Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.BÖLÜM

@ugurluay

“Yarım kalmak ne demek?”

Geçmiş Zaman

Kapının zili çaldığında hızlı adımlarla kapıya doğru koşmuştu Verda.

“Kızım dur koşmasana düşeceksin şimdi.” Diyerek arkasından gelen annesine aldırış etmedi küçük kız. Günlerdir taşınmak için annesiyle birlikte evlerini toparlıyorlardı. Çok yakında taşınacaklardı. Görev sebebiyle şehir dışına çıkmış ve üç haftadır sadece telefon ile görüştüğü babasının geriye dönmesini heyecanla bekliyorlardı. Geriye döner dönmez çok sevdiği Poyraz ve Hale’nin hemen yan evlerine taşınacaklardı. Hale ve Poyraz’ın ailesiyle kendi ailesi gençlikten tanışıyorlardı. Poyraz’ın babası da kendi babası gibi polisti. Kapının zamansız çalması yedi yaşındaki küçük kızı heyecanlandırmıştı. Çünkü babası ona sürpriz yapmış ve daha erken gelmiş olabilirdi. Annesinin tüm ikazlarına rağmen koşarak kapıyı açtı. Gözleri ışıl ışıl kapıyı açan kız karşısında Hale’nin ailesi Mesut amcasını ve Nurgül teyzesini gördüğünde yüzü bir an solsa da yapmacık bir gülümseme ile “Hoş geldiniz.” Dedi. Annesi Ceyda Hanım “Kızım kim gelmiş?” dediği an kapıya ulaştığında yakında komşu olacakları ve aile dostlarını gördüğünde bir an şaşırsa da “Hoş geldiniz.” Dedi. Ama onların yüzündeki acıyı gözlerinden okuyan Ceyda Hanım görüş alanını genişlettiğinde kapılarının önündeki ambulansı ve birkaç görevliyi daha gördüğünde bir an başının döndüğünü hissetti ve düşmemek için duvara tutundu.

“Nurgül.” Dedi sesi titreyerek gözünden bir damla yaş firar ederken eli korku ile kalbinin üzerine gitti. Solukları sıklaşırken kalbinin yerinden çıkacak gibi hızlı atmasına engel olamadı.

“Hayır.” Dedi dudaklarına elini götürürken parmaklarının canının acısına rağmen ısırdığını hissetmemişti. Çünkü yüreğinin kıyameti kopmuş ruhu alazlar içinde kalmıştı. Mesut başını önüne eğerek “Başımız sağ olsun.” Dediği an Ceyda Hanımın dudakları arasından acı içinde “Vedattt.” İsmi dökülüvermişti. Anlamını çok iyi bildiği ama kabullenemediği bir gerçek yüzüne öyle bir çarpmıştı ki yer ayağının altından kayıp gitmişti. Yüreği soluksuz kalan kadın daha fazla ayakta durmaya mecali kalmadığı için çöküp yere kalırken arkadaşı Ceyda Hanım kardeşim dediği kadını kolları arasına alarak sanki acısını geçirebilecekmiş gibi sakinleştirmeye çalışıyordu. Hiçbir söz, hiçbir hareket şu an onun çektiği acıyı yüreğinden söküp alamazdı.

“Vedat.” Diyordu “Beni nasıl bırakırsın? Dönecektin sen bize, bekle beni geri döneceğim demiştin? Gidemezsin Vedat, olmaz, bizi yarım bırakamazsın?”

Verda annesinin yere çöküşünü, gözyaşları içinde çırpınışına Mesut amcası ve Nurgül teyzesinin onunla birlikte hıçkırıklara boğulmasını şok olmuş bir şekilde sessizce izliyordu. Sağlık görevlileri gelmiş Ceyda Hanımı sakinleştirmek adına koluna sakinleştirici yaparken Verda gözleri kocaman açılmış öylece olup bitenleri seyrediyordu. Anlam veremiyordu bugüne kadar ölüm ile karşılaşmamış küçük kız. Zihninde annesini çılgına döndüren “Başımız sağ olsun.” Cümlesini evirip çeviriyor anlamlandırmaya çalışıyordu. Mesut amcası ne demek istemişti o cümle ile, hem babası neredeydi? Birlikte şehir dışında görevdeyken ne demeye tek başına gelmişti Mesut amcası, babasının işi biraz daha mı uzamıştı yoksa? Gelecekti değil mi? Hem neden gelmesin ki? Babaydı o? Babalar hep geriye dönerdi evlerine? Bir gün, on gün, ne kadar zaman geçerse geçsin babalar evlerine, çocuklarına mutlaka geri dönerlerdi değil mi? Annesi bizim yarım bırakamazsın demişti? Anlamamıştı Verda? Yarım kalmak ne demekti?

Loading...
0%