@ugurluay
|
“Allah senin belanı versin Barkın.” Emre Birce’yi uzun süre seyretmiş ve yorgunluğu direnemeyen gözleri uykuya yenik düşmüştü. Sabahın ilk ışıklarında duyduğu çığlıkla korku ile yerinden fırladı. Bakışları dün gece Birce’nin uykuya daldığı yatağa ışık hızıyla döndü ama gözleri görmek istemediği bir gerçekle yüzleşti. Birce yatağında yoktu. Yere fırlatılan bir nesnenin sesini duyduğunda yüreği ağzında atarak koşarak salona yöneldi. “Birce.” Diye canı acırcasına bağırıyor ama ondan bir türlü cevap gelmiyordu. Salondan içeriye girdiğinde ayaklarının dibinde paramparça olmuş telefonu gördü. Başını kaldırdığında ise genç kızın dizlerini karnına çektiğini hıçkıra hıçkıra ağladığı manzarayla karşılaştı. Işık hızıyla koştu ve Birce’nin yanına gitti. Ansızın dizlerinin üzerine çöktü. Dokunmaya kıyamıyor adeta değdiği anda paramparça olacakmış gibi hissediyordu. Güçte olsa yapmak zorunda olduğunu hissetti. Onun kollarına yavaşça dokunarak varlığını hissettirmeye çalıştı. “Birce.” Dedi tekrardan sesini duyurup ona ulaşabilmek için. Birce başı önünde eğik dizlerini karnına doğru çekmiş ve kendisini dünyadan soyutlamış gibiydi. “Birce yalvarırım cevap ver ne oldu? Korkutuyorsun beni.” İki kolundan tutup şefkatle okşuyor kendisine bakması için çaba sarf ediyordu. Birce kollarındaki şefkatin ve sıcaklığın hissiyle gözleri kan çanağına dönmüş bir halde başını Emre’ye doğru kaldırdı. Hıçkırıklarının izin verdiği müddetçe bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. “Be-be-ben susamıştım.” Dedi. “Seni uyandırmak istemedim.” Bir yandan konuşmaya çalışıyor bir yandan da nefes almaya çalışıyordu. Az önce gördükleri nefesini bedeninden adeta kesip atmıştı. Nefes darlığı çekiyor üstüne gözyaşları ve boğazından firar eden hıçkırıklar ona hiç de yardımcı olmuyordu. “Tamam sakin ol güzelim ve ne olduğunu yavaş yavaş anlat. Derin derin nefes al ve sakin ol tamamı mı? Bak ben buradayım, senin yanındayım.” Diyerek saçlarını okşuyordu. “Emre, Barkın defalarca aramış, utanmadan defalarca bana mesaj atmış, hakkı varmış gibi nerede olduğumun hesabını sormuş. Söylesene ne hakkı var? Bana hesap sormaya ne hakkı var? O kim Emre? O adam dün gece sabaha kadar başka kızın kollarında sabahlarken bana ne demeye hesap soruyor?” Diyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti. Emre onun böylesine bir çıkmazda soluksuzca acı çekmesine, ağlama krizlerine girmesine dayanamıyordu. Onu böylesine bitiren adamın soluğunu kesip atmak istiyordu. Ona sarılıp teskin eder gibi sırtını sıvazladı. “Geçti güzelim sakin ol sen. O adi herifin hiçbir şeye hakkı yok Birce, sana bir daha yaklaşamayacak. İnan bana bu saatten sonra yamacına yanaştırmam herifi, sen buna izin versen de ben asla izin vermem.” Dedi güven verircesine. “O kız…” dedi tekrar nefesi daraldı ve konuşması kesildi. “Emre bir an onun ne dediğini anlayamadı ve kendisinden biraz uzaklaştırdı. Ne demek istediğini sorgularcasına manidar bir bakış attı. “O kız, Beril.” Dedi yanağından acı dolu bir yaş daha süzülüp gitti. Elinin tersi ile gözyaşlarını silkip duruşunu biraz daha dikleştirdi. “İkisinin sarmaş dolaş olduğu resimleri göndermiş Emre, Barkın’ın evindeydi o kız birlikte…” dedi ve devamını getiremeden bu defa daha şiddetli sarsılarak ağlamaya başladı. Öylesine bir acıydı ki bu gücü kalmamıştı genç kızın. Omuzları şiddetle sarsılırken gözlerinin siyahı kayıp gitmişti. Emre duyduklarına mı öfkelensin Birce’nin titreye titreye gözlerinin önünde ağlama krizine girerek kendisinden geçmiş olmasına mı paniklesin, bilemedi. Öylesine deli bir öfke sarıp sarmalarken, yüreği kollarında başka bir erkeğin acısı yüzünden kendisinden geçen arkadaşı için dağlanıyordu. Kader öylesine bir yerden sınıyordu ki onu Birce’nin dayanamadığı yerde yetişip sınavı geçmesi için yol açıyordu ona. Ama Emre o kadar güçlü müydü o bile artık bilmiyordu bunu? Emre’nin sesi korkuyla “Birce.” Diye yükseldiğinde odanın içinde acı yankılanıyordu. “Yalvarırım aç gözlerini Birce. Ne olur ses ver, bana bak güzelim, kendine gel.” Diye yüzünü ufak dokunuşlar ile sarsıyor kendisine gelmesi için adeta yalvarıyordu. “Ne olur Birce kendine gel.” Diye gözleri buğulanan adam kollarındaki Birce’nin yarı baygın haline bakarak isyan edesi geliyordu. Bu kızın bu hale gelmesi hak mıydı? Reva mıydı? |
0% |