanım "dediğinde de yapmıştı. O zaman emin olamamıştım ama artık emindim.

"Ailen karşı çıkmadımı"dedim.

"Benim kimsem yok komutanım " dedi.

İlk defa bu kadar yok olmak istedim. İlk defa zamanı geriye almak istedim. Ne öğrenmeye çalışıyorsun Gece neyi merak ediyorsan onu sorsana ,kızı üzüyorsun diye kendime kızarken yüzüne baktım. Bu durumu toparlamam gerekiyordu.

" Üzgünüm ben bilmiyordum . " dedim.

"Dosyama bakmışsınızdır diye düşündüm komutanım"dedi.

"Bakmamıştım ama bugün ilk işim o olucak bir daha bu duruma düşmek istemiyorum " dedim.

Birşey demedi sustu sustu. Sigarasını bitirdi kahvesinden son yudumu aldı. Hafiften hareketlendi gidicekti belliydi ama ben gitmesini istemiyordum. Bir sesler gelmeye başladı . Kafamı çevirdiğimde her zmaanki gibi Huysuz'la Bulut kavga ediyordu. Ben umursamadım . Ama Eylül bilmediği için bana dönüp;

" Komutanım arkadaşlara bakmıcazmısınız ." Dedi.

Hep böyleler diyip kızı korkutmak istemiyordum. O yüzden yavaşça hareketlendim. Çoçukların kaldığı bölüme doğru ilerledim . En uzun yolculuğumdu gitmek istemediğim bir yerden gitmek için kalkıyordum. İçeri girip kapıya sertçe vurdum . Hepsi birden irkildi .Bağırmaya başladım. Benim gazabımdan korkuyorlardı ve şuan korkmalarının tam zamanıydı.Yaşadığım güzel bir anı bölmüşlerdi. Hızlı bir şekilde bu çoçukluklarından sıkıldığımı bunları bırakmaları gerektiğinin nutuğunu çekip direk dışarı yöneldim. Bulunduğumuz yere gelen davetsiz bir misafirle oynuyordu. O an anladım bu kızdan olurdu. Seslenmeden yanlarına doğru ilişip ufaklığın başını okşadım.

"Tanıştınız mı komutanım ."dedi.

Hayır anlamında başımı salladım. Oda beni onayladı. Çoçuksu bir edada bana gülümseyerek,

"Adını öğrenmeniz lazım ama komutanım . "Dedi.

Komik bir sırıtma vardı yüzünde muzur çoçuklar gibiydi.

"Neymiş adı söyle bakalım. "Dedim.

"Gece" dedi ve gülümsemeye başladı.

Bir an sinir olsamda kapkara olan bu ufaklığa daha yaratıcı bir isim bulamazlardı .

"Benim adım Gece değil , o yüzden sorun yok . "Dedim .Biraz sinir olmuştum ama belli etmemeye çalışıyordum. Sinirlendiğini farketmiş olucakki hemen konuşmaya başladı.

"Ama ben adını değiştiriyorum komutanım kara olsun. Hem bakın kara deyince tepki veriyor."dedi.

 

Sırf ben küçük düşmeyim diye buraya geldiğinden beri adı gece olan köpeğin adını değiştirdi.

Gülümseyerek başımı salladım. Köpeği biraz daha sevip artık gitmem gerekiyordu. Yapılcak bir sürü işim vardı . Ona dönüp "Benim biraz işlerim var sonra görüşürüz ." Dedim.

Ben neden bunu bildiriyordum anlamıyordum ama bildirme ihtiyacı duyuyordum . Hatta ne yapıcağımıda söylemek istiyordum. Oda gülümseyerek başını sallayıp hareketlendi. İkimizde kaldığımız yere dönüp hazırlandık . Ben biraz onun bal rengi gözlerini düşünürken oyalanmıştım. O ise hemen hazırlanıp çıkmıştı. Kapının kapanma sesinden anlamıştım. Ali komutanın yanına gitmem gerekiyordu. Birde bugün Eylül'ün dosyasına bakıcaktım.

Kapıda çıktığımda postallarını bağlamak için oturmuş didiniyordu. Bu kadar zayıf olması beni biraz düşündürsede çok iyi olduğunun gerçeğini değiştirmezdi. İyice eğitim alması lazımdı . Onu bu halde dağlara çıkarırsam sonu ölüm olurdu. Başımla selamlayıp işlerimi halletmek için çıktım . Burda kalırsam gitmek istemicektim gitmesine musade etmicektim. ilk olarak Ali komutanın yanına gittim. Kapıyı çaldım içeri girdim elimi kebime yerleştirip,

"Ömer Öztürk , Ankara " diye tekmilimi verdim. Beni eğiten komutanlardan biriydi adımı kim olduğumu bilirdi.

" Gel ömer otur ." Dedi.

Başımla onaylayıp oturdum.

"Komutanım izniniz olursa dosyaları incelemek isterim."dedim. Tek onun dosyasıydı ama belli etmemem gerekiyordu. Ki etmiştim.

"Sadece Eylül'ün kini getirtirim ben sana."dedi. Bıyık altından gülüyordu.

Konuyu değiştirmem gerekiyordu.

"Siz beni çağırmıştınız komutanım. Bende Eylül'le ilgili görüşcektim. Çok hırslı , çok istiyor bir yerelere gelmeyi ama çok duygusal üzülmesini istemem kızım gibi benim , Onu götürceksen bana söz vericeksin kılına zarar gelmicek seni mesul bilirim Ömer ."

"Ona zarar gelmicek komutanım , onu götürücem ama bizimle çıkmasını istemiyorum. Daha çok yol kat etmesi lazım . Sper olmasını istemiyorum. Sizin kadar bende önemsiyorum. " dedim.

Duygularımı komutanın önünde açmam gerekiyordu. Çünkü kızı gibi gördüğü birine birşey hissediyorsam bilmesi gerekiyordu. Onu o maskenin altında ilk gördüğümde aldım evim olucak o benim. Birşey demedi düşüncelere daldı. Bu durum da sıyrılıp komutan postasından dosyayı istedi.

Dosya gelene kadar bir şey demedi. Dosya bana uzatırken bırakmadı.Gözüme öyle bir baktı ki yavrusundan koparıyorum gibiydi. Konuşmadı ama birşey söyleme gereği duydum.

"Bana emanet komutanım" dedim.

Kendimden emin bir şekilde başını salladı. Dosyayı bıraktı . Kaldığımız bölüme ilerleyip beni bekleyen time baktım. Onlara eğitim verip gönderdim. Biraz itiraz etselerde gitmeleri gerekiyordu. Kendi kendime kalmam o dosyaya bakmalıydım. Eylül nerdeydi acaba aklıma düştü. Sonra kendime bir kahve yaptım suyumu alıp dışardaki masaya oturdum. Dosyayı açar açmaz fotoğrafına baktım. Kıvırcık asi kuzguni siyahı saçları bal rengi gözlerinle o kadar bitik duruyordu ki hayatta heveslencek bir şeyi yokmuş gibiydi. Adı soy adını biliyordum. Sonra askeri araştırma bölümüne geldim. Yaptıkları bir kazada annesini ve babasını kaybetmiş başkada kimsesi yokmuş. O an içim içime sığmadı neden hevesinin gittiğini neden öyle hüzünlü baktığını anladım. Kimsesiz olduğu için askerdi. Ben onun kimsesi olursam belki gitmek istemezdi. Benimle kalırdı. İzmirliymiş belliydi zaten güzelliğinden babadan kalma evinde yaşıyormuş asker olmadığı zamanlarda ama 4 senedir hiç gitmemiş . Eğitimleri dereceleri filan vardı sayfalarca ama onunla ilgili başka birşey yoktu. Dosyayı kapatmadan önce içindeki fotoğrafı aldım. Böyle komutana teslim edemezdim bir askere bırakmam lazımdı. Geri dönüp dosyayı teslim ettim . Eylül'ü aramak için çıktığımda Ankara'daki komutanım arıyordu.

"Emredin komutanım ". diye açtım .

"Gece timi topla göreve gidiyorsunuz." Dedi.

Cevap beklemeden kapattı. Bu demektiki Ankara' ya dönüyoruz. Çoçuklara haber vermeye giderken onu gördüm. Hemen yanına gittim. Ne diceğimi bilemeden.

"Nasılsın asker ."dedim.

"Sağolun komutanım"Dedi .

"Biz gidiyoruz artık ".dedim.

Yüzüme üzünlü bir şekilde baktı. Maskesi olduğun için tam ne ifade verdiğini göremiyordum ama gözleri birşeyler vardı çok belli ediyordu.Bir hışımla bana ;

"Nereye gidiyorsunuz komutanım. Dedi.
Çoçuklarda onu duyunca bize doğru yaklaştılar.

"İlk önce Ankara ordanda nereye derlerse oraya duydunuz sizde arkadaşlar toparlanın." Diyip sözlerime devam ettim.

"Merak etme yakında görüşücez ama burda değil. Dedim.

Anlamadı anlamak istemedi odak noktası neden gittiğimizdi . Ama biz böyleydik bir vardık bir yok. Kendide çıkarsa böyle olucakta ama bilmiyordu.

"Tamam komutanım."Dedi. Sesi üzgün terkedilmiş bir çoçuk gibi çıkmıştı. Ben başımla selam verdim toparlanmam lazımdı. Nasıl olsa görev dönüşü orda olucaktı.

Kaldığımız bölüme ilerlerken Ali komutana uğrayıp vedalaştık.Ordan eşyalarımız toplamaya gittik. Eşyaları toparlamamamız 20 dakikamızı almamıştı . Bu durumlara alışkındık. Yavaş yavaş dışarı çıkarken masada oturmuş bizi bekliyordu . Onuda götürürüz belki diye bakıyordu. Hepsiyle tek tek vedalaştı. Elini uzattığında şaşırdım komutan olduğumdan bu zaman kimsenin elini sıkma gereği duymamıştım. Elimi çekine çekine uzattım.

"Tanıştığımıza çok memnun oldum komutanım. Rabbim ayağınıza taş değdirmesin. Önce Allah sonra birbirinize emanetsiniz ."Dedi.

 

Bir abim kurardı bu cümleleri bana bilirdi birgün gelmiceğimi duygusallıktan yapardı. Peki bu neydi şimdi.
"Sağol Adsız .Sende kendine iyi bak . " Dedim ve yürüdüm. Helikopter alanda bizi bekliyordu. Herşey hazırlanmıştı. Ama ben o tuttuğum elde o bal rengi gözlerde kalmıştım. En zor görevim olcaktı. Ardında biri bırakmak bu kadar zormuydu.

Pistte geldiğimizde arkama baktım gelmesini bekliyordum . Ama neden gelicekti. Helikoptere bindik havalanmaya başladığımızda onu gördüm koşmuştu dizlerini tutuyordu . Birşey mi dicekti. Yoksa öylesinemi gelmişti. Bunu öğrenmek için beklemem gerekiyordu.Ankaraya varmıştık . Ekipmanlarımızı hazırlarken vakit biraz geçmişti. Komutanla görüşüp görev yerimizi öğrenip yola çıkıcaktık. Bizi götürmek için helikoptere bindim. Çoçuklar aralarında sohbet ederken benim aklım kuzgunideydi. O yüzden sessizdim .Telefonun sessiyle dikkatim dağıldı . Öyle çok mesaj gelmezdi ekip burdaysa hiç gelmezdi. Şaşırmıştım . Bir numaradan bir mesaj vardı.

05** *** ** **
-kokutanım

-özür dilerim yanlış oldu komutanım demek istemiştim.

-kimsin?

-bir adım yok .

Diye mesaj geldiğinde onun olduğunu anlamıştım.
-Eylül

-Adsız komutanım öğrenin artık.

Dediğinde gülümsemiştim ve birazcık olsun bizden bir umudum olmuştu. Şu 3 4 günlük sürede bu kadar birşeyler hissedebileceğimi bilmiyordum. Ama korkuyordum.

 

 

Loading...
0%