@ugurluay
|
Birce huzursuzca yerinde kıpırdandı. Gözlerini ovuşturarak uyanmaya çalışırken başında hissettiği sıcaklık ile biraz olsun vücudu gevşedi. Saçları şefkatle okşanıyordu. Gerinerek esnerken gözlerini yavaşça açtı. Bakışları Emre’nin gülen gözleriyle karşılaştığında ilk önce dudakları kıvrılarak yüzünde keyifli bir gülümseme oluştu. “Günaydın.” Dedi adam ona tebessüm eden bir suratla. Birce de ona “Günaydın.” Diyerek karşılık verdi. Hala rüyada olduğunu düşünüyordu. Ta ki adamın eğilerek kızın yanağına minik bir buse kondurduğu ana kadar her şey bulutların üzerindeymişçesine yaşanmıştı. Birce yanağında hissettiği sıcaklığın gerçekliğini kavradığında ise gözleri irileşerek adamı geriye doğru ittirdi. “Emre.” Diye can havli ile haykırdı. Adam beklemediği bu tepki karşısında bir an afalladı. Birce ayağa kalkıp korku dolu gözlerle adama bakarken etrafına bakındı. “Neredeyim ben? Burası neresi?” dedi hızlıca. Burayı bir yerden hatırlıyordu. Ama nereden? Etrafı süzmeye devam ederken en son neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Yaşananlar belli bir yerden sonra adeta beyninin içinde silinip gitmişti. Cama doğru kafasını döndürdüğünde güneşin çoktan doğduğunu fark etti. “Eyvah babam.” Dedi. Emre onun endişesini anladı ama kendisine gelmesi için fırsat tanıdı. Birce’nin zihni netleşmeye başladığında yavaş yavaş her şeyi hatırlamaya başladı. Odanın içinde bir ileri bir geriye doğru volta atmaya başlamıştı. Bir anda adama dönerek gözlerini kıstı. “Sen dün gece beni kaçırdın mı?” dedi hala bir rüyanın içinde sıkışıp kaldığını düşünecek kadar iyimserdi. Adam onun tehdit eden bakışlarını görmezden geldi. Kızın dibinde biterek ellerini onun beline doladı. “Galiba evet hayatım, seni kaçırmış olabilirim.” “Sen kafayı mı yedin Emre?” diyerek onun kollarından kurtulmaya çalışarak çırpındı. “Ne yaptığını zannediyorsun?” “Kafayı yemiş de olabilirim? Ama baban bana başka çare bırakmadı? Ne yapsaydım Birce babanın seni kolundan tutup götürmesine seyirci mi kalsaydım?” “Bulduğun çözüm bu mu yani? Aman ne güzel? Şimdi sayende işler daha da çıkılmaz hale gelecek? Hem burası da neresi?” “Burayı bu kadar çabuk mu unuttun güzelim? Uğruna öğrenmek için ne kadar da çabalamıştın oysa.” Diyerek gözünü bir odağa sabitledi. Birce adamın ne dediğini anlamak adına onun baktığı yöne gözlerini çevirdi. Ve orada gördüğü şey zihninin daha da netleşmesini sağladı. “Fotoğraf, baraka…” dedi fısıltı halinde. Günlerce Emre’yi aradıktan sonra onu bulduğu yerdi burası, Bertan’ın barakası. Ama neden buraya gelmişlerdi ki? “Beni burada bulmuş ve kendime getirmiştin. Şimdi de ben seni kendine getirmek için buraya getirdim. Senden sadece bir gece istiyorum Birce. Bu gecenin ardından eğer ki yine geri dönmek istersen, yanımda kalmak istemezsen sana söz olsun seni kendi ellerimle babana götüreceğim ve tüm suçlunun ben olduğumu açıklayacağım. Ama bana bu gece için izin ver. Senden başka hiçbir şey istemiyorum.” Dedi çaresizce. Birce Emre’nin birden duygusallaşmasına dayanamadı. “Şimdi söyle bana, bu gece benim yanımda olacak mısın? Bu fırsatı bana verecek misin?” dedi kızın gözlerinin içine uçsuz bucaksız bir denize bakar gibi bakıyordu. Birce günlerdir çektiği sıkıntıların ardından bu geceyi kendine de ona da hak gördü. Olan olmuştu artık, ha bir eksik ha bir fazla. Babasının hışmına da uğrayacaksa en azından bu gecenin ardından uğramaya razı olmuştu yüreği. Kendilerine hak gördüğü aşkın sunduklarını sonuna kadar yaşayacaktı. Çünkü aşk onların hakkıydı. |
0% |