

En sonunda evime varmış,odamdaki yatağımda bir o tarafa bir bu tarafa dönmeye başlamıştım annem nevresimleri daha yeni yıkamış olacakki,lavanta kokusundan burnum ve boğazım yanmaya başlamılştı.Bu da daha sinirli olmam için geçerli bir sebebti. Sürekli ama sürekli aynı şeyleri düşünüp duruyordum.Dün gece tanıştığım çocuğu,
Dün karşılaştığım çocuğu düşünüp,konuştuğumuz şeyleri tekrar tekrar beynimden geçiriyordum.
EREN ,EREN,EREN,EREN,
Kimdi bu çoçuk ve ben niye ergenler gibi bu çocuğu düşünüp duruyordum.
Gece karanlıkta bana bakışını,gözlerinin derin mavi parlaklığını ,yanaklarında bulunan o derin güzel iki gamzeyi ,bana gülümserken gösterdiği bembeyaz ve keskin düzgün dişlerini,sarı ve kahverenginin harika bir uyumuyla harmanlanmış yumuşacık görünen saçlarını, düşünüp duruyordyum.
PEKİ niye bunları düşünüyordum,çünkü durduk yere bu hiç tanımadığım herif otobüs garında bana ilan 'ı aşk etmişti,
Gerçek olamayacak kadar saçma ve güzel bir ilan' ı aşk dı.
Offf ,uyu Asya ,çocuğun numarası bile yok sende ,hayır o salak da sana aşığım deyip,numaramı bile istemeden defolup gitmişti.Bu da daha çok sinirlenmemi sağlıyordu.
Acaba sarhoş muydu,kesin öyledi yoksa o kadar yakışıklı bir çocuk bana asla bakmazdı.
Aslaaaa niye durduk yere hiç tanımadığım biri bana aşık olsun ki,bu çok saçma, diye kendi kendimi avutup duruyordum.
Ama bu onu hala düşünmeme engelmiydi,kesinlikle hayır ,
Nasıl bitecek bu gece diye kendime söylendim aşrı uykum vardı ama kalbim ve beynim uykuya dalmama kesinlikle karşıydı ,delinin biri, bir kuyuya taş attı çıkar çıkarabilirsen şimdi,hem iki milyonluk bir şehirde birdaha ne zaman onu göreceğimki,
Evet bu anektot üzerinden devam etmeliyim diye düşünmeye başladım,bir daha onu nerede göreceksin Asya,muhtemelen şarhoştu, kendinde değildi ve öylesine saçmalıyordu.
Aman be bu gece hayal kurup, yarın onu unuturum diye ,kendimi avutmaya başladım,
Nerereden çıktı bu,gamzeli, sarışın bilmiyorum ki
Aman yaaa offff ,düşünme düşünme yat uyu ,yarın bir sürü işin var diye kendime telkin veriyordum.
Yarın ilk iş bulmam gereken başka bir yakışıklı, asi, beyefendi vardı.Ve onu bulunca öyle bir benzemeliydim ki 4 yıldır aramalarıma niye cevap vermeyip beni görmezden geldiği sorup bir daha asla böyle birşey yapmamasını sağlamalıydım.
Bunları düşünürken gün nihayet doğmuştu, Mutfaktan gelen seslere kulak kabartıp yatağımdan kalktım, mosmor gözlerle ayaklarımı sürüye sürüye mutfağa girdiğimde annemi, ocağın başında kızartma yaparken bulmuştum.Onu böyle okula gitmeden önceki anılarım canlanmış, kalbim yumuşamıştı,
Günaydın anne deyip yanına yaklaşıp yanağına büyük bir öpücük kondurdum.
Bana bakıp, iyice süzdükten sonra gözlerimin altındaki morlukları fark etmiş olacak ki,hayırdır dün gece çok mu? telefonla uğraştın,gözlerin kan çanağına dönmüş, göz torbaları sarkmış,kızım demesiyle gözlerimi devirdim.Sağol Anne, sağol,deyip mutfak masasına doğru yöneldim.
Hayır ,telefonla falan oynamadım.Sadece yerimi yadırgadım herhalde, deyip yemek masasına oturup bir bacağımı diğer bacağımın altına koydum, elimdeki çatalla masadaki kahvaltılıklardan, tabağıma koymaya başladım.Yan tarafımdaki çaydanlığa uzanıp aldım. Ben tam çaydanlıktan bardağıma çay dökeceğim sırada mutfağa erkek kardeşim ve dün gördüğüm gamzeli beyefendinin girmesiyle olduğum yerde donup kalmıştım.
Ağzımda peynir ,elimde çaydanlık altımda pembe ayıcıklı eşortman üstümde ozon lekeleri olan eski bir tşört,saçlarım dağınık,göz altlarım morarmış bir halde ,kardeşime ve yanında kapının yanındaki buz dolabına yaşlanmış bana bakan ve gülümseyip 32 dişiyle ,gamzelerini gösteren beyefendiye gözlerimi dikip bakıyordum.Öldürün beni diye içimden, kendi kendime söylendim.
Kardeşimin abla ,demesiyle gözlerimi Eren 'den ayırıp ,kardeşime diktim.
O daha konuşamadan,nerelerdeydin senn!!! Diye ona bağırmıştım.
Bunu sormamla, omuzlarını silip sanki hiç bir şey olmamış gibi, 4 yıldır ortalıktan kaybolmamış, aramalarıma hiç cevap vermemiş, bir kere bile arayıp ben iyiyim, sağlıklıyım, veya güvendeyim, dememiş ve birden okulum bitip evime döndüğümde onu karşımda görmem gayet normalmiş gibi beyefendi, gayet sakin ve rahat bir şekilde kahvaltı masasındaki sandalyeyi çekip,oturdu önündeki bardağı bana uzatıp çayy diye bağırdı.
Öldürürüm ben bu coçuğu demiştim ki gözlerim yaşarmaya başlamıştı.Sağlamdı, sağlıklıydı, şimdide karşımdaydı omzumdan büyük bir yükün kalktığını hissedip, annemin tepkisini görmek için Anneme döndüm.
Ne zaman geldi bu ,diye sinirle bağırmaya başlamıştım.
Annem ,dün geldi kızım deyip gözleriyle kardeşimin yanında oturan Eren 'i işaret etmişti .
Doğru bügün evimizde misafirimiz vardı. Ve her Türk ailesinde olduğu gibi misafir varken hiçbir sorunumuz yokmuş gibi davranmamız gerekiyordu.ama Allah biliyor' ya bu Eren denen çocuk ,evden çıkar çıkmaz kardeşimi Allah yaratmış demeden ,evire çevire dövmem gerekiyordu.Sonra da ona sıkı sıkıya sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamam gerekiyordu.
Annemin gözlerinden ,sonra kızım sonra birbirimizi yeriz şimdi zamanı değil cümlesini hiç söylemesine gerek kalmadan anlamıştım.
Ardından sakince kardeşime dönüp tekrar,ama bu sefer sesimi daha sakin bir şekilde çıkmasına özen göstererek ,beyefendi acaba şimdiye kadar nerelerdeydin? Beni aydınlatır mısın? Canım kardeşim, diye sormuştum.
Bunu yapmamla yanında kahvaltı masasında oturup,bir bana birde ,kardeşime göz atan Eren ,in derin kahkahası gergin ortamı bozmuştu.
Birden ona bakıp ,hoş geldiniz,ama siz kimsiniz diye soru sorma gafletinde bulunmuştum.
Oda bana bakıp,
Ben kimmiyim,dün gece otobüs garında karşılaşmıştık unuttunuz mu? Asya hanım deyiverdi.
Bunu demesiyle annem ve kardeşim ,ne cevap vereceğimi merak edercesine gözlerini bana dikmişti.
Bende omuzlarımı silkip sanki hiç birşey olmamış gibi tekrar yerime oturup,tabağımdaki kahvaltılıkları tek tek yeyip,
Öylemi? Ben neden hatırlamıyorum o zaman dememle,
Gözlerindeki parıltı artmıştı , bana bakıp öyle mi?
Ama ben seni gayet ,iyi bir şekilde hatırlıyorum Asya ,
Demesiyle yediğim zeytin boğazıma kaçmıştı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |