Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5.Bölüm

@ugurluay

5.BÖLÜM

(Şimdiki Zaman)

Verda kapının zilini çalarken sakin olmaya çalışıyordu. Poyraz’ı haftalardır görmemişken böyle bir karşılaşmayı hayal etmemişti. Dahası onu görmeden gidebileceğini düşünüyordu. Yanılmıştı. Poyraz hissetmiş gibi görevden erken dönmüş ve onun dibinde bitivermişti. Kapı açılınca karşısında gözleri kızarmış annesini görmek onu daha çok allak bullak etti.

“Annem.” Diyerek boynuna sıkıca sarıldı. Ne kadar zaman geçerse geçsin annesi babasının yokluğuna asla alışamamıştı. Yine hayat arkadaşını onu kaybettiği o günde nefes alıyor olmak zoruna gidiyordu.

“Verda’m.” Dedi kızının misler gibi kokusunu içine çekerek rahatladı.

Verda annesinden biraz uzaklaşarak elleriyle yüzünü avuçları arasına aldı. “Ağladın mı sen? İki dakika yalnız bırakmaya gelmiyor seni de annem.”

“Yok iyiyim kuzum sadece bugünü geçirmek her zaman ki gibi zor benim için.”

“Ama sana dedim kimseyi çağırma biz okuruz duamızı, her defasında daha zor oluyor senin için.”

“Vedat’ımın yakınlarıyla dua etmek bir yandan da beni rahatlatıyor be güzel kızım. Biz her zaman dua ederiz ama onun dostları akrabaları ile bugünü birlikte aile olarak geçirmek biliyorum ki babanın da mutlu olmasını sağlıyor. Bir yerlerden bizi izliyor. Ben Vedat’ımın hep bize gülümsemesini istiyorum güzel kızım.”

“Tamam annem, senin gönlün nasıl rahat edecekse öyle olsun. Ama biliyorsun beni ben içerideki o kalabalığa dahil olmak istemiyorum. Gücenmezsin değil mi?” dedi gözlerinin içine bakarak anlayış bekliyordu annesinden.

“Bu yağmurda ne yapacaksın kızım? Hem üstün başın da ıslanmış, bu halde çıkarsan hasta olursun.” Verda tam ağzını açıp bir cümle kuracak iken arkasından Poyraz’ın gür sesi kulaklarına dolup taştı.

“Müsaade ederseniz Verda’ya ben biraz hava aldırmak istiyorum Ceyda teyze.” Dedi. Kaşları çatılan kız hırsla başını adama döndürdü. Analam veremez bakışlarla onu süzerken Poyraz edepli bir şekilde Ceyda teyzesinin yanına giderek onun elini öptü.

“Poyraz, evladım sen ne zaman geldin? Annen geleceğini söylememişti.”

“Annemlere henüz haber vermedim Ceyda teyze, Vedat amcanın ölüm yıldönümünde sizleri yalnız bırakmak istemedim.” Dedi yandan sevdiği kıza bakarken “ Seni bugün asla yalnız bırakmam.” Der gibi bakmıştı. Genç kız gözlerini ondan kaçırırken Poyraz Ceyda teyzesine tekrar baktı.

“Müsaadeniz var mı Ceyda teyze, Verda biraz nefes alsın, biliyorum ki böyle zamanlar onun için içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor.”

“Haklısın evladım, onu çok iyi tanıyorsun. Gidebilirsiniz ama akşama geç kalmayın olur mu? Verda’nın bize açıklamak istediği şeyler var.” Dedi. Poyraz böyle bir şeyi beklemediği için şaşkınlıkla “Ne gibi şeyler.” Dedi.

“Bizde bilmiyoruz oğlum, Verda’da bana sabah söyledi. Biz de akşam öğreneceğiz.”

“Anne, Poyraz’ın katılmasını gerektirecek bir durum yok neden emrivaki yapıyorsun?”

“Kızım ne demek o öyle? Ailesi katılırken neden Poyraz katılamıyormuş?”

“Evet Verda açıklayacağın bu önemli şey benden gizli mi yoksa? Ne zaman ailelerimizin arasına gizli saklı şeyler girdi bizim.” Dedi ima dolu sesi kızın yüreğini sarsmıştı.

“Ah Poyraz ah!” diye geçirdi yüreğinden “Ah bir bilsen beni mahvedersin.” Diye söylendi yüreği.

“Neyse evladım siz çıkın akşam da geç kalmayın olur mu? Verda sen de bu halde çıkma üstün başın ıslanmış hastalanmanı istemiyorum. Poyraz evladım sen biraz bekle de Verda üstünü değiştirsin, kızım sana emanet oğlum. Dikkatli olun.” Diyerek içeriden ona seslenen Verda’nın halasına doğru yöneldi.

Verda kaşlarını çatarak “Niye peşimden ayrılmıyorsun Poyraz, ben seninle bir yere gelmek falan istemiyorum. Neden anneme öyle söyledin? Ben sadece yalnız kalmak istiyorum.”

“Seni ben ne zaman dinledim Verda? Hadi git içeriye üzerini değiştir seni arabada bekliyorum.”

“Duymuyorsun değil mi? Ben ne diyorum? Ne düşünüyorum? Ne hissediyorum? Umurunda değil değil mi?”

“Sen gözlerimin içine bakarak bana yalan söylemeye başladığın gün seni dinlemeyi ve sözlerini kale almayı bıraktım ben Verda? Üzerini değiştir ve gel seni arabada bekliyorum.” Dediği an telefonundan gelen mesaj sesi bir anda irkilmesine sebep oldu. Verda telefonu cebinden çıkarıp ekrana baktığında yüz hatları gerildi. Ondaki bu değişimi fark eden Poyraz gözlerini kısarak onun verdiği tepkileri izlemeye başladı. Verda ekranda gördüğü isim ile huzursuzlansa da mesajı hemen açması gerektiğini çok iyi biliyordu. Ekranda açtığı an gelen mesajı okudu. Numaralar yazıyordu ve hızla içeriye girmesi gerektiğini anladı. Kaybedecek vakti yoktu. Poyraz’ı bir şekilde atlatmalıydı ama bunu hemen yapamayacağını da biliyordu.

“Bekle beni hemen üzerimi değiştirip geliyorum.” Diyerek içeriye girmek için bir adım atmıştı ki ardından Poyraz’ın “Bir mesajın seni bu şekilde bana getireceğini bilseydim mesajı atan kişi ile iletişim kurar daha önce atmasını isterdim.”

“Ne demek istiyorsun sen?” diyerek adama bir hışımla döndüğünde genç adam kollarından tutarak içeriden birinin görüşünü engellemek adına onu duvara yasladı. Gözlerinde öfke, merak, kıskançlık ve bir sürü duyguyu aynı anda görebiliyordu.

“Ne işler çeviriyorsun bilmiyorum, ama öğreneceğim Verda. İşte o zaman gerçekten benden kork. Çünkü öyle bir saçmalıyorsun ki beni de kendini de bir çıkmaza sürüklüyorsun. Ne yaparsan yap şu gözlerinde gördüğüm aşkı silemezsin yüreğimden. O yüzden sakın bana inanmayacağım sözler ile gelme. Şimdi söyle o mesajı kim attı? Ne söylüyor?”

“Sen kimsin Poyraz?” dedi tutuşundan kurtulmaya çalışsa da buna müsaade etmeyen adam “Ben senin evleneceğin adamım.” Diyerek diretti Poyraz. Kız alay eden bir gülümseme ile ona bakarken “Öyle mi? Bundan benim neden haberim yok?”

“Verda, yapma. Damarıma basıp durma. Saçmalamaktan vazgeç artık bizi tüketme.” Dedi emredercesine. Kız adama yüzüne yaklaştırdı gözlerinin içine baktı.

“Sen var ya şu hareketinle artık benim hiçbir şeyim olamazsın”. Dedi ve bacak arasına diziyle sert bir darbe indirdi. Hissettiği acı ile iki büklüm olan adamın elleri özel bölgesine giderken acı içinde çıkan iniltiler ile yere çöktü. Verda ona doğru eğilerek kulağına fısıltı halinde konuşmaya başladı “Sen Poyraz Erturan bir daha sakın Vedat Karan’ın kızı Azelya’ya izni olmadan dokunma. Yoksa seni annenden doğduğun güne gözünün yaşına bakmadan pişman ederim.” Dedi öfkeden deliren kalbiyle onu iki büklüm yerde bırakıp gitmişti.

Poyraz canının acısıyla yerde sürünürken içten içe gülüyor “İşte benim Azelya’m.” Diyordu.

Verda hızlı adımlar ile içeriye geçmiş ve odasının kitaplığına yönelmişti. Mesaj Tezcan’dandı. Kitaplığından ezberlediği kitabı alarak hemen sayıları bir kâğıda yazdı. Ardından tek tek kitap ile ilişkilendirdiği sayfaların içindeki şifreleri çözerken kâğıda yazdığı adresi alarak kitabın içine yerleştirdi. Üzerini değiştirdi. Siyah tayt ve aynı renkte atlet giymişti. Üzerine ise beyaz bir gömlek geçirmiş başına da siyah bir şapka takmıştı. Koluna Poyraz’ın ona hediye ettiği kırmızı renkli bandanayı dolarken derin bir nefes verdi. Bu bandanayı ona üniversite şenliğinde almış ve kızın başına başını döndürücü bir yakınlıkla yaklaşarak takmıştı. Ben yokken yanında olduğu hisset diyerek takmıştı başına.

“Affet Poyraz yapmak zorundayım.” Dedi. Koluna sardığı kırmızı renkli bandana Poyraz’ı yanında hissetmesini sağlıyordu. Hazırlığını bitirip mesaj atılmış şifreli adrese doğru gitmek için evden ayrılmıştı. Arabasına giderken onu bir çift gözün uzaktan takip ettiğini bilmiyordu. Arabaya bindiğinde çantasını yan yolcu koltuğuna bıraktı. O esnada şifreyi çözdüğü kitap çantasının içinden düşmüştü. Gözleri düşen kitaba kayarken onu elleri arasına alarak sımsıkı tuttu. Her şey ne kadar hızlı alt üst olmuştu. Kitaba içi acıyarak derin bir şekilde bakarken eline geçtiği günü hatırladı. Tezcan’ın eline kitabı tutuşturup “Tercih senin.” Diyerek yanında ayrıldığı o günü asla unutamıyordu. Her şeyin yeni baştan başladığı o gün.

Loading...
0%